Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslam/Dinler/Mezhepler (https://www.forum.medineweb.net/219-islam-dinler-mezhepler)
-   -   Sünnet, hadis, mezhep, sahabe, evliya tanımazlığa reddiyedir! (https://www.forum.medineweb.net/islam-dinler-mezhepler/14198-sunnet-hadis-mezhep-sahabe-evliya-tanimazliga-reddiyedir.html)

nuryuzlum 16 Nisan 2009 15:31

Sünnet, hadis, mezhep, sahabe, evliya tanımazlığa reddiyedir!
 
Sünnet, hadis, mezhep, sahabe, evliya tanımazlığa reddiyedir!

Afşin Selim / Milli Gazete

İslâmiyet’in mutlak bilinmesi gereken kaide, edep ve erkânını öğrenmekle yükümlü olanlar; cahilliğe sığınıp en temel hükümlere yabancı kalamazlar. Evet, bilmek lüks değildir Müslüman için. Cühelalık ile âlimlik arasında, bilmekten ziyade, “idrak” farkı mevcuttur. Cühelanın idraki, algısı, nazariyesi, âlim ile denk olabilir mi? Hâlbuki her şey derecelendirilmiştir yeryüzünde; hayat bir denge! Fakat her şeye rağmen; cühela, edindiği temel hükümler çerçevesinde(aşmadan ve taşmadan) tavır durmaya memurdur. Cühelanın kimisi bilmemezliğe sığınır, kimisi akletmek için bilmek ister... “Müslümanlardanım” diyerek, İslâm’ın temel prensiplerini -haşa- teferruat diyerek geçiştirenler, “bilmiş cühelalar”dandır meselâ.

Hz. Âişe (Dininizin yarısını bu Âişe’den alınız), Hz. Osman (O’ndan gökteki melekler hayâ ederler) ve Hz. Ömer’e(Hak ile bâtılı ayırt edici Ömer’dir) hakarete varan tenkitleri bilmişlik addeden bir “Müslüman”ın yaptığı edepsizliğin mesuliyeti, İslâmiyet’e mal edilemez. Ve yine, günlük hayatta yapılan yanlışların faturası İslâmiyet’e kesilemez. Yanlışı şahıslar yapar, İslâmiyet değil… “Canından, malından ve makamından vazgeçmeden”, sıcacık odalarda; Hz. Aişe, Hz. Osman ve Hz. Ömer’e atfen ahkâm kesenler, ülke gündemi tartışırcasına, İslâmî hükümler vermeye kalkışan edep yoksunlarıdır ancak! Heyhat: Beraber postal bağladıkları ahbaplarına hitap eder gibi hitap edip, yargılamaya kalkıyorlar sahabeleri, âlimleri ve evliyaları…

Modern çağın garabetleri

Modern çağı garabetler sarmıştır. Müslümanlarda bundan nasiplenmiştir. Kur’an’ı ve Sünneti, birbirinden bambaşka şeylermiş gibi izah etmek, inkâra açılan bir kapıdır. “Allah’ın emirleri ile peygamberlerinin emirlerini birbirinden ayırmak”(Nisa 150) gibi… Yıkıcı bir propagandadır bu! Hazreti Peygambersiz bir Müslümanlık olabilir mi yahu? Hâl böyle iken, “akıl” ve “mantık” bahşedilmiştir insana; Kur’an’da adı sıkça geçen “temiz akıl” (Bakara 179, Bakara 269, Âl-i İmran 7, Âl-i İmran 190, Zümer 9, Zümer 18, Zümer 21, Mü’min 54, Mü’min 67) manidardır sahiden. Keza akıl bahsinde, “yine de akıllanmayacak mısınız, yine de akıl erdirmeyecek misiniz” (Bakara 44, Bakara 76, En’am 32, A’raf 169, Yunus 16, Hud 51, Yusuf 109, Enbiya 67, Mü’minun 80, Kasas 60, Yasin 62, Yasin 68, Saffat 138…) diye suâl edilir Kur’an’da. O hâlde gerçekten, “aklı olmayanın dini olmaz.”

Her şeyi, her ayrıntısı ile Kur’an’da bulmak mümkün müdür? Hayır… Yalnızca belli başlı esaslar bulunabilir orada. Ehl-i sünnet âlimleri yetiştirmiştir İslâmiyet. Buna binaen; İslâm şereflenmez, şereflendirir! İçtihat diye bir zenginliğe, berekete sahiptir İslâm. Mezheplerde buradan zerk olmuştur zaten. Söze “bence” ile başlayanlar, benliklerini yutmuşlar mıdır gerçekten? Zira içtihat denilen hâdise, “onlar eskide kaldı” ezberiyle idrak edilebilir mi? Hâlbuki eskiyen, pörsüyen ve küflenen “kusurlu ve noksan din anlayışı”nın müsebbibi, az önce vurguladığımız gibi, İslâm değil, şahıslardır! “Müslümanlardanım” diyen bir insan, hayatı “yalnızca ve yalnızca”, “güzel ahlâk gözetmeksizin”, namaz ibadetine, başörtüsüne veyahut bayramlarda seyranlarda kabristanlıkta dua etmeye indirgemiş ise; bunun suçlusu İslâmiyet olamaz! “Sosyal bir varlık” olduğu alenen belli olan insan, vicdanına hapsettiği bir İslâmiyet idrakiyle de, İslâm’ın sosyal hayata müdahalesini kavrayamamıştır. İslam, şarkın mistik tarikatlarına benzemez! O, akıl bahşettiği insana, “sorgu ve düşünce” kabiliyeti vermiştir; yeter ki süzgeçten geçirebil, amacını ve aracını edinmiş ol!

Dünden bugüne ehl-i sünnet âlimlerini ciddiye almayarak, itikadi sapkınlığını “modernizm” ve “reform” maskesi ile perdeleyen şürekâ, İslâm’ın süzgecinden bir türlü geçiremediği felsefeyi “araç” ken, “amaç” edinmiş olabilir mi? Belki de…

Yürüyen Kur’an

“Yalnızca Kur’an yeter” iddiasının arka planında; sünnetsizlik, mezhepsizlik ve âlim tanımazlık yatar çoğu kez… İslâmiyet’in süzgecinden geçmemiş her şey batıldır! “Müslümanlardanım” diyen bir insan, İslâm’ı her şeyin önüne koyamıyorsa, orada bir güdüklüğe rastlanır muhakkak.

Hazreti Peygamberin “yürüyen Kur’an” olduğunu dâhi idrak edememekteki inat ve ısrarları da devam ededursun; “bence” ile başlayan hükümler, ehl-i sünnet âlimlerinin asırlardır yazdıklarını, konuştuklarını dikkate almadan yapılmaktadır ki, bu çok tehlikelidir. Demek ki epey güveniyorlar kendilerine! Esasen, inanan var, inanan var! İslâm’ı, sözde İslâm ile yok etmek niyeti güden modern haçlı zihniyeti ise, şüphesiz sempati ile bakıyor bunlara. Çünkü dönüştürülüyor Müslümanlar. Çerçevesini mezhep, sünnet ve hadis inkârından edinen bu yenileyicilere göre, “İslâm yalnızca Kur’an’dan ibaret”. Maksat farklı elbette: Muhtevası muğlâk bir yenileyicilik… Şunlara bakınız: Herhangi bir alt yapı ve rahleyi tedrisattan geçmemişleri dâhi “yeniliyoruz” diyerek, geziyor ortalıkta. Hangi eskiyi yeniliyorlar?

Netice itibariyle:

- “Yenilemek” iddiası, İslâm’ı tahrif ve tahrip olmuş bir din zannetmenin tepkisidir.

- Yüce Yaratıcıyı ve İslâm’ı idraki nispetinde algılayan insan ise, kendi yanlışlarından kendisi sorumludur.

- Din tacirliğinin bir diğer adı da dini taciz etmektir ayrıca!

- Hadislerin sahih olup olmadığını; Hazreti Peygamberi ve onun davasını, misyonunu tanıyan bir Müslüman, akla, vicdana ve idrake sahip olduğundan dolayı, gayet tabi ayırt edebilir.

- Ehl-i sünnet vel cemaat bir Müslüman, “küçüğünden büyüğüne” Sahabelere saygı duymak mecburiyetindedir. Hazreti Peygamberin ifadesiyle: “Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.”

- İslâm’ın(Hazreti Peygamberin), âlimlere bakışı malumdur: “Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır gelir.”

- O’nun dostlarını dost edinmeyen kimin dostudur ki?

Not: Hâdiseyi burada noktalıyorum. Söz ustalarındır. Bu ülkedeki Müslümanları bekleyen bir tehlikeyi işaret ediyorum yalnızca. Hazreti Peygamberi ve onun sünnetini, ashabını ve âlimlerini hafife alıp, pervasızca sorgu sual ederek, zihin ve kalp bulanıklığına sebebiyet veren sözüm ona “yenileyici”lerin, sözlerini ve yazdıklarını ciddiye almıyorum! Ehl-i sünnet vel cemaat itikadına mensup hakiki âlimlerden şaşmamak gerek. Allah için sevip, Allah için buğz edenlere selâm olsun

İmamHüseyin 16 Nisan 2009 15:58

RE: Sünnet, hadis, mezhep, sahabe, evliya tanımazlığa reddiyedir!
 
Zaten asıl felaket burada, bu in*sanları kutsallaştırmaktadır. Hz. Muhammed sallal*lahu aleyhi ve sellem Varken Neden bu alimleri olağan dışı, ula*şılmaz varlıklar gibi görmeye çalışıyorsunuz. Halbuki, onlar sade ve iddiasız bir hayat ya*şamışlardır.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin hayatı da herkesin örnek alabileceği ve rahatça yaşayabileceği sadeliktedir. Gerçi havalarda uç*maya şartlanmış olanlar onun ve ashabının haya*tını da olağanüstü göstermek ve bize ör*nek olma*larını engellemek için yapmadıklarını bırakmazlar.

İmamHüseyin 16 Nisan 2009 16:03

RE: Sünnet, hadis, mezhep, sahabe, evliya tanımazlığa reddiyedir!
 
İnanç ve ibadetle ilgili hü*kümlerin büyük bölümü Kur'an'da ve sünnette açıkça yer alır. Dünya ile ilgili konularda da sa*dece sınırlar çizilmiş gerisi ilim adamlarına bıra*kılmıştır.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Alimleri varis olarak belirtmiş Bu sebeple alimler, Kuran ve sünnet üzerinde çalışa*rak,geçmiş alimlerin içtihatların*dan da yararlanacaklardır. Böylece Kuran ile hükmetme görevinde Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sel*lemi temsil edeceklerdir.

Allah'ın indirdiği Kitap ile aralarında hükmet. Sakın onların heveslerine uyma. Onlardan ka*çın ki Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmasınlar.

Yoksa cahiliye devri hükmünü mü arıyor*lar? İyi bilen bir millet için kimin hükmü Allah'ın hükmün*den güzel olabilir? (Mâide 5/49,50)

İşte alimler insanları Kuran ve Sünnete yön*lendirirler. Bu, süreklilik isteyen bir iştir. Ama mez*hepleri dondurur, mezhep imamlarını erişilmez kut*sal kişiler sayarsanız bilimsel hürriyeti engellersi*niz ve işin içinden çıkamazsınız.


SAAT: 09:08

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321