|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Seher Yeli,Açılış Tarihi: 14 Eylül 2008 (00:17), Konuya Son Cevap : 23 Nisan 2019 (15:36). Konuya 13 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
14 Eylül 2008, 00:17 | Mesaj No:1 |
<<<canım sıkılıyor>>>/medineweb <<<canım sıkılıyor>>>/medineweb Dikkat edin kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur. (Ra'd:28) Mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp artırsınlar diye güven ve huzur indiren O'dur. (Fetih:4) O'nu (cc) tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. O'nu (cc) unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır. (Bediüzzaman Said Nursi) BÜYÜK KÜÇÜK BÜTÜN İNSANLARA BÜYÜK BİR GERÇEKTEN HABER VEREN CÜMLE: "Canım sıkılıyor!" Yediden yetmişe her birimize "Canım sıkılıyor!" cümlesi oldukça tanıdıktır. İnsanoğlu can sıkıntısından kurtulmak için neler yapmaz ki?! "Neden sıkılıyorsun?" diye sorulduğunda hatta "Neden sıkılıyorum?" diye kendi kendimize sorduğumuzda birçok kez cevabını bulamayız. İnsanın sebebini açıklayamadığı belki de sebepsiz zannettiği bu ruh daralmaları aslında hiç de sebepsiz değil. Can sıkıntılarının en önemli sebebi bir hakîkat arayan ruhun hakîkat arayışının göz ardı edilmesidir. İnsanoğlu sadece gözüyle gördüğü şeylerle yani maddeyle çok meşgul olduğundandır ki; ruhundaki bu arayışın farkına varmaz. Farkına varsa da ruhunun seslenişini bir şekilde bastırmaya, duymamaya çalışır. Hakîkat arayışının göz ardı edilmesi neticesinde ise ruh sesini can sıkıntıları ile (ki; bu ileride bunalımlara dönüşecektir) duyurmaya çalışır. Ruhlarımızın aradığı en büyük hakîkat ise; Allah'tır. Fakat insanoğlu kaçar. En büyük hakîkatten yani Allah'ından kaçar. Oysa insanın yaşanması zor zannederek kaçtığı tek bir Allah inancı, yaratıcısını tanıması ve Rabbinin isteklerini yapması bütün bunalımlarını ortadan kaldıracak en kolay ve bir tek yoldur. Allah'a kulluk etmek insanın nefsine külfet görünüyor. Fakat günde beş vakit ibâdet külfetinden kaçan insan cahilliği ile sinek ısırmalarından kaçıp yılanların ısırmasına yakalanıyor. Çünkü kulluk gıdasından mahrum bırakılan bir ruh bunalımlarla dünyada perişan olurken ahiret saadetinden de mahrum kalıyor.
__________________ Şu an yaptığınız hiçbirrr iş, Kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir!! | |
Konu Sahibi Seher Yeli 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
20 kuruş (Bir İmamın İmtihanı) | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | maşuk | 3 | 2714 | 18 Nisan 2009 13:08 |
pc leşmiş insanlar | Serbest Kürsü | Seher Yeli | 0 | 1948 | 17 Nisan 2009 16:34 |
İmanın tadına varmak için… | Adap-Edep-Ahlak | Seher Yeli | 0 | 2076 | 15 Nisan 2009 19:45 |
Tüm kötülüklerden Allah’a sığınmanın sırları! | Adap-Edep-Ahlak | İLAHİ AŞK | 1 | 2057 | 15 Nisan 2009 19:43 |
Allah’la aramızı nasıl düzeltiriz? | Adap-Edep-Ahlak | Kara Kartal | 5 | 2263 | 15 Nisan 2009 19:37 |
14 Eylül 2008, 00:21 | Mesaj No:2 |
Cvp: << FITRAT (YARATILIŞ) YALAN SÖYLEMEZ Siz bir limon çekirdeğinden elma ağacı çıkaramazsınız. Bir tavuk yumurtasından da bir ördek. Bir kavun çekirdeği kavun olmak için programlıdır. "Ben bir kavun olacağım" der ve asla bir karpuz olmaz. Yaratılan her şey için geçerlidir bu. İnsan da ibâdet için yaratılmıştır. Ebedî bir zata kul olmak için yaratılan ruh ve kalplerimiz bu iştiyaktan asla vazgeçemezler. Ve O ebedî zâtı anmadan ve Ona secde etmeden asla huzur bulamayacaklardır. Hepimizin bildiği gibi bir çekirdeğin iki neticesi vardır. Ya gayret edip toprağın üstüne çıkar çiçek açar, meyve verir ya da toprağın altında börtü böceğe teslim olup çürüyüp gider. Elbette insan için de iki netice var: Ya fıtratının gereği olan tek bir Allah'a iman ve ibâdet ederek dünya toprağından cennete çiçek açacak ya da nefis haşaratına teslim olup insaniyetini çürütecektir.
__________________ Şu an yaptığınız hiçbirrr iş, Kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir!! | |
14 Eylül 2008, 00:24 | Mesaj No:3 |
Cvp: << MUTLULUK İMAN NİSPETİNDEDİR Sıkıntı ve bunalımların en büyük sebebi Allah'a inanmamak veya O'nu tanımamak, O'nu anmamaktadır. Nasıl canlıların yaşaması ve gelişmesi için hava, su, ışık gerekiyorsa ruhlarımız için de Allahın varlığını kabul edip Allah'ı anmak o derece gereklidir. Ne yazık ki Allah'a iman ve itaatten kaçanlar huzurdan mutluluktan kaçtıklarının, kendilerine eziyet ettiklerinin farkına varamayacak kadar cahiller. Öyle ki Allah'a secde izzetini kabul etmeyenler dünya ve içindekilere secde zilletini tercih ederler de bunun farkında bile olmazlar! Allah'a secde etmeye tenezzül etmeyip birçok aciz varlıklara secde edilmesi çok tuhaf değil midir? "N'olur dünya! Bizi zevklerinden mahrum etme!" yalvarışlarıyla dünya lezzetleri peşinde koşturan zavallı dilencilerle dolu asrımız. Lakin onlar dünyaya dilenci olurken dünya onlara mağrur ve gaddar bir zengin rolündedir. Çünkü gerçekte dünya insan ruhunun istediği ebedîyeti ve huzuru asla veremeyecek kadar fakirdir. "Ben inanmıyorum ama mutluyum" diyenler kendilerini bile kandıramadıklarını bildiğimizi bilmeliler. Görünüşte eğlenceli, lezzetli ve debdebeli hayatlarının iç yüzü karanlık bir boşluktur. Allah inancı zayıf olan toplumların neden alkol ve uyuşturucularla beyinlerini uyuşturma ihtiyacı duydukları ortada değil midir? Ve ahlaksızlığın yıldızları sayılanların ki; zenginlik ve şöhretleri zirvelerdeyken yüzde doksanı acaba neden uyuşturucu müptelasıdır? İnsan neden en güzel nimetlerden biri olan aklını uyuşturmayı tercih eder ki? Hatta insanı insanlıktan çıkararak çok da aşağı bir hale düşüren sarhoşluğu insan olan insan nasıl tercih edebilir!? soru işaretisoru işaretisoru işareti Bazen aklıma gelir: İnançsızların veya Allah'ın razı olmadığı bir hayat yaşayanların ruh dünyalarıyla sadece beş dakikalık bir değişim yaşayabilseydik ne olurdu acaba? Sanırım onlar bizim daha dünyadayken yaşadığımız cenneti görüp imana gelecek, biz de onların daha dünyadayken yaşadıkları cehennemi görünce dehşet alıp secdeye kapanacak iman ve İslâm için tekrar tekrar Rabbimize şükürler sunacaktık.
__________________ Şu an yaptığınız hiçbirrr iş, Kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir!! | |
14 Eylül 2008, 00:25 | Mesaj No:4 |
Cvp: << ALLAH'A İNANANLARIN NEDEN CANI SIKILIR? İslâm'a yeni girmiş insanlarda bir coşku hali gözlemleriz. Onlara fevkalade bir huzurla sevinç gözyaşları döktüren sebep ruhun hasretle beklediğine kavuşma hissidir. Ruh aradığını bulmuş ve Rabbine kavuşmuştur. Yüz binlerle tecrübe edilmiş bir hakîkattir ki şehadet iman lezzetiyle harika bir huzur kazandırır. İmanı olduğu halde ruhsal sıkıntılara düşülmesindeki en mühim sebep ise iman edilen zatın tanınmayışıdır. Ruhlarımız Allah;a iman ve ibâdet için yaratıldıkları gibi Allah'ı tanımaya da bir o kadar müştak ve muhtaçtırlar. Sebepler perdesini aşıp Allah'ın her an bizimle olduğunu hissedebilmek için Allah'ı tanımak gerekir. Şah damarımızdan daha yakın olan Allah (cc) ile birliktelikten gelen lezzeti yakalayabilmek elbette Marifetullahsız olamaz. Hem insan tanımadığı bir zâtı sevemediği gibi itaat de edemez. Evet insan iman ettiği zâtı tanımalı. Tanıdıkça sevecek, sevdikçe de ondan gelene râzı olacaktır. Meseâ: Musibeti musibet yapan Allah'tan geldiğini düşünmemek değil midir!? Yani musibet acısını çekilebilir kılan musibet anında Allah'ı tefekkür edebilmektir. Ancak Allah'ını tanıyan bir kul gelen musibetlerin Rabbinden geldiğini düşünebilir. Allah'ın insana çekemeyeceği yükü yüklemeyeceğini söz verdiğini, bütün annelerden daha şefkatli oluşunu, hiç abes iş yapmadığını biliyorsak şayet "kahrında hoş, lütfun da hoş"mısralarındaki hakîkat ortaya çıkacak kederler ve sıkıntılar lezzete dönecektir. Allah'ımızı tanıdığımızda her an tüm düşünce ve hislerimizle O'na (cc) yönelecek ve artık bize düşen iki dünya saadetinden başkası olmayacaktır. İman, marifetullah ve muhabbetullahı elde etmiş insanlar da zaman zaman içlerinde huzursuzluk değil fakat bir boşluk hissederler. Bu da bir kudsi hadiste buyrulduğuna göre ruhun Allah'ın cemalini özlemesidir. Ya Rabb! İçimizdeki can sıkıntılarımızın sebebi olan boşluğa sana olan imanı yerleştir, marifetin ile doldur, muhabbetin ile tamamla. Ve bizlere dünyada ibâdet lezzetini nasip ettiğin gibi cennette ru'yet-i cemâline kavuşmak lezzetiyle kendinden geçen kullarından olmayı ihsan et.. Aminnnn
__________________ Şu an yaptığınız hiçbirrr iş, Kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir!! | |
14 Eylül 2008, 01:23 | Mesaj No:5 |
Cvp: <<
Allaha inananın canı sıkılamazmı? neden bu kadar afaki takılıyorsunuz canın sıkılabilir ve sebebinide bilmiyor olabilirsin. Kafana bir şey takılmıştır ama neyin kafana takıldığını bilmiyorsundur. bir şey kayb etmişsindir ama kaybettiğin şey sahip olduğun şeyler arasında değildir. Varlığından bir şey eksilmiş hissine kapılırsın ama eksilen şey sende var olmuş olan bir şey değildir. kaygılandığın bir şey vardır ama kaygının kaynağı sen değilsindir. kısacası ne kafana bir şey takılmıştır, ne bir şey kaybetmişsindir, nede kaygılanacağın bir şey vardır ama sen bütün bunların olumsuzluk ile sonuçlandığını düşünüyorsundur. İşte tam bu noktada canının özellikle sıkılmamamsı gerekirken canın sıkılır. doğru olanda canının sıkılmasıdır. yoksa seni sıkan şeyin ne olduğunu düşünme fırsatı bulamazsın. o zaman canınız hbazen sıkılsın. olması gereken budur bence
__________________ Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir. | |
14 Eylül 2008, 10:33 | Mesaj No:6 |
Cvp: <<
Canımız birşeye sıkılınca büyük velilerin sahabelerin ve peybamberlerin çile ve sıkıntıları akla getirilirse çile sıkıntı bile bayram olur değil mii
| |
14 Eylül 2008, 11:19 | Mesaj No:7 |
Cvp: << evet bu can sıkıntıları çok yaygın herkez canım sıkılıyor diyor haydi gezmeye ol madi can sıkıntısı gecmıyor bu sefer başka yerlere bu can sıkıntıları gezmekle mekan degiştirmekle gecmez ablanız tan konusuna deyınmiş bu günümüzde çok yaygın bir konu ama can sıkıntıları zikirle mutmain olur gezmekle mekan degiştirmekle olmaz canı sıkılan kişi boşluktadır o boşlugu ancak zikirle doldurulur allah.la olan herkişi boşluk hisine duşmez canınızı boşyere sıkıpta insanlarıda sıkmayalım canı sıkkın olan kişi can sıkar | |
15 Eylül 2008, 00:45 | Mesaj No:9 |
Cvp: <<<Canım Sıkılıyor>>< Diyelim başınıza istemediğiniz bir olay geldi. Yıkık, perişansınız. Kimse ile görüşmek istemiyorsunuz. Çoğunluk size küsmüş gibi. Yalnızsınız. Herkes benden uzak, herkes bana kırgın düşüncesi içinde çöküntü yaşıyorsunuz. Yalnızlığınızın karanlık mağarasına şu ayet bir güneş gibi doğuyor: Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı.. (Duha-3) Kim kırılırsa kırılsın, kim darılırsa darılsın, kim terk ederse etsin. Rabbim terk etmiyor, kırılmıyor ya, ne gam! .. Bu ne büyük ferahlık değil mi? Başınızda ağır bir dert var. Sanki hiç bitmeyecek gibi geliyor. Sanki bu sorun hayatınızın sonunu hazırlıyor gibi. İşte o an ayeti kerime yetişiyor imdada: Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var! (İnşirah-5/6) Garantiyi veren! .. Hem de ne garanti, her zorlukla beraber bir de kolaylık geleceği mutlaka ifadesi ile pekiştirilip ikna olalım diye iki kere tekrarlanıyor. Ayet; kolaylığın zorluk içinde saklı olduğunu, çözümün sorunda gizli olduğunu da fısıldıyor. Bu manayı duymuş olan Niyazi Mısri(k.s) şöyle demiş: Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş Maddi sıkıntınız hat safhada. Yoksul düştüğünüzü hissediyorsunuz. İflas ettiniz.. Sıfırı tükettiniz yani. Nasıl ayağa kalkarım düşüncesi içinde boğulurken ayet size yeni bir ümit veriyor: Eğer yoksulluktan korkarsanız, dilerse lütfuyla sizi zengin kılar. Şüphesiz hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe-2 Bir yakınınız ölümcül hastalıkla yatağa düştü. Doktorlar fazlaca ümit vermiyorlar. Çoğu kere Onu nasıl teselli edeceğinizi dahi bilemiyorsunuz. Gerçek ortada iken moral vermeye çalışmak sanki sahte davranmak gibi geliyor size. Ciddi bir delil olmalı ki hastanıza siz de inanarak moral verebilesiniz. Eyyub Nebi var Kur'anı kerimde.. Hastalıkların, dertlerin en ağırına müptela olmuş ama sıhhate kavuşmuş. Onun hali size dayanak oluyor: Kulumuz Eyyub u da an, o zaman Rabbine şöyle nida etmişti: Bak bana, meşekkat ve acı ile şeytan dokundu! Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun. (Sa d-41/43) Ama yine de bazı şeyleri yediremiyorsunuz kendinize. Bir tutamak arıyorsunuz. Ayeti kerime el veriyor size: Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır. Olur ki, siz bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır. bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara-216) Rabbimiz, Rasülümüz Muhammed(SallALLAHu Aleyhi vessellem) , Kitabımız Kur'an, Yolumuz Sırat-ı Müstakim! .. Bizden bahtiyarı yok dünyada! .. Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın zafer ve başarı bizim. Bunu da kafadan söylemiyoruz, Kur'an kerim söylüyor; Vel Akıbetü lil Müttakin(Kasas-83) kıbet(hayırlı son, güzel sonuç) Müttakiler (takvayı kuşananlar, korunanlar, inanca sarılanlar) içindir... alıntıdır... | |
15 Eylül 2008, 01:37 | Mesaj No:10 |
Cvp: << insan psikolojısını hiçe sayıyorsunuz. mistik bakış ile tüm sorunları çözmee kalkışmanız doğru değil. kimi zaman can sıkıntısı gereklidir, bu insan olmanın bir gereğidir. zorluklardan dolayı canınız sıkılmaz. tamamen allah yolunda olan ve hiç bir sorunu olmayan kişilerinde canı sıkılır.
__________________ Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Canım Yanıyor /medineweb | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 1 | 15 Şubat 2018 22:46 |
Vurma! Canım Yanıyor, Birde Yüreğim! | enderhafızım | Kişisel Gelişim ve Psikoloji | 0 | 19 Eylül 2014 17:41 |
canım anneme | mehmet akif2 | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 05 Mart 2014 02:15 |
Canım Kurban Olsun Yoluna | Huzurİslam | Hadis-i Şerif | 0 | 26Haziran 2008 02:45 |
İstemeyi becer gayri hey canım...** | Belgin | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 1 | 10 Nisan 2008 22:08 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|