Durumu: Medine No : 10862 Üyelik T.:
01 Ekim 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Yaş:66 Mesaj:
489 Konular:
86 Beğenildi:3 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
|
Değerli arkadaşlarım Allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan sözlerinden eğer, her ikisinin de farklı haramlar koyma yetkisi olduğuna inanırsak, sizlere yazdığım onlarca ayetine ters düşer. Bakın Allah ne diyordu hüküm koyma konusunda?
Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur.
Ve kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir O
Aralarında hüküm vermesi için Allah’ın Kitabı’na çağrılıyorlar da…
Yukarıdaki ayetlere benzer çok daha fazlası vardır ve hepsi hüküm koyma konusunda tek merci Rabbim benim diyor. Düşünebiliyor musunuz apaçık ne söylüyor Allah sanırım bu cümle bize yeterli olmalı. HÜKÜM YALNIZ VE YALNIZ ALLAHINDIR. Yazımda da belirttiğim gibi kur’anda bir başka anlamda da hüküm kullanılıyor, örneğin sana danıştıklarında sen onlara bir hüküm verdiğinde sana uymak zorundalar diyordu. Peki, bu hüküm nereden veriliyordu, işte burası önemli. Elbette peygamberimiz anayasa olan kur’andan hükümler veriyor ve olaylara Rabbin verdiği hükümlerden hükümler çıkararak olayları çözümlüyordu. Hatta diğer kitaplardan bahsederken ellerinde Tevrat İncil varken onlara bakmıyorlar diye de açıklık getiren ayetleri hatırlayınız lütfen. Bu tıpkı yönetim şeklimizdeki meclisin kanun çıkarması yani hükümler çıkarması, hâkimlerinde bu ana hükümlerden yola çıkarak, olaylar karşısında hüküm vermesi gibidir. Bunu böyle değerlendirmeliyiz.
Yine bir arkadaşımız Allah bu ayrımı niye yapmamış bize tuzak bir ayet mi indirmiş diye soruyor. Kur’an aklı olan insanların anlayabileceği bir imtihan kitabıdır. Her şeyden nice örnekleri boşuna vermiyor Allah, indirdiğim rehberi bir bütün olarak düşün, aralarında bağlantı kur ve ondan sonra iman et, yani aklını kullan der birçok ayetinde. Bu kitap gönül gözlerinizi açacaktır diyor, neden söylüyor bu kitaba sarılmamız için. Elbette bunu rabbim boşuna söylemiyor. Bizler bir ayete bakarak kararlar verirsek yanılmamız kaçınılmaz olur, çünkü kur’an bir bütündür, eğer onun sözlerini ayrıştırıp tek tek anlamaya çalışırsak, onu bir bütünden uzaklaştırırsak asla doğru bilgiyi alamayız. Dediğim gibi kur’an bizlerin İMTİHAN ARACIDIR.
Resulüne itaat edin sözüne gelince. Bu sözle kendisine eş koşmuş olmuyor, tam tersine görev verdiği elçisine saygı durulmasını, yani bu yolla gönderdiği ayetlere de saygılı olunması gerektiğini anlatıyor bizlere. Bunu şu örnekle açıklayabilirim. Bir kral, bir başka krala gönderdiği elçiye saygı duyulmasını ister. Çünkü kendi namına gönderdiği elçi onun bizzat sözlerini iletmek için görevlendirilmiştir. Eğer görev verdiği elçiye bir saygısızlık yapılırsa, gönderen kral kendisine saygısızlık yapmış sayar. Bu örneği tarihi filimler de çok görürüz. İşte Rabbimde görev verdiği elçiye uyulmasını ve kendisinin gönderdiği bilgilere itaat edilmesi için, önce elçisine saygı gösterilmesini ister. Ona yapacağınız bir saygısızlığı bana yapılmış olarak kabul ederim diye de bizlere açıklar.
Abdulmelik kardeşimizin verdiği ayet örneğine bakalım.
İşte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar.
Yukarıdaki sözleri düşünelim acaba Rabbim burada ne söylemiş olabilir? Peygamberimiz o günün toplumuna iyilikler, güzellikler emrederek, kötülüklerden men edeceğini söylüyor. Yine topluma temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar derken, bu detayı nelerin haram yapılacağının hükmünü nereden alıyordu, apaçık kurandan gelin onlardan örnek verelim.
Maide 87: Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.
Yukarıdaki ayete dikkat ederseniz zaten rabbim temiz olanları helal, pis olanları haram kıldığını söylüyor. Bu kitabın indirildiği zamanı düşünün lütfen, peygamberimiz toplumu aydınlatmak, açıklamak için onları bilgilendirmek görevinin de olduğunu unutmayalım. Bu sözlerden yola çıkarak Rabbin detay vermediği konularda elçisi detay vermiştir dersek kur’anın açıklık ve her şeyden örnekler verdim sözlerine ters düşer. Bakın size bir başka ayet bu konu ile ilgili.
Enam 119: Üzerine Allah'ın adı anılıp kesilenden yememenize sebep ne? Oysa Allah, çaresiz yemek zorunda kaldığınız dışında, haram kıldığı şeyleri size açıklamıştır. Doğrusu birçokları bilgisizce kendi kötü arzularına uyarak saptırıyorlar. Muhakkak ki Rabbin haddi aşanları çok iyi bilir.
Şimdide sizin sözleriniz ile birlikte yukarıdaki ayeti düşünelim. Allah bakın açıkça ne diyor? (haram kıldığı şeyleri size açıklamıştır. Doğrusu birçokları bilgisizce kendi kötü arzularına uyarak saptırıyorlar.) Demek ki Allahın açıkladığı dışında her şey helal ki Rabbim bunu söylüyor. Demek ki peygamberimiz kur’anın haram ettiklerini haram kılmaktan başka söyleyeceği ne olabilir? Aksi takdirde Rabbin bu örneklerine ters düşmüş oluruz.
Enam 150. ayette çok dikkat çekicidir bakın orada da ne diyordu Rabbim?
("Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin.) Demek ki açıkça haram koyma yetkisi rabbinmiş. Eğer elçisine de böyle bir yetki verseydi böylemi söylerdi Allah? Dikkat edin kur’anda haram dediklerinden başka haramlar koyanlara, şahitlerinizi getirin diyor. Allahın emri yani şahidi kur’andır. Bunun tersi bir yetki olsaydı asla Rabbim böyle söylemezdi.
Enam 140. ayeti hatırlayınız burada ne diyordu bize Rabbim, daha doğrusu ne anlatmak istiyordu burası önemli.
(Allah'a karşı yalan yere iftira düzüp Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır.)
Bakın buradaki sözler de Allah ın açıkladıkları dışında haram diyenlere, Allah a karşı yalan ve iftira atmış kabul ediyor Allah. Hâlbuki eğer peygamberimizin de haram yapma yetkisi olsaydı böylemi söylerdi? Hatırlayınız denizi sizler için rızk kaynağı yaptım der bir ayetinde. Bugün günümüzde yıllarca midye, ıstakoz, karides haram diye yenmesi yasak dediler. Yasak dedikleri de denizin en vitamin kaynağı ve en çok faydası olan yiyecekler olduğu anlaşılınca artık kimsenin sesi bile çıkmaz oldu. İşte bizler bu yanlışı yaptıkça zararını kendimiz görüyoruz. Zararlı, pis olan şeyler bugün günümüzde tıp ve biyoloji ilmi ile çok açık anlaşılmaktadır. Bizlere düşen Rabbin apaçık yasakladıkları ve ilmin zararlı dediği her şeyi kendimizden uzak tutmalıyız.
Yitiksevda kardeşimizin verdiği ayet örneğine gelince.
(Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun.)
Hemen kur’anı düşünelim acaba Rabbim elçisine bizlere neyi vermesini emrediyordu onu hatırlayalım.
Nisa 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma.
Maide 49 Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma.
Maide 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
Demek ki peygamberimiz bizlere vereceği şey kur’anmış, çünkü rabbin verdiği görevden bunu anlıyoruz. Dikkat ederseniz Rabbim, Allah ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye indirdiğini, insanlara hükmederken de kur’an ile hükmetmesi gerektiğini, elçisine de sana indirdiğimi insanlara tebliğ et, bunu yapmazsan verdiğim görevi yapmamış sayarım diyor. Dikkat ederseniz başka bir emir yok. Eğer var dersek tüm bu ve buna benzer ayetlerle çelişir. Kur’anda çelişki yaratmış oluruz. Lütfen düşünün Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz dedikten sonra kur’anda geçmeyen haramlar dan da sorumlu tutar mı? Yorum ve karar sizlerin. Size aşağıdaki ayeti hatırlatmak istiyorum.
Araf 3. (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Yukarıdaki emir dikkat edin aracısız, direk rabbim kullarına veriliyor ve bakın ne diyor bizlere? Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Peki, şimdi sormak istiyorum Rabbim apaçık ve çok net bizlerin kur’ana uymamızı emrediyor. Sizce başka emirler, hükümlerden de sorumlu olsak, peygamberimizin kur’an dışından da hükümleri olsaydı YÜCE RABBİM BÖYLEMİ SÖYLERDİ? Birçok ayetinde bizlerin kur’ana sarılmamızı ve ona sarılanların doğruya ulaşacağını söyler. Eğer sarılmamız gereken başka bilgiler olsaydı Rabbim böylemi söylerdi? Günümüzde kur’an dışı bilgileri hatırlayınız aynı konuda çok ama çok farklı hükümleri içeren konular var. Acaba rabbim bizleri böyle bir yola gitmemizi ister miydi? Hatırlayınız emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin sorumlu olursunuz diyen rahman, bizleri emin olmadığımız ve bir rivayete göre diye başlayan ve kur’anda hiç bahsedilmeyen hükümlerin ardı sıra gitmemizi ister miydi? Allah kur’an için gönül gözü der bizlere ve bakın nasıl uyarır.
Enam 104. : Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Değerli arkadaşlarım Rabbin gönül gözünde eksik kalan, açıklanmamış hiç bir şey olamaz, çünkü Allah bizlere gönül gözünün geldiğini, kim bu gönül gözüyle görürse kendi yararına olacağını söylüyor. Peygamberimiz, kur’an bir bütün olarak düşündüğümüzde ilaveler yapıcı değil açıklayıcı, örneklerle topluma anlatıcı ve uygulayıcı olduğunu anlıyoruz. HÜKÜM YALNIZ ALLAHINDIR diyorsa Rabbim, ben bunun tersini düşünemem. Geçmiş peygamberlere de baktığımızda dine ilave edip hüküm verme yetkisi olan, hiçbir peygamber yoktur. Daha doğrusu bu konu ile ilgili kur’anda hiç bir örnek yoktur.
Değerli arkadaşlarım benim bu konuda söyleyeceklerim bu kadar. Benim için bu konu bitmiştir. Hepimiz söyleyeceklerimizi söyledik. Gerçek doğruyu Yüce Rabbin huzurunda göreceğiz. Hepimiz imtihanımızı kur’andan oluyoruz. Elimizde hiç değişmemiş sapasağlam bir rehber var. Rabbim OKU VE DÜŞÜN DİYOR. Daha sonrada sizleri bu kitaptan imtihan edeceğim diyorsa, sanırım her şey çok açık demektir. Yanılan düşük not olacaktır. Burada bizlerin yaptığı kur’ana göre birbirimizi uyarmak olmalıdır asla kırmak ve birbirimize kızmak değil. Bende elimden geldiğince Rabbin kelamından anladıklarımı yazdım. Bende bir beşerim hata yapabilirim. Elbette sizlerde inandıklarınızı yazdınız. Hangi bilgilerin doğru olduğunu huzura gittiğimizde göreceğiz. Bu konu benim için kapanmıştır. RABBİM İSTEMEDEN YAPACAĞIMIZ HATALARIMIZI CÜMLEMİZİN AFFETSİN İNŞALLAH.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |