Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir? Yazılanlara cevap vermeden önce Sayın Abdulmelik beyin şu sözleri üzerinde gerçekten çok ama çok düşündüm.
(altın tepside zehiri içiriyorsun. Ve bu kibar dilin ile derdini anlatmayı başarıyorsun ama arka planda uygulamak istediğini pek ala kamufle edebiliyorsun.)
Sayın arkadaşım, eğer ben Rabbin kur’anda emrettiği bir şeyin tersini söylüyorsam ve kur’anda çelişki yaratmak için insanların beyinlerini bulandırıp rabbin kelamından uzaklaştırıyorsam, çok iyi biliyorum ki hem bu Dünyada hem de mahşerde cezaların en büyüğüne çarptırılacağım. Bu sözleriniz üzerine ancak şunu söyleyebilirim. Eğer amacım dine nifak sokmak, yani sizin deyiminizle altın tepside zehir aşılamak ise amacım, RABBİM HEM BU DÜNYADA HEMDE MAHŞERDE CEZALARIN EN BÜYÜĞÜ İLE BENİ CEZALANDIRSIN. Ya bu sözleriniz ile beni, düşünmediğim aklımdan bile geçirmeye korktuğum ve asla yapmadığım bir şey ile suçluyorsanız? Bunun da hükmünü Rabbim e bırakıyorum.
Ayetlerin Nüzul sebebi dediğimizde ne maksatla indiği, olayların sebep ve sonuç ilişkileri arasındaki nedenin ne olduğunu anlamak ve açığa çıkarmak anlamını taşır. Rahman zaten bazı ayetlerinde bunu gerekli gördüğünde kur’an içinde yapıyor. Örneğin peygamberimize eşi hakkında şikâyete gelen ve kendisine zihar eden kocasını anlatan, kadının sesini duydu ve ayetini indirdi diye açıklık getirir. Buna benzer çok açıklamalar vardır. Peki, neden hepsinde yoktur. Örneğin peygamberimize indirilen ve aile içinde eşlerinin hoşnutluğunu kazanmak adına bir helale haram dediği için uyarıldığı ayet vardır. Hatırlayın orada konu hakkında hiçbir açıklama yoktur, Hangi yiyeceğe haram demiştir peygamberimiz, olayın gerçekleştiği neden nedir açıklanmaz. Açıklanması gerekseydi elbette oda söylenirdi. Demek ki bazı olaylarda detay değil anlatılmak istenen ana konu önemlidir.
Allah Yunus suresinde şöyle seslenir bizlere.
( Sana vah yedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.)
Bu sözleri düşünelim. Gerçekten Allah bizleri ilgilendiren her konuda hükmünü vermiş, zaten ayette de verdiğini söylüyor. Tam burada şunu düşünelim, acaba Rahman hükmünü (HÂŞÂ) çok açık nakletmedi mi bizlere? Eğer bazı ayetlerin nedenleri, yani oluş sebepleri hakkında detay vermediğinde kur’anda, bizler bu ayeti olayın oluş sebebini bilmediğimizden doğru anlayamayız dersek bunu söylemiş olmuyor muyuz, sizce bunu söyleyebilir miyiz? Hani Rabbim hâkimlerin, ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısıydı? Bu durumda bazı ayetlerin iniş sebebi açıklanmamış olduğunda bizler tam anlayamıyor da birilerin açıklamasına ihtiyaç varsa, demek ki (HÂŞÂ) kur’anı anlamakta bir sorunla karşı karşıyayız demektir. İşte bazı müteşabih ayetlere bu yolla öyle anlamlar verilmekteki bahsedilen konuyla asla yakından bile bağlantı kuramazsınız. Örneğin hakka suresinde geçen (Allah'ın arşını sekiz melek taşır.) sözlerinden bakın aslında nüzul sebebi olarak nelerin olduğu söyleniyor diye yazılmış önce onları yazalım.
(nüzul sürecine baktığımızda Mekke müşrikleri kabeyi tavaf ederken 4 veya 6 kişi ile kendilerini taşıtarak en büyük güce sahip oldukları mesajını veriyorlardı Allah'u teala onların bu tavrına binaen Sizi 4 ve 6 taşırken benimde Arşımı 8 melek taşır mecazi söylemi ile En büyük olanın kendisi olduğunu belirtmiştir…)
Şimdide bahse konu ayetin öncesi ve sonrası ayetlere bakalım acaba bu açıklamayla yakından uzaktan benzeşme var mı?
15. işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).
16. Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.
17. Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
18. (Ey insanlar! ) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.
19. Kitabı sağ tarafından verilen:" Alın, kitabımı okuyun" der.
Ayetleri öncesine sonrasına baktığınızda kıyametin kopuşu anlatılıyor. Hesabın verileceği günün geldiği tasviri çiziliyor adeta beyinlerimizde. Şimdi sizlere şunu soruyorum Rabbim burada şuana kadar müteşabih bir konumda olan, yani manası daha açıklığa kavuşmayan arşı sekiz meleğin yüklenmesi örneğini, nasıl olurda kabeyi tavaf eden Mekke müşriklerini taşıyan 4 ve 6 kişinin güç gösterisi ile özdeşleştirir ve Rabbin arşı sekiz meleklere yüklendiğini sanki rahmanın bu cahillerle adeta yarışa girmiş gibi gösteririz? Yüce Rabbim asla böyle bir örnek, karşılaştırma yapmadığı halde nasıl olurda böyle bir karşılaştırmayı bizler yaparız. O müşrikler kim oluyor da Rabbim onları muhatap alsın. İşte nüzul silahı bakın nerelere götürüyor bizleri.
Allah bizlerin bilmesi gerektiği kadarını kur’anda anlatmıştır. Bunun tersini düşünmek kur’anı yeterli görmemekle aynıdır. Yalnız şunu düşünebiliriz ya da kabul edebiliriz. İndirilen ayetin mantığına ve vermek istediği anlama uygun bir olay ayet ile bağlantı kuruluyor ve anlatılıyorsa, bunda elbette hiçbir sakınca olamaz, yararlıdır da diyebiliriz. Günümüzde o kadar çok ayet nüzul silahıyla o kadar değişik anlamlara çekiliyor ki, işte bu bizleri rabbin doğru yolundan alıkoyuyor. Birçok müteşabih ayet bu yolla anlamlar veriliyor ve kendi inançları dine sokuluyor. Bu konu çok daha detaylı olduğundan buna değinmiyorum.
Son olarak şunu söylemek isterim. Bana isteyen istediği hakareti yapabilir, bu beni belki biraz üzer ama asla yıldırmaz. Lütfen şunu düşünün ben ne söylüyorum sözlerimi akılla mantıkla ve kur’an ile değerlendirin, daha açıktası beni Rabbin kelamıyla yargılayın, eğer ona zıt, ters bir şey söylüyorsam demek ki ben dine nifak sokmaya çalışan şerefsiz bir insanım demektir. Ben diyordum ki Rabbim her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim sizlere kur’anda, bu kitaptan sorumlusunuz diyorsa, Rabbim açıklamadığı izah etmediği hiçbir konuda bizleri sorumlu tutmayacaktır. Rabbim sizlere bu kitabı rehber, güneş, gönül gözü olsun diye indirip, sizler bu kitaba sarılırsanız bana ulaşırsınız diyor da ben o rehberin çizdiği yolu bulmaya çalışıyorsam, bu yolda çaba gösteriyorsam acaba benim yaptığım yanlış mıdır? Bunun tersini söyleyen beşer, eğer bazı şeyler kur’anda açıklanmamıştır, bazı ayetlerin detaylarını yani sebeplerini bilmediğinde asla anlayamazsın ne anlama geldiğini diyor da bunu ayetle hiç ilgisi olmayan sözlere bağlantı kuruyor da hiçbir kanıt olmadan bana sunuyorsa, ben nasıl olurda Rabbin onca sözlerine ters düşen, bahsedilmeyen hüküm verilmeyen bu sözlere inanırım? Anlatılan bilgilerin doğruluğunun garantisini Rabbim mi veriyor bunu hiç düşündük mü? Doğru olduğunu nereden biliyoruz da hiç şüphelenmeden inanıyoruz? Yüce Rabbim bir ayetinde apaçık ayetleri bırakıp, müteşabih ayetlerin ardına düşen ve onlara anlamlar verenleri anlatıyor ve onlara nasıl kızıyor hatırlayınız. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. Rabbim rehberinde bizlere iletilmesi gereken her şeyi ilettiği ve apaçık anlattığını söylüyor, daha açıkçası bu kitaptan soru |