Mezhepsizlik Niçin Dinsizliğe Götürür? - Ebubekir Sifil

[Emekdar Üye]

yine bir karar gereği düşünüldü..

yitik sevdanın adının : Ebu Yitiksevda ibn Mevlüt Hönül el-şia olarak değiştirilmesine...
kurduğu yeni ekölün adının: ehli çorba wel cemaat olarak kurulmasına...
4 imamın mezhep görüşüyle bir tutulmamasına tutanın idamına....
karar verilmiştir...

[EbdA]

Bizde taklidi imana karşıyız ama şunu da unutmamak gerekir ki herkes imam olmuyor ve herkes araştırma yapmıyor şimdi avam halk için sizin imanınız taklidi iman o zaman hepiniz gidin cehenneme diyebilir miyiz? Nice avam halk vardır ki ibadetinden dolayı cenneti hak etmiştir de nice alim vardır ki sonunda dinsiz ölmüştür yani her araştırma yapan kurtuluşa ermiyor.
Bizim karşı çıktığımız nokta herhangi bir tahsil görmeden, sadece araştırma yaparak (ki okudukları kitaplarda bir alimin ictihadı yada yorumudur) veya bu uğurda internet başına geçip googleden arama yapmak dışında bir zahmet görmemiş şahısların da içtihata soyunmalarıdır. Bir imamın içtihadı sorgulanacaksa sorgulayan kişi enaz o imam kadar dinde ehil olmalı ki bunu yapsın! İşi ehli yapmayınca google müritleri binlerce mezhep oluşturacaktır bu kaçınılmazdır alın araştırın

Namaz nasıl kılınır?
Hayızlı kadın namaz kılabilir mi?
Allah Resulunun görevi

bunları arttırmak çok kolay hatta oruç yılda kaç gün tutulur yazın google müritlerinin kendi içtihatlarını okuyun. Bir hadisi şerif mana olarak şunu kaydeder:
İşi ehli olmayan aldığı zaman kıyameti bekleyin

Kıyamet yakın çünkü dinde ehil olmayan bir SÜRÜ müçtehit mevcut

İmamlar ben beşerim araştırın derken sizde biliyorsunuz ki dinde gerçekten vakıf olanları kastetmiştir yoksa google müritlerini değil.

Ecrin kardeş bence şahısın bazı yorumlarına bakarak tüm fikirlerini redetmeyelim Ebubekir Sifil'in diğer yorumlarını bilmiyorum ama bu yazısı çok doğru olmuş.

[kurtmehmet]

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Yitiksevda]

Değerli kardeşlerim İslam ümmetinin düştüğü en büyük hatalardan biride herkesin aynı fikirde olmasını beklemek bu asla olmayacak bir düşünce tarzıdır. Kur’an’ın kesin hükümleri üzere söz söyleme hakkı hiç bir kimsede yoktur Anlamının açıklanması gereken hususlarda Allah Resulü Muhammed (s.a.a) açıklamıştır dinde hiç bir eksiklik kalmamış ve kemale erdirilmiştir...

Ben kendi namıma söyleceklerimi söyledim Her Müslüman’ın dinini asli kaynaklardan okuyup öğrenmesi gereklidir İsteyen istediği mezhebi benimseyebilir bunu yaparken de benim mezhebim benim imamım senin imamını döver mantığı olmamalı. Mezhep taassubuna çok fazla girmek istemiyorum. En Başta Mutezile ve Şianın fikirlerini kabul ederim ama ne Şiayım Ne Mutezile Helede Ehli Sunni değilim.

İmam Kadı Abdülcebbar, İmam Caferi Sadık Ebu Hanife İmam Şafii İmam Malik İmam Ahmed B Hanbel başımın taçlarıdır. Temel kaynağım Kur'an ve Allah Resulü Alimlere ve görüşlerine saygı duyarım Ama kimseyi kutsamam yanlışa yanlış doğruya doğru diyebilecek kadar Allah'ıma hamdolsun bilgi edinmişimdir. Öncelikle bir konuyu ele aldığımda Kur’an’ın ne dediğine bakarım ve Kur’anın onayladığı kaynaklar ile devam ederim bazı insanlar gibi aklımı şeyhime bilmem kime kiralamam çünkü ben sağılacak koyun değilim İnsanım akıl beni sorumlu kılıyor isteyen istediği fikirde devam edebilir Hakk ile Batılın ayrışacağı gün İnşaAllah hakkın taraftarlarından oluruz...

[Yitiksevda]

Bizden önceki Kur’an Müfessirleri Kur’an’ı tefsir etmede Allah’ın ne demek istediğini açıklama konusunda çok büyük gayretler sarf etmişlerdir. Kur’andan anladıklarını bizlere eserler olarak bırakmışlardır bu konuda onları takdir etmek ve mükâfatlarının kat-kat verilmesini Allah’tan istemek (dua) etmek bizim görevimizdir.
Bu husus her Müslüman’ın ifa etmesi gereken bir konudur. Yalnız Kur’an Müfessirlerinin tefsirlerinde hatalara ve tüm sözlere bağlı kalmak onları kutsallaştırmaktır. Alimlerin kendi eserlerinde ortaya koydukları çeşitli münazaraları, istidlal, istinbat, tercih, cevaplama ve sonu gelmez münazaraları takip etmek bizim işimiz değildir. Bize düşen o yorum ve münazaraların içerisinden Nas’a en uygun olanı hem ilmi hemde ameli sonuçlardan hayatımıza ihtiyaç olanı almaktır.

İslam ümmeti Mezhepler arasında vukuu bulmuş olan mezhep ihtilafları ve Kelam tartışmalarını bir kenara bırakarak, Saff ve Berrak olan Kur’an pınarına ve o pınarın insanlara sunduğu nimetlerden faydalanmaya bakmamız gerekir. Çünkü o öyle bir pınardır ki içtikçe insanın içesi gelir ve asla o pınara doyum olmaz.

İnanç ve Akide bazında bizlere gereken her cevap Kur’an ile verilmiştir. Mezhepler İnanç ve Akide hususunda cevap mercileri değildir. Mezhepler İbadi yönde Müslümanlar için gerekli olan Fıkhi uygulamaların teferruatlarını muamelat, hukuk,Alışveris,Evlilik, vb konuları ele almışlardır.