Re: Görünen yerler müstesna
Değerli arkadaşım Nur suresinde HIMAR kelimesinin sizde örtü anlamında olduğunu söylediğiniz için size önce teşekkür ederim. Çünkü olmayan bir anlamı vermek büyük günahtır. Şimdi sizin söylediklerinizi birlikte düşünelim ama kur’anın anlatım biçimi ve sizinde kabul ettiğiniz ayetlerin birbirini açıklaması düşüncesinden yola çıkalım. Sizinde söylediğiniz gibi o devrin özellikle fazlaca açıkta bırakılan göğsün üst kısmının kapatılması, ayetin özünü teşkil ediyor. Sizinde çok doğru anladığınız emir (Örtülerini yakalarının üzerine koysunlar-örtsünler ) Bizde ayeti bu emirden yola çıkarak hiçbir etki altında kalmadan anlamalıyız. Şimdi siz sormuşsunuz bu durumda hangi örtüyle örtmeliyiz? Siz şöyle izah etmişsiniz. (Hımar, lugat olarak tereddütsüz başla ilgilidir. İçki'ye de aklı örttüğü için aynı kökten "hamr" denilmiştir. İkisi arasındaki ortak nokta "baş" ile ilgili olmasıdır.) Yukarıda Hımar kelimesini örtü olarak anlamış ve örtülerinizle yakalarının üzerini örtün diye anlamıştınız. Peki, bu kelime lugat olarak kesinlikle baş ile ilgili olsaydı, neden ayeti meal ederken örtülerini yakanın üzerine salsınlar diye söylüyoruz bu sizin için normal mi? Rahman kur’anda böyle bir anlatım ve izah yapmış mıdır? Aynı kelimeyi hamr yani şarap ile ilişkilendirip onun aklı örten anlamıyla bakın başın örtülmesi buradan emrediliyor demek, bize başörtüsünün delili olabilir mi? Hımar gerçek anlamı örtü olduğu Hamr yani şarabın mana bakımından ne kadar doğru türediğine açık delildir. Çünkü aklı örtmek aklın kendinden geçmesi, sarhoş olması, kullanılamaz hale gelmesi anlamındadır. Aklın Üstünün örtülmesi başörtüsüyle eşleştirerek, bakın burada Allah başörtüsünden bahsediyor demek, eğer sizin için başörtüsüne bir delil ise, elbette ona benim hiçbir itirazım olamaz. Ben kur’anın açıklık ve anlatım şeklini anlamış ve görmüş birisi olarak asla bunu kabul edemem.
Siz ayeti anlarken yüzü kapatmak zorunda değilsiniz diye anlamışsınız ya eller ayakların açıkta kalmasını nereden anladınız? Bakın ayetten sizde çok net neresinin kapatılmasını anlamışsınız ama diğer bilgileri nasıl anladınız ben o kısmı anlayamadım. Bakın ne diyorsunuz(Göğüs ile boyun arasını) aynen öyle diyor bu kısmı kapatın. Peki, bu kadar açık bu kısmı kapat diye anlıyoruz ikimizde, ya başın kapatılmasını nasıl anlıyoruz? Onu da siz kendi düşüncenizle şöyle anlatmışsınız.
(Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse “başı açık” dolaşmamaktadır.)
Çok güzel bir açıklama şimdi düşünelim, daha önceki inançlarını yaşamak isteyen aynı topluma Rabbim ne diyordu, artık size indirdiğime iman edin. Ben bazı konuları nesh ettim kaldırdım. Bu konuda ayetler indirirken sorunuz olursa cevap veririm, daha sonra bunları sormayın çünkü onları kaldırdım affettim diyordu. Eğer başın örtülmesi daha önceden de emir olsaydı ya da daha sonra Allah emretseydi bunu apaçık söylerdi. Hiç sözünü etmeden zaten sizin başınız örtülü bunu söylememe gerek yok, onun için o başını örttüğünüz başörtüsü ile göğsün üst kısmını da örtün başörtüsünden söz etmeye gerek yok, diye asla böyle bir emir vermez, çünkü bu anlatım şekli kur’ana uymaz. Şimdi düşünün lütfen siz söylediniz erkeklerde başını örtüyordu o devirde. Peki, biz erkekler neden başımızı örtmüyoruz? Madem o devirde kadınların zaten başı örtülü onun için bunu zikretmek gerekmiyor, neden erkeklerde başını günümüzde örtmüyor, ya da niçin biz erkekler bunu gündeme bile getirmiyoruz. Daha önce sizinle bu konuyu çok detaylı konuşmuş ve cariyelerin Müslüman olsalar bile başlarının örtmelerinin yasak olduğunu hatırlatmıştım size. Eğer peygamberimiz bu ayetten kadınlar başını örtmelidir emrini anlasaydı acaba Müslüman olan cariyeler ne derdi buna? İzin verir miydi peygamberimiz cariyelerin başlarının açık gezmesine. Peygamberimiz devrinde başın örtülmesi gücün ve özgürlüğün sembolüydü. Başı örtülü kadın hür ve özgür anlamını taşıyordu. Açık olan ise cariye anlamındaydı. Madem bazı şeyleri peygamberimizin yaşamından öğrenmeliyiz diyorsunuz o devrin kurallarını, geleneklerini de dikkate alalım ki, gerçekler ortaya çıksın. Biraz araştırın o devrin kadınları çok uzun saçlı olur ve saçlarını örüp arkalarına atarlarmış başın üst kısmı örtülü olur örülen kısım arkaya atılırmış. Bu ve buna benzer o kadar çok örnekler var ki. Bizlere öğretilenleri değil, Rabbin emrettiklerini hiçbir etki altında kalmadan anlamaya çalışırsak çok daha doğru bir yol izlemiş olacağız kanısını taşıyorum.
Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü kimsenin önem verdiği değerlere karşı konuşmak istemem. Daha açıkçası kimsenin kırılmasını, incinmesini istemem. Tüm söylediklerim benim Kur’andan anladıklarımdır. Her düşünceye ve inanca saygım sonsuz. Daha önce söylediğim gibi her şeyin doğrusunu Rabbin huzurunda göreceğiz. Bize düşen kur’an ışığında medeni bir şekilde tartışmaktır. Rabbim bile ne diyor, anlaşamadığınız konuların hükmünü bana bırakın. Rabbim cümlemizi doğru yoldan ayırmasın. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |