Re: 63.haftanın misafiri ''haluk gümüştabak'' Tüm arkadaşlarıma sonsuz saygı ve sevgilerimi sunuyorum, Allah ın rahmeti ve bereketi üstünüze olsun inşallah. Sorularınızdan da anladığım kadarıyla benim kur’an dışından gelecek bilgilere kulağımı tamamen tıkadığımı düşünen arkadaşlarım var gibi geldi bana. Bu doğaldır alışa gelmiş kemikleşmiş bazı geleneklerin üzerine gitmek onu yargılamak toplumda her zaman iticilik yaratmıştır. Aşağıdaki yazacaklarımı söylediğim ve Rabbin ayetlerini hatırlattığım için birçok ehlisünnet inancına iman ediyorum diyen sitelerden atıldım ya da yazılarım silindi. Hâlbuki ehlisünnet demek peygamberimiz demektir, oda eşittir KURAN. Hatırlattığım ve yazdıklarım yalnız ve yalnız kuran ayetleri olmasına rağmen bu ayetlerin bulunduğu yazıların silinmesi çok düşündürücüdür. Eğer bu ayetler kafaları karıştırıyorsa demek ki inandıkları bilgiler yanlış demektir, bunun farkında olmayana elbette yapacağım hiç bir şey yoktur. Bunun hükmünü Rabbim e bırakıyorum. Tüm bu konularda hesabın görüleceği gün Rabbim aramızdaki bu tartışmanın hükmünü verecektir, ben Rahmana bırakıyorum.
Gelelim sorularınıza. Önce Hazan Mevsimi kardeşimizin sorusuna cevap vermek isterim. Birinci soru olarak bana şöyle sormuşsunuz? (Allah bizleri sadece Kuran'a uyup uymadığımız hususunda mı sorguya çekecek.) Aslında bu sorunun cevabını rabbim kur’anda vermiş benim ekleyecek hiçbir sözüm olamaz, bakın Rabbim bu sözü bu ayeti indirdikten sonra HÂŞÂ sözünden cayar mı? ( Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.) Peki, bu kadar açık ve net bir ayet varken, neden bu soruyu soruyoruz diye kendimize hiç sorduk mu? Bu çok önemli, eğer cevabını tarafsız bir şekilde verebiliyorsak her şey yoluna girmiş demektir.
İkinci soruya gelince. (Peygambere uyup uymadığımız sorulmayacak mı ?) Hemen kendimize bir soru soralım önce. Peygamberimiz nereye uymuştur? Elbette cevap olarak Kur’ana diyeceksiniz. İşte bizde aynı cevaptan yola çıkarak sizin sorunuza cevap olarak, kur’ana uyan peygamberine uymuş olur diyeceğiz. Peki, kur’anda peygamberinize uyun o ne verdiyse onu alın ayetleri ne anlama geliyor diye soracak olursanız elbette onunda cevabı vardır. Peygamberimiz o devrin hem devlet başkanı hem de Allah tan gelen ayetlerin tebliğ edicisi ve uygulatıcısıydı. Daha açıkçası o devrin başöğretmeni idi. Onun içindir ki ona uyulmasını emreder Allah, işini kolaylaştırmak ve kur’anı daha rahat tebliğ edebilmesi için. Biz ilkokula başlarken öğretmenlere eskiden öğrencinin yanında öğretmene, eti senin kemiği benim derdik ve çocuğumuzun kesin itaat etmesi için baskıda bulunurduk. Bunu söylemekle öğretmene çocuğumuzu istediğin gibi dövebilirsin demek istemiyorduk elbette. Buradaki amaç evladımızın öğretmene karşı saygısını artırmaktı. Onu dinlemesi için ortam hazırlamaktı o kadar. İşte rabbimde aynen böyle yapmıştır ve o devrin insanlarına gönderdiğim elçiye uyun o size kuranı tebliğ ediyor ona inanın, inanmazsanız bana inanmamış sayarım diyor. Peygamberimiz devrinde çıkacak ayrılıklara ve sorunlara karşı, Allah elçisine gidilmesini istiyor ve onun vereceği kararlara uyulmasını da istiyordu. Dikkat edin tüm bu ve buna benzer ayetlerin hepsi peygamberimiz yaşadığı dönemler için söyleniyor. Şimdi bir ayet hatırlatmak istiyorum bu ayet her dönem için geçerli bizler için, aramızdaki anlaşmazlıklarda daha önce peygamberimize gidin ve onun kararına uyun derken daha sonraki dönemler için bizi nereye yönlendiriyor?
Şura 10: Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayandım; yalnız O'na yönelirim ben.
Lütfen hatırlayın peygamberimiz devrinde Allah böyle söylemiyordu, bir sorununuzu peygamberinize danışın ve o karar verdimi ona uyun diyordu. Ya şimdi neden böyle söylüyor, çünkü artık Allahın elçisi yok, ama elimizde kur’an var. Bakın ne kadar açık ayrılığa düştüğümüz konularda hükmü Allah a bırakın diyor başka hiçbir yöne bizleri yönlendirmiyor Rabbim.
Şimdide kur’andan Rabbin elçisine verdiği görevi tekrar hatırlayalım, ama lütfen hiçbir etki altında kalmadan yapalım bunları, bakın Rabbim ne diyor elçisine verdiği görev ile ilgili alıntılar yapacağım hepsini yazmadan.
(Ankebut 18:…. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.)
Ankebut 50: …. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu.
Nur 54: De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak……)
Enam 50: Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!"…
Kehf 56: Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz….
Yukarıya bazı ayetlerden alıntılar yaptım sizce Yaratan çok açık bir şekilde elçilerin görev tanımını yapmıyor mu? Bakın rabbim bizleri hangi kitaba yönlendiriyor lütfen bu ayetler üzerinde düşünelim.
Maide Suresi 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun….
Araf 170: Kitab'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz.
Enbiya 10: Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. Bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?
Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Yukarıdaki ayetlere baktığımızda Rabbim bizleri nereye yönlendiriyor? Bu ayetleri tebliğ alan bir insan bunun tersini yapar mı? Yaparsa ne yapmış olur bunu da bence herkes nefsinde iyice değerlendirmelidir.
Üçüncü olarakta sorduğunuz soru. (Peygamber efendimize uymak sizce nedir ?) Peygamberimize uymak kur’ana uymaktır. Ayrıca Rabbin, elçisi için dikkat çektiği bir konudur buda örnek yaşamı. Bakın rabbim ne diyordu bu konuda hatırlayalım.
Ahzap 21: Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahi ret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resulü’nde güzel bir örnek vardır.
Yukarıdaki ayetten önceki ayetleri de okuduğunuzda, gerçekten peygamberimizin hayatı, yaşamı ve davranışlarıyla çevresine örnek olduğunu rabbim bildiriyor. Peygamberimiz bizler için kur’anın yaşama geçiriliş örneğidir, bunu rabbim söylüyor bizlerde bunu çok iyi anlamalı ve onun adaletli yaşamını örnek almalıyız. Bu yönde bizlere intikal eden hadisler bizler için yararlı olacaktır bunda hiç şüphe yoktur.
Bizler kur’anı eğer geçmişten gelen âlimlerden yalnız öğreniriz düşüncesi rabbin kelamına ayetlerine saygısızlık olacağını düşünüyorum. Allah anlamamız ve uygulamamız için her devre ve topluma anlayacağı şekilde gönderdiğini bizzat kendisi söylüyor. Elbette geçmişten gelen birçok âlimin çok önemli sözleri, bilgileri tespitleri vardır bunda şüphe yok. Fakat bunları hiç şüphelenmeden kabul etmek bizleri yanlışa sürükleyecektir. Bizlere düşen önce kur’ana bizzat müracaat etmek daha sonra da anlatılan ve açıklanan bilgileri kur’an süzgecinden geçirmektir. Çünkü her insan her okuduğunu aynı düzeyde anlayamaz, birbirimize ihtiyacımız her zaman olacaktır. Fakat yapılması gerek aklımızı ve kur’anı devre dışı bırakmadan anlamaya çalışmak olmalıdır.
Sorularınızı içten ve samimi bir şekilde cevapladım, benim kur’andan anladıklarımdır bu sözlerim. Her bilgiyi alır ve Rabbin süzgecinden geçiririm uymayanları asla almam. Çünkü hesap günü hiç birisini yanımda bulamayacağım ama yanımda olacak ve hesabın görüleceği tek bir kitabı yanımda bulacağım oda Rabbin kelamı KURAN OLACAKTIR. SAYGILARIMLA Halukgta |