|
Konu Kimliği: Konu Sahibi NUR,Açılış Tarihi: 21Haziran 2009 (23:01), Konuya Son Cevap : 28Haziran 2009 (21:43). Konuya 57 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
23Haziran 2009, 17:31 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 4: Bize çalışan bir müslüman ve olarak 24 saatinizi nasıl değerlendirdiğinizden, ve araştırmalarınızda kullandığnız başucu kaynaklarınızdan bahsedebilir misiniz biraz.... Araştırmalarımda daha çok Hayran 2.3 den faydalanıyorum 5: Hiç tanımadığınız bir insana tebliğ görevinizi yerine getireceksiniz, nereden başlar, nasıl bir yol/yöntem izlersiniz kalbini islama açmasını ve farkı fark etmesini sağlayabilmek için ? Muhammed Hamidullah'ın bir sözü var: "SEN ÖYLE GÜZEL YAŞA Kİ; BU GÜZELLİĞİ MERAK EDİP DE SANA SORSUNLAR O ZAMAN İSLAM DERSİN" Malcom X 'in de şöyle bir sözü var: En güzel nasihat, iyi örnek olmaktır Tebliğ için bazen söze bile gerek kalmayabilir.Allah Rasulunun tavırlarlarından bir çok kişinin İslama girdiği siyer kitaplarında yazılıdır. |
23Haziran 2009, 18:10 | Mesaj No:22 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Kur'ana parçacı yaklaşıldığında ayetin siyak ve sibakıyla irtibat kesilmiş olur ve ayetin vermek istediği mesaj kaybolur. İnsanların arasındaki bir çok ihtilafın kaynağı da Kur'ana bütüncül yaklaşma değil,parçacı yaklaşmadır.Tekfircilik anlayışının temellerinden birisi de bu anlayıştır.Bir ayetle kendi gibi düşünmeyenleri tekfir etmekten çekinmezler. 2-İnsanlar hayatlarının bazı bölümlerini Allah'a, bazı bölümlerini hevalarına bölmenin bir ürünüdür bu anlayış. Maalesef müslümanlar arasında amelsizlik çoğalıyor.Namaz ve zekat kelimeleri Kur'an'da bir çok yerde beraber kullanılarak Müminlerin özelliklerinden olduğu belirtilir.Bu ikisinden birisinin eksik olması demek dini parçalara ayırmaktan farksızdır.Hz.Ebu Bekir hilafeti zamanında namaz kılıp da zekat vermeyenlere karşı savaş açtığı rivayetlerde geçer.Mümin olduğunu iddia eden namaz da kılar zekat da verir. | |
23Haziran 2009, 18:38 | Mesaj No:23 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Kişilerin şahsına yönelik ithamlar olayı nefsaniye sokar ve öğüt alacak olan kişi bile öğüt almaktan uzaklaşabilir.Bunun için gerek tasavvuf erbabı olsun gerek diğer islami cemaatlerle olan ilişkilerde dikkatli olmakta her zaman fayda vardır diye düşünüyorum | |
23Haziran 2009, 21:13 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz
Soruları cevapladığınız için teşekkürler. Karşımda kurani kavramları araştıran biri olunca müteşabih ayetleri nasıl yorumladığınızı bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum açıkçası... |
23Haziran 2009, 21:19 | Mesaj No:25 |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz
-Malumunuz 19. y y.dan günümüze kadar gelen ehl-i Kur'an hareketi var.Her davranışını önce Kur'an söylemiyle yapan , diğer tüm değerleri devredışı bırakan bu harekete bakış açınız nedir?Vehhabiler sizce doğru bir yolda mıdır? -Kur'an çalışmalarınızda sizin en fazla hangi kavram dikkatinizi çekti ve nedeni nedir? -
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
24Haziran 2009, 10:25 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz
1:Fecr abim Kuran kıssaları hakkında okuduğum bir çok kaynakta İsrailiyat olduğu bildirilmekte ve Mimarının Kab'ul Ahbar gibi Hz Osman döneminde Müslüman olan zatlar olduğu bildirilmekte ve bir çok kıssanın tevratta geçtiği belirtilmekte ama yaptığım araştırmalarda tevrat'a ulaşamadım? 2:Sahabe dokunulmazlığı ile ilgili hadisler ne kadar sahih. 3:Benim sahabem gökteki yıldızlardır hangisine uyarsanız hidayete erersiniz diye nakledilen hadis gereği muaviyenin yaptığı katliamların aynısına uyman uygun duruma gelmezmi? |
24Haziran 2009, 11:33 | Mesaj No:27 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
A-Analitik Okuma B-İcmali Okuma C-Karşılaştırmalı Okuma D-Konulu Okuma E-Nüzul Sıralı Okuma F-Kelime Çözümlemesi Yaparak Okuma Bu tür okumaların kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır.Tek bir okumadan daha çok bu okumaların olumlu yönlerini ele alarak okumak gerekir diye düşünüyor.Bir de çalışmayı yaparken teorik mi yoksa pratik mi bir konuyu araştırdığın/yaptığın da önemlidir.Çünkü yapacağın Kur'an çalışmasının şekline göre faydalanma şekli de değişkenlik gösterebilir 2-Ümmetin parçalanmaşlığının tek sebebi şudur demek kolay değildir.Ama temel etkenlerden birisi insanların vahiyden uzaklaşmış olmalarıdır.İnsanlar kendi durumlarını olumlu ya da olumsuz değiştirmedikçe Allah da onların durumu olumlu ya da olumsuz değiştirmez. Parçalanmışlığa siyasi düşünce farklılıkları,mezhebsel fıkhı farklılıklar,gaybi konulardaki inançsal farklılıkların Müslümanlar arası ilişkileri etkilemesi,İslam düşmanlarının sistematik olarak Ümmetin birliğini yıkma çabaları,nifak tohumları gibi sebebleri de saymak mümkündür 3-Vahdete ulaşılamamasının sebebleri olarak şunları söylemek mümkündür herhalde: -Müslümanlar arasında kardeşlik duygusunun kaybolması -Mezhep bağnazlığı -Milliyetçilik,ırkçılık -Kur'an'ın kimi ayetlerini kendilerince yanlış anlayıp birbirlerini tekfir etmeleri -İslam düşmalarının nifak tohumları ekmesi şimdilik aklıma gelenler bunlar 4-En büyük sebebi enaniyet duygusu.Her lider/şeyh/kanaat önderi illa kendi etrafında birleşilmesini istiyor.Herkes ben yönetici/idareci/kanaat sahibi/danışılacak,fikirleri uygulanacak lider olmak istiyor.Hiç biri de ben (Lafın gelişi) çaycı,kapıcı,memur,işci,esnaf vs olmaya razı olurum,yeter ki vahdet sağlansın diyemiyor.Hz.Ömer'e oğlunu yönetici yapmak için teklifte bulunan sahabeye Hz.Ömer:"Bir evden bir tane kurban yeter" diye cevap vermiştir. Afganistan'da Ruslara karşı verilen savaşta sağlanan vahdet,Rusların çekilmesinden sonra vahdet korunamamış ve liderlik istekleri yüzünden Müslümanlar birbirlerini katletmişlerdir maalesef. 5-Kapitalist sistem sadece ticari hayatımızı kapsamamış,müslümanların evinin içerisine hatta düşüncelerine bile girmiştir.Ticaret yapan ile memur,işçi ve diğer işlerle iştigal edenler arasında fazlaca bir fark yoktur.Bazıları kapitalist sistemin bazı şeylerin etkisi halinde iken diğerleri de başka yönlerden kapitalizmin çarkları arasında gidip gelmektedir.Cahiliyye anlayışları veya yaşantıları tek bir alana hasretmek olayı basite indirgemek olur.Nasıl ki İslam bütün insanlara/hayata hükmetmeye yönelmişse,cahiliyye de insanın yaşam alanlarına hükmetmeye çalışmaktadır. | |
24Haziran 2009, 12:40 | Mesaj No:28 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
İnsanların müteşabihe yüklediği anlam farklılığından dolayı ihtilaflı olmaktan kurtulunmaştır.Kur'an ayetlerinde bu konuda kendini tanımlarken kimi yerde "Kur'an muhkemdir" ifadesini kullanırken kimi ayette mesela;39/Zümer-23.ayette Kur'an'ın muteşabih olduğunu belirtiyor.Ali İmran suresi 7.ayette ise "Kur'an'ın bir kısmının meteşabih,bir kısmının muhkem olduğunu" belirtiyor.Metaşabihin kelime anlamı "benzeşen,benzeyen" demektir.Alimlerin ihtilaf sebebi Ali İmran 7.ayetteki" Müteşabihleri Allah bilir" cümlesinden sonra gelen "ve" bağlacı tartışmaların odağını oluşturuyor.Kimileri İlimde ileri gidenler(Rasihun) müteşabihleri bilirler demişler,kimileri de Allah'tan başka kimse bilemez demişlerdir. Bu tartışmalar boyutuna girmeden;şu vardır ki bu Kur'an anlaşılması,yaşanılması için indirilmiş bir kitabtır.Biz bu kitabtan sorumlu tutulacağız.Anlamadığımız kitaptan sorumlu tutulmamız Allahın adil olma sıfatına ters gelir.Kur'an anlamaya çalışmalıyız,bu açıdan baktığımızda Kur'an bütünüyle muhkemdir diyebiliriz. Kur'an'da anlamı açık olmayan veya başka ayetlerde açıklanan,mücmel olan ayetler de vardır,bu ayetlerin yorumunda farklılıklar vardır,yani ayetler arasında benzeşmeler,ayetlerin farklı anlatım şekilleri vardır ki bu Kur'anın özelliklerinden birisidir.Bu açıdan baktığımızda Kur'an muteşabihtir diyebiliriz. Allah, ayetleri birbirine benzeyen/müteşabih ve yer yer tekrar eden Kitap'ı sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu Kitap'tan tüyleri ürperir, sonra hem derileri ve hem de kalbleri Allah'ın zikrine yumuşar ve yatışır. İşte bu Kitap, Allah'ın doğruluk rehberidir, onunla istediğini doğru yola eriştirir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.39/Zümer-23 Ali İmran 7.ayeti dikkate aldığımzda ise Kur'anın bazı gaybi haberleri(cennet,cehennem,kıyamet halleri) vardır ki bunların yorumunu yaparken dikkatli olmak gerekir,yorumu mutlaklaştırmak,illa bu yorum doğru dememem gerekir.Bu gibi konularda Allah en iyisini bilir demek en güzelidir. Müteşabih konusunda iki taraftan birisini seçmek değil de iki tarafı uzlaştırmak belki de tartışmaları asgariye indirmeye yarayabilir. | |
24Haziran 2009, 13:15 | Mesaj No:29 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Ehli Kur'an, Kuraniyyum ekolu diye de bilinir.Bu ekol Kur'an'dan başka kaynak kabul etmezler.Kur'an dışındaki,hadis,siyer,tarih,tefsir gibi günümüze kadar verileri tümden reddederler.Ayıtlamacı değil,tümden yoksaymacı bir anlaşıdır.Bu arada tabiiki Peygamber de devreden çıkarılmış olmaktadır.Peygambersiz bir Kurân anlayışı tesis edilmeye çalışılmıştır.Bunlara göre Kur'an "temel kaynak" değil "TEK KAYNAK"tır.Diğer kaynakların hiç bir değeri yoktur.Kur'anı temel kaynak kabul etmek farklı,tek kaynak kabul etmek farklıdır.Temel kaynak kabul edildiğinde tarihten günümüze kadar bilgilerin bilgi değeri vardır,Tek kaynak kabul edildiğinde tarihten gelen tüm bilgiler çöpe atılır. Bu ekol Kur'an'a yaklaşmada uç noktayı temsil ediyor. Vehhabiler ise selefi hareketin bir ürünüdür.Selefilerin içerisinde mutedil olanları olduğu gibi uç ve tekfirci olanları da mevcuttur.Bugün Vehhabilere baktığımızda selefilerin yolundan çok Amerikanın yolundan gittiğini görüyoruz.Bazı göstermelik islamın hükümlerini uygulamakla İslam temsil edilmiş olmuyor. 2-Kavramlar konusuna gelince; Kur'an kavramları araştırmaya başlayınca bir çok kavramın bir biriyle irtibatlarını ilişkisini gözlemledim.Kavramların geçtiği ayetleri dikkatli okuyunca ayetlerde o kavramın açılımlarını farkediyorsunuz.Ama ayetin sadece mealine bakarak kavramların açılımlarını net olarak göremeyiz.Meallerde 5-6 farklı kavramı Türkçeye tek bir kelime olarak çevriliyor.Ama Allah onları farklı farklı yerlerde kullanmıştır ki burda inceliği ortaya koymuştur. Kur'an kavramları konusunda zikr,mücrim,fesad,felah,fasık,hidayet gibi kavramların farklı açılımlarını gördüm. | |
24Haziran 2009, 14:25 | Mesaj No:30 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
2-Sahabe'nin dokunulmazlığı ilgili bir rivayet okumadım.Hangi hadisi kastediyorsun bilmiyorum.Fakat Allah Rasulu a.s kızı Fatıma'ya bile babanın Peygamber olduğuna güvenme diye ikaz ettiğine göre hiç kimse dokunulmaz değildir.Hatasıyla sevabıyla sahabe de bir insandır.Nasıl ki Allah Peygamberleri sorguya çekeceğini bildirdiğine göre sahabenin sorguya çekilmemesi veya dokulmaz olacağı konusu da abesle iştigaldir. 3-Benim sahabem gökteki yıldızlardır hangisine uyarsanız hidayete erersiniz Bu konuda hadis kritercileri şunları söylemiştir. Bu hadis uydurmadır. Ravilerinden olan Sellâm b. Suleym yalancı olup, İbn Hibban'ın da dediği gibi uydurma hadisler rivayet etmiştir. Diğer bir râvi olan Hâris b. Gusayn ise bilinmemektedir. Buna rağmen Şa'rânî şöyle der:« Bu hadis hakkında muhaddisler (zayıflığına dair) konuşmuş olsalar bile, keşf ehline göre sahihtir! » Ancak Şa'rânî'nin bu sözü hiç şüphesiz batıldır! Çünkü keşf yoluyla hadislerin tashih edilmesi tasavvufi bir bid'attır. Bunu asıl kabul etmek, biraz önceki hadis gibi aslı olmayan batıl hadislerin sahih olduğunu kabule götürmesi demektir. Keşf, sahih olarak vukû bulur ise, en iyi durumda bile, rey ile aynı derecededir. Rey ise, hata da eder isabette edebilir. Tabi ki buna heva karışmamış ise bu böyledir. Allah'ın rızası olmayan herşeyden selâmet dileriz. El-Hatib'in rivayet ettiği daha uzun metinden oluşan diğer bir uydurma hadis hakkında es-Suyutî şöyle der: « Bu hadiste bazı faideler vardır, şöyle ki ; Resûl (s.a.s)'in kendisinden sonra furu'da ki ihtilafları haber vermesi onun mucizelerindendir, çünkü bu gaybtan haber vermektir. Ve onun buna rızası ve onayı sözkonusudur. Öyle ki bunu rahmet kılmış ve mükellefi istediğini almakta serbest bırakmıştır...»! Buna cevap olarak şöyle denir; önce es-Suyutî'nin rivayetin sahih olduğunu isbat etmesi gerekir ki, sonradan da o rivayetten hükümler çıkarabilsin. Bu rivayetin uydurma olduğuna bir başka delil de; nasıl olur da Peygamber (s.a.s) sahabeden olan her bir ferde uymamızı tavsiye edebilir? Kaldı ki sahabe arasında âlim olduğu gibi, ilimde orta seviyeli ve daha da aşağı olanlar vardı. Konuyla ilgili gelen rivayetlerin uydurma olduğunu söyleyen İbn Hazm şöyle devam eder: « Çünkü Allah Teala Peygamberi (s.a.s)'i ( O, arzusuna göre konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir)şeklinde nitelendiriyor ise, Peygamber (s.a.s.)'in şeria'ta dair bütün sözlerinin gerçek ve şüphesiz olarak Allah'tan geldiği anlaşılır. Allah'tan gelen şeyde de ihtilaf olmaz. Çünkü ayette ( Eğer o (Kur'an), Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı )buyurulmuştur. Allah ( Birbirinizle çekişmeyin ) ayetiyle bizlere tefrika ve ihtilafı yasaklar. Dolayısıyla sahabeden her birine tâbî olmamızı Allah Resulu (s.a.s)'in bizlere emretmesi imkansızdır. Çünkü sahabenin içerisinde birisinin helal kıldığını haram kılan bulunabilmektedir. Eğer durum böyle olsaydı, Semure b. Cundup'a uyarak içkinin satışı helâl olurdu. Ebû Talha'ya uyarak ta oruçlunun dolu yemesi helâl olurdu (orucu bozulmazdı). Bunlar diğer sahabelere tâbî olunduğunda da haram oluyor. İbn Hazm Allah Resulu (s.a.s)'in ölümünden önce ve sonraki dönemde sahabe'den sadır olan sünnete isabet edemedikleri bazı görüşleri uzunca anlattıktan sonra şöyle der; « Nasıl olurda hem hata hem de isabet eden bir kavmi taklid etmemiz caiz olur »? Konuyla ilgili diğer bir uydurma rivayette: Ehli beytim yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz Uydurma Ravilerinden olan Ahmed b. Kâsım er-Reyyân hakkında ez-Zehebî, yalancı olduğunu söyler. Bu rivayet yalancı olan Ahmed b. Nubeyt nüshasındadır. Dolayısıyla İbn Arrâk rivayetin uydurma olduğunu beyan eder. | |
Konuyu Toplam 4 Kişi okuyor. (0 Üye ve 4 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın misafiri | Gül âsası | Hafta'nın Misafiri | 5 | 07 Şubat 2013 17:53 |
72.Haftanın Misafiri LeyL! | MERVE DEMİR | Hafta'nın Misafiri | 13 | 20Haziran 2010 20:03 |
71. Haftanın Misafiri Muhteşem | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 9 | 24 Mayıs 2010 23:34 |
37.Haftanın Misafiri Türkcan | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 16 | 04 Eylül 2009 23:41 |
26.Haftanın Misafiri Nas | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 37 | 11Haziran 2009 11:27 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|