|
Konu Kimliği: Konu Sahibi hattaboğlu,Açılış Tarihi: 25 Şubat 2009 (14:38), Konuya Son Cevap : 16 Ekim 2012 (18:16). Konuya 13 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Şubat 2009, 14:38 | Mesaj No:1 |
ebu zer -ali şeriati ebu zer -ali şeriati Bu günler geçti ve Peygamber göçtü! Ansızın set çekilmiş rüzgârlar her yerden esmeye başladı ve bu devrimin mütecessim ruhu olan Ali, yine adaletin dinden ayrılmasının, halkın sahneden çekilmesinin, dinin yine seçkinlerin, ruhaniyetin, aristokratların ve hakimlerin tekeline girmesinin nişanesi olarak evine çekildi. Bu yüzdendir ki Ali ve takipçileri, bir çöl adamı olan Ebuzer, işsiz kimsesiz, Habeşli bir köle olan Bilal, eski bir azatlı köle olan İranlı Selman, Yunanistan’dan gelmiş bir gariban olan Suheyb, siyah bir köle olan bir anne ve yoksul hurma satıcısı güneyli Arap bir babadan olan Ammar… Bunlar, İslâm devriminin önderinin âciz yakınlarıydılar, sahneden çekildiler ve büyük sahabeler, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebî Vakkas, Halid b. Velid, Talha, Zübeyr, Ebu Bekir, Ömer, Osman ki hepsi cahiliye döneminde de eşraftan kimselerdi, hareketin önderliğini ele geçirdiler, topluma hükmetmeye başladılar ve siyasî bir grup oluşturdular. İslâm’ın “sağa” doğru böyle aniden, şiddetli bir şekilde kayması - ki Sakife’de darbe benzeri seçimle başladı - Ebu Bekir zamanında sadece siyasî bir yöne sahipti. Ömer zamanında, Müslümanların devletten maaş alması şeklinde ekonomik yönünü gösterdi. Hatta Peygamber’in hanımlarını bile “hür ve cariye” diye iki sınıfa ayırdı. Peygamber’in hür hanımları buna itiraz edip ayrıcalık kabul etmediler. Osman döneminde bu kayma zirveye ulaştı. Toplumda sınıflar oluştu ve seçkinler mutlak hâkimler oldular. Ekonomik kaynaklar, savaş ganimetleri, İran Maveraünnehri’nden Afrika’nın kuzeyine kadar sayısız siyasî ve idarî tebaayı Medine rejiminin emrine veren İslâm’ın doğudaki ve batıdaki fetihleri Peygamber’in ashabını, mücahitleri, muhacirleri ve ensarı inanan devrimci partizanlardan, siyasetçilere, güç kudret ve servet adamlarına çevirdi ve çoğunlukla yoksul zahitler ve mücahitlerden olan adamlardan bir “hâkim tabaka” oluşturdu. Milyonlarca Müslüman ve kâfirden fakir Medine’ye akan savaş ganimeti, zekât ve cizye şeklinde para seli, yeni bir “burjuvazi tabakası” meydana getirdi. Sadece İslâmî Medine’yi, Müslüman ümmeti, Uhud ve Bedir savaşları mücahitlerini değil, İslâm’ın muhtevasını, sosyal boyutunu ve nihayet dinî görüşü değiştirdi. İslâm’ı devrimci “ideoloji”den devlet dinine çevirdi. “Altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlar var ya, (işte) onlara (sonraki hayat için) çok çetin azabı müjdele. Bu (toplanıp saklanan altının, gümüşün) cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınlarının, böğürlerinin ve sırtlarının damgalanacağı gün, (bu günahkârlara): ‘İşte, kendiniz için topladığınız hazineler!’ denecek, şimdi tadın bakalım, sarılıp sakladığınız hazinelerin (başınıza açtığı belanın) tadını!” (9/Tevbe Suresi 34-35) Kenz (hazine), Farsça “genc” kelimesinin Arapçalaşmış ve masdar haline gelmiş şeklidir. Yani sermaye biriktirmek demektir. Altın ve gümüş sermayeciliği temsil eder. İnfak, “çukur” anlamına gelen “nefk” kelimesinden alınmıştır ki if’al babında ilk anlamının tersi bir anlam kazanır. Yani çukurun doldurulması. Açıktır ki burada kastedilen çukur, toplumda sermayecilik ve ekonomik sömürü sonucunda ortaya çıkmış olan hazinedir. Buradaki çukur, toplumsal yaşamdaki eşitsizliğin ve sınıfçılığın tabiî bir sonucudur. Allah yolundan kasıt, İslâmî terminolojide - Müslüman terminolojisinde değil - insanların yoludur. Sosyal konulardan bahseden tüm ayetlerde Allah ve insan (itikadî değil) sosyal yönden birbirlerinin yerine geçerler. İslâm’ın Rabbi kendine ait adak, kurban, koku, tütsü vs. istemez. Halka ait ve toplum için olan şey, Allah için olur. Allah’a güzelce borç verirseniz (64/Tegâbun Suresi 17), halka güzelce borç verirseniz demektir. Allah’ın yolu, Allah’ın malı, Allah’ın evi, Allah’ın hükmü, Allah’ın eli, Allah için, Allah’a doğru… Hepsi toplumda karşılık bulur. Halkın yoludur, halkın malıdır, halkın evidir. “Halk için kurulan en önemli ev, tüm halklara bir hidayet kaynağı olan Mekke’deki kutlu evdir.” (3/Âli İmran Suresi 96). Halkın yönetimidir, halkın elidir, halk içindir, halka doğrudur. Çünkü halk Allah’ın ailesidir ve böyle anlamayan, bu şekilde inanmak kendilerine zor gelen kişiler, diğer dinlerin kendi ilahları hakkında gösterdiği ilahî dünya görüşünün etkisindedirler. Fakirlik ve mahrumiyeti dinle açıklayan mahrumlar, ilk kez Ebuzer’den şunu öğreniyorlardı: “Ne zaman yoksulluk bir kapıdan girerse, din başka bir kapıdan çıkıp gider!” Osman: Eğer bir adam zekâtını vermişse, kerpiçlerinin biri altından, biri gümüşten olan bir saray bile yapsa hakkıdır. Ardından Ka’b'a dönüp onun fikrini sordu. Ka’b: “Evet efendim, öyledir!” dedi. Ebuzer ona saldırdı. Ka’b korkudan Osman’ın arkasına gizlendi. Halifeye sığındı. Sahne tamamdır! Tüm tarihin gösteri sahnesi! Bir tarafta altın, zorba ve hâkim din, Abdurrahman, Osman ve Ka’bu’l-Ahbar ve ne kadar da belli! Temel altın! Zorba hami, din zorbanın sığınağında yönlendirici ve karşısında Ebuzer; sömürü ve istibdad kurbanı, tarihteki mahkûm dinin ve mazlum sınıfın tecellisi, Allah ve halk! (Daha önce de değindiğim gibi bu teslis her zaman vardır. Burada Abdurrahman altını, Osman gücü ve Ka’b'ul-Ahbar şirke bulaşmış bozuk dini temsil eder. Üçü de birbirine dayanmıştır ve karşılarında Ebuzer; yalnız, saldırgan.) Ebuzer yalnız, silahsızlandırılmış ve mazlum. Ama yine de saldırgan. Ka’b'ı zorbanın sığınağında yakaladı ve deve kemiğiyle başına öyle vurdu ki kan aktı. Sömürünün sloganı “Halk tabakası için din” ve “Seçkinler için dinsizlik!” ve “sokaktaki” ile “üniversiteli” arasındaki duvarı örüyor, “aydın” ve “halk” Ebuzer’in davetinde eşit oluyor, sermayecilik karşıtı İslâm’ın sıratı müstakiminda bir şiar buluyorlar. Dindarlar, Ebuzer’den sınıf bilincini, aydınlar itikadî bilinci öğreniyorlar. Ali’nin Osman’a yenilgisi, Ebuzer’in haykırmasına neden oldu. Osman Ümeyyeoğullarından akrabalarına makamlar verdi. Adalet ve özgürlük için Müslüman olan halkın kaderi, tekrar İslâm’ın büyük, köklü ve kindar düşmanlarının, seçkin, ayrımcı ve şirk mensuplarının eline geçti. Bugün İslâm kılıfına bürünmüşlerdi. Ebuzer artık suskunluğu ihanet olarak görmektedir. Ancak haykırışında Mekke’de olduğu gibi yalnızdı. Medine’de de muhacir ve Peygamber’in büyük ensarı arasında yalnızdır. Osman’a ve altın düşkünlüğüne saldırdı. Yeni tabakaya, zekât ve savaş ganimetleri sayesinde sahabe ya da halifenin yakınları adıyla altın düşkünü, yeni burjuvazi tabakası şeklinde bir grubun ortaya çıktığı Medine’ye saldırdı. Muhacir ve Ensar - Peygamber döneminde sadece imanları için savaşan ve zühdü önceleyen kişiler - şimdi binlerce mülk sahibi olmuşlar; Rey, İran, Bizans, Mısır ve Yemen gibi zengin yerlere sahipler ve yağma için en iyi kılıfa sahipler: Adı cihad, adı zekât! Ebuzer gördü ki halk bu kez tevhid adıyla (önceleri şirk adıylaydı) yine esir oluyor, yağmalanıyor ve aç bırakılıyor, belki de yüz yıllarca Müslümanları din adına yoksulluk, zillet ve köleliğe tahammüle götürecek bu hileye tahammül edemedi ve haykırdı! İnsanlar yoksulluklarının Allah’ın değil, Muaviyelerin isteği olduğunu, zilletlerinin Allah’ın dileği olmadığın anlıyorlardı. Çünkü Allah insanın izzetini ister. Eğer zelillerse bunun sebebi zilleti seçmeleridir. Kaynak: Ali Şeriati, Ebuzer, Fecr Yayınları, 1. Baskı Kasım 2007, ISBN 978-975-6004-37-1 | |
Konu Sahibi hattaboğlu 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
ebu zer -ali şeriati | Alimler(Rh) | Esma_Nur | 13 | 6961 | 25 Şubat 2009 14:38 |
peren abladan öğütler.(birsaygılı) | Makale ve Köşe Yazıları | hattaboğlu | 0 | 1950 | 18 Şubat 2009 01:41 |
Muhammed bin Abdulvahhab,ın yolunu takip... | İslam/Dinler/Mezhepler | hattaboğlu | 1 | 2099 | 15 Şubat 2009 21:36 |
yavuz sultan selim han | İslam/Dinler/Mezhepler | Esma_Nur | 44 | 19166 | 14 Şubat 2009 00:08 |
osmanlı padişahları içki içermiydi ? | Bilgi Dağarcığı | kawakeb31 | 48 | 19272 | 12 Şubat 2009 17:54 |
25 Şubat 2009, 14:41 | Mesaj No:2 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati
Bu yönetimin kurucusu,[B]gittikten sonra Ali’nin yalnızlığı ve siyasi hizipleşme, hilafet binasının temel taşının yanlış konulmasına neden oldu Ebu Bekir’in, Ömer’i kendisine halife seçmesiyle İslami yönetime ikinci darbe de indirilmiş oldu. Ömer ve Ebu Bekir’in bizzat kendileri bu yanlış harekete neden olmalarına rağmen, İslam’ın siyasal teşkilatı Rasul’un bıraktığı gibi kalmıştı: Basitlik, eşitlik ve servetin bir yerde toplanmasına engel olunarak, adilce paylaşılması göze çarpıyordu. Ömer’de gidince , yaşlı,sofu ve yönetim için yetersiz bir adam olan Osman hükümeti eline aldı. İslam hükümeti sarsılmaya başladıİslam kanunlarında yapılan değişiklikler o kadar şiddetliydi ki, Muhammed’in binası kökten viran oldu. Onun zamanında hilafet, saltanata, İslami hakimiyet kulubesi, Şah’ın sarayına, sadelik şatafatlı teşrifata, Muaviye’nin ve Osman’ın yeme-içme sarayına dönmüştü”(Bkz.Ali Şeriati, Ebuzer,S.10) Ama mümkün müydü; Osman’ları Muaviye’leri, Abdurrahman İbn Avf’ları hadisle , ayetle ve konuşmayla doğru yola getirmek? Bu nasıl olabilirdi ki? Allah’ın Rasulu, vahiyle silahlı olduğu zaman bile bunu yapamadı. Oysa bunların bizzat kendileri, vahiyle Kur’an’la milleti yağma etmişlerdi.(Bkz.Ali Şeriati, Ebuzer,S.171) | |
25 Şubat 2009, 14:46 | Mesaj No:3 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati
Ebuzer İslam’ı seçen beşinci kişiydi ve kılıcı İslami hareketin ilerlemesinde çok etkili olmuştu. Bozulmaları görüyordu. Takva ve hakikat örneği Ali köşeye çekilmişti ve İslam düşmanları hilafet sisteminde yer edinmiş, kurtçuklar gibi İslam’ı kemiriyorlardı Özgürlükçü ve hakikatperestlerin herbiri bir köşeye savrulmuş, suskun kalmışlardı. Ebubekir’in Ali’yi haksızlıkla siyaset sahnesinden dışlayıp hilafete geçtiği gün Ebuzer muzdarip oldu ve İslam’ın geleceği gözünde karanlık ve ürkütücü göründü. Ancak yine de İslam kervanının aşağı yukarı asli yolunda ilerlediğini görüyordu. Gerçi büyük bir hak yenilmiş; ama İslam düzeni parçalanmamıştı. Bu yüzden içi kan ağlamasına rağmen ağzını mühürlemiş, susmuştu. Osman’ın rejimi İslam’a musallat olunca, mahrumlar ve emekçi yığınlar elden ayaktan düştüler, Osman ve Muaviye’nin sarayına gidip gelen faizci, köle tüccarı, servet sahibi ve seçkinlerin ayakları altında mahvoldular. Sınıfsal farklar ve paranın tekelleşmesi yeniden ortaya çıktı ve İslam büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldı. Peygamber’in durumu, Ebubekir ve Ömer’in sadeliği –ki sıradan ve yoksul bir insan gibi yaşıyorlardı- geride kaldı. İslam hakimi (Muaviye)’nin yeşil sarayının inşası için binlerce dinar harcandı ve Şehinşahlık sarayı gibi yerler inşa edildi | |
25 Şubat 2009, 14:49 | Mesaj No:4 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati
Ebuzer İslam’ın siyasi ve ekonomik katılımcılığının ilerlemesi için çalışıyordu. Osman’ın sistemiyse seçkinliği canlandırıyordu. Ebuzer İslam’ı zulme uğrayan ve mahrum bırakılan insanların sığınağı olarak görüyordu. Osman ise onu sermayeciliğin aracı ve faizcilerin, servet sahiplerinin ve seçkinlerin menfaatlerinin siperi yapmıştı
| |
25 Şubat 2009, 14:51 | Mesaj No:5 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati
Ebuzer bu birkaç önder ve özgürlükçüden biriydi ki bugün beşeriyetin ona ihtiyacı var. Özellikle de makinanın iktisadi alanda şiddetli bir buhran ortaya çıkardığı, ekonomik sorunları en temel yaşam sorunu ve her şeyin kaynağı olarak gösterdiği bu zamanda onun görüşleri daha bir önem kazanmıştır ve yine Şam ve Medine’de oluşturduğu sahne, mahrumları çevresinde toplayıp onları faizcilere, paraperestlere, altın biriktiren seçkinlere karşı kışkırttığı gibi, şimdi de dünya müslümanları onun ferahlatıcı sözlerine, isabetli teorilerine ve ateşli nutuklarına kulak veriyorlar ve sanki onu tarihin derinliklerinde sömürülen çaresizleri mescitte topladığını ve şiddetle yeşil sarayda oturanlara ve Osman’ın çirkin tezgahına karşı tahrik edip haykırdığını görüyorlar: altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanları çok çetin bir azapla müjdele” Ey Muaviye! Eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan israftır, yok eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir!” “Ey Osman! Yoksulları sen yoksullaştırdın ve zenginleri sen zenginleştirdin!” | |
25 Şubat 2009, 17:25 | Mesaj No:6 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati
taassubsavarlar belki savar lar taassublarını... ve şöyle ayık bir göz ve ayık bir kalb ile bakarlar kimleri okuduklarına. -- hz osman ın ne faizciliği ne tefeciliği ne yağmacılığı ne şeriatı çiğnemesini bırakmış.... hz ebu bekir ve hz ömer inde bir "gasp"çı olduğunu ve hilafeti çıkarları uğruna burjuva adına gasbettiği ni söylemiş.. ne aşere i mübeşşere koymuş ne ashabı bedir.. ne seyfullah ,ne zinnureyn bırakmış.. -- hz ali adına veya hz ebu zerr adına bunları söylemesi ise inanı kahredeni... -- ve bizim mü min kardeşlerimiz nedense sırf adı şia olsun da ne olursa olsun mantığı ile bu insanların hataları için tek kelime laf etmiyorlar... oysaki onlar allah ve rasulu nun bize emaneti,nedir bu hıyanet ? kınamak yerine kabahati başkalarında bulmak ise olayın saptırılarak üstünün örtülmesidir.ama allah kıyamette fena sorar... -- eğer insanlar bu şekilde bizim bu alim dedikleri küfürbazlara laf ettiğimizi duysalar hemen yağlı ilmeği takarlar boğazımıza.. çünkü şeriati sahabe den efdaldir onlar için,islamoğlu yada afgani daha efdaldir.. sahabe eleştirilir ama onlar eleştirilemez.. sahabeye iftira atılır ,küfredilir aşağılanır ama onlar dokunulmazdır.. sahabe ismet sıfatlı değil derler ama humeyni ye ismet sıfatı giydirirverirler(hareketleri ile) sadece şia kesimi değil,bizim ehli sünnet kardeşlerimiz içinde aynısı geçerli..birinin şeyhine alenen faizci desek boynumuzu koparı ama hz osman a denilen bu lafa iki kelam etmez kimse.. -- kaç zamandır bu konu dan bahsediyorum,kimseden gık çıkmadı,bu ne duyarsızlık bu nasıl sahabe sevgisi allah aşkına.. hep onlar demesin birde ben deyim FE EYNE TEZHEBÛN.? | |
25 Şubat 2009, 19:28 | Mesaj No:7 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati
eseri kısa bir süre önce okumak için elime aldım.. sayfalar ilerledikçe bazı ifadeler çok ağırıma gitti.. çünkü hitabi gördüğüm zaman şaşırıp kaldım bende.. ve sonuna getirmeden bıraktım.. burda değinmenizde tevafuk olmuş.. | |
25 Şubat 2009, 22:24 | Mesaj No:8 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati Allah razı olsun Hattaboğlu...Hakikaten, bazıları bilmem kasıtlı, bilmem cehaletten, ısrarla birilerini bize alim ve müctehid diye yutturmaya çalışmaktalar...O kadar güvenilir Ehl-i sünnet alimlerine rağmen, şaibeli ve şüpheli kişileri gündemde tutarak meşrulaştırmak istemekteler.... Kendine, dini bir görüntü vermeye çalışan bir çok sitede bu gayreti görürsün...O siteler adeta onların küfrünü örtmek için kurulmuş..! Gerçi siz daha iyi bilirsiniz hattaboğlu hocamda...Asıl küfrün menbaı öldü gitti ama, geride bıraktığı çömezlerinin tahribatı çok yönlü olarak devam ediyor... | |
26 Şubat 2009, 12:51 | Mesaj No:9 |
Cvp: ebu zer -ali şeriati allah senden de razı olsun dadaş. bu insanları şia nın övmesi beni şaşırtmaz,çünkü şia nın itikadı bu zaten...ama ehli sünnet görünenlerin özellikle pompalaması bana manidar! geliyor. savunmalar çok komik "iyisini alır kötüsünü atarım" yahu kardeşim dünyada başka ilim ve başka fikir mi kalmadı da iyi ayırmakla uğraşıyorsun böyle "ashab düşmanından"! neden bu ısrar ? neden bu zorlama ? -- doğan görünümlü şahinlere duyrulur!! -- bir tarikat mensubu bu tarz bir hata yapsa saniyede ipe götürürler,ne din kalır ne iman.adam jet skiye bindi diye ensesinde boza pişirmeye kalkıyorlar,ama allah a put diyen ve halifelere "gasp çı " "yağmacı" "şeriat müfsidi" diyenlere de iyisini al kötüsünü at diyor. bende yiyorum bende yiyorum bened yiyorum... | |
26 Şubat 2009, 21:45 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: ebu zer -ali şeriati
Hattaboğlu kelimelerin kışkırtma içerikli ama kolay kolay oyuna da gelmem kişilik bildiğinden saldırıyon şia ya sana tüm detayları ile konu açalım sünni şia kim gerçek ehli sünnet tespit edelim faydası olmaz ama yinede konuşabiliriz itikadı bozuk demek ağır bir iftiradır.
|
Konuyu Toplam 3 Kişi okuyor. (0 Üye ve 3 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ali Şeriati 'den..../medineweb | enderhafızım | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 29 | 13 Ekim 2024 01:23 |
Ali Şeriati'ye ithafen | Esma_Nur | Şiirler ve Şairler | 1 | 03 Mart 2014 01:31 |
Ali şeriati/Ey özgürlük | Esma_Nur | Videolar/Slaytlar | 0 | 30 Nisan 2013 22:53 |
Ali Şeriati Şiirleri | KEVİR | Şiirler ve Şairler | 3 | 30 Ekim 2012 19:57 |
Ali şeriati | MERVE DEMİR | Alimler(Rh) | 18 | 08 Ocak 2011 01:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|