‘’Tertemiz/Kötülüklerden Korunmuş Kalp’’
Bi kalbin selim .بِقَلْبٍ سَلٖيمٍ
Saffat -84 Şuara-89 ayeti kerimelerde geçen tertemiz/kötülüklerden korunmuş bir kalbin temel şartı hakikat karşısında kayıtsız şartsız teslim olmaktır. Teslimiyetin üç aşaması mevcuttur.
1:Bedenin teslimiyeti
2:Aklın teslimiyeti
3:Kalp (Gönül) Teslimiyeti
Bedeni teslimiyeti bir örnek ile sunmaya çalışalım:
1:Bedenin teslimiyeti: Bir savaş içindeyiz ve karşı tarafın kuvvetleri bizlere galip geldi ve bizleri teslim almak istediklerinde, öncelikle ellerimizde bulunan silahları yere bırakır ve ellerimizi havaya kaldırarak onlara doğru yanaşır ve onların isteğine göre teslim oluruz. Bu teslimiyet bedeni bir teslimiyet olup, akli veya kalbi bir teslimiyet değildir.Sadece mağlubiyetin sonucu karşı tarafın eline geçmek esir olmaktır. Ama her daim akli ve kalbi olarak kurtulma ve tekrardan bunlar ile savaşma geçer. Bedeni teslimiyet kaba kuvvetin varabileceği en son başarıdır. Bu teslimiyet sadece bedeni teslim almaktır.
2:Aklın teslimiyeti: Bu şekilde bir teslimiyet, bedeni olmayıp, karşı tarafın sunmuş olduğu delillere karşın akıl ve mantık ile yapılan muhakeme neticesinde, elde edilen bir teslimiyettir. Örnek olarak bir öğrenciye fizik kuralları anlatılırken kesin deliller ile ispat aşaması kanıtlanarak, yeterli derecede delil sunulması ile bütün insanlık inanma dese dahi aklın kavradığı bu hakikat teslim olmayı gerekli kılar. Kur’anın Allah’ın kelamı olduğu hakikati, güneşin varlığı, dünyanın dönüşü ve birçok hakikat akıl ile kavrandıktan oluşan teslimiyet Aklın muhakeme gücüdür. İnsanın iç âlemindeki gerçek düşüncesinin delil ile ispatlanmasıdır.
3:Kalp (Gönül) Teslimiyeti: Teslimiyetin en önemli aşaması kalbin (gönlün) teslimiyetidir. Dil ile teslim bedeni teslim akıl ile teslim eğer gerçek manada kalbe inmemiş ise o teslimiyet yapay bir teslimiyettir. Kalbin teslimiyeti insanın tüm benliği ile her tür cühud ve inattan, körü körüne aklı teslimiyetten arınmış kin, kibir, fahşa’nın her türlüsünden arınmak sureti ile elde edilecek olandır.
Ey imana ermiş olanlar! Allah'a kendinizi tam olarak teslim edin ve şeytanın ardından gitmeyin, zira o sizin apaçık düşmanınızdır.(Bakara-208)
Hakikat olan karşısında teslimiyet beden, dil, akıl vede en önemlisi kalp ile teslim olmaktır.İblisi bu hususta örnek olarak ele alalım:Kur’an ile bize bildirilen İblis karakteristik yapısını incelediğimizde, Allah’a Ahiret gününe, İhlas sahibi kulları ve daha bir çok hakikati bildiğini ayeti kerimelerden öğrenmekteyiz, bu hakikatleri bilmesine rağmen o zaman neden İblis oldu ve Kıyamet gününe kadar izin verildi sorusunu soracak olursak.
Bu soruya cevabımız:İblis gerçeği kavramak ile birlikte duyguları isyan etmesine sebep olmuştur. Aklının kavramasına karşın baş kaldırması, gerçeği kabul etmeyip kibirlenmesi, ululanması, ırkçılık ve gönlünün teslim olmayışı, onun hakkı inkar edenlerden olmasına sebep olmuştur.
(Ve Allah): "Sana emrettiğim zaman" dedi, "seni secde etmekten alıkoyan neydi?" "Ben ondan üstünüm", diye cevap verdi (iblis), "(çünkü) beni ateşten yarattın, onu balçıktan."(A’raf-12)
İblis, «Bana insanların tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver» dedi.(A’raf-14)
Sonra Meleklere "(Haydi!) Adem'in önünde yere kapanın" dediğimizde İblis dışında hepsi yere kapandı, o ise reddetti ve (üstelik) küstahça böbürlendi: Böylece hakkı inkar edenlerden oldu.(Bakara-34)
Ayetlere bakınız: (Sad 74-75-76-77-78-79-80-81-82-83-84)