Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Nisan 2010, 12:21   Mesaj No:28

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Re: Miraç olayına kur'an onay veriyormu?

Sayın Müslümanlardan Nikli arkadaşım. Verdiğiniz cevabı analiz ettiğimde aklınızı kullanıyorsunuz ama bir yere geldiğinizde devam etmeye çekiniyorsunuz, bunu yazınızdan anladım. Tabiî ki bu benim düşüncem yanılabilirim.

İslam ı gerçekten kur’andan öğrenmeli ve onu bizzat kendisinden anlamaya çalışmalıyız. Size örnek verdiğiniz ayetin daha iyi anlaşılması için İncil den örnek vermiştim, nedeni de peygamberlerden Rabbim söz aldığını ve birbirlerini destekleyeceklerini söylüyordu verdiğiniz örnek ayette. Siz bu ayeti Miraca örnek vermiştiniz, bende size burada bahsedilenin ne anlama geldiğini anlatmaya çalıştım verdiğim örnekle. Elbette İncili ya da Tevrat ı Kur’an ile karşılaştırıp Kur’anın onay verdiğini kabul etmeliyiz bunda şüphe yok. Fakat verdiğim İncil den örnek Sizin verdiğiniz Aliimran 81. ayet ile örtüştüğü için yazdım. İncil de Hz. İsa benden sonra sizlere beni ve kitabı onaylayacak bir uyarıcı gelecek ona yardım ediniz diyor. İşte Aliimran 81. ayette geçen konu budur dostum.

Kur’anı anlama konusuna gelince gerçekten herkes ya da her okuyan hemen her şeyi anlaması mümkün değildir. Daha doğrusu anlaşılmayan konunun özü değil anlatmak istenen manasıdır. Bu sözlerim muhkem ayetler içindir. Zaten Müteşabih ayetlerin ne anlattığını zamanla ilim adamlarının bizzat uğraştıkları ilimler sayesinde bulunacağını biliyoruz. Bulunan örnekler bizlere aydınlatıyor ve dinimize daha şevk ve heyecanla sarılıyoruz. Kur’anı anlarken sizinde söylediğiniz gibi bir bilene danışmak onlardan dersler almak hem kur’anın hem de aklın emridir. Fakat Rabbim bu konuda bizlerin izlemesi gerektiği yolu çizmiş ve aklımızı bizzat devre dışı bırakmadan ve delilsiz hiç bir şeye inanmamamızı emretmiştir. Rabbim emin olmadığın şeylerin ardına gitmeyin, rehber olarak kur’anı alın der. Din ve iman adına her şeyi açık seçik örneklerle verdiğini anlatır. Körü körüne inanmadan düşünerek, aklımızı kullanarak anlatılanları dikkatle ölçüp biçtikten sonra kabul etmemizi ister bizden Yaratan. Bu demek değildir ki her okuyan her şeyi anlar. Bu zaten mantığında kabul etmeyeceği bir şeydir.

Yazınızda verdiğiniz hastalandığımızda gideceğimiz doktor örneği bence çok güzel bir örnek olmuş. İnanın benim aklıma gelmemişti çok ama çok güzel bir örnek. Şimdi verdiğiniz örneğe bakalım. Hastalandığımızda nasıl kendi kendimizi tedavi edemiyorsak, piyasada birçok tıp kitabı olmasına rağmen demişsiniz. Çok doğru bir örnek. Bazı ufak tefek hastalandığımız da, başımız ağrıdığında, isal olduğumuzda buna benzer rahatsızlıkları kendimiz çözeriz ama ya çözemediklerimiz. Biz hastalandığımızda bizim çevremizde birçok insan bizlere akıl verir derki. Doktora gidip de boşuna zamanını ve paranı harcama. Şu köyde bilmem kim var, yaptığı ilaçlarla seni iyileştirecektir. Karıştırdığı bitkiler çok iyi geliyor gel seni ona götüreyim derler. İşte ne yazık ki yaptığımız bu en büyük yanlış, İslam dinini de yaşarken yaptığımız yanlıştan farklı değildir. Tıp ilmini yıllarca görmüş eğitim almış bu insanları düşünün lütfen. Tıp eğitimi alan insanların hepsi aynı kitaplardan eğitim almıştır. İnsan ****bolizmasını öğrenirken hiç birisinin aldığı bilgi diğerinden farklı değildir. Amerika da eğitim gören bir tıp öğrencisi ile ülkemizde eğitim gören bir tıp öğrencisi eğitimini aynı kitaplardan yaparlar. Peki, aralarında ne fark var? Aralarındaki tek fark ellerinde ki kitaplardan yola çıkarak ilimlerini daha ileriye götürmeleridir, yani düşünmeleri, akıllarını kullanmaları ve daha çok çalışmalarıdır. Hiç birisi çıkıp ta eğitim aldığı kitaplarda geçen ana konuların dışına çıkmazlar. Onların yaptıkları bu ana bilgilerin yardımıyla diğer hastalıkları nasıl tedavi ederiz onun araştırmasını yaparlar. İşte bizlerde bu örnekte olduğu gibi, bilgi alacağımız insanların gerçekten doktor mu, yoksa birilerinin tıp eğitim almamış şifacı dedikleri kişilerden mi olduğu ayrımını titizlikle yaparak onlardan faydalanmalıyız. Bunu yaparken de bizler eğer bizzat kur’ana müracaat etmemiş hiç okumamış isek, bize anlatılanlar konusunda hiç bilgimiz olmayacak ve nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu bilemeyeceğiz. Rabbim ne diyordu ve nasıl uyarıyordu? Emin olmadığın sözlerin ardına düşme yoksa sorumlu olursun. Demek ki bizlere anlatılanların doğruluğunu ölçebilmemiz için önce anladığımız kadarıyla Rabbin rehberine müracaat edeceğiz okuyup anlamaya çalışacağız. Çünkü yine başka bir uyarısında Rabbim, sizlere bunlar kur’andan dır derler ve aldatırlar demiyor muydu? Demek ki gerçekten anlatılanların kur’andan olup olmadığını bilmemiz için önce kur’ana müracaatımızı yapacağız burası çok önemli. Birileri sen kur’anı okusan da anlayamazsın onun için onu anlayarak okumana gerek yok, sana bu işin uzmanları anlatsın diyorsa, burada çok dikkat etmemiz gereken bir yanılgı var demektir.

Gerçekten bir insan ben her şeyi bilirim benim söylediklerim doğrudur diyorsa o kişi yanılmaya mahkûmdur, Rabbim bu durumdan beni korusun. Dikkat ederseniz benim açtığım konular açık ve net başlıklardır. Hiçbir zaman bilinmeyen bir sözün anlayamadığım manaların konusunu açmam ve konuşmam. Bir kelime kur’anda geçiyor da ben anlayamıyorsam onu asla inkâr etmeden kabul ederim ama araştırmayı da bırakmam.

Örneğin konumuz Miraç, bana tek bir kelime gösterebilir misiniz Miraç konusunda? Zaten gösterilmiş olsaydı bunu konuşmaya da gerek kalmazdı. Örneğin kadir gecesinden bahseder ama hangi gece olduğunu söylemez. Fakat bu gecenin önemini anlatır bizlere. Şimdi hangimiz bunu inkâr ederiz, var mı aramızda bir babayiğit inkâr edecek. Dikkat edin çok kısada olsa geçiyor kur’anda. Rabbim kur’an anlatımından bahsederken, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim der. Her şeyi açık seçik anlattığından bahseder. Peki, bu ayetleri hiç mi düşünmüyoruz da, bize öğretilenlere gizli kapaklıda olsa anlamlar, deliller bulabilmek için uğraş veriyoruz. İsra suresi 1. ayetinde Rabbim detay vermeden elçisini götürdüğü yeri söylüyor da, acaba neden ondan sonra Miraca çıkmıştır diye, anlatılan bu kadar önemli bir olaydan bir kelime bile açıkca bahsetmiyor, bunu neden düşünmüyoruz.

Bakın sizde peygamberimizin elli vakti beş vakte indirdiği pazarlığı kur’an dan onay alamadığınız için kabul etmediğinizi söylüyorsunuz ve bunun Islah edilmesi gerektiğini söylemişsiniz. Şimdi lütfen şunu düşünün, Rabbim ayetinde sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim der, çünkü her şeyden örnekleri açıkca verdim onun içindir ki kur’anın ipine sarılın diye de öğüt verir. Hatta din ve iman adına körü körüne velilerin ardına düşmenin tehlikesini muazzam bir örnekle(dişi örümcek) bizlere anlatır. Miraç konusunu düşünün hiçbir bilgi yok. Acaba Rabbim bu kadar önemli bir olayı sizin örnek verdiğiniz ayetlerle herkesin anlayamayacağı fakat çok özel veli insanların anlayacağı bir şekilde mi göndermiştir bizlere? Daha sonrada bizleri sorumlu tutar mı? Okuduğunuz kitap sizin düşüncenizi değiştirmiş lütfen oradaki bilgilerle beni de aydınlatırsanız belki ben yanılıyorumdur bana yardımcı olursunuz, oradaki bilgilerle beni aydınlatınız lütfen size minnettar kalırım, bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Çünkü benim amacım, gerçek doğruları öğrenip, iman edip Rahmanın huzurunda divan durduğumda hesap verebilen kulları arasında olmaktır. Bu sözlerimin doğruluğuna YÜCE RABBİM ŞAHİTTİR.

Daha önce söyledim benim amacım kimsenin inancına saygısızlık değildir. Bizlere öğretilenleri kur’an ışığında anlamaya çalışmaktan öte bir şey değil yaptığım. Bu konuyu aslında uzatmak istemiyorum ama cevap verildikçe de bende cevap vermek zorunda kalıyorum. Bu konunun hükmünü gelin Rabbim e bırakalım. Nasıl olursa hepimiz hesap verirken peygamberimizin de şahitliğinde tüm gerçekleri göreceğiz. SAYGILARIMLA Halukgta
NOT: Müslümanlardan nikli arkadaşım ayrıca aynı yazıma İslami düşünce iştişare plat. yazdığı yazısınada cevaptır.
Alıntı ile Cevapla