Kur'an'da Sağ ve Sol Kelimeleri
KUR’AN’DA GEÇEN SAĞ VE SOL KELİMELERİ SAĞ (YEMİN)KELİMESİ-SOL(ŞİMAL KELİMESİ) Yemin(Sağ)=Eyman (çoğulu) ŞİMAL(Sol)=ŞEMAİL(çoğul) 1-16/Nahl-48 أَوَ لَمْ يَرَوْاْ إِلَى مَا خَلَقَ اللّهُ مِن شَيْءٍ يَتَفَيَّأُ ظِلاَلُهُ عَنِ الْيَمِينِ وَالْشَّمَآئِلِ سُجَّدًا لِلّهِ وَهُمْ دَاخِرُونَ
E ve lem yerev ilâ mâ halakallâhu min şey’in yetefeyyeu zilâluhu anil yemîni veş şemâili succeden lillâhi ve hum dâhırûn(dâhırûne). MEALİ: Allah'ın yarattığı şeylerin, gölgeleri sağa sola vurarak, Allah'a boyun eğerek secde etmekte olduklarını görmüyorlar mı? 2-18/KEHF-17 وَتَرَى الشَّمْسَ إِذَا طَلَعَت تَّزَاوَرُ عَن كَهْفِهِمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَت تَّقْرِضُهُمْ ذَاتَ الشِّمَالِ وَهُمْ فِي فَجْوَةٍ مِّنْهُ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ مَن يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِي وَمَن يُضْلِلْ فَلَن تَجِدَ لَهُ وَلِيًّا مُّرْشِدًا
Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden). Meali: Baksaydın, güneşin mağaralarının sağ tarafından doğup meylettiğini, sol tarafından onlara dokunmadan battığını, onların da mağaranın genişçe bir yerinde bulunduğunu görürdün. Bu, Allah'ın mucizelerindendir; Allah'ın doğru yola eriştirdiği kimse hak yoldadır. Kimi de saptırırsa artık ona, doğru yola götürecek bir rehber bulamazsın. 3-18/KEHF-18 وَتَحْسَبُهُمْ أَيْقَاظًا وَهُمْ رُقُودٌ وَنُقَلِّبُهُمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَذَاتَ الشِّمَالِ وَكَلْبُهُم بَاسِطٌ ذِرَاعَيْهِ بِالْوَصِيدِ لَوِ اطَّلَعْتَ عَلَيْهِمْ لَوَلَّيْتَ مِنْهُمْ فِرَارًا وَلَمُلِئْتَ مِنْهُمْ رُعْبًا Ve tahsebuhum eykâzan ve hum rukûd(rukûdun), ve nukallibuhum zâtel yemîni ve zâteş şimâl(şimâli), ve kelbuhum bâsitun zirâayhi bil vasîd(vasîdi), levittala'te aleyhim le velleyte minhum firâren ve le muli'te minhum ru'bâ(ru'ben). MEALİ: Mağara ehli uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürürdük. Köpekleri dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görsen, için korkuyla dolar, geri dönüp kaçardın 4-34/SEBE-15 لَقَدْ كَانَ لِسَبَإٍ فِي مَسْكَنِهِمْ آيَةٌ جَنَّتَانِ عَن يَمِينٍ وَشِمَالٍ كُلُوا مِن رِّزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ
Lekad kâne li sebein fî meskenihim âyeh(âyetun), cennetâni an yemînin ve şimâl(şimâlin), kulû min rızkı rabbikum veşkurû leh(lehu), beldetun tayyibetun ve rabbun gafûr(gafûrun). MEALİ: Sebelilerin yurtlarında Allah'ın kudretine bir işaret vardır: Sağlı sollu iki bahçe vardı. Onlara: «Rabbinizin verdiği rızıktan yiyin ve O'na şükredin. İşte hoş bir şehir ve bağışlayan bir Rab» denmişti. 5-37/SAFFAT -28 قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ Kâlû innekum kuntum te’tûnenâ anil yemîn(yemîni). MEALİ: (Uyanlar, uydukları adamlara Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler. 6-37/SAFFAT-93 فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبًا بِالْيَمِينِ Ferâga aleyhim darben bil yemîn(yemîni). Meali: Ve gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle putlara kuvvetli bir darbe indirdi. 7-50/KAF-17 إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ
İz yetelakkâl mutelakkîyâni anil yemîni ve aniş şimâli kaîdun MEALİ: İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. 8-56/VAKIA-27 وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ Ve ashâbul yemîni mâ ashâbul yemîn(yemîni).
MEALİ: Defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara!
9-56/VAKIA-35-38 إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاء فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًاعُرُبًا أَتْرَابًالِّأَصْحَابِ الْيَمِينِ
İnnâ enşe’nâ hunne inşââ(inşâen). Fe cealnâ hunne ebkârân(ebkâren). Uruben etrâbâ(etrâben). Li ashâbil yemîn(yemîni).
MEALİ:Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır.
-------------------------------devam edecek-----------------------