![]() |
Kim Allah'ı Razı Eder ve İnsanları Memnun Etmezse Kim Allah'ı Razı Eder ve İnsanları Memnun Etmezse Bu konu da akıllı bir kimsenin bilmesi gereken çok büyük aslî bir konudur. Bu her bir fert için meydana gelen bir husustur. Çünkü insan fıtratı gereği tek başına yaşayamaz. Mutlaka insanlarla iç içe yaşar. İnsanların irade ve tasavvurları bulunur. Bunlara muvafakat etmelerini ondan isterler. Eğer muvafakat etmezse kul, ona eziyet ve işkence ederler. Eğer onlara uyarsa bu takdirde de onda ezalar hâsıl olur. Yani bazen onlardan bazen de bunlardan..! Bismillahi Teala Her kim kendi ve insanların hâllerini şöyle bir test edecek olursa bu konuda birçok şey bulur. Hayâsızlığı ve zulmü isteyen, din konusunda bâtıl ve şirk dolu sözleri bulunan bir topluluk gibi. Buna ek olarak kendileri aynı zamanda Allahu Teâlâ'nın şu âyette zikrettiği bazı haramları da işlemiş kimselerdir: "De ki: Rabbim, sadece fuhşiyatı, onun açık ve gizli olanını, günahları, haksız yere isyanı, haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi yasaklamıştır."(Araf, 33) Kendileri müşterek olan bir mekânda bulunmaktadırlar. Büyük bir evde, handa, panayırda, okulda, asker ocağında, köyde kasabada ya da şehirde vb. gibi başkalarıyla içli dışlı bulunmaktadırlar. Kendi istedikleri şeylere dair ancak onlara muvafakat etmede temkinli olurlar. Ya da onları inkâr etmekten dolayı susmalarıyla temkinli olurlar ve böylece onlardan muvafakati talep ederler ya da susmayı. Şayet onlara muvafakat / uyacak olurlarsa ya da susulacak olurlarsa belâlar hususunda onların şerrinden emin olurlar. Sonrada bazen nefislerini onlara dair musallat ederler, onlara ihanet ederler ve ilk başlangıçta onlardan korktuklarının kat katı onlara âkıbet / ceza verirler. Tıpkı onlardan yalan yere yemin ya da din konusunda bâtıl şeyler söylemeyiş -haber de olsun, emir de olsun- ya da fuhşiyat ve zulümden yardımcı olmalarını isteyen kimse gibi. Eğer onları sevmez ise ona eziyet ve düşmanlık edeler. Eğer onlara icabet-ederse bu takdirde nefisleriyle musallat olurlar ve ona ihanet ederler. Onlardan korktuğunun kat katı fazlasıyla eziyet ederler. Aksi hâlde başkalarına eziyet ederler. Aişe'nin (r.a.) Muaviye'ye gönderdiği hadiste ki hususa gelirsek; hadis mevkuf ve merfu olarak rivayet edilmiştir: "Her kim insanları memnun etmeyi değil de Allah'ı razı ederse, Allah o kimseyi insanlar'ın mallarına karşı yeterlilik verir." Bir lafız da şöyledir: "Allah ondan razı olur ve onu insanlara karşı razı eder. Kim de Allah'ı memnun etmez, insanları razı ederse, onlar Allah'a karşı o kimseye hiçbir yardımda bulunamazlar." Başka bir lafız ise şöyledir: "İnsanların kendisi hakkındaki övgüleri kınanmaya dönüşür." (İbn Hibban (271, 277) rivayet etmiştir. Hadisin uzun bölümü için aynı yere bakınız.) Kuşkusuz bu, ilim ve dine bidatlerini bulaştıran bid'at ehline yardımcı olanlar hakkında cereyan eder. Allah her kime hidayet ve rüşd vermişse, haram fiili işlemekten sakınır; insanların eza ve düşmanlıklarına karşı sabreder sonra da bu dünya ve âhirette akıbetleri olur. Tıpkı kendilerine eziyet ve düşmanlık eden peygamberler ve tabileri hakkında cereyan ettiği gibi. |
SAAT: 01:03 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.