Alıntı:
HALUK:
Çünkü siz başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler sözünden göğüsler yakalarının üzerinde mi yoksa altında mı diye sormuşsunuz
|
Ben bu soruyu size sormuştum. Çünkü siz ayetin mealini kırmızı ile yazılanlar sizin ayetteki anladığınız ifadelerdi.
Yakalarının üzerinde ne var? Elbette göğüsleri var. DEMİŞTİNİZ
Buradan da anlıyoruz ki ayetin dikkat çektiği ve örtülmesini istediği yer göğsün üst kısmı yani yaka kısmına yakın bölümü. Yani Göğsün üst bölümünden yakaya doğru ( boyuna doğru ) bir örtünme olacak.
Zaten Türban bunu en güzel biçimde göstermiyor mu ? Türban bunu ( ayet emrini ) en güzel biçimde gösterir. PEKİ HANGİ ÖRTÜYLE VE NASIL BİR ÖRTME İLE ? bi humurihinne alâ cuyûbihinne (
Örtülerini yakalarının üzerine koysunlar-örtsünler ) Hımar, lugat olarak tereddütsüz başla ilgilidir. İçki'ye de aklı örttüğü için aynı kökten "hamr" denilmiştir. İkisi arasındaki ortak nokta "baş" ile ilgili olmasıdır. Mesela küfr de "örtmek" demektir. Ama başa veya akla değil, kalbe nisbet edildiği için farklı kökten kullanılmıştır.
Hımar'a başörtüsü değil de göğüs örtüsü mü diyeceğiz ? bi humurihinne = ÖRTÜLERİNİ Peki Hangi örtülerini ? Hangi örtüden bahsettiği açık değil mi ?
Siz bir örtü kullanıyorsunuz ve ayet sizi muhatap alarak diyor ki, Kullandığınız bu örtüyü göğüs yırtmaçlarının üzerine vurun diyor. ki bu örtünüzle ne anlarsınız? Nur 31. ayetin başörtüsünü emreden cümlesi aslında neyi emretmektedir?
Açık ve net olarak : Cahiliye döneminde başın üzerinden sırta atılan örtüyü bütün bir boynu ve gerdanı da kapatacak şekilde normal bir örtmeyi.
İŞTE BU Baş örtünle
(bi humurihinne alâ cuyûbihinne ) yakanın üstünü de ört diyor-Görünmesi yerler müstesna =Görünmesi zarurî olan yerler dışında
Ayetin siyak ve sibakına dikkatlice bakıldığında siyak sibakından ayetin net anlatımlı olduğu ortaya çıkar. Başınıza aldığınız o örtüyle gögüs yakalarının üzerini kapatacaksınız. Göğüs yakaları neresidir ? Gögüsün üst bölümünden boyuna kadar olan bölümdür. O halde görünmesi zaruri olan yerlerden ne kaldı ? YÜZ
Yüzü kapatmakla yükümlü değilsiniz
Bu başörtünüzle yüzünüzü, Elinizi ayaklarınızı kapatmak zorunda değisiniz çünkü ayet yalnız yakaların üstünü emrediyor ( Göğüs ile boyun arasını )
hımâr kelimesinin en önemli özelliği “baş” ile ilgili olmasıdır. Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse “başı açık” dolaşmamaktadır
AYETE Dikkat edilirse Direk “Başörtüsü takın, başınızı örtün” denmiyor da “Başınıza aldığınız o örtüleri boyunlarınıza, omuzlarınızdan aşağıya da salın” deniyor. Bunun sebebi, o dönem kadınlarının başörtülerini arkadan bağlayarak, omuzlarını ve göğüslerine kadar boyunlarını açıkta bırakmalarıydı. Böyle daha çekici olacaklarını düşünüyor olmalılar…Yani ayetler çoğunlukla “yürürlükteki durum” üzerine gelir ve onu düzene sokar.
Başörtüsünün de böyledir. Yani denmek istenen; “O zaten takmakta olduğunuz başörtüleriniz var ya, işte onları aşağıya doğru da salın, başınıza toplayıp da boynunuzu, omzunuzu, göğsünüzü, sırtınızı açıkta bırakmayın” demek olur…