RE: Cuma namazı(kılınmaz diyenlere cevap)
SİZ EY imana ermiş olanlar! Cuma günü namaz için çağrıldığınızda her türlü dünyevi alış verişi bırakıp Allah'ı anmaya koşun: eğer bilseniz, bu sizin yararınızadır. Ve namaz bittiğinde yeryüzüne serbestçe dağılın ve Allah'ın lütfundan [rızkınızı] aramaya devam edin; mutluluğa ulaşabilmek için de Allah'ı sıkça anın! Ama insanlar, dünyevi bir kazanç [fırsatı] veya geçici bir eğlence gördükleri zaman ona doğru koşup seni ayakta [ve konuşur durumda] bırakıverirler. De ki: “Allah katında olan, bütün geçici eğlencelerden ve bütün kazançlardan çok daha hayırlıdır! Ve Allah rızık verenlerin en iyisidir!”
(Cum’a 9-10-11)
Cum’a günü İslam’dan önce ‘’Yev’mul Arubeti’’ ‘’Arube’’ günü diye isimlendirilirdi yevmilcumu'ati adlandırması, halkın namaz ve hutbe için bir araya gelmeleri sebebi iledir. Kur’an’da toplanmak, bir araya gelmek, yardımlaşmak, cemaat, beraberce bütününe gibi anlamlarda kullanın C-M-A kökünden gelir Kelimenin halleri 44 olup Hal anlamları ile 129 yerde geçer…
(Ya eyyuhellezine amenu) Siz ey imana ermiş olanlar! Hitabı genel bir anlamda kullanılır kadın-erkek-hür-köle-yolcu-misafir gibi imana ermiş olan tüm insanlara hitap etmektedir. Ayeti kerimelerde bir çok yön bulunmaktadır, ne zaman toplanılacağı, kimlerin bu toplantıya katılma zorunluluğunun bulunduğu, salat ve zikrin ne olduğu, neden alışverişin bırakılması gerektiği gibi hususların açıklanması ile Cuma konusu açıklık kazanacaktır. Ancak bütün bu kapalı yönler, Resulullah (s.a.a)'ın Sünneti'yle netleşmekte, açıklık kazanmaktadır
Cum’a toplumsal, siyasal bir toplantı ve tebliğ adına birçok siyasi kararın alındığı bir toplantıdır.
Savaşa katılma zorunlulukları bulunmayan kadınların, yapıları gereği had cezalarının uygulamasında da tahammülleri zayıftır. Siyasi kararlarda ve toplumsal sorunların tartışılmasında söz sahibi olmayan kölelerin ve yolculukları gereği böylesi kararlarda insiyatifleri bulunmayan yolcuların da, bu sayılan konularda etkin ve aktif rolleri yoktur. Bundan dolayı bunların katılmasında zorunluluk yoktur.
Köle: Hür olmayan, bir başkasının bağlısı olan, kul, bende. Bir gücün (otoritenin) tahakkümü altında bulunan kişi veya topluluk.
Ülkemizi ele alacak olursak, laik Kemalist sistem uygulanmakta, emevi zihniyetli idareciler toplumu yönetmektedirler. Kur’an emir ve yasaklarına rağmen Allah’ın yasakladığı bütün fiilleri, tağuti sistemlerin desteği ile açık bir şekilde inanç değerlerini yok sayacak derece yasaklamalar ile tağuti ölçüleri dayatan zihniyetler Müslümanların inançlarına saldırmaktan geri durmamaktadırlar. Örnekleri en bariz şekilde olan Kur’an’ı öğrenme yaşı belirleme, başörtülü kardeşlerimizin okullardan atılması, dini emirleri yerine getiren müminleri fişleme ve benzeri köle durumundan daha aşağı bir seviyeye indiren tağuti sistemler içerisinde hangi bazda bir siyasi Cum’a kılındığını düşünebiliriz?
Bugün Kur’an’a rağmen hakları ellerinden alınan Müslümanlar Cum’a namazını eda etmeyi düşünmekten ziyade Cuma’yı oluşturan şartları hazırlamak ile mükelleftirler. Cuma’da alınması gereken hususlar ele alınmıyor ve insanlar bir konuda birleşemiyor iseler Cuma’yı hafife almaktır anlayamamaktır.
Cuma hutbelerine baktığımızda Laik sistemin kendi lehine belirlemiş olduğu mevzuları okutması, hurafe ve bidatleri tekrar-tekrar insanlara dayatması Cuma’nın belirlemiş olduğu hedefi en basit bir seviyeye indirgemektir.Bide beni en çok üzen durumlardan biri CUM’A namazında bir tefeci ile aynı saflarda namaz kılmak bana kıldığım namazdan bir şey kazandırmak bir yana adeta istemeden kılınan bir namaz şevki veriyor istediğim hazzı alamıyorum…
Sütçü İmam! Demokrat Fransızların işgal ettiği Maraş'ta Cuma günü toplanan kalabalığa ‘’Müslümanlar’’ bu akşam Maraş kalesinde dalgalanan, İslam ümmetinin vahdetini simgeleyen bayrağımız indirilmiş, yerine demokrasi ile idare edilen Fransız bayrağı çekilmiştir. Cuma Namazı'nın bir insana farz olması için onun “hür” olması gerekir. Küfrü temsil eden Fransız bayrağı o kaleden indirilmediği ve İslam bayrağı tekrar o kalede dalgalanmadığı müddetçe, bu beldede Cuma Namazı kılınmaz” diye haykırmıştır. Günümüzde işgal altında olmasak bile İslam ve İslamın kutsallarına saldırı had safhadadır.
Cuma (toplantı) günü'nün tespitini de Resulullah (s.a.a) belirliyor, Medine'de Müslümanların sayısı çoğalıp Müslümanlar, belli bir güce ulaşınca, Resulullah’a (s.a.a) giderek, Medine'deki Yahudilerin cumartesi, hıstiyanların ise pazar günü toplanıp bir araya geldiklerini, kendilerine de bir günün tespit edilerek bir araya gelmeleri için izin verilmesini rica ediyorlar. Resulullah’da onların “Arube günü bir araya gelmelerini” söyleyerek yanlarına Mus'ab Bin Umeyr 'i muallim olarak görevlendirip Medine'ye gönderiyor.
“Medinelilerden -bir kısım halk Müslüman olunca, Peygamber Efendimizden bir muallim istemişler, Resulü Ekrem Mus’ab bin Umeyr 'i göndermiştir. Mus'ab bin Umeyr, Ebu Umame Esad bin Zurare’in nezdinde misafir olmuş ve onun yardımı ile mevcudu kırka varan ehli imana Cuma günleri Medine haricindeki Neki'ul Hadamet (yahut Neki'ul Hudman) denilen mevkide namaz kıldırmıştır.”
(Gurer ve Durer, sh;238.)
Kur’ani kerim müminlerin birliktelik içinde hareket etmelerini ve ayrılıp dağılmamalarını emretmektedir, çünkü ayrılıklar güçsüzleşmeye ve dağılmaya sebebiyet verir.Şu notuda eklemeyi uygun görmekteyim bu görüşler bana ait kimseye kıl yada kılma diye bir yol gösteremem herkes kendi fiilinden sorumludur Allah katında sorumluluk gerektiren bir hususta özellikle FARZ kılınmış ayetle sabit bir konuda hüküm vermek Allah’a karşı sorumluluk gerektiren bir fiildir Kur’an ve Sünnet ile sabit olan bir hususta kimseyi yönlendirmek istemem ama fikirlerimide beyan ederim…
|