Hakikat: Bir şeyin aslı, esası, mahiyeti gerçek doğru ile görülen duyulan aklederek neyin ne olduğunun ve ne ifade ettiğinin apaçık bilinmesidir.
----"Hiç, göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah(ın varlığından, birliğinden) şüphe edilebilir mi?" dediler----(İbrahim-10)
Her şeyde Allah’ın varlığına, birliğine sıfatlarına apaçık deliller var olduğu halde, onun varlığından şüphe edilir ise onun aklının varlığından şüphe etmek gerekir.
(Hem de) O'nun, sizin rabbiniz Allah olduğunu, mutlak ve nihai hakikat olduğunu bildiğiniz halde! Çünkü hakikat (terk edildik)ten sonra, geriye sapıklıktan başka ne kalır?Öyleyse, hakikati nasıl gözden kaçırabilirsiniz?"
(Yunus-32)
Hakikati inkara şartlanmış olanlar her zaman hakikati terk etmek veya verilen misalleri göz ardı ederek sapıklığa düşmektedirler. Ayeti kerimede Rabbimizin kim olduğu mutlak ve nihai HAKİKAT olduğunu bildiğiniz halde ayeti Hakikati hiçbir aklın reddedemeyeceğini açıkça izah etmektedir. İnanmadıklarını iddia edenler dahi dara düştüklerinde Fıtratın tanıdığı ve hiçbir zaman reddedemediği Rabbe yalvarır ve Eman diler bu Hakikat bütün insanlarda mevcuttur.
Ayeti kerimeleri incelediğimizde özellikle HAKİKATİN anlayanlara delilleri ile apaçık anlatıldığı, Ölüden diri, diriden ölü çıkaran, sabahı ışıklandıran, geceyi sükunet olarak yaratan, güneşi ayı hesap üzere yaratan, karada ve denizde karanlıklarda yolumuzu bulmamız için yıldızları yaratan, doğa dengesini mizan üzere yeşerten Yegane güç sahibi Allah’tır bunu hiçbir Akıl sahibi inkar edemez %1 şüphe dahi duyamaz çünkü bu apaçık deliller Rabbimizdendir.
En Muhteşem sanat eseri olan İnsanın sütünü dahi Akıl ile ele aldığımızda bu muhteşem nimetin ne denli bir evreden geçtiğini idrak etmek dahi Allah’ın varlığına apaçık delildir. Kan, dışkı içerisinden berrak bembeyaz sütü elde etmek Yüce bir sanatkarın varlığının ve hiçbir şekilde şüpheye mahal bırakmayacak bir yaratanın varlığına apaçık delildir.
Bütün İnsanlar bir araya gelse Allah’ın eşsiz sanatının eseri olan sütü yaratamaz.
Allah Resulü Hz Muhammed (s.a.a) İmam Ali’ye:
"Rabbini ne ile tanıdın?" diye sorduğunda, İmam şöyle cevap verdi:
"Kastların feshedilip, himmetlerin bozulmasından; ben bir şeye niyet ettiğimde benimle niyet ettiğim şey arasında engel oluşturulduğunu ve bir şeye karar aldığımda kaza ve kaderin benim kararıma ters düştüğünü gördüm ve bundan idare edenin benden başkası olduğunu anladım."
(Şeyh Saduk'un et Tevhid adlı eseri s. 288)
İnsan lisanı hal ile düşündüğünde, nefse ruha sezgiye Yaradan kimdir sorusunu sorduğumuzda kendi acizliğini hiç çekinmeden lisanı hal ile dile getiren yaradılan Hakikatler kendilerinin fiili olmadığını idrak eder ve kendilerini yaratanın Allah olduğunu açıkça söyler sorun bakalım bu duyu organlarını yaradan kimdir? sorusuna vereceği cevap Allah’tır.
Bir başka Rivayette Alemin Hadis (Yaradılışı)’na delil.
"Ey Resullullah (s.a.a)'in oğlu! Alemin hadis (yaratılmış) olduğuna delil nedir?" diye sordu.
"Sen yoktun sonra var oldun. Biliyorsun ki, sen, kendini var etmemişsin. Senin gibi olan birisi de seni var etmemiştir."
Akıl sahibi hiçbir varlık değişiklik ve dönüşümden kurtulamayan bir varlığın ebedi olabileceğini kabul etmez. Aynen alemlerin kendiliğinden var olduğu kendi kendine meydana gelebileceğini hiçbir akıl sahibi tasavvur edemez. Her şeyin Yaratıcısı Allah’tır ezel ve ebed sahibi sonsuz ilim sahibi bizleri yoktan var eden ve öldürüp diriltecek güç sahibi Kadiri Mutlak olan Allah’tır.
Örneğin : Şu cümleler/kelimeler kendiliğinden nasıl var olmuyor ise, bunu yazan ben isem, alemin de kendiliğinden oluşması mümkün değildir. Onu Yaratanın sonsuz kudret sahibi olduğu apaçıktır.
Kur’ani Kerim’de İnkar edenlere Gökleri ve Yerleri Kim Yarattı diye sorulduğunda verecekleri cevap şu ayeti kerimede izah edilir.
(Çoğu insan) gibi, şayet onlara, "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan, hiç tereddüt etmeden "Allah'tır!" derler. De ki: "(O halde bilin ki) bütün övgüler yalnız Allah'a mahsustur!" Fakat onların çoğu (bunun ne demek olduğunu) bilmez.
(Lokman-25)
Hiçbir şey rastlantı eseri olamaz, her şeyin yaratıcısı Allah’tır bütün alemler buna şahadet etmektedir. İnsan kendini dahi düşünse beni yaradan kimdir sorusunu Akli olarak sorduğunda bu muhteşem sanat eserinin kendiliğinden var olmadığı bunu yaratanın Allah olduğunu hiç şüphesi idrak eder. Allah’ı ispat etmek gibi bir acziyet Akıl sahiplerine göre iş değildir. Çünkü S-L-M Teslimiyet Müslüman’ın şiarıdır Allah sorgulanamaz.
Eğere bu hakikatler yeterli gelmiyor ise benim bu andan itibaren diyeceğim tek şey yine Allah’ın kelamı ile cevap verip susmaktır.
Siz ey iman etmiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve (her zaman) hakkı ve doğruyu konuşun;
(Ahzab-70)