RE: Hafızlık Gereksizmi
Nice hafızlar tanıdım ki, papağan misali tekrardan ibaret hayatlar..,Nice hafızlar tanıdım ki, Dünya coğrafyası'nın her kesimini sallayan hayatlar...
Şahsi kanaatim, müslüman, müslümansa eğer, hayatını kur'an etrafında inşa etmesi hasebi ile, kuran'ın ayetleri hayatının her kesiminde kendisini gösterir. Yaşayan, canlı kuran olmaktır gerçek hafızlık...İki ayaklı kuran külliyatı misali...Ki aslında her müslümanın olması gereken budur. Ezber değil, yaşam.. Taklit değil, Tahkik..Kuran'ı mahreçli okumak değil, güzel sesle okumak için ezberlemek hiç değil, hele de ne dediğini, ne anlattığını bilmeden ezbere kalkışmak hiiiçç değil, ,işe de yaramaz...
Bu soruya ilk müslüman sahabe nesli'ni örnek alarak cevap verecek olursak,onlar kur'an hafızlığı / taşıyıcılığı yaptılar ama NASIL ? Sorunun cevabı önemli.. İçki ayeti gelir, eyyy müminlerr içki haramdır nidası duyulur mekke sokaklarında , o an hiç kimse sorgulamadan anında evlerdeki küp küp içkiler sokaklara dökülür, hatta öyle bir şuurdur ki, o an agzında bir damla dahi içki bulunan, o içkiyi yutmadan saniyesinde dışarı tükürür !...
İşte onlar bu hal/davranış / yaşayış/ üzere taşıdılar Kur'an 'ı.. Canlı kur'an oldular.. Kendilerine inen on ayeti yaşamlarına geçirmeden başka ayetleri öğrenmeye uğraşmadılar. Mekke döneminde sağlam bir akide ile yetişip, medine döneminde o akide etrafında örülmüş sapasağlam bir islam hizmetkarlığına soyundular.
Şuna gelmek istiyorum, Hafızlık ciddi bir iştir, papağanlığa gelmez..Hele ki yaşanmayan hafızlık ,yarım hafızlık bile değildir...
Not: Hafız değilim... Keşke olsam.. Ama dandiklerinden değil...
Esselam...
|