Konu Başlıkları: Sunneti reddin sonuclari
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19 Ağustos 2010, 00:31   Mesaj No:10

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart

Değerli Abdulmelik kardeşim özgür düşüncenizden dolayı Allah sizden binlerce kez razı olsun. Her insan düşüncelerini ve inançlarını özgürce söylemelidir, bir şartla kur’ana ters düşmeden Rabbin verdiği hükmü inkâr etmemek şartıyla. Eğer ben Rahmanın verdiği bir hükmü inkâr ediyorsam, her türlü hakareti hak ediyorum demektir. Değerli arkadaşım bana şöyle söylemişsiniz.

(ve diyorsunuz ki, hadislerin mutevatir olduğunu nasıl kanıtlayabiliriz ki inanalım. Biz diyoruz ki tüm hadisler mutevatir değildir, ama pire için yorganda yakmayız, sadece hadisler değil,4–5 yaşında hafız olup ömrünün sonuna kadar seccadede yaşayan, Arapça ve İslami ilimlerde uzmanlaşmış, âlim muttaki müfessirlerimiz de rehberimizdir. Siz ise bizim neyimiz eksik diyorsunuz. İşte tıkandığımız nokta budur Muhterem.)

Aslında üzerinde durduğunuz konuları çözmek yine peygamberimizin gösterdiği yolla olacaktır, bunu hiç kimse inkâr edemez. Kawakeb 31 rumuzlu arkadaşımız benim için işine geldiğinde âlimlerden hadislerden yararlandığımı ima etmiş. Evet, ben hiç inkâr etmedim ki zaten. Her zaman geçmişteki âlimlerimizin bilgilerinden faydalandım, bunu yapmayan aptaldır. Peygamberimizin o kadar güzel hadisleri var ki, bizlerin içimize soktukları hurafelerden nasıl kurtulacağımıza dair yol gösteriyor. Ben her zaman örnek vermişimdir bunlardan. Düşünün lütfen peygamberimiz öldükten sonra olacakları çok iyi tahmin ettiği için ne diyordu hadisinde; Benim adıma uydurulan sözlerin doğruluğunu anlamanız için, KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ. Şimdi soruyorum sizlere bu ne demektir? İşte peygamberimizin yolunu takip etmek böyle olur. Ben geçmiş âlimlerin hangisi en doğruyu söyler elbette bunu bilemem, rabbim bile kimin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim dedikten sonra, din ve iman adına güvenilecek VELİNİZ YALNIZ BENİM diyorsa, bu konuda çok dikkatli olurum. Ben hiçbir zaman benim neyim eksik ben en doğruyu bilirim demedim, bunu söyleyen en çok hata yapan insandır. Yazılarımı hatırlayınız son kısmında ne diyor ve uyarıyorum okuyanları? Bu yazıdaki bilgiler benim kur’andan anladıklarımdır yalnız beni bağlar diyorum. Sizlere de düşen kur’anı anlayarak okumak ve doğruyu bulmaktır diyorsam, eğer siz buradan bu sözlerden benim neyim eksik, bende bilirim başkasına gerek yok anlamını mı çıkardınız? Bunu söylemekten rabbim e sığınırım.


Elbette tüm hadisler mutevatir değildir, bunu aklı başında hiç kimse de söylemiyor zaten. Kur’ana uyan onun hükümlerine ters düşmeyen, ayetlerinin anlaşılması için örnekler içeren hadisler, apaçık belli oluyor. PİRE İÇİN ELBETTE YORGAN YAKMAYIZ. FAKAT PİREYİDE YORGANDA ASLA BARINDIRMAYIZ. Çünkü o birkaç pire çoğalıp yorganı kullanılmaz hale getirir. Cevabınızın son sözleri için tekrar Allah sizden razı olsun. Gerçek kur’an ehlinin sözleridir bunlar.

(düşüncelerimizin farklı oluşu bizlerin insan münasebetiyle bağlılığımızı koparmamız anlamına gelmez. Düşüncelerimizin farklı oluşu, birbirimize hakaret lüksü veremez.)

Abdulhamit dostuma gelince, bana şöyle söylemişsin dostum;

(Fakat kanımca Haluk beyin düştüğü en bariz hata, Hep ben bilirim düşüncesi. Kurana hep kendi mantığı ile bakar. Karşı yazıları okuduğunda ise belki olabilir belki ben hatalıyım diyememesi. Bunca yazılanlara hep karşı tavır alması ve bu tavrı da kendi mantığı ile kurana bağlaması.)


Değerli arkadaşım insanoğlu hiçbir zaman kendisini yargılamasını sevmez burası çok doğru. Yine söylediğiniz mantıktan yola çıkarak, insanoğlu hata yaptığını da kabullenmesi zordur, burası da çok doğru. Bunu yapmaktan Yüce Rabbim e sığınırım. Din ve iman adına bu tür hatalar insanı cehennemlik yapar eğer farkına varılmazsa. Allah beni bu durumdan korusun. Hatırlarsanız ben yazdığım yazıların sonunda her zaman bu düşünce benim kur’andan anladıklarımdır der, bende bir beşerim hata her zaman yaparım diye de yazımı okuyanları uyarırım. Bunu neden yaparım arkadaşım biliyor musunuz? Eğer hata yapıyorsam kur’anı sizlerde okuyun, rabbin söylediği yöntemle düşünün ve aklınızı kullanın diyerek, başkalarını da yanıltmaktan korktuğum içindir. Bu sözlerin anlamı çok açık bende her zaman hata yaparım onun için sizler hemen sakın kabul etmeyin, araştırın anlamındadır. Şükürler olsun demek ki ben her zaman doğruyu bilirim demiyormuşum. Bunu söylemek aptallıkla eşdeğerdir bana göre.

Yazdığım yazılara verdiğim örneklere lütfen dikkat ediniz, hepsi kur’andan ve bir yerden değil, mutlaka birkaç ayetin birleşmesi ile çıkan apaçık hükümlerdendir. Yoksa bir kelimenin ardı sıra gidiyor da onda gizli anlamlar arıyorsam ve Rabbin apaçık vermediği bir hükmü, aslında burada Allah bunu anlatmak istiyor dersem, işte o zaman bana ne söylerseniz söyleyin haklısınız derim. Ben hiçbir yazımda böyle bir hükümden bahsetmedim. Allah sizlere yemin olsun ki kolaylaştırdım dediği kitapta, her şeyden nice örnekler verdim ki anlayasınız diyorsa, bende bu sözlerden yola çıkarak kur’anı anlamaya çalıştım. Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diyorsa, bende Rabbim e inandım, güvendim ve bu kitabın dışından hükümlerden de sorumluyuz, bu hükümleri de peygamberimiz daha sonra vermiştir diyenlere inanmadım, inanırsam onlarca ayette ter düşer, böylece dinde çelişki yaratmış olurum. İşte tüm buna benzer örnekleri ne yazık ki Hıristiyanlar sitelerinde o kadar güzel kullanıyorlar ki bir görseniz. O sitelere girmek istiyorum ama sokmuyor, yazı yazdırmıyorlar. İşte inancından emin olmayanlar, kendilerine karşı olanlara asla müsaade etmezler.

Allah onlarca ayetinde bizleri kur’ana sarılmamızı, yalnız hüküm veren Allah benim dediği ayetleri gördükten sonra, bunlara inanmanın şirk olacağını anlattım insanlara. Bunu yaparken elbette hatalarım olmuştur ama Rabbin vermediği bir hükme inanıp kur’ana müracaat etmeden inananlardan daha küçük bir hata yapmış olabileceğime inanıyorum. Yaptığım hatalarımı rabbim affetsin. İnşallah affedilecek küçük hatalar yaparımda, rabbin şefaatine nail olurum. Bizler insanız, nefisleri ile her an savaşan beşer olarak, şeytan bizim yan komşumuz gibidir. Öyle bir yan komşu ki, nefsimizin fısıltılarını hemen duyan ve onu vesveselerle şahlandıran, daha sonrada bizlerin hesabını veremeyeceğimiz sözler sarf etmemizi sağlayan bir komşudur.

Bizler bu Dünyada gelip geçiciyiz, belki de emaneti teslim çok yakınımızdadır. Allah elçisine; Sen onlara güzel sözlerle yaklaşmasaydın, seni kimse dinlemezdi sözlerinden çok dersler çıkarmalıyız. Peygamberimiz yoldan çıkmış, sapkın bir inanç toplumuna güzel sözlerle anlattığı Rabbin dinini, bugün birbirimize hakaretlerle anlatmaya çalışıyoruz. Eğer peygamberimizin sünnetinden bahsediyorsak, onun hayatını ve yaşam biçimini önce kendimize rehber edinelim. Allah, sizler için peygamberiniz de güzel örnekler vardır diyorsa, bu sözlerin ne anlama geldiğini iyi düşünelim.

Değerli Abdulhamit kardeşim gelelim oruç konusunda verdiğiniz örneğe. Önce şunu söylemeliyim, hiç kimse oruç 30 gündür diyemez dikkat edin bu sene ve bazı seneler 29 gün tutuyoruz, peki neden? Çünkü Allah o aya ulaştığınızda o ayı oruçlu geçirin diyor. Ay ve yıl hesabı bildiğiniz gibi güneş ve ayın hareketlerine göre hesaplanır. Hatırlayınız dolunayı görmek, takip etmek işte tüm bunlar orucun başlama ve bitiş olaylarıdır. Bunlar hakında çok güzel anılar bile vardır. İlk hilali, dolunayı görene ödül verilmesi vesaire İslam tarihimizin güzel örnek ve gelenek lerimizdendir. Bazen de farklı çeker bu aylar. Allah işte bunu bildiği için özellikle günden bahsetmemiştir kuranda. Günümüzde hatırlayınız Arap din adamlarıyla bizim bilim adamlarımız anlaşamaz. Araplar illaki bunu 30 güne tamamlamamız gerekir derler. Hâlbuki Allah özellikle günden bahsetmemiş ve o devrin takvimine göre ayetlerini indirdiği için, bazı yıllarda farklılık arz ettiği çok açıktır Ramazan ayının. Allahın emri o aya ulaştığımızda o ayı oruçlu geçirmemizi emretmesidir. Burada bile bir adalet, bir yücelik söz konusudur düşünüldüğünde. Demek ki arkadaşım, Allah neden 30 gün tutun demiyor da O aya ulaşınca o ayı oruçlu geçirin diyor, sanırım daha iyi anlaşılmıştır.

Sayın arkadaşım böylece aramızdaki kur’ana bakış farklılığı da böyle çıkıyor ortaya. Elbette gerçek doğruyu Rabbim bilir bizlere düşen Rabbin doğrularını yine rehbere bakarak anlamaya çalışmak olmalıdır. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla