Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.079 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
|
9)İNSANLARI EN MÜKEMMEL OLANA YÖNLENDİRME.
(TALABU HAMLİ’N-NUFÜS ALE’L-EKMEL)
Peygamber efendimizin emir ve yasaklarının bir çoğu ashabını en mükemmele ve kendilerinin şeref ve faziletlerine uygun olana yönlendirme amacını taşır.Bu tür emir ve yasaklar bilhasa sahabe için emir niteliği taşıdığından,İslam ümmetinin tamamının bu emir ve yasaklara muhatap olması her daim söz konusu olamaz.Zira bu emir ve yasaklar Farz veya Haram derecesinde emirler kabul edildiğinde Ümmetin zor durumda kalması söz konusu olabilecektir.
Örnek olarak: Bera b azibin rivayetine göre.Peygamber efendimizin asahabına hasta ziyaretini,cenazeyi takip etmeyi,aksırana Yerhakumullah demeyi,selamı yaymayı,davete icabet etmeyi emretmesi bu kapsama girmektedir.Burada anlatılan emirlerin Farz olarak algılamak doğru değildir,Farz özelliğine haiz değildir bu tür emirler.Peygamber efendimiz sizden biriniz komşusunun bir kalası sizin duvara dayamasına engel olmasın sözüde bu kapsama girer buradaki emir Farz niteliğinde değildir.Dolayısıyla bu Hadisten bir kimsenin komşusuna bu izni vermelidir sonucu çıkarılmamalı.Bu sözler İnsanları Mükemmel olana yönlendirme amaçlıdır.
10)YÜCE HAKİKATLERİ TELKİN (TA’LİMUL HAKAİKİ ALİYE)
Peygamber efendimizin sadakanın önem ve faziletlerini anlatmak adına,söylemiş olduğu sözlerdir.
Örnek olarak: Ebu Zerre ‘’Uhud dağı kadar Altının olsa,üç dinar kalana kadar onu sadaka olarak dağıtırdım demiştir.’’ Ebu Zerr’de bütün Ümmete şamil olarak kabul ettiğinden,Mal ve Para biriktirmeyi yasaklamıştır.Hz Osman’da bu anlayışı yanlış gördüğünü ifade etmiştir.Bu hadisten Ebu Zerre haksızlık yapmadan.Şöyle bir sonuç çıkarabiliriz,Ebu Zerre söylenen bu söz,her ne kadar,Ümmete söylenmemiş olduğu kanısı çıksa da,Ebu Zerrin karşı çıkış noktası sonuna kadar haklıdır.
Çünkü o dönemde,Beytül Mal Çapulcu takımının elinde idi.Hz Osmanın iyi niyetini,Kendi Heva ve Hevesleri uğrunda,kullanmaktan çekinmeyen Kişiliksizlerin elinde idi.Muaviye,Amr B as,Mervan dönmesi vs……..Bu hadisten anlam olarak Müslümanlar hiçbir yatırım yapamaz sözü çıkarılmamalı,Asl olan bu Mal biriktirmeyi İnfak etmeden,Müslümanları sömüren Ruhban ve Din sınıfı anlayışı, kesimlerin yaptığını anlamamız gerekir.
11)TEHDİT VE AZARLAMA (ET-TE’DİB)
Peygamber efendimizin.Tehdit ve Uyarı amacıyla,mübalağalı sözler söylediğine dair bir çok örnek vardır.Bu tür hadislerde söylenenler Zahiri manasını kabul etmek yanlış olur.
Örnek olarak: Peygamber efendimizin ‘’Cemaate gelmeyenlerin evlerini,başlarına yakmak istediğini söylemiştir.Peygamber efendimizin Cemaate gelmeyen Müslümanların evlerini gerçekten yakmak istediğini düşünmek yanlış bir olgu olur,Bu sözü söylemedeki amacı ‘’Cemaat ile Namaz kılmak hususunda Gevşek davranan Müslümanları uyarmaktır.Dilencilik hususunda söylemiş olduğu sözler de bu kapsama girer..
12) YARADILIŞ İCABI VE MADDİ İHTİYAÇLAR GEREĞİ OLARAK YAPTIKLARI (ET-TECERRUD ANİL-İRŞAD )
Peygamber efendimizin bu kategoriye giren sözleri ve davranışları Beşer Muhammed (s.a.a) olarak yapmış olduğu,işleri,davranışları, içermektedir.Bu davranışlardan amaç ne dini bir hüküm koymak, ne de Müslümanların kendisinin bu davranışlara uymasını istemektir. Nitekim fıkıh usulünde bir kaide olarak, Peygamber’in insan olarak yaratılış gereği ortaya koyduğu davranışların ümmeti bağlamayacağı kabul edilmiştir.
Yeme-içme tarzı, yediği içtiği yiyeceklerin cinsi, giyim,kuşam tarzı ve cinsi, yolda yürüyüşü, yolculukta hayvana binmesi, veda haccından dönüşünde ashabın toplanması için “el-muhassab” mevkiinde konaklaması, sabah namazından sonra sağ tarafı üzerine uzanarak uyuması, Bedir harbinde İslam ordusunun mevzilerinin belirlenmesi, hurma aşılama konusundaki tavsiyeleri bu kısma örnektir. Bu konular dini bir özellik taşımadığından ümmetin bu konularda Peygamber gibi davranması gerekmez.
Peygamber efendimizin sünnetinin azımsanamayacak bir bölümü teşri (yasama) amaçlı olup, müslümanları bağlayıcı niteliktedir. Ancak bu, sünnetinin tamamen bağlayıcı olduğu anlamına gelmez. Nitekim verilen örnekler sünnetin tamamının bağlayıcı olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla sünnete uymak,Peygamber efendimizden gelen her şeyi, hiç bir ayırıma tabi tutmadan ve bağlayıcılık açısından hepsini aynı düzeyde görerek, harfi harfine ve adeta bir robot gibi taklit etmek demek değildir.
Bu tür bir yaklaşımı,hiç bir İslam aliminde görmek mümkün değildir. Bu nokta gerçekten önemlidir, zira özellikle günümüzde bir çok Müslüman, bağlaycılık açısından farklılıklar arzeden sünneti hiçbir ayırım yapmaksızın, bir bütün olarak bağlayıcı kabul etmekte ve bu anlayıştan hareketle, Hz.Peygamber neyi yapmışsa, onu aynen taklid etmenin sünnet olduğuna inanmaktadır.
Tabiatıyla bu tür bir sünnet anlayışı özellikle günlük hayatın çeşitli yönlerinde tezahür etmekte ve “sakal bırakmak, sarık sarmak, şalvar- veya Arapların giydiği elbise sevb- giymek, yerde yemek yemek, elle yemek yemek, yer minderleri kullanmak, camilerdeki halıları kaldırıp toprak zeminde namaz kılmayı teklif etmek v.b hususlar sünnet olarak kabul edilip, bu hususlar üzerinde bilhassa halk kesimlerinde ısrarla durulmaktadır.
(Bu 12 Madde hususunda İslam düşüncesinde Sünnet kaynağından faydalanılmıştır)
MEVLÜT HÖNÜL
|