|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 16Haziran 2007 (17:39), Konuya Son Cevap : 02 Mayıs 2014 (05:15). Konuya 11 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16Haziran 2007, 17:39 | Mesaj No:1 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | kadın hakkında bir soru ve cevabı Kur’an’a göre bir kadın nasıl olmalıdır Sual: Günümüzde (Hayat müşterektir) denilerek, kadına zulmediliyor. En ağır, en adi işlerde bile çalıştırılıyor. İslâmiyette kadın ev içinde ve dışında çalışmak, para kazanmak zorunda mıdır? Dinimizde kadın hakları hususunda bilgi verir misiniz? CEVAP İslâmiyetten önce kadının hiç değeri yoktu. Araplar, kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı. Kabe etrafında bile kadınlar çıplak dolaşırlardı. Müslümanlık gelince bu kötü âdetler son bulmuştur. Bugün de dünyanın birçok yerinde kadınlar horlanmaktadır. Rusyada da kadına zulmedildi. Zorla Kolhozlara sokuldu. Erkek gibi, en ağır işlerde, erkek şeflerin baskısı altında, insafsızca boğaz tokluğuna, hayvanlar gibi, en ağır işlerde zorla çalıştırıldı. Fakat zulüm payidar olmadı. Bilinen akıbete uğradı. Hür dünya dedikleri hıristiyan ülkelerde ve islâm ülkeleri denilen Arap ülkelerinde, (Hayat müşterektir) denilerek, kadınlar da, fabrikalarda, tarlalarda, ticârette, erkekler gibi çalışıyorlar. Çoğunun evlendiklerine pişman oldukları, mahkemelerin boşanma davaları ile dolu olduğu, günlük gazetelerde sık sık görülmektedir. Bir kadın yazar da diyor ki: (Ne zaman bir fuara gitsem, bacaklarını açıp son model arabaların üstüne oturmuş mini etekli mankenleri görsem içim kalkıyor, midem bulanıyor. Ve şaşıyorum: İyi kötü birer kişilikleri olan bu kadınlar, orada öylece durup o arabaların birer aksesuarı gibi pazarlanmayı nasıl içlerine sindiriyorlar? Hem, kadın cinsini bu kadar aşağılatan o kadınlara karşı, hem de onları oraya oturtup müşteriyi kandırarak mal satmaya çalışanlara karşı öfke doluyor içim.) Kadınlar, islâm dîninin kendilerine verdiği kıymeti, rahatı, huzuru, hürriyeti ve boşanma hakkına mâlik olduklarını bilmiş olsalar, bütün dünya kadınları, hemen müslüman olurlardı. Müslümanlıkta kadın sultandır. Dinimiz kadına çok değer vermiş, erkeğe de çok mesuliyet yüklemiştir. İslâmiyette kadın ev içinde ve dışında çalışmak, para kazanmak zorunda değildir. Evli ise erkeği, evli değilse babası, babası da yoksa, en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamaya mecburdur. Kendisine bakacak hiç kimsesi bulunmıyan kadına, devlet bakmaya memurdur. İslâmiyette geçim yükü erkek ve kadın arasında paylaştırılmamıştır. Bir erkek, hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi bir yerde çalışmaya zorlayamaz. Eğer kadın isterse ve erkek de razı olursa, kadın kendine uygun bir işte çalışabilir. Fakat, kadının kazancı kendisinindir. Müslüman kadının ev işi yapması bir ihsandır, çok sevaptır. Yapmazsa, günaha girmez. Zorla yaptırılamaz. Resulullah efendimizin zamanından bugüne kadar, müslüman kadınlar bu ihsanı yapmıştır. Her kadın, bir erkeğin ya kızıdır, ya kardeşidir, yahut hanımı veya annesidir. Kadınlara kötü şeyler reva görülmemeli, onlara layık olduğu değer verilmelidir.(R. Nasihin) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim] (Bir mümin, kötü huylu diye hanımına kızmasın! İyi huyu da olur.) [Müslim] (En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütûfkâr davranan güzel ahlâklı kimsedir.) [Tirimizi] (En iyi Müslüman, hanımına en iyi davranandır. İçinizde, hanımına en iyi davranan benim.) [Nesâî] (Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine, bir köle azat etmiş sevabı yazılır.) [R.Nasıhin] (Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz.) [Mürşid-ün-nisa] (Hanımını döven, Allaha ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum.) [R.Nasıhin] (Çarşıdan aldığı meyveyi, önce kız çocuklarına verin. Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayan gibi çok sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayana cehennem haramdır.) [İbni Adiy] düşünün bakalım erkekler |
Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 4 | 151 | 23 Eylül 2024 20:24 |
Mustafa İslamoğlu Sözler | Medineweb.net Videolar | Mihrinaz | 2 | 348 | 30 Nisan 2023 16:51 |
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 0 | 254 | 29 Nisan 2023 18:52 |
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE | Hacc-Umre-Kurban | Medine-web | 0 | 1093 | 27 Nisan 2020 21:40 |
16 Kasım 2007, 10:05 | Mesaj No:2 |
Cvp: kadın hakkında bir soru ve cevabı
sevgi değer admin dostum eyvallah lakin ahvali şeraitimize şöyle bir baktığımızda durum pek iç açıcı değil sanırım Kuranı Kerim, evlerimizi, huzur ve dinlenme yeri olarak görmek ister. Allah, evlerinizi, sizin için bir huzur ve sükün yeri haline getirdi.” (Nahl : 80) Yine kulluk kitabımız, evlerimizi bir mektep, irfan kektebi, Kuran mektebi olarak görür . Evlerinizde okunan Allahın ayetlerini, hikmetlerini, sağlıklı ve ahlaklı yaşama bilgilerini, Peygamberin sünnetini,hadislerini belleyin, toplanıp müzakere edin, bilmiyenlere anlatın, öğretin diyor ve lakin Sıramı geliyorbe dostum Allahın kitabını okuyup öğrenmeye. Vakit mi var Hz. Peygamberimizin hadis ve sünnetini öğrenip tanımaya.. Şorayın günlerinden, Şakacı programlarından vakitmi kalıyorki, bir de bunlara vakit ayıralım... Seda Sayanın, Sabah yıldızlarının ve nicelerinin giybet ve dedi-kodu programlarından zaman mı kalıyorda, Kurana ve hadislere vakit ayıralım.. Pembe diziler, yerli diziler....almış başını gidiyor......Öyle değilmi? Evlerimizin hakim gücü TV, kendisinden başka programların takibine asla ve asla müsaade etmez... Böyle olunca da Mevlana dili ile, Muhammed (sav) kokan evlere hasret kalırız... İş bununla bitse... Ankebut suresine bakalım ne diyor bizlere Allahı bırakıp, kulları durumundakilerinden koruyucular, otoriteler edinenlerin durumu, dişi örümceğe sığınanların durumuna benzer. Dişi örümcek bir yuva yapar, bir aile kurar. Evet keşke anlayabilseydik... ALLAH (c.c.) ve Resul ölçülerini evlerinden diskalife edip , villalarını, kaşanelerini, saray gibi dairelerini örümcek evine sokanları anlayabilseydik... Sevgili Peygamberimiz, insanın saadetini hazırlayan sebepleri zikrederken : 1- Saliha bir kadın, 2- Hayırlı ve salih evlad, 3- İyi bir komşu, 4- Güzel bir binit, (bugün icin araba) 5- Geniş bir ev, 6- Rızkının- kazancının kendı memleketinde olması.(Muhtelif hadislerden) Evlerin geniş salonlarının keffareti, içerisinde sohbetlerin yapılmasıdır, tenbihatını yapar.. Hz.Peygambrimiz(sav). Nerede?...Bir tarafta konuşma hakkı vermeyen televizyon programları... Buna bir üçüncüsünü ilave edecek olursak, o da, evini, yorgun ve argın olarak evine dönenkocasına adeta bir cennet köşesi yapmayan evin hanımı... “Evlerinize girdiğiniz vakit, ALLAH (c.c.) tarafından bolluk, bereket ve esenlik diliyerek birbirineze,kendinize mutlaka selam veriniz.(Nur 61) Tüm bu güzellikleri, iylikleri, bereket ve esenlikleri elde etmenin yolu, bir gün oturduğumuz evleri, Kabenin yerine korsak, tıpkı cami ve mescitlere bakış açımızı evlerimize de çevirirsek, yer yüzünde huzurun adresinin evlerimiz olduğunu anlarsak, evet işte o zaman hedefimize kavuşabiliriz. sanırım ne dersin sevgi değer adminim bir de aklıma gelmişken bir kaç ayetin ışığında rabbimizin bizim evlerimizi nasıl olmasını istediği ayetlerin iz düşümünde bu sohbeti noktalayalım şeytanın giremediği evler diyelim isterseniz mesela Tertemiz olanlar ve zikirde bulunanların evleri.(Buhari ve Müslim) Rükü ve secde edenlerin evleri. (Tevbe:112) Doğruluk ve vefa evleri. (Araf:172) Helal kazancın yenildiği evler.(Nisa:10, Enam:152, Muvatta.) Sıla- i rahm-in yapıldığı evler. (Rad:21) Anne babaya iylik yapılan evler.(İsra:23-25,Taberani) Saliha iyi eşlerin bulunduğu evler.( Müslim ve Nesei) Hakların ve görevlerin yerine getirildiği evler.(Nisa:19, Timizi) Sırların saklandığı evler.(İsra:34, Müslim) Haramlardan uzaklaşılan evler.( Fatır:5-6, Müslim) Bidatın kaldırıldığı evler.(Nisa:59, Ebu Davud ve Tirmizi) Selam verip, izin istenilen evler.(Nur:27,61, Buhari ve Müslim) Tevazuun varolduğu evler. (Gafir:60, Furkan:63, Müslim) Af ve iyilik evleri. (Araf:199, Şura:43, Ali İmran:133-134) Rezaletleri kötülükler, alçakça ve bayağı davranışlar kabul etmeyen evler.(Mearic:19) Sevgi ve itaat evleri.(Yunus:26,İsra:9, Feth:29 ve Haşr:9) sevgi değer dost gerek medine vebimizi ve gerekse evimizi bu ayet ve hadislerin ışığında tanzim edebilirsek sanırım şeytan lainin hışmına karşı ribatları sağlamlaştırabiliriz değilmi rabbimin salih ve saliha kulları olmak dileğiyle | |
10 Nisan 2009, 23:44 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 176 Üyelik T.:
15 Eylül 2007 | Müslüman Kadın Güçlüdür
Cahiliye ahlakında güç genellikle para, şan şöhret, itibar, isim sahibi olmak, belli başlı bazı kavramlarla özdeşleştirilmiştir. Bunlardan en az biri elde edilebildiğinde güç sahibi olunacağına inanılır. Kimi zaman da bu özelliklere sahip olan kimselerin himayeleri altına girildiğinde insanların kendilerini güçlü hissedebilecekleri düşünülür. Oysa dünya hayatının her an elden gidebilecek geçici değerleriyle elde edilen bir güç, elbette aynı şekilde kolaylıkla yitirilebilir niteliktedir. Müminler ise güçlerini imanlarından alırlar. Bundan dolayı hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar, güçlerinde bir değişiklik olmaz. Bu, mümin kadının da karakterini belirleyen önemli bir özelliktir. Allah Kuran'da güçlü, hiçbir zaman için sarsılmayan onurlu kişilik yapılarına şöyle dikkat çekmektedir: Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi'nin onları sevdiği, onların da Kendisi'ni sevdiği müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (Maide Suresi, 54) Allah'ın bu ayette bildirdiği önemli bir başka mümin özelliği de, iman edenlerin, insanların kınamalarından etkilenmeyen güçlü bir şahsiyete sahip olmalarıdır. Müminler, tarih boyunca pek çok peygamberin, yaşadıkları toplumlar tarafından çeşitli şekillerde suçlanıp kınandıklarını, eziyetlere maruz kaldıklarını, yurtlarından sürüldüklerini ve hatta bu nedenle öldürüldüklerini bilirler. Peygamberlerin tüm bu zorluklar karşısında göstermiş oldukları güçlü, dayanıklı ve sağlam kişiliği, sabrı, kararlılığı ve tevekkülü kendilerine örnek alırlar. Allah'ın "Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız (bu) emirlere olan azimdendir." (Al-i İmran Suresi, 186) ayetiyle bildirdiği gibi, dünya hayatındaki imtihanın bir gereği olarak, müminlerin zorluk ve sıkıntılarla deneneceklerini, inkar edenlerden 'eziyet verici' sözler duyarak kınanabileceklerini bilirler. Tüm bunları, Allah'a karşı olan samimi imanlarını, teslimiyetlerini ve sadakatlarinin gücünü gösterebilecekleri olaylar olarak görüp şevkle karşılar ve güçlü bir irade gösterirler. İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır… (Bakara Suresi, 277) Hiçbir zaman cahiliye ahlakını yaşayan kadınlarda görülebilen zayıflıklara kapılmazlar. Bir kimsenin sözü, tavrı ya da eleştirisi, zayıflık gösterip güçsüz düşmelerine, cesaretlerinin kırılmasına neden olmaz. Alınganlık, kırılganlık gibi duygusal tepkiler vermeyi hiçbir zaman için kendilerine yakıştırmazlar. Her ne olursa olsun Allah'a tevekkül ederler. Başlarına her ne gelirse gelsin, Allah'ın sonsuz adaletli olduğunu, herşeyi görüp bildiğini, kimsenin 'hurma çekirdeğindeki bir iplikçik' kadar bile haksızlığa uğratılmayacağını bilmenin rahatlığını yaşarlar. (Nisa Suresi, 49) Allah'a teslim olurlar. Kendilerini kınayan kişi, bu bakış açısında haksız ise, bu haksızlığını Allah'ın mutlaka ortaya çıkaracağını bilir, bundan dolayı telaşa kapılmazlar Kimi cahiliye kadınları ise, güç ve iradenin erkeklere ait olan özellikler olduğuna inanırlar. Erkeklerin, zorluklar ve sıkıntılar karşısında, hem kendileri hem de yanlarındaki kadınlar adına güç ve irade göstermekle sorumlu olduklarını düşünürler. Kadınların yapabilecekleri en iyi tavrın ise, onlara sığınmak ve onların akıllarına, iradelerine ve güçlerine teslim olmak olduğunu sanırlar. Bu nedenle, daima korunup kollanmayı beklerler. Özellikle de zorluk ve sıkıntı ortamlarıyla karşı karşıya kaldıklarında, mevcut güçlerini ve iradelerini de kaybeder, telaşa kapılırlar. Bu da akıllarının iyice karışmasına ve mantıklı düşünme yeteneklerini kaybetmelerine neden olur. Bunun gibi, cahiliye ahlakını benimseyen kimi kadınlar, gösterdikleri bu zayıf kişilik nedeniyle, insanların kendileri hakkında ne düşündüğüne de gereğinden fazla önem verirler. Çoğu zaman sırf insanların gözüne girebilmek, onlar üzerinde olumlu bir izlenim bırakıp aralarında iyi bir yer edinebilmek için, yanlış olduğunu bile bile bazı tavırlarda bulunabilirler. Aynı şekilde, bu insanlar tarafından beğenilmediklerine, kınandıklarına ya da küçük görüldüklerine dair herhangi bir tepkiyle karşılaşacak, bu yönde herhangi bir söz duyacak olurlarsa da, büyük bir yıkıma uğrayabilirler. Önemli olanın Allah Katındaki değerleri olduğunu düşünmedikleri, bunun yerine sadece insanların rızasını hedefledikleri için, tüm yapıp ettiklerinin boşa gittiğine inanır ve büyük bir üzüntüye kapılırlar. Morallerinin bozulmasıyla birlikte de tüm güçlerini, iradelerini ve cesaretlerini yitirirler. Müslüman bir kadın ise, doğru olduğunu bildiği bir konuda hiçbir zaman bir insanın kınamasından dolayı geri adım atmaz. Allah Kuran ayetleri ile insana doğruyu ve yanlışı tüm detaylarıyla bildirmiştir. Müslüman kadının ölçüsü Kuran'dır. Eğer Allah'ın Kuran'da bildirdiği ahlakı gösterdiği için çevresindeki insanlar tarafından kınanıyorsa, bu tam tersine onun bu yöndeki şevkini, iradesini ve isteğini daha da güçlendirir. Allah'ın rızasını kazanabilmesi onun için, insanların hoşnutluğunun ve düşüncelerinin çok üzerindedir. Çünkü insanı asıl olarak değerli kılan Allah Katındaki konumudur. Bunu belirleyen de onun Kuran ahlakına uygun hareket edip etmediğidir. Bu nedenle insanların ne dediğine ya da çoğunluğun kanaatine göre değil, Kuran ahlakına göre bir kişilik geliştirirler. Tek başlarına dahi kalsalar çoğunluğa uymaz, müstakil bir tavır gösterirler. Kazasker Mustafa İzzet'in "Falaha hayrun hafizan ve hüve er hamürrahimiyn sadakallahülmuiyn"; "Allah en hayırlı koruyandır. O, merhametlilerin en merhametlisidir" yazılı eseri. Bediüzzaman Said Nursi de sözlerinde bu konuya dikkat çekmiş, Allah'ın rızasına uygun hareket ettikten sonra insanların rızasının hiçbir önemi olmayacağını şöyle ifade etmiştir: … Rıza-yı İlahî kâfidir. Eğer O yâr ise, herşey yârdır. Eğer O yâr değilse, bütün dünya alkışlasa beş para değmez...22 Amelinizde Allah rızası olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti lazım gelirse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksad yapmak gerektir.23 Ey nefis eğer takva ve ameli salih ile Halikini razı etti isen, halkın rızasını tahsile lüzum yoktur, o kafidir. Eğer halk da Allah'ın hesabına rıza ve muhabbet gösterirlerse iyidir. Şayet onların ki dünya hesabına olursa kıymeti yoktur. Çünkü onlarda senin gibi aciz kullardır..."24 (alinti) 24- Risale-i Nur Külliyatı, Barla Lâhikası, s. 78
__________________ " Âhh Duâ ... Ne GüzeL Dost'sun İnsana .. " |
10 Nisan 2009, 23:47 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 176 Üyelik T.:
15 Eylül 2007 | Mü'min Kadın Dengelidir
Hayatı kendi belirledikleri kurallar doğrultusunda yaşayan insanlar, nefislerinin o anki istekleri doğrultusunda, kolaylıkla bu kurallarından tavizler verebilmektedirler. Hayatlarına yön veren ve kişiliklerinde süreklilik göstermelerini sağlayan mutlak olarak doğru olduğuna inandıkları bir yol göstericileri yoktur. Bundan dolayı kişilikleri zaman zaman değişkenlik gösterebilmektedir. Tavırlarında belirli bir istikrar bahsedebilmek mümkün olmaz. Bu kimselerin tavırlarındaki değişkenliği belirleyen güç genellikle nefisleridir. Allah Kuran'da nefislerin bencil tutkulara yatkın olarak yaratıldığını bildirmektedir. İnsan eğer nefsinin kendisini yönlendirmesine izin verecek olursa, tüm tavırları bu bencil tutkuları doğrultusunda şekillenecektir. Bu bencil tutkular ise sabit, tutarlı ve dengeli bir kişilik sergilemesini etkileyecektir. İnsan nefsinin telkinleri sonucunda bir anda öfkelenebilecek, duygusallaşabilecek, küsüp darılabilecek, kıskançlık hissine kapılabilecek ve bunlara bağlı olarak da ani kararlar alabilecektir. Dolayısıyla kişiliği, çevresindeki insanlar için her zaman bir sürpriz olacaktır. Bir anı bir diğer anına uymayacaktır. Her an ruh hali, düşünceleri, duyguları, kararları ve bakış açısı değişebilecektir. Böyle bir insan ise, tutarsız ve dengesiz davranışlarıyla her zaman için çevresindeki insanlar üzerinde tedirginlik ve güvensizlik hissi oluşturacaktır. Bu kişilik yapısına, dinden uzak yaşayan toplumlarda ortaya çıkan kadın karakterinde rastlamak mümkündür. Kuran ahlakının kazandırdığı bakış açısından uzak oldukları için, bu kimseler kadın karakterine yakıştırılan duygusallığı tümüyle kabullenir ve bu tavrın tüm hayatlarını yönlendirmesine izin verirler. Bu da onları akılcılıktan uzaklaştırır ve bazı dengesiz tavırlar içerisine sürükler. Müslüman kadının rehberi ise Kuran'dır. Allah Kuran'da nefsin kişiyi daima kötülüğe çağıracağı ve şeytanın da insanı tutarsızlığa, akılsızca hareket etmeye ve hırslarının, tutkularının gerektirdiği şekilde hareket etmeye zorlayacağı konusunda insanları uyarmıştır. Tüm bunlara karşılık, kendisine Kuran'ı rehber edinen, vicdanının sesi doğrultusunda hareket eden insanların ise, ideal bir kişilik kazanacaklarını, hem dünyada hem ahirette üstün konuma geleceklerini hatırlatmıştır. Müslüman kadın, Allah'ın gösterdiği yola uyması sebebiyle bu güçlü ve üstün kişiliği kazanmıştır. Rehberi Kuran olduğu için olaylar karşında göstereceği tavırlar, vereceği tepkiler hep İslam ahlakına göre olur. Bu da ona itidalli ve dengeli bir kişilik kazandırır. Nasıl hareket edeceği, olayları hangi bakış açısıyla, nasıl bir mantık örgüsüyle değerlendireceği çevresindekiler için hiçbir zaman sürpriz olmaz. Aklı, vicdanı, tavırları, konuşmaları hep Kuran ahlakının getirdiği istikrarı yansıtır. Bundan dolayı da güvenilir bir karaktere sahiptir. Ahlakındaki ve kişiliğindeki bu tutarlılık nedeniyle cahiliye toplumlarında ön plana çıkan kadın karakterinden çok uzak bir tavır sergiler.
__________________ " Âhh Duâ ... Ne GüzeL Dost'sun İnsana .. " |
14 Nisan 2009, 01:22 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Kur’an’a göre bir kadın nasıl olmalıdır
Müslüman Kadın Allah'a Teslim Olmuştur Müslüman Kadın’ın İdealleri Büyüktür Müslüman Kadın Asil, Güçlü ve İradelidir Müslüman Kadın Duygusal Bir Kişilik Göstermez Müslüman Kadın Samimi ve Doğaldır Müslüman Kadın Cesur, dengeli ve dürüsttür Müslüman Kadın Boş Sözlerden ve Boş İşlerden Sakınır Müslüman Kadın Sabırlı, İffetli ve Onurludur |
14 Nisan 2009, 01:28 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | İslamın çizdiği kadın profili görevleri nelerdir hanımların
Müslüman Kadının Görevleri Kadın ümmetin yarısıdırHatta ümmet hayatında en büyük tesire sahip,en önemli yarımdır Kadın,neslin oluşumunda ve eğitiminde ilk öğretmendirÜmmetin geleceği ve gidişatı kadına bağlıdırBu etki (ilköğretmen) oluşundan başka çocuğun,gençlik ve olgunluk devresinde aynı etkiye sahiptir Kadın bu derece önemli olmasından dolayı Allah düşmanları ve fitnenin yaygınlaşmasını arzu edenler kadını ifsat etme konusu üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdılarBunu da onu erkeklerin arasına karıştırmak,kadın erkek eşitliği,sahte hürrüyet gibi batıya ait fikirileri yayma suretiyle yaparken her çeşit yolu ve aldatma unsurlarını da kullandılar Bu sebeple Peygamber Selamün Aleykümv den gelen,bu fitneden caydırıcı haberlerden birinde şöyle buyurur: "Dünyadan ve kadınlardan sakınınızİsrailoğullarının ilk imtihanı kadınlar hakkında oldu" Ayrıca kadının terbiyesi ve İslami olarak yetiştirilmesiyle ilgili özendirici haberler de vardır"Kimin üç kızı olurda,onlara güzelce sahip çıkar ve onlar hakkında Allah dan sakınırsa cennet o kimsenindir" İlmi açıdan içtihat derecesine ulaşanameli açıdan ise insanların övgüyle sözettiği bir önderden bazı önemli hadiseleri açıklamak ve şüpheleri yok etme ve görevleri belirtmek noktasında istifade edeceğizSTAD HASAN EL BENNA MÜSLÜMAN GENÇ KIZIN GÖREVLERİ Müslüman genç kız,değerini ve konumunu bilmeyi arzu ettiğinde Allah cc ın kendisi için yarattığı hayattaki ödevlerini ve görevlerini de bilmesi icab eder Bu görevlerin üstesinden gelebilmesi için kendisini kültürel ve ahlaki yönden hazırlaması gerekirÜstad HASAN EL BENNA NIN 1952 senesinde neşrettiği "Müslüman Kız Kardeşlere" isimli yazısını sunarak Müslüman Genç Kızların görevlerini kısa bir özet şeklinde anlatacağız DİNİNE KARŞI GÖREVLERİ (a) Allah cc a iman etmesi (b)Ahirete iman etmesi gerekir (c)Allah ın indirdiği bütün emirlere ve yasaklara gerçek anlamda riayet etmesi gerekir: Allah a olan saygıdandan haddi aşıp haramlara dalmaması ve kolaylık murat ettiği hususlarda ölçülü olması gerekir AKLINA KARŞI GÖREVLERİ (a) En sağlam gerçekler en doğru manalar, en sadık öğretilerleAklı besmelesi gerekir: Çünkü akıl,bu şekilde olgunlaşır,idrak gücü artar,ufku genişler ve seviyei yükselir Bunun içinde KURAN VE ONDAN SONRA PEYGAMBER Selamün AleykümV İN SAHİH HADİSLERİ gelir (b) İslam tarihini bilmesi gerekir: Savaşlar,siyasetaklın faaliyeti,nefs mücahedesi, ve islamın irşad faaliyetleriyle ilgili tarihini bilmesi gerekir (c)Sosyolojide,Ekonomide,Sağlıkta,Temel İlimlerde Çağın Öğretilerini Gücünün Yettiğince Bilmesi gerekir: İnsanların ,siyasi,sosyolojik ve ahlaki bakımdan sapkınlıklarını,doğruluklarını,rezilliklerini ,faziletlerini; gördüğü,işittiği ve okuduğuna dayanarak,islam ölçülerine uygun hüküm vermeye nefsini alıştıracak bir kültüre sahip olması gerekir EVİNE KARŞI GÖREVLERİ (a) Evini ilk günden itibaren takva üzerine tesisetmesi gerekirÜslüman kadın,güzel koku saçan Rabbani ruhu evine hakim kılması gerekir Allah cc şöyle buyurur: "Evlerinizde okunan Allah ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın,şüphesiz Allah her şeyin iç yüzünü bilen ve herşeyden haberdar olandır" (b) Bütün isteklerinde devarldığı güzel mirasımıza uydurması gerekir: Şöyle denilir:"İsrafta hayır yokturHayırda israf yoktur (c)Evine sahip olması gerekir: BU husuta peygamber Selamün Aleykümv şöyle buyurur"Kadın,kocasının evinde çobandırOradan sorumludur (d) İlk andan itibaren nefsini,Rabbimizin şu buyruğunun manasına alıştırması gerekir: "erkekler,kadınlar üzerinde idareci ve koruyucudurlar"nisa suresi 34 yine Rabbimiz şöyle buyurur "Kadınlar üzerinde erkekler için bir üstünlük payı vardır"bakara suresi 228 alıntı |
02 Kasım 2009, 16:24 | Mesaj No:7 |
Kadın Erkek İlişkisi
Hocam s.a Biz akrabalar bir araya geliriz zaman zaman. Dayımın oğlunun hanımı bizden kaçıyor. İftara gideriz o masaya oturmaz. Mutfağa giderim, eşim orda. Hanımefendi ordaysa bismillah der masanın altına kaçar. Bize resmen şeytan görmüş muamelesi yapıyor. Kimse evlerine gitmiyor. Nur Sûresinin 61. âyetini okuyorum. Bu tipe uymuyor. O bunu takva ölçüsü olarak yapıyor. Bu nasıl takva ki âyetin önüne geçiyor. Hocam biz bacımız gözüyle bakıyoruz yenge diyoruz. Böyle güvensizlik üzerine İslami toplum kurulur mu? Takva bu mudur? Hakkınızı helal edin yazmıyordum uzun zamandır? Çünkü yazmayanlardan Allah razı olsun dediniz. Allah da sizden razı olsun. Aziz ilim talibi, Takva bu değil. Kadın erkek ilişkilerinde modern hayattan kaynaklanan bir laubalilik ve sululuk var. Bu işin ifratı. Fakat buna karşılık yapılan da bir tefrit. Bu konuda çok yazıldı çizildi. Dengeli olmak esastır. Şu günlerde piyasaya yeniden çıkan (Düşün yayıncılık) Abdülhalim Ebu Şakka'nın İslam Kadın Ansiklopedisini okursanız, Efendimiz döneminde kadın-erkek ilişkilerinin nasıl sağlıklı bir zeminde boy verdiğini görürsünüz. Mustafa İSLAMOĞLU | |
03 Kasım 2009, 15:48 | Mesaj No:8 | |
RE: Kadın Erkek İlişkisi Alıntı:
Nur 61. Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar. ayet o kadar açık ve net ki konuşmayı saygısızlık olarak kabul ediyorum... 1980'lerin yarım ve sloganik islami anlayışını artık terk etmek gerektiğini, islamı bütün hayatımızı kucaklayan, sorunlarımızı çözebilen bir düzeye çıkarmamız ve bu şekilde anlamamız gerektiğini anlamak zorındayız. nerden çıktığı bile belli olmayan bir çok kuralı bizler yıllarca sanki islamın temel kuralı imiş gibi (hayatımıza getirdiği onca sıkıntıyla birlikte) uygulamaya çalıştık. açıkçası arkadaşlar ben şunu ifade etmek zorundayım: bizler sahip olduğumuz bilgilerimizi hiç yokmuş gibi değerlendirip islamı/ kuranı yeniden okumalı/ anlamalıyız. | ||
03 Kasım 2009, 16:02 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: Kadın Erkek İlişkisi
Kadın erkek ilişkisinin sınırları hakkında dengeli bir durum görememekteyiz. ya serbestlikte aşırıya kaçılıyor yada yasaklarda. gelenekçi müslümanlar her konuda yasakçı tavır takındıkları gibi, bu konuda da yasakçı olmanın en doğru yol olduğu kanatindeler. Çağdaş magazin müslümanlarının ise nedense kalbi hep çok temizdir. velhasıl bu konunun dengeli bir çözüme kavuşması, düşünsel bir süreç gerektiriyor gibi geliyor bana |
06 Kasım 2013, 14:38 | Mesaj No:10 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Cevap: Kur’an’a göre bir kadın nasıl olmalıdır islam kadına değer vererek onu evivin kraliçesi konumunda tutarken,onu çalışmaya mecbur tutmayıp,böyle bir mesuliyetten muaf tutarak kadını en özel yere otuttururken....ne olduda nasıl olduda ..islam kadına değer vermiyor,kadını eve hapsediyor..islam çalışma özgürlüğüne engel denilerek başkalarına köleliği kabul etme safsataları bu kadar yer edine bildi..anlayabilmiş değilim..paylaşımcı herkesin ellerine yüreğine sağlık...
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İslamiyet'e Göre Anlayışlı Bir Anne Nasıl Olmalıdır? | İnceSızı | Evlilik-Nikah Konuları | 2 | 02 Mayıs 2014 05:23 |
Davetçi Nasıl Olmalıdır? | FECR | Kur'ân-ı Kerim Genel | 0 | 23 Mayıs 2013 18:34 |
Dinimize göre nişanlı çiftlerin birbirine karşı tavırları nasıl olmalıdır? | NUR | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 15 Nisan 2009 00:05 |
Düğünler nasıl olmalıdır? | MERVE DEMİR | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 14 Nisan 2009 10:44 |
Evlenilecek eş nasıl olmalıdır? | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 09 Nisan 2009 10:01 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|