![]() |
Çok düşündürücü hazır cevaplar BİLMEK İÇİN ÖĞRENMEK Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle, dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemâl (İnal)'a sormuşlar: - "Sizdeki bilginin çok azına sahib olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?" Şöyle cevap vermiş: - Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için! HERKES YANINDAKİNİ VERİR! Kendisine hakaret edilen Hz. İsa'ya (a.s.): - "Niçin karşılık vermediniz?" diye sorduklarında: - Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu. KAZA ETMEK Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti geçmeden bir mola vermesini rica eder. Şoför sinirlenerek: - Kaza edin efendim, der. Ne olur yani? Adam, sakin sakin cevap verir: - Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen? RUHLAR NEREYE GİDER? İbn-i Abbas hazretlerine "Ruhlar cesetlerinden ayrılınca nereye giderler?" diye sorduklarında, o yüce insandan şu cevabı almışlar: - Yağı biten kandillerin ışığı nereye gidiyorsa, oraya... KADER Kenân Rıfâi'ye sormuşlar: - Madem ki neticede kaderin dediği oluyor. O halde niçin çalışıyoruz? Şu cevabı vermiş: - Çalışmak da kaderin icabı olduğu için! İNSAN ve TANSİYON - "İnsan, kâinata hakim bir varlıktır" diyen felsefe öğretmenine, öğrencilerden biri, şu cevabı vermiş: - Tansiyonuna bile hakim olamayan insan, kâinata nasıl hakim olur? |
RE: Çok düşündürücü hazır cevaplar KORKUYA GEREK YOK ****Bir Rus generali, Şeyh Şâmil'in iştahını abartarak "Beni yemenizden korkuyorum" deyince, Şeyh Şâmil: ****- Boşuna korkmayın efendi, demiş. Bizim dinimizde domuz eti yemek haramdır. TAKVA NE DEMEK? ****Ebu Hureyre "takva"nın ne olduğunu soranlara: ****- "Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi?" dedi. Onlar da "Evet geçtik" dediler. ****Bunun üzerine: "O halde oradan geçerken ne yaptınız?" diye sordu. Onlar: ****- Dikenlerden sakındık, dediler. ****- İşte takva da, günah ve hatalardan sakınmaktır, cevabını verdi. İNSANIN MAHARETİ ****Bir sohbet sırasında, Ârif Nihat Asya'ya: ****-Eğilir, bükülür, katlanır ve istenilen şekle kolayca sokulur bir cam keşfedilmiş, derler. ****Ârif Nihat Asya, şöyle cevap verir: ****- Desenize, eninde sonunda camı da kendimize benzettik! GÖNDERİLEN, GÖNDERENDEN HABERCİDİR ****Dahi kumandan Halid Bin Velid Hazretlerinden, Efendimizi (s.a.v.) anlatmasını istemişler. ****- Bu hususta son derece acizim demiş. ****Israr etmişler. ****- Gönderilen, gönderenin şanına lâyık olur, buyurmuş. Onu gönderen Allah (c.c.) olduğuna göre, gerisini anlayın artık. GÜNLÜK ****Bir Hristiyan, Ahmed Vefik Paşa'ya: ****- Camilerinizde niçin günlük (bir çeşit koku) yakmıyor sunuz? diye sorduğunda, ondan şu cevabı almış: ****- Bizimkiler abdestlidirler. Yellenmezler. Onun için günlük yakmıyoruz. HAKLI TENKİT ****Eflâtun, bir grup arkadaşı arasında oturan Sokrat'a: ****- Geçen gün bir arkadaşını herkesin arasında azarladın, diye çıkışmış. O sözleri başbaşa kaldığın zaman söyleyemez miydin? ****Sokrat, soruya soruyla karşılık vermiş: ****- Beni böyle azarlamak için, başbaşa kalmamızı bekleyemez miydin? OLMADIĞI YERİ GÖSTERİN ****Materyalist öğretmen, öğrencisine: ****- Söyle bakalım, demiş. Allah nerede? Eğer bilirsen portakal vereceğim. ****Öğrencinin cevabı şu olmuş: ****- Siz bana O'nun olmadığı yeri gösterin, ben size bahçe dolusu portakal vereyim. |
RE: Çok düşündürücü hazır cevaplar HANGİSİ İÇİN İYİ? Zengin bir adam, İslâm büyüklerinden birine: - "Bin altınım var, size versem ne dersiniz?" diye sorduğunda, şu cevabı almış: - Verirseniz sizin için iyi olur. Vermezseniz de benim için. HERŞEYE İYİ YÖNÜYLE BAKMAK Hz. Lokman'a: - "Edebi kimden öğrendin?" diye sormuşlar. Şu cevabı vermiş: - Edepsizlerden. EŞSİZ CÖMERTLİK Hz. Ebû Bekir'in cömertlikte de bir eşi yoktu. Bir defasında cihad için yardım istendi... Bütün sahabiler koşuştular. Kimi malının yarısını, kimi dörtte birini getirmişti. Hz. Ebu Bekir'in getirdiği ise, malının tamamıydı. Resulûllah (a.s.v.) kendisine sordu: - Ailene ne bıraktın? Hz. Ebubekir, cevap verdi. - Allah ve Resûlü'nün muhabbetini!.. GÜZEL İNSANLAR Sahabelerden biri, Hz. Ebûbekir'in yanına gelerek: - Çok günahkarım, der. Benim için dua eder misiniz? Hz. Ebûbekir: - Yâ Rabbi, der. Bir günahkar, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle. BİLİNMEYEN LEVHALAR İngiliz Büyükelçisi, eski Osmanlı evlerinin dış duvarlarına asılan "Yâ Hafîz" (Muhafaza eden Allah (c.c.) ) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşa'ya bunların ne olduğunu sormuş. Fuad Paşa, İngilizin anlayacağı dille cevap vermiş: - O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır. ÇOK YÜZLÜLER Mehmed Âkif, iki yüzlü insanlara çok kızardı. Bir gün bir arkadaşına şöyle dedi: - İki yüzlüleri artık sever hale geldim. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım. |
RE: Çok düşündürücü hazır cevaplar AT NALI UĞUR GETİRİR Mİ? Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya: - Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi? - Demirci Hoca: - Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar. HAYATI SEYRETMEK Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "neye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir: - Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma. SELÂMDAKİ İNCELİK Muzaffer Ozak Hoca'nın sahaflar çarşısındaki dükkanına giren bir genç: - Selâmunaleyküm babalık... diye selâm verince, hazret selâmı alır: - Aleykümselâm kurukalabalık... HUZUR Zeynel Âbidin Hazretleri abdest alırken sapsarı kesilirdi. Sebebini sorduklarında şu cevabı verdi. - Kimin huzurunda durduğumu düşünürseniz, sebebini anlarsınız... KABRİSTAN Hz. Ali, mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş: - İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar. ÇINAR AĞACI MAYDANOZUN NESİ OLUR? Selim Gündüzalp, sosyoloji hocaları olan rahmetli Seyid Ahmet Arvasi'ye: - Hocam demiş, "insan maymunun gelişmiş şeklidir" diyorlar. Ne dersiniz? Seyid Ahmed Arvasi şu cevabı vermiş: - O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir. |
RE: Çok düşündürücü hazır cevaplar MEZARTAŞI YAZISI Behlül Dânâ'ya biri sorar: - Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım? Behlül Dânâ şu cevabı verir: - Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter." ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ Amerika'lı iş adamı, bir Çinli'yle alay ederek sormuş: - Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek? Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş: - Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman. HAYAT NE ZAMAN BAŞLAR? - Hayat kırkından sonra başlar, diyen bir kişiye Said Turhan şu karşılığı vermiş: - Eğer otuz beşinde ölmezsen!.. ÖLÜM NEDİR? Talebelerinden biri, Konfüçyüs'e: - "Ölüm nedir?" diye sorduğunda, Konfüçyüz'ün cevabı şu olmuş: - Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim. HER KOYUN Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine: - Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır. Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Bu işi yapanı da keşfetmişler tabi ki: Behlül. Halife, kendisini sıkıştırdığında: - Gördüğünüz gibi, her koyun kendi bacağından asılır efendim, demiş. Fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder. ORUÇ NASIL ŞİŞMANLATIR? Hekimoğlu İsmail'e, "Ramazan olmasına rağmen biraz kilo almışsınız?" dediklerinde: - Maalesef öyle oldu, demiş. Çünkü iki kişilik yemek yiyor, bir kişilik oruç tutuyorum. RİYAKÂRA CEVAP Adamın biri, Hz. Ali'yi gıyabında yani ardından kötülediği halde yüzüne karşı övmeye başlayınca, ondan şu karşılığı almıştır: - Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm. |
RE: Çok düşündürücü hazır cevaplar BAKIŞ FARKI! Adamın biri, Muhammed Bin Vâsi'nin bacağındaki yarayı görüp, "Sana acıyorum" dediğinde, ondan şu cevabı almış: - Ben, aynı yaranın gözümde çıkmadığına şükrediyorum. SUSTURUCU TEDAVİ Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Mehmed Âkif'i küçük düşürmeye çalışıp: - "Affedersiniz, demiş. Siz baytar mısınız?" Mehmed Âkif, hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: - Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? MÜJDE Harun Reşid'in vezirlerinden biri, Behlül Dânâ'ya latife yollu takılarak: - "Müjde sana ey Behlül, Sultanımız seni, domuzlarla maymunlara çoban tayin etti" dediğinde, Behlül şu cevabı vermiş: - Öyle ise kulaklarını aç da emirlerimi yerine getirmeye hazırlan. ZOR AMA GÜZEL Cüneyd-i Bağdâdî'ye: "Sabır nedir?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: - Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır. YETMEZ Mİ? Asr-ı saadetteki muhteşem hadiselerden duygulanan bir genç: - "Keşke Peygamberimiz'in (sav) devesi olsaydım" deyince, Ali Suad atılmış: - Ümmeti olman yetmiyor mu? PEYGAMBER HÂNESİ Hz. Mevlânâ, evlerinde yiyecek olarak hiçbir şey kalmadığını söyleyen hanımına tekrar tekrar sormuş: - Gerçekten hiçbir şey kalmadı mı? - Evet, demiş eşi. Hiç yiyeceğimiz kalmadı. O yoklukta tükenmez hazinelerin sahibini bulan Mevlânâ, ellerini kaldırıp: - Allah'ım sana hamd-ü senâlar olsun, diye şükretmiş. Evim, Peygamber hanesine benzedi. DERDİN DEVASIZI... İbn-i Sinâ'ya: - Dünyada devâsı olmayan bir dert var mıdır? diye sorduklarında: - Derdin devâsızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır, cevabını vermiş. |
DÜŞÜNDÜREN (HAZIR) CEVAPLAR VAPUR Necip Fazil Kisakürek vapurla Karaköy'e geçerken, yanina biri yaklasip: * Üstad, diye sormus. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik . Necip Fazıl, okudugu kitaptan basini kaldirmadan: * Ne diye vapura bindin ki, cevabinı vermis. Yüzerek geçsene karsiya. YAMA Incili Çavus, Osmanli elçisi olarak Fransa Kralina gönderildigin de, elbiselerinin bazi yerlerinde yama varmis. Kral, bunlari görünce dayanamayip: * Bana senden baska gönderecek adam bulamadilar mi? diye sorunca, Incili Çavus: *Osmanlilar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermis. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek Hz. Ali'ye: - Allah, bu kadar insanı nasıl hesaba çeker? diye sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir: - Nasıl rızıklandırıyorsa öyle. Mehmet Kırkıncı: "Hocam, ben namaz kılmakla Allah'a ne faydam oluyor?" diye soran birine şu cevabı vermiş: - Senin namaz kılmamakla kendine ne faydan oluyor? Necip Fazıl'a, "Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?" diye sormuşlar. "Evet geçirir" demiş. Bunun üzerine "deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?" demişler. Necip Fazıl, İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş: - Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir. Hazret-i Şems'i, konuşup nasihat etmesi için bir meclise davet etmişler. Hazret, meclise girer girmez, kapı eşiğine oturmuş. Kendisini baş köşeye davet edenlere de şu cevabı vermiş: - Adam adamsa oturduğu her yer köşe olur ona! Adam adam değilse, köşe bile eşik olur ona! Çocuk: - Babacığım, demiş. Bana bir horoz alsan da, sabahları ötüp beni namaza kaldırsa. Adam: - Canım oğul, diye cevap vermiş. Senin içindeki horoz ötmedikten sonra, dışarıdaki horozun fayda vereceğini mi sanıyorsun? Sasani hükümdarlarından Ardşir Babegân, doktoruna, "Bir günde ne kadar yemek yemeli?" diye sordu. Doktoru: - Üçyüz gram kadar yeter, dedi. Babegân - Bu kadarcık şey insana ne kuvvet verir ki? diye bunu az bulunca, doktor şu karşılığı verdi: - Bu kadarı seni taşır. Bundan fazla olursa sen onu taşırsın. |
RE: DÜŞÜNDÜREN (HAZIR) CEVAPLAR Tam Yeri Gelmişken bir de biz ekleyelim.. Necip Fazıl milletvekili seçilmiş, Tam meclisin kapısından içeri girecek, Dönerli kapıdan girdiği gibi çıkması bir olmuş. Sormuşlar üstad niye çıktın geri? demişki ben vazgeçtim milletvekili olmaktan, baksanıza döneklik buranın daha kapısında başlıyor....... Hey gidi koca üstat hey, Şimdi olsan ve bu dönekleri görsen Söyleyecek ne çok şeyin olurdu kim bilir? O zaman sadece kapılar dönekmiş, Şimdi insanlar dönek... Bu zamanda yaşasaydın da ve görseydin İnsanların ne kadar dönek ne kadar kalleş olduklarını, Hani demiştin ya; acırım tükrüğe, Billahi tükürsem yüzüne! ÜSTAD toprağın boool, mekânın cennet olsun. (Amin) |
TebessÜm Ettİrecek Namaz Nüktelerİ... TebessÜm Ettİrecek Namaz NÜktelerİ... Hem de Oruçluydum Camide gencin biri çok güzel namaz kılıyormuş. Onu görenler gıptayla: - "Vay be ne kadar da huşu içinde namaz kılıyor" demişler. Genç namazını bitirmiş, Kendine bakanlara dönerek: - "Sadece namaz mı? Ben hem de oruçluydum." demiş. * Hızlı İmam Çok hızlı teravih kıldırmayı bir marifet sayan hoca efendi arkadaki cemaat kan ter içinde bırakıp namaza devam ederken, camiden içeri geç kalmış biri girer. O sırada yanında bulunan kan ter içindeki adama: "Çok kıldınız mı? Yetişebilir miyim?" diye sorar. Kan ter içindeki adam yeni geleni şöyle bir süzer."Biz içindeyken yetişemiyoruz amca, sen dışarıdan nasıl yetişeceksin?" * İş İnada Bindi Ömründe hiç teravih namazı kılmamış olan bir yörük, bir gün, caminin önünden geçerken, adamın birisi : -Namaz vakti nereye gidiyorsun? demiş. Sen müslüman değil misin? Yörük ne desin? "Bari şu namazı kılıvereyim de öyle gideyim" diyerek camiye girmiş. Gelgelelim, aklı dışarıda, hayvanlarında. Üç beş rekat namaz kılmış, bakmış, biteceği yok. Dışarı çıkıp oğluna seslenmiş : -Oğlum, hayvanlara mukayyet ol. İmamla iş inada bindi. * Kaza Etmek Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti geçmeden bir mola vermesini rica eder. Şoför sinirlenerek: - Kaza edin efendim, der. Ne olur yani? Adam, sakin sakin cevap verir: - Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen? * Ne Faydam Oluyor? Mehmet Kırkıncı: "Hocam, ben namaz kılmakla Allah(c.c.)'a ne faydam oluyor?" diye soran birine şu cevabı vermiş: - Senin namaz kılmamakla kendine ne faydan oluyor? * İçimizdeki Horoz Çocuk: - Babacığım, demiş. Bana bir horoz alsan da, sabahları ötüp beni namaza kaldırsa. Adam: - Canım oğul, diye cevap vermiş. Senin içindeki horoz ötmedikten sonra, dışarıdaki horozun fayda vereceğini mi sanıyorsun?<!--IBF.ATTACHMENT_204567--> |
Cvp: TebessÜm Ettİrecek Namaz Nüktelerİ... Alıntı:
bu güzeldi [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: TebessÜm Ettİrecek Namaz Nüktelerİ... ""Hızlı İmam Çok hızlı teravih kıldırmayı bir marifet sayan hoca efendi arkadaki cemaat kan ter içinde bırakıp namaza devam ederken, camiden içeri geç kalmış biri girer. O sırada yanında bulunan kan ter içindeki adama: "Çok kıldınız mı? Yetişebilir miyim?" diye sorar. Kan ter içindeki adam yeni geleni şöyle bir süzer."Biz içindeyken yetişemiyoruz amca, sen dışarıdan nasıl yetişeceksin?" [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] espiri içerenlerin yanında gerçekten ders alınması gerekenlerde vardı.. Allah c.c. razı olsun senden... Rabbim namazlarımız hakkkı ile eda edebilmeyi nasip etsin. amin.. |
Cvp: Düşündürücü tebessümlükler.... REHBER BÖCEK Ebü'l-Haccac Aksurî'ye: - Maneviyatta rehberin kim? diye sorduklarında: - Bir böcek, dedi. Alay ediyor sandılar. İzah etti: - Dışarıda gezerken, fener direğine çıkmak isteyen küçük bir böcek gördüm. Kaygan olduğu için yarı yoldan düşüyor, fakat hiç yılmıyordu. Yüzlerce defa aynı hareketi tekrarladı. Onu o halde bırakıp mescide gittim. Çıktığımda bir de ne göreyim, direği tırmanmış, fenerin yanında duruyor. O hayvan engellerden yılmama ve sebat etme konusunda rehberim oldu. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Düşündürücü tebessümlükler.... İHLASLI OLMAK Yahya bin Muaz'a: - Kul ne vakit ihlaslı sayılır? diye sormuşlar. Cevaben şöyle buyurmuş: - Kendisini öven insanla, tenkid eden insanı bir gördüğü vakit... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Düşündürücü tebessümlükler.... İMTİHANSIZ GEÇMEK YOK Öğretmen, öğrencilerin aklını karıştırmak için: - Çocuklar demiş. ALLAH hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi dünyaya göndermiş? Çocuklardan biri, soruya karşılık vererek: - Öğretmenim demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize geçerli not vermeyip imtihan ediyor sunuz? [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Düşündürücü tebessümlükler.... MUTLULUK Tolstoy'a "nasıl mutlu oluyorsunuz?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: - Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı ise hiç düşünmeyerek. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Düşündürücü tebessümlükler.... [B]DÜNYANIN YÜZÜ Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyrani'ye: - Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani: - Hiç üzülme dostum demiş. Zaten dünyada da bakılacak surat kalmadı. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Düşündürücü tebessümlükler.... GÜZEL İNSANLAR Sahabelerden biri, Hz. Ebûbekir'in yanına gelerek: - Çok günahkarım, der. Benim için dua eder misiniz? Hz. Ebûbekir: - Yâ Rabbi, der. Bir günahkar, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle. aminnnnn.... |
Cvp: hazır cevaplar Amin Bilal Hoca amin... asab-ı kiram.Mevlana,Bediüzzaman... gibi düşünüp yaşamak zor ama günümüzde yaşayan çok insan var.Rabbim onlar gibi olmayı nasıp etsin cümlemize... |
Cvp: hazır cevaplar Âmîn. evet günümüzde günümüzün hayâsız işlerine karışmamış güzel ahlâk sâhibi nice kullar vardır. O'nlar Zamanlarının ileri gelenleri idiler. En son Vefât eden Velî kullar arasında RAMAZANOĞLU Mahmûd Sâmî K.S.(1984) ve Mûsâ TOPBAŞ K.S. (1999) Hazretleri vardır. Allâh Teâlâ Şefâatlerine Nâil eylesin. Âmîn. |
Cvp: hazır cevaplar DAHA ZORUNU YAPIYOR! [FONT=Verdana][COLOR=#000080]Hz. Ali'ye: - Allah, bu kadar insanı nasıl hesaba çeker? diye sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir: - Nasıl rızıklandırıyorsa öyle. [B] CİMRİ [FONT=Verdana][COLOR=#000080][SIZE=2]Meşhur Cimri Paşa, atlarının arpa yemesi gerektiğini söyleyen seyislerine kızar ve her seferinde "Lâ havle" çekermiş. Bir gün atları dermansızlıktan yığılıp kalınca, hiddetle sormuş. - Atlarıma ne oldu? Seyis, cevabı yapıştırmış: - Ne olacak efendim, "Lâ havle" yiye yiye "Ve lâ kuvvete" oldular. [B]NE OLUYOR! Mehmet Kırkıncı: "Hocam, ben namaz kılmakla Allah'a ne faydam oluyor?" diye soran birine şu cevabı vermiş: - Senin namaz kılmamakla kendine ne faydan oluyor? [B]NASIL GEÇİRİR? [FONT=Verdana][COLOR=#000080][SIZE=2]Necip Fazıl'a, "Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?" diye sormuşlar. "Evet geçirir" demiş. Bunun üzerine "deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?" demişler. Necip Fazıl, İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş: - Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir. [B]KÖŞE Hazret-i Şems'i, konuşup nasihat etmesi için bir meclise davet etmişler. Hazret, meclise girer girmez, kapı eşiğine oturmuş. Kendisini baş köşeye davet edenlere de şu cevabı vermiş: - Adam adamsa oturduğu her yer köşe olur ona! Adam adam değilse, köşe bile eşik olur ona! [B]İÇİMİZDEKİ HOROZ [FONT=Verdana][COLOR=#000080][SIZE=2]Çocuk: - Babacığım, demiş. Bana bir horoz alsan da, sabahları ötüp beni namaza kaldırsa. Adam: - Canım oğul, diye cevap vermiş. Senin içindeki horoz ötmedikten sonra, dışarıdaki horozun fayda vereceğini mi sanıyorsun? [B]YEMEĞE YENİLMEK [FONT=Verdana][COLOR=#000080][SIZE=2]Sasani hükümdarlarından Ardşir Babegân, doktoruna, "Bir günde ne kadar yemek yemeli?" diye sordu. Doktoru: - Üçyüz gram kadar yeter, dedi. Babegân - Bu kadarcık şey insana ne kuvvet verir ki? diye bunu az bulunca, doktor şu karşılığı verdi: - Bu kadarı seni taşır. Bundan fazla olursa sen onu taşırsın. |
Cvp: hazır cevaplar --Necip Fazil a sormuslar: Üstad özel arabanız yok mu ? Şair aninda cevap vermiş: "Ona en son bineceğiz." --Necip fazila,Nazim hikmet: Demiş ki: sen sıfırsın sıfır. Üstad; evet benim sıfır olduğumu biliyorum, ama sen çift sıfırsın. --Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşıp; - “Üstad, Peygambere ne diye gerek duyuldu? Biz kendi yolumuzu bulabilirdik.” diye sorunca Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan; - “Ne diye vapura bindin yüzerek geçsene karşıya” cevabını vermiş. --Necip Fazıl Kısakürek, sakal bırakmaya karar verir ve bırakır. Sakallı halini görenler şaşırırlar. Hatta bazıları hakaret etmek bile ister. Fakat üstad bu. Hiç lafın altında kalır mı? Adama laik olduğu cevabı verir. Üstadın sakallı halini gören biri, üstada hakaret etmek için karşısına geçip sakallı halini kasderek; -"Yahu Maymuna dönmüşsün!" der. Bu söz üzerine üstad adama haddini bildirir: -"Öylemiii, peki o zaman arkamı döneyim!.." --Mahkemede hakim,Necip fazıla nasihat ederken: - Bak dostum,seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim değil mi ? Necip fazıl,hayretli bir ifadeyle sorar. -Hakim bey,yoksa istifami ediyorsunuz? |
Cvp: hazır cevaplar --Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşıp; - “Üstad, Peygambere ne diye gerek duyuldu? Biz kendi yolumuzu bulabilirdik.” diye sorunca Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan; - “Ne diye vapura bindin yüzerek geçsene karşıya” cevabını vermiş. en çok bu cevap hoşuma gidiyor benim yaa çok güzel. |
Cvp: hazır cevaplar Kibarlığıyla tanınan Abdülhak Şinasi Hisar bir gün kardeşine “Sen” deyince, Süleyman Nazif: “Doğrusu çok şaşırdım beyefendi” der, “ben sizin Sen Nehri’ne bile Siz Nehri dediğinizi sanırdım. S. Nazif bir ara Avrupa’da meşhur adamlar ölünce evlerinin müze haline getirildiğinden bahis açar. “Kapıda mermer bir levha düşünün, üzerinde pirinç harflerle ‘Edip Nazif Müzesi’ yazmışlar mesela...” Şair Nazım, heyecanlanmış olmalıdır, S. Nazif’in sözünü kesme gafletinde bulunur. - Sahi, ben ölünce kapıma ne yazarlar? S. Nazif ters ters bakar: “Kiralık Ev!.. Başka ne yazacaklar!” Abdullah Cevdet, bir ara Shakespeare’in bütün eserlerini Türkçe’ye çevirmeye baslamıs. Bir iki çevirisini yayımlamıs. Fakat çeviriler hiç basarılı degilmis. Shakespeare’in eserlerine lâyık bir tercüme yapamamıs. Abdullah Cevdet bu tercüme isine devam ettigi bir sırada bir gün Süleyman Nazif’e demis ki: — Nazif, biliyor musun, su Shakespeare’i çevirme isini bitirmeden ölecegim diye korkuyorum. Süleyman Nazif bu yakınmadan yararlanarak kendi korkusunu açıklamıs: — Abdullah Cevdet, ben de tam aksine Shakespeare’i çevirme isini ölmeden önce bitireceksin diye korkuyorum. Herkes Shakespeare’in eserlerini ölümsüz diye bilir, sen onları Türkçe’ye çevirmekle ölümlü olduklarını ispatladın!.. |
Cvp: hazır cevaplar ilk baştakiler insanı ağlatacak cinsten paylaşımlar olmuş... sornası ise tebessümlük (: RAbbim hepinizden razı olsun |
Hazır Cevaplar AT NALI UĞUR GETİRİR Mİ? [COLOR=#0070c0][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya: - Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi? - Demirci Hoca: - Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]MEZARTAŞI YAZISI Behlül Dânâ'ya biri sorar: - Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım? Behlül Dânâ şu cevabı verir: - Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter." [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ Amerika'lı iş adamı, bir Çinli'yle alay ederek sormuş: - Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek? Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş: - Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]HAYAT NE ZAMAN BAŞLAR? - Hayat kırkından sonra başlar, diyen bir kişiye Said Turhan şu karşılığı vermiş: - Eğer otuz beşinde ölmezsen!.. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]ÖLÜM NEDİR? Talebelerinden biri, Konfüçyüs'e: - "Ölüm nedir?" diye sorduğunda, Konfüçyüz'ün cevabı şu olmuş: - Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]HER KOYUN Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine: - Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır. Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Bu işi yapanı da keşfetmişler tabi ki: Behlül. Halife, kendisini sıkıştırdığında: - Gördüğünüz gibi, her koyun kendi bacağından asılır efendim, demiş. Fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]ORUÇ NASIL ŞİŞMANLATIR? Hekimoğlu İsmail'e, "Ramazan olmasına rağmen biraz kilo almışsınız?" dediklerinde: - Maalesef öyle oldu, demiş. Çünkü iki kişilik yemek yiyor, bir kişilik oruç tutuyorum. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]RİYAKÂRA CEVAP Adamın biri, Hz. Ali'yi gıyabında yani ardından kötülediği halde yüzüne karşı övmeye başlayınca, ondan şu karşılığı almıştır: - Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm. [B]BAKIŞ FARKI! Adamın biri, Muhammed Bin Vâsi'nin bacağındaki yarayı görüp, "Sana acıyorum" dediğinde, ondan şu cevabı almış: - Ben, aynı yaranın gözümde çıkmadığına şükrediyorum. [COLOR=#0070c0][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]SUSTURUCU TEDAVİ Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Mehmed Âkif'i küçük düşürmeye çalışıp: - "Affedersiniz, demiş. Siz baytar mısınız?" Mehmed Âkif, hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: - Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? MÜJDE [COLOR=#0070c0][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Harun Reşid'in vezirlerinden biri, Behlül Dânâ'ya latife yollu takılarak: - "Müjde sana ey Behlül, Sultanımız seni, domuzlarla maymunlara çoban tayin etti" dediğinde, Behlül şu cevabı vermiş: - Öyle ise kulaklarını aç da emirlerimi yerine getirmeye hazırlan. ZOR AMA GÜZEL [COLOR=#0070c0][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Cüneyd-i Bağdâdî'ye: "Sabır nedir?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: - Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır. YETMEZ Mİ? [COLOR=#0070c0][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Asr-ı saadetteki muhteşem hadiselerden duygulanan bir genç: - "Keşke Peygamberimiz'in (sav) devesi olsaydım" deyince, Ali Suad atılmış: - Ümmeti olman yetmiyor mu? PEYGAMBER HÂNESİ [COLOR=#0070c0][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Hz. Mevlânâ, evlerinde yiyecek olarak hiçbir şey kalmadığını söyleyen hanımına tekrar tekrar sormuş: - Gerçekten hiçbir şey kalmadı mı? - Evet, demiş eşi. Hiç yiyeceğimiz kalmadı. O yoklukta tükenmez hazinelerin sahibini bulan Mevlânâ, ellerini kaldırıp: - Allah'ım sana hamd-ü senâlar olsun, diye şükretmiş. Evim, Peygamber hanesine benzedi. DERDİN DEVASIZI... [COLOR=#0070c0][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]İbn-i Sinâ'ya: - Dünyada devâsı olmayan bir dert var mıdır? diye sorduklarında: - Derdin devâsızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır, cevabını vermiş HAYATI SEYRETMEK [COLOR=#0070c0]Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "neye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir: - Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma. SELÂMDAKİ İNCELİK Muzaffer Ozak Hoca'nın sahaflar çarşısındaki dükkanına giren bir genç: - Selâmunaleyküm babalık... diye selâm verince, hazret selâmı alır: - Aleykümselâm kurukalabalık... ÖRTÜNMEK İÇİN GİYİNMEK! İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü varmış. Davetten çıkınca, bir gazeteci sormuş: - Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi? Gandi, hiç aldırmadan cevap vermiş: - Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi. HUZUR Zeynel Âbidin Hazretleri abdest alırken sapsarı kesilirdi. Sebebini sorduklarında şu cevabı verdi. - Kimin huzurunda durduğumu düşünürseniz, sebebini anlarsınız... KABRİSTAN Hz. Ali, mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş: - İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar. ÇINAR AĞACI MAYDANOZUN NESİ OLUR? Selim Gündüzalp, sosyoloji hocaları olan rahmetli Seyid Ahmet Arvasi'ye: - Hocam demiş, "insan maymunun gelişmiş şeklidir" diyorlar. Ne dersiniz? Seyid Ahmed Arvasi şu cevabı vermiş: - O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir. |
Cvp: Hazır Cevaplar way Çok Güzeldi Emeqine Saqlık iLk Bastaki At Nalı Çok Hosuma Gitti =) |
Cvp: Hazır Cevaplar Canım arkadaşım (can) at nalı konusu çok güzeldi.Hem güldürüp hem düşündürücü.Hele Amerikalı ile Çin muhabbeti daha da hoş.Eminim çok uğraşmışsındır.Allah razı olsun...[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar Ya hocam mezartaşı konusu ne kadar da doğru.Üzerine bastığımız şu toprak gün gelir üzerimizi örter.Buda benden Dünyasına dünyasına,kul oldum dünyasına;dün yasına gittik kul olunanın dünyasına.(sonu faklı da olabilir).Hocam seni tebrik ediyor ve bu tarz faaliyetlerinin devamını diliyorum.:) |
Cvp: Hazır Cevaplar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar [B][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] güzel olmuş[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Hazır Cevaplar Ne Yedirelim? Lokman Hekim'e: -Hastalarımıza ne yedirelim?diye sorduklarında,şu cevabı vermiş: -Acı söz yedirmeyin de,ne yedirirseniz olur. Tabip Beyazıd-i Bestami Hazretleri akıl hastahanesinin önünden geçerken, bir tabibin havanda ilaç dövdüğünü görerek: - Çok günahkarım, der. Bunun içinde ilaç var mı? Tabib daha cevap vermeden, konuşmaları dinleyen bir hasta, pencereden seslenir. - Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır. Kalb havanında tevhid tokmağı ile döv. İnsaf eleğinden geçir, göz yaşı ile yoğur. Aşk fırınında pişir ve sabah akşam bol bol ye. Göreceksin hastalığından eser kalmayacak. Bistami hazretlerinin gözleri dolar ve : - Ya Rabbi, der. Şu dünya hastanesinde ne tabipler var. Biz de Onlara Yaklaşıyoruz Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla: - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der. Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der: - Biz de onlara yaklaşıyoruz. Bal ile Sirke Hocaya "bal ile sirke uyuşmaz" derler. Niçin uyuşmasın der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer, gelir oturur. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar: - Bal ile sirke uyuşmadılar değil mi? Hoca hiç erkekliği elden bırakır mı? - Yo yo onlar uyuştular da, şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar. Sır Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona: - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir: - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - Bende bilirim. Karınca Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş: Dırahta ger ziyân etse karınca Zararı var mıdır ânı kırınca (Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?) Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş: Yarın Hakkın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca Manav Olsa Gerek Garip halleri ile ünlü olan şair Ruhi, serbest nazım usulüyle şiir yazmanın moda olduğu dönemlerde bir gün eline geçen bir şiir mecmuasında genç şairlerden birisinin irili ufaklı mısralarla bütün bir sahifeyi dolduran mısralarına uzun uzun baktıktan sonra: - Garip, demiş. Bunlar üzüm salkımı, yazan da şair değil manav olsa gerek. Ne Kadarda Fuzuli Fuzuli ile Ruhi beraberce yürürlerken bir köpek görürler. Ruhi köpeği göstererek; 'Bu köpekte ne kadar fuzuli' der. Fuzuli hemen cevabı yapıştırır: Çünki içinde Ruhi var. Yüzük Sultan III. Ahmed Han kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt yüzüğü, bir gün, divan toplantısında vezirlere göstererek: -'Acaba bundan daha kıymetlisi var mıdır?' diye sordu. Hazirûn: -'Hayır Efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz'cevabını verdikleri halde yalnız Nevşehirli İbrahim Paşa itiraz etti: -'Bundan daha kıymetli şey vardır padişahım!' dedi. Padişah beklemediği cevap karşısında sordu: -'Nedir?' -'O yüzüğün takıldığı parmak Efendim' diye cevap verdi. Domuz Eti Tarihimizde "Kafkas kartalı" diye geçmiş bulunan İmam Şamil yüz binlerce Rus ordularını birkaç arkadaşıyla yıllarca uğraştıran kahramandır.Üstat Şeyh Celaleddin Efendinin dizi dibinde Tarik-ı Nakşibendiyyenin âb-ı hayat pınarından kana kana içmek suretiyle menaviyatın zirvesine yükselirken, sol eliyle kullandığı kılıcıyla tek başına ordulara göğüs germek gibi bu dünyanın en büyük zevklerine de tatmaktan geri durmamıştır. Az bir kuvvetle uzun yıllar sürdürdüğü mücadelesini, esaretinden sonra aynı şekilde devam ettirmiştir. Ruslara esir düştüğünde; Yemek esnasında, İmam Şamil'in iştahlı iştahlı yemek yediğini gören çar'ın: "Kumandan, bu iştahla beni de yiyeceğinizden korkuyorum" demesi üzerine etrafındakilerin kahkahaya boğuşları uzun sürmemiş Kafkas Kartalı: "Çar hazretleri kaygılanmayınız. Ben elhamdülillah müslümanım ve domuz eti yemem haramdır." |
Cvp: Hazır Cevaplar Çok güzeldi hele sirke ile okka maşallah neşe getirdin günüme sağol[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar Alıntı:
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] çok güzel olmuş [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar Sır Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona: - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir: - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - Bende bilirim. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cvp: Hazır Cevaplar verda naz bugün çok neşelisin kız hayır mı hepsinde güldürdün beni valla[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
atın nalı...düşüncelerin gülümsemesi... çok tatlı nükteler.... AT NALI UĞUR GETİRİR Mİ? Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya: - Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi? - Demirci Hoca: - Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar. HAYATI SEYRETMEK Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "neye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir: - Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma. SELÂMDAKİ İNCELİK Muzaffer Ozak Hoca'nın sahaflar çarşısındaki dükkanına giren bir genç: - Selâmunaleyküm babalık... diye selâm verince, hazret selâmı alır: - Aleykümselâm kurukalabalık... ÖRTÜNMEK İÇİN GİYİNMEK! İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü varmış. Davetten çıkınca, bir gazeteci sormuş: - Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi? Gandi, hiç aldırmadan cevap vermiş: - Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi. HUZUR Zeynel Âbidin Hazretleri abdest alırken sapsarı kesilirdi. Sebebini sorduklarında şu cevabı verdi. - Kimin huzurunda durduğumu düşünürseniz, sebebini anlarsınız... KABRİSTAN Hz. Ali, mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş: - İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar. ÇINAR AĞACI MAYDANOZUN NESİ OLUR? Selim Gündüzalp, sosyoloji hocaları olan rahmetli Seyid Ahmet Arvasi'ye: - Hocam demiş, "insan maymunun gelişmiş şeklidir" diyorlar. Ne dersiniz? Seyid Ahmed Arvasi şu cevabı vermiş: - O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir. MEZARTAŞI YAZISI Behlül Dânâ'ya biri sorar: - Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım? Behlül Dânâ şu cevabı verir: - Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter." ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ Amerika'lı iş adamı, bir Çinli'yle alay ederek sormuş: - Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek? Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş: - Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman. HAYAT NE ZAMAN BAŞLAR? - Hayat kırkından sonra başlar, diyen bir kişiye Said Turhan şu karşılığı vermiş: - Eğer otuz beşinde ölmezsen!.. , ÖLÜM NEDİR? Talebelerinden biri, Konfüçyüs'e: - "Ölüm nedir?" diye sorduğunda, Konfüçyüz'ün cevabı şu olmuş: - Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim. HER KOYUN Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine: - Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır. Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Bu işi yapanı da keşfetmişler tabi ki: Behlül. Halife, kendisini sıkıştırdığında: - Gördüğünüz gibi, her koyun kendi bacağından asılır efendim, demiş. Fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder. ORUÇ NASIL ŞİŞMANLATIR? Hekimoğlu İsmail'e, "Ramazan olmasına rağmen biraz kilo almışsınız?" dediklerinde: - Maalesef öyle oldu, demiş. Çünkü iki kişilik yemek yiyor, bir kişilik oruç tutuyorum. RİYAKÂRA CEVAP Adamın biri, Hz. Ali'yi gıyabında yani ardından kötülediği halde yüzüne karşı övmeye başlayınca, ondan şu karşılığı almıştır: - Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm. BAKIŞ FARKI! Adamın biri, Muhammed Bin Vâsi'nin bacağındaki yarayı görüp, "Sana acıyorum" dediğinde, ondan şu cevabı almış: - Ben, aynı yaranın gözümde çıkmadığına şükrediyorum. SUSTURUCU TEDAVİ Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Mehmed Âkif'i küçük düşürmeye çalışıp: - "Affedersiniz, demiş. Siz baytar mısınız?" Mehmed Âkif, hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: - Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? MÜJDE Harun Reşid'in vezirlerinden biri, Behlül Dânâ'ya latife yollu takılarak: - "Müjde sana ey Behlül, Sultanımız seni, domuzlarla maymunlara çoban tayin etti" dediğinde, Behlül şu cevabı vermiş: - Öyle ise kulaklarını aç da emirlerimi yerine getirmeye hazırlan. ZOR AMA GÜZEL Cüneyd-i Bağdâdî'ye: "Sabır nedir?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: - Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır. YETMEZ Mİ? Asr-ı saadetteki muhteşem hadiselerden duygulanan bir genç: - "Keşke Peygamberimiz'in (sav) devesi olsaydım" deyince, Ali Suad atılmış: - Ümmeti olman yetmiyor mu? PEYGAMBER HÂNESİ Hz. Mevlânâ, evlerinde yiyecek olarak hiçbir şey kalmadığını söyleyen hanımına tekrar tekrar sormuş: - Gerçekten hiçbir şey kalmadı mı? - Evet, demiş eşi. Hiç yiyeceğimiz kalmadı. O yoklukta tükenmez hazinelerin sahibini bulan Mevlânâ, ellerini kaldırıp: - Allah'ım sana hamd-ü senâlar olsun, diye şükretmiş. Evim, Peygamber hanesine benzedi. DERDİN DEVASIZI... İbn-i Sinâ'ya: - Dünyada devâsı olmayan bir dert var mıdır? diye sorduklarında: - Derdin devâsızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır, cevabını vermiş. BİLMEK İÇİN ÖĞRENMEK Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle, dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemâl (İnal)'a sormuşlar: - "Sizdeki bilginin çok azına sahib olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?" Şöyle cevap vermiş: - Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için! HERKES YANINDAKİNİ VERİR! Kendisine hakaret edilen Hz. İsa'ya (a.s.): - "Niçin karşılık vermediniz?" diye sorduklarında: - Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu. KAZA ETMEK Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti geçmeden bir mola vermesini rica eder. Şoför sinirlenerek: - Kaza edin efendim, der. Ne olur yani? Adam, sakin sakin cevap verir: - Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen? RUHLAR NEREYE GİDER? İbn-i Abbas hazretlerine "Ruhlar cesetlerinden ayrılınca nereye giderler?" diye sorduklarında, o yüce insandan şu cevabı almışlar: - Yağı biten kandillerin ışığı nereye gidiyorsa, oraya... KADER Kenân Rıfâi'ye sormuşlar: - Madem ki neticede kaderin dediği oluyor. O halde niçin çalışıyoruz? Şu cevabı vermiş: - Çalışmak da kaderin icabı olduğu için! İFTİHAR Şeyh Şâmil, çarlık idaresi tarafından yakalanıp esir edildiğinde, Çar II. Aleksandır: - Sizin gibi büyük bir insanı misafir etmekle iftihar ederim deyince, Şeyh Şâmil'in cevabı şu olmuş: - Siz benim misafirim olsaydınız, ben daha çok iftihar ederdim. İNSAN ve TANSİYON - "İnsan, kâinata hakim bir varlıktır" diyen felsefe öğretmenine, öğrencilerden biri, şu cevabı vermiş: Tansiyonuna bile hakim olamayan insan, kâinata nasıl hakim olur? |
Cvp: atın nalı...düşüncelerin gülümsemesi... KORKUYA GEREK YOK Bir Rus generali, Şeyh Şâmil'in iştahını abartarak "Beni yemenizden korkuyorum" deyince, Şeyh Şâmil: Boşuna korkmayın efendi, demiş. Bizim dinimizde domuz eti yemek haramdır, TAKVA NE DEMEK? Ebu Hureyre "takva"nın ne olduğunu soranlara: - "Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi?" dedi. Onlar da "Evet geçtik" dediler. Bunun üzerine: "O halde oradan geçerken ne yaptınız?" diye sordu. Onlar: - Dikenlerden sakındık, dediler. - İşte takva da, günah ve hatalardan sakınmaktır, cevabını verdi. İNSANIN MAHARETİ Bir sohbet sırasında, Ârif Nihat Asya'ya: -Eğilir, bükülür, katlanır ve istenilen şekle kolayca sokulur bir cam keşfedilmiş, derler. Ârif Nihat Asya, şöyle cevap verir: - Desenize, eninde sonunda camı da kendimize benzettik! GÖNDERİLEN, GÖNDERENDEN HABERCİDİR Dahi kumandan Halid Bin Velid Hazretlerinden, Efendimizi (s.a.v.) anlatmasını istemişler. - Bu hususta son derece acizim demiş. Israr etmişler. Gönderilen, gönderenin şanına lâyık olur, buyurmuş. Onu gönderen Allah (c.c.) olduğuna göre, gerisini anlayın artık. GÜNLÜK Bir Hıristiyan, Ahmed Vefik Paşa'ya: - Camilerinizde niçin günlük (bir çeşit koku) yakmıyor sunuz? diye sorduğunda, ondan şu cevabı almış: - Bizimkiler abdestlidirler. Yellenmezler. Onun için günlük yakmıyoruz. HAKLI TENKİT Eflâtun, bir grup arkadaşı arasında oturan Sokrat'a: - Geçen gün bir arkadaşını herkesin arasında azarladın, diye çıkışmış. O sözleri baş başa kaldığın zaman söyleyemez miydin? Sokrat, soruya soruyla karşılık vermiş: Beni böyle azarlamak için, baş başa kalmamızı bekleyemez miydin? OLMADIĞI YERİ GÖSTERİN Materyalist öğretmen, öğrencisine: - Söyle bakalım, demiş. Allah nerede? Eğer bilirsen portakal vereceğim. Öğrencinin cevabı şu olmuş: - Siz bana O'nun olmadığı yeri gösterin, ben size bahçe dolusu portakal vereyim. , HANGİSİ İÇİN İYİ? Zengin bir adam, İslâm büyüklerinden birine: - "Bin altınım var, size versem ne dersiniz?" diye sorduğunda, şu cevabı almış: Verirseniz sizin için iyi olur. Vermezseniz de benim için. HER ŞEYE İYİ YÖNÜYLE BAKMAK Hz. Lokman'a: - "Edebi kimden öğrendin?" diye sormuşlar. Şu cevabı vermiş: - Edepsizlerden. EŞSİZ CÖMERTLİK Hz. Ebû Bekir'in cömertlikte de bir eşi yoktu. Bir defasında cihad için yardım istendi... Bütün sahabiler koşuştular. Kimi malının yarısını, kimi dörtte birini getirmişti. Hz. Ebu Bekir'in getirdiği ise, malının tamamıydı. Resulûllah (a.s.v.) kendisine sordu: - Ailene ne bıraktın? Hz. Ebubekir, cevap verdi. Allah ve Resûlü'nün muhabbetini!.. KANAAT Bir talebe, hikmet sahibi bir zât ile sohbet ederken: - Cennet'te küçük bir yerim olsa bana yeter deyince, o zât şu cevabı verdi: - Âhiret için ettiğin kanaati, keşke dünya için de etseydin. GÜZEL İNSANLAR Sahabelerden biri, Hz. Ebûbekir'in yanına gelerek: - Çok günahkarım, der. Benim için dua eder misiniz? Hz. Ebûbekir: Yâ Rabbi, der. Bir günahkar, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle. BİLİNMEYEN LEVHALAR İngiliz Büyükelçisi, eski Osmanlı evlerinin dış duvarlarına asılan "Yâ Hafîz" (Muhafaza eden Allah (c.c.) ) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşa'ya bunların ne olduğunu sormuş. Fuad Paşa, İngilizin anlayacağı dille cevap vermiş: - O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır. ÇOK YÜZLÜLER Mehmed Âkif, iki yüzlü insanlara çok kızardı. Bir gün bir arkadaşına şöyle dedi: - İki yüzlüleri artık sever hale geldim. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım. UYKU KARDEŞLİĞİ Mevlânâ Hazretleri, talebelerinden biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler. Yanındaki talebesi: - Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bunlardan ibret alsa. Mevlânâ, tebessüm ederek karşılık verir. Aralarında bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini. KALEMİN İŞİ ZOR Ünlü gazeteci ve yazarlardan Velid Ebüzziya, İstiklâl Mahkemesi'nde yargılanıp beraat ettikten sonra, genç meslektaşlarına nasihat etmiş: - Şu sıralarda sakın fincancı katırlarını ürkütmeyin... Yusuf Ziya Ortaç, başını sallayarak: Bu söylediğin imkansız üstadım, demiş. Zira ortalıkta o kadar çok katır var ki!.. DÜNYANIN YÜZÜ Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyrani'ye: - Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani: Hiç üzülme dostum demiş. Zaten dünyada da bakılacak surat kalmadı. ATLIYA CEVAP Efendimiz (s.a.v.) sahabelerine bir ikram sırasında hizmette bulunurken, uzaklardan gelen bir atlı yanlarına yaklaşarak, - Bu kavmin efendisi kim? diye sordu O'nu arıyorum. Efendimiz (s.a.v.) bu soruya, gurur olur endişesiyle "benim" diye cevap vermedi. Ve o anda sahabelerine hizmet etmekte olduğundan, asırlar boyunca yankılanan ve aynı zamanda atlı adama cevap niteliği taşıyan şu sözlerle mukabele etti: Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir. SAĞLAM İŞ Mehmed Âkif, Berlin'den döndüğünde sormuşlar: - Berlin'de ne var ne yok üstad! Şöyle cevap vermiş: - Gördüğüm kadarıyla işleri dinimiz gibi sağlam; dinleri ise işlerimiz kadar çürük. MUTLULUK Tolstoy'a "nasıl mutlu oluyorsunuz?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı ise hiç düşünmeyerek. İMTİHANSIZ GEÇMEK YOK Öğretmen, öğrencilerin aklını karıştırmak için: - Çocuklar demiş. Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi dünyaya göndermiş? Çocuklardan biri, soruya karşılık vererek: Öğretmenim demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize geçerli not vermeyip imtihan ediyorsunuz? NE BAL VAR, NE DE PEKMEZ... A. Geylanî Hazretlerinin üzerine hiç sinek konmazdı. Onun bu haline vakıf olanlardan biri sordu. - Üzerinize sinek konduğunu hiç görmüyoruz? Sebebi nedir? Şu cevabı verdi: Niçin konsun ki? Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı... ALIŞVERİŞE GELDİK... İbn-i Muhayrız isimli din alimi, elbise almak için bir mağazaya girdiğinde, içerdekilerden birisi onu tanıdı ve dükkan sahibine: - Bu zât, İbn-i Muhayrız'dır, dedi. İbn-i Muhayrız kendisine özel bir muamele yapılmaması için hemen dışarı çıkarken: - Biz paramızla birşeyler almaya geldik, dedi. Dinimizle değil. İHLASLI OLMAK Yahya bin Muaz'a: - Kul ne vakit ihlaslı sayılır? diye sormuşlar. Cevaben şöyle buyurmuş: - Kendisini öven insanla, tenkid eden insanı bir gördüğü vakit... SİZ DE ORTAKSINIZ Süfyan-ı Sevrî, evinin kapısı önünde bir dostuyla sohbet ederken, önlerinden son derece süslü giyinmiş bir adam geçti. Dostu bu adama hayranlıkla bakarken, Süfyan-ı Sevrî ona şöyle buyurdu: - Eğer sizler gıpta ile bakmamış olsaydınız, bu adam böyle süslenip israfa girmezdi. Hayranlığınızı ifade eden tavrınızla bu adamın 'israf' günahına siz de ortak oluyorsunuz REHBER BÖCEK Ebü'l-Haccac Aksurî'ye: - Maneviyatta rehberin kim? diye sorduklarında: - Bir böcek, dedi. Alay ediyor sandılar. İzah etti: - Dışarıda gezerken, fener direğine çıkmak isteyen küçük bir böcek gördüm. Kaygan olduğu için yarı yoldan düşüyor, fakat hiç yılmıyordu. Yüzlerce defa aynı hareketi tekrarladı. Onu o halde bırakıp mescide gittim. Çıktığımda bir de ne göreyim, direği tırmanmış, fenerin yanında duruyor. O hayvan engellerden yılmama ve sebat etme konusunda rehberim oldu. BİR ÖKÜZ UĞRUNA Oğlunun okuması için çiftliğindeki bütün inekleri satan bir köylü, onun bir şey öğrenemediğini görünce: - Ne bahtsız adammışım, diye söylenmiş. Bir öküz uğruna ne inekler feda ettim. MALIN NEREDE? Hasan el-Basrî, "Ben ölümden korkuyor ve onu sevmiyorum" diyen birine şu cevabı vermiştir: - Malını geride bıraktığın için ölümü sevmiyorsun. Eğer malını ileriye (ahirete) gönderseydin, peşinden gitmek isteyecektin. |
Cvp: atın nalı...düşüncelerin gülümsemesi... Alıntı:
medineli kardeşim beyaz olan başlıkları okunmadığı için mavi yaptım hakkını helal et.. |
Cvp: atın nalı...düşüncelerin gülümsemesi... Alıntı:
rabbim razı olsun belgin editorum, ne demek, en guzelı olmus... canımsın, okudugun için tsk ederim |
SAAT: 08:12 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.