Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Ekim 2010, 19:02   Mesaj No:10

BEDİİ HAMİT

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Kitap gönderilen peygambere Resul denir. Nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden peygamberdir. Yeni din getirmeyip, önceki dine davet eden peygamberlere Nebi denir.

Yani Resul Müstakil bir şeriat getiren veya evvelki peygamberin şeriatına yeni hükümler ilave eden peygamberdir. Nebi ise Kendisinden önce veya zamanındaki resulun şeriatına tabi olan peygamberdir. Her resul aynı zamanda nebidir, fakat her nebi resul değildir

Resul kitap gönderilen mi demektir? ‏

Bu ifade doğru mudur ?

Kurana uyan ifade midir ?

Şayet bu ifade doğru ise kuran bu düşünceye onay veriyor mu ? Vermiyor. Çünkü bazı ayetlerle örtüşmüyor.

Ankebut suresinin, (Ona [İbrahim’e İsmail’den sonra] İshak ve Yakub’u da bağışladık. Nebiliği ve kitapları [Tevrat’ı, İncil’i, Zebur’u, Kur'anı], onun soyundan gelenlere verdik)

Mealindeki 27. âyetinde, İbrahim aleyhisselamın soyundan gelenlere nebilik verildiği gibi kitap verilen resuller de vardır. (Beydavi, Medarik, Celaleyn)

Diye açıklamışlardır.

Şayet Resul kitap gönderilen demek ise bu ayet ifadesi açık ve net değil.

Dikkat ki, ayette Resulun adı bile geçmiyor. Zikredilmiyor.

Ayette nebilik ile kitaplar bir arada zikrediliyor, Ayette nebilik ile kitaplar bir arada zikredildiğine göre O halde kitap verilenler resuller olmayıp nebilerdir anlamı bu ayette daha baskın çıkar.

Daha net ve açık ayet var ki o da Bakara 213 ayetidir

Bakara 213 ayetinde açık geçer nebilik diye ve nebinin tanımını özellekleriyle verir . Sanki Ankebut 27 ayetini tefsir eder.

Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin)

Meal: İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak NEBİLERİ -peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.

Bu ayetle açıkça onlarla birlikte (enzele meahumul kitâbe) kitapları gönderdiği söyleniyor.

Onlara yani NEBİLERE KİTAP İNDİRDİĞİNİ APAÇIK SÖYLÜYOR.

Resul kendisine kitap verilen ve kitap getiren ise bu ifade ayetle çelişkiye düşüyor ve onay vermiyor.

devamı var




__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla