Konu Başlıkları: Görünen yerler müstesna
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Mayıs 2010, 22:41   Mesaj No:43

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA

Sayın Haluk Gümüştabak İslam dininin öğretilerini tespitte TEMEL kaynak olan Kur’an’ın yanı sıra,onu insanlara tebliğ eden ve açıklayan Hz Muhammed (s.a.a)’in uygulama ve açıklamaları esas alınmadıkça Kur’an anlaşılamaz.Dinin mübelliği ve onun takipçileri göz ardı edilerek bir din geleneği tesis edilemez.Bu sebeple dini,öğrenmeye ve anlatmaya çalışırken ilk müntesiplerinin uygulamaları sonraki nesiller için birer örnektir…

Kur’an’i Kerim’in iniş sürecinde Arap kadınının giyim alışkanlığını ve bu alışkanlığın Kur’an’ın ve Hz Peygamberin öğretisiyle ne değişime uğradığını anlamak için önceki uygulamalar ve sonrası göz önünde bulundurulmalıdır.

El Mer’e Fi’ş şiril-cahili-Eserinde Dr Ahmed Muhammed El Hufi arap şairinden hareketle cahiliye dönemi kadınlarının açıklık ve örtünme konusundaki konumlarını şöyle tasvir etmektedir.

Hufi’ye göre,cahiliye döneminde arap kadını ne tamamen kapalı ne de bütünüyle açıktır.Açık kadınlar olduğu gibi,örtülü kadınlarda vardır.Cahiliye asrında kadınların örtü kullandıklarıyla ilgili bir haber şöyle nakledilmektedir…

Ukaz çarşısında,Kureyş ve Kinane oğullarından bazı gençlerin Amiroğullarına mensup bir kadından yüzünü açmasını istemeleri,kadının da bunu reddedip kabilesinden yardım istemesi,birinci FİCAR harbinin sebeplerinden biri olarak görülmektedir.

Araplarda tecrübeli insan için söylenen şu atasözünde de Başörtüsünün geleneksel bir giysi olduğu ve daha öncesinde kullanıldığı anlaşılıyor.

İnne’l avane la tu’allemu’l Hımaru (Dula-yetişkin kadına- Başörtmek öğretilmez.)Ahmed b ibrahim en neysaburi el meydani mecma’ul emsal 2.cilt Lüban 1988-1-49

Cahiliye asrında baş ve yüz örtüsünü kullanıp özel durumlarda açanların yanısıra güzelliğini teşhir etmek için yüzünü boynunu gerdanını ve kollarını sürekli,açan kadınlar da mevcuttu Nitekim Kur’an’i Kerimde şu ayetler buna işaret ve düzenleme getirmiştir.

28.EY PEYGAMBER! Eşlerine söyle: “Eğer siz [yalnız] bu dünya hayatını ve onun cazibesini istiyorsanız, gelin size istediğinizi vereyim ve (sonra da) sizi uygun bir şekilde salayım.

29 Yok eğer Allah'ı, Elçisi'ni ve ahiret hayatının [güzelliklerini] istiyorsanız, [bilin ki] Allah, içinizden güzel işler yapanlar için büyük bir ödül hazırlamıştır!”

30 Ey Peygamber eşleri! Sizden kim açık bir hayasızlıkta bulunmuş olursa, onun [öteki dünyadaki] azabı, [başka günahkârların azabının] iki katı olur: bu Allah için kolaydır.

31 Öte yandan, hanginiz Allah'a ve Elçisi'ne samimiyetle itaat eder ve doğru, yararlı işler yaparsa onu iki kat ödüllendiririz: onun için [öteki dünyada] en muhteşem rızıkları hazırlayacağız.

32.Ey Peygamber eşleri! Siz [öteki] kadınlar gibi değilsiniz, eğer Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine [hakkıyla] sahip olursanız! O halde, edalı bir şekilde konuşmayın ki kalplerinde maraz olanlar [size karşı] bir arzuya kapılmasın: daima yerinde ve uygun şekilde konuşun.

33 Evlerinizde sessizce oturun, eski cahiliye günlerindeki gibi cazibenizi sergilemeyin; namazlarınızda dikkatli ve devamlı olun, arındırıcı yükümlülüklerinizi ifa edin, Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin: ey [Peygamber'in] ev halkı, Allah sizden yalnızca çirkinlikleri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
(Ahzab 28-29-30-31-32-33)

Bu ayetin nazil olduğu dönemde Müslümanlar Hayber'in zengin tarımsal topraklarını fethetmişlerdi ve İslam toplumu daha rahat bir safhaya ulaşmıştı.Fakat toplumun büyük bölümünün hayatına yansıyan rahatlık ve kolaylık, Hz. Peygamber'in evini etkilememişti. Hz. Peygamber, her zaman olduğu gibi, kendisi ve ailesinin en sade hayatı sürdürmeleri için gerekli olan asgari ihtiyaçlardan fazlasına izin vermiyordu.

Ama değişen şartlar karşısında eşlerinin, öteki Müslüman hanımların yaşadığı nispi rahatlıktan pay almak istemeleri normaldi: Fakat Muhammed (s.a.a)'in onların bu taleplerine rıza göstermesi, o'nun bütün hayatı boyunca gözettiği prensibe, yani Allah'ın Resulü'nün ve ailesinin hayat standardının yoksul müminlerinkinden yüksek olmaması gerektiği prensibine ters düşerdi.

Hz. Peygamber, yukarıdaki iki ayeti, nazil olduktan hemen sonra eşlerine tebliğ ettiği zaman hepsi ayrılmayı kesinlikle reddettiler ve “Allah'ı, Elçisi'ni ve öteki dünya[nın güzelliklerini]” seçtiklerini bildirdiler (Buhari ve Müslim dahil birçok Hadis külliyatında nakledilir).

Cahiliye terimi, bir peygamberin tebligatının ortadan kalkması ile yeni bir tebligatın başlaması arasında geçen sürede bir toplumun -veya medeniyetin- ahlaki yozlaşmaya uğramasını ve özel olarak da Muhammed (s.a.a)'in peygamberliğinden önceki Arap putperestliği dönemini anlatır. Fakat terim, bu tarihsel anlamı dışında, hangi dönemde ve sosyal çevrede olursa olsun, genel olarak ahlaki yozlaşma ve duyarsızlaşma durumunu ifade eder.

İslam tarihinde yer alan giysileri kısaca tanımak yararlı olacaktır…
Hımar: Kadının başını örttüğü başörtüsü
Kına: Kadının baş ve yüz örtüsü olarak kullandığı giysi
Mıkna: Kına’dan daha küçük bir örtü
Nikab: Burun kemiğine kadar çıkan yüz örtüsü (peçe)

Sonuç olarak Müslüman’ın giyinmesi ve örtünmesi ile tüm rivayetleri şu şekil özetlememiz mümkündür...

Yeryüzünde, insanoğlunun giyim ve örtünmesiyle ilgili tüm rivayetleri bir araya getirdiğimizde çevre, iklim, din kültür örf ve adetler, alışkanlıklar, kişisel zevkler, toplumsal statü, eldeki materyal ve imkanlar gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık göstermiştir. Kadının giyimide bundan ayrı mütalaa edilemez.

Kadının örtünmesi ve açılması, cahiliye döneminde de görülen bir olgudur.
İslam bir kıyafet devrimi yapmamış, kadınların mevcut giysilerini nasıl kullanmalarını gerektiği konusunda uyarıda bulunarak bu doğrultuda bir düzenleme yapmıştır.Cahiliye döneminde başını ve yüzünü örten kadınlar olduğu gibi, başörtüsünü geriye doğru salarak, boyun gerdan ve göğüslerini açıkta bırakan kadınlarda mevcuttu. Kur’an bu şekilde giyinenlere uyarı ile düzenleme getirmiştir.Başörtüsü,cilbab ve vücut hatlarını örten ve muhafaz eden giyimler İslam kadınların giysisi kabul edilmiştir.

Hz Muhammed (s.a.a) konuyla ilgili söz ve tatbikatıyla ilk Müslüman nesillerin uygulamaları, Kur’an’ın iffetli mümin idealini gerçekleştirmeye yöneliktir.Örtünme tek başına iffetin garantisi olmasa da, İslam’ın diğer ahlak kurallarıyla birlikte caydırıcı ve önleyici bir emir olarak görülmüştür.

Örtünme emri Kuran’dan-Sünnet’ten ve geçmiş uygulamalardan yeteri kadar delilleri mevcuttur.Örtünme Allah’ın FARZ kıldığı bir emirdir bununla oynamak ve yok saymak İslam’ı anlayamamaktır kendi hezeyanlarını dayatmaktır.
Alıntı ile Cevapla