|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 11 Aralık 2009 (21:49), Konuya Son Cevap : 07 Kasım 2010 (23:56). Konuya 29 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
15 Aralık 2009, 19:48 | Mesaj No:21 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran..... Kebuter kardeşim evet sormuştunuz ben özellikle cevap vermemiş bu konuda bir yazı ekleyeceğim demiştim. Şimdi nasip olursa o yazımı ekledim. Buradan bakabilirsiniz Allah yanıltmasın. ( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ) Sorduğunuz diğer soruya gelince,( efendimiz der ki, helaller bellidir haramlar da bellidir, bir de ikisi arasındaki şüpheli alan vardır, oraya yaklaşmayınız.) Değerli arkadaşım peygamberimizin bizlere tebliğ ettiği kurandır helal ve haramlarda orada apaçık yazar. Bakın bunda şüphesi olanlara Rabbim ne diyor ayetlerinde? ( Enam Suresi 145. De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar."…..) (Yunus Suresi 59. De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?") (Hac sur. 30: İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun.) (Nahl Sur. 116. ayet; Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.) Değerli arkadaşım işte peygamberimizin tebliğ ettikleri bunlar. Bunun dışında söylenen sözler peygamberimizin asla sözü olamaz. Ayete dikkat edin açıklananlar haricinde haram diyenlere Allaha iftira atıyorlar diyor Rabbim. Peygamberimiz şüpheli olacak hiçbir söz söylemez, çünkü bu din kolaylaştırılmış ve bizlere Allah elçisi tarafından altın tepside adeta apaçık sunulmuştur. Rabbin ayetlerini okuduğunuzda şüpheniz hala devam ediyor mu? SAYGILARIMLA | |
16 Aralık 2009, 11:24 | Mesaj No:22 |
RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
haluk kardesim ekledigin linki okudum ve boyle bir cevap verecegini umarak soruyu sormustum zaten sana. bak iste yine dedigime geliyorsun, kimi konularda kuranda boyle diyor mu? hayir demiyor, o halde boyle birsey yok diyorken, namaz konsuunda tevil yolu ile uzunca aciklama yapmissin. demek ki herseyi demeyen kuranin peygamberin aciklamasi (ilavesi degil) ile sekli boyutunu kazanabildigi de bir gercek. ayrica namaz kuranda vardir derken kiyam, ruku secdeden bahsetmissin de peki namazin farzi olan iftitah tekbiri, tahiyyat neden yok desem nasil aciklayacaktin (ki sormuyorum cunku namaz farziyet acisindan emrini kuranla duyururken, sekli boyuru uygulamali egitim yolu ile efendimiz tarafindan bildirilen bir ibadettir, hani kuranda nerde geciyor goster derkenki amacim, ibadetlerin fiili yonlerinin aciklama yolu ile duyurulmus olduklarina atifti, bu yuzden tahiyyatin veya iftitah tekbirinin gecmesini beklemiyorum zaten.) senin tarzin kuraniyyun akimina kapilanlarla cok benzerlik gosteriyor. ben oyle gordum. ayrica sunda da haklisin elbette, mezheplerin namazin veya diger ibadetlerin ya da dinin muamelatinin tadili erkanindan olmayan kisimlarini yorumlamalarini insanlar kabullenirken bunu dinin aslindan saymislar, bu yanlistan da oteye tehlikeli bir bakis acisi. mezhep dedigin nedir? dini sistematik hale getirip tasnif etmekten baska birsey degil aslinda. ki bizim kendilerine kurucular dedigimiz imamlarin mezhep kurucusu olmak gibi bir iddialari bile yoktu kendi yasadiklari donemlerde. halk nazarinda gorusleri baglayici kabul edilen muftiler idiler. yoksa bugun bir musluman falan amelde hanefi filan amelde safii gayet tabiiki ve rahatlikla olabilir, olamayacagini iddia etmek, o amelin cevazini veren mezhebin ve izleyicilerinin islam disi oldugunu iiddia etmekle ayni sey degilmidir? boyle bir mantiksizlik olabilir mi? kisinin kendisini mesheple tanimlamasi zorunlulugu yoktur. muslumansindir, bu yeter. | |
16 Aralık 2009, 12:57 | Mesaj No:23 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran..... Değerli kardeşim aslında sizin düşüncelerinizle benim düşüncelerim arasında çok büyük bir fark yok. Sizinle muta kıp olamadığımız ayrıldığımız konu, dikkat ederseniz namazda okunacak dualar konusunda çıkıyor. Çünkü bana bakın ne yazmışsınız?( namazın farzı olan iftitah tekbiri, tahiyyat ) Bunların kuranda olmadığını söylüyor ve bahsettiğiniz namaza başlama tekbirinin ve tahiyyat duasının farzlığından bahsediyorsunuz. Önce farz nedir onu hatırlayalım. Farz Allahın kuranda emrettiği ve her Müslümanın boynunun borcu olan ibadetlerdir. Bu durumda kuranın açıklamadığı sizin kuranda yok dediklerinize farz diyebilir miyiz? Tahiyyat duasını okumadığımızda namazımızın kabul olmayacağını söyleyebilir miyiz? Ya da şöyle düşünelim bu duayı peygamberimiz namazlarında okuyor muydu acaba yada bu haliyle mi okuyordu? Şimdi cevap olarak elbette okuyordu diyeceksiniz. Şimdide bu duanın anlamına bakalım ve içinden bir bölüm alalım, bakın bu duada ne söylüyoruz namazlarımızda. (Ey Peygamber, Allah’ın rahmeti, bereketi ve selamı üzerine olsun.) Sizce peygamberimiz namazda kendisine bu sözleri söyler mi? İşin ilginci bu dua okunmadan namaz kabul olmaz düşüncesine bile kapılıyoruz. Bence yaptığımız büyük yanlışlar buradan kaynaklanıyor. Allah namazlarımızda ne dualar okuyacağımızı bizlere bırakmış ve açıklamış. Kolayınıza geleni okuyun, namazlarınızda bende yardım isteyin yani bana dua edin diyor. Elbette kuranda nasıl yardım edileceği dua edileceği ayetleri de vardır. Bizler Allah ın farz kılmadığı bir şeyi farz diyemeyiz. Rahman sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diyorsa bunun dışından asla bir soru imtihanda çıkmayacaktır onu iyice anlamalıyız diye düşünüyorum. Şimdi size örnek verdiğiniz konular hakkında mezheplerin kabul ettiği fikirleri aktarmak istiyorum. (İftitah tekbiri, bütün mezhep imamlarına göre farz olmakla birlikte Hanefî imamlar bunu rükün değil şart olarak, diğer üç mezhep imamı ise rükün olarak değerlendirmiştir. İftitah tekbiri Hanefî mezhebinde rükün değil şart olmakla birlikte, rükünlere çok yakın oluşu sebebiyle bir rükün gibi değerlendirilmesi ve rükünler arasında ele alınması yanlış olmaz. Bilen ve söylemekte güçlük çekmeyen kişi iftitah tekbirinde Allahüekber demelidir. Allah'ı yüceltme, O'nun büyüklüğünü ikrar anlamı taşıyan “Allahü kebîr”, "Allahü azîm" gibi başka sözlerle tekbir alındığında, farz yerine gelmiş olur.) Değerli kardeşim yukarıdaki düşünceler mezheplerin görüşleridir. Burada bile bir anlaşma söz konusu değil. Buna nasıl farz deriz? Bakın Allahüekber yerine onu yücelten sözlerinde kabul edileceğini söylemesi bunların geleneğin ilaveleri olduğunu göstermiyor mu sizce? Farz demek için Kuranda apaçık belirtilmesi gerekir. Düşünün tekbir alırken ellerin kaldırılması da yine rivayetler kanalıyla bizlere gelmiştir. Araştırın tüm mezheplerde farklıdır. Değerli kardeşim diyelim ki bahsettiğiniz konular peygamberimizin yetkisiyle bizlere ulaştırıldı, acaba neden her mezhepte farklı? Hangi mezhebin yaptığı ya da söylediği gerçekten peygamberimizin yaptığının aynısıdır? Bunu mezheplere sorsak hepsi kendisinin yaptığı doğru diyecektir. Bence de hepsinin yaptığı doğrudur ama benim ki en doğru dememek şartıyla. Çünkü Rahman namazın farz bölümünü apaçık yazmış diğer kısımları hakkında hiçbir bağlayıcılık koymamıştır. Düşünün Rabbim sizleri kurandan hesaba çekeceğim dedikten sonra, acaba günümüze kadar namaz konusunda mezheplerin değişik ilavelerinden sorumlu tutar mı? Bu sorunun cevabını herkes kendi nefsinde vermelidir, çünkü her insan hesabı tek kişilik odalarda tek başına verecektir. Orada kopya çekmek yok. Kitap önümüzde yan çizmekte yok. İnşallah hesabı veren kulları arasında oluruz. Bunlar benim Kurandan anladıklarımdır yalnız beni bağlar. Ben müslümanın diyen her keze düşen görev, Kuranı anlayarak okuyup rabbin ne söylediğini anlamak olmalıdır. Selametle kalınız | |
19 Aralık 2009, 12:20 | Mesaj No:24 |
RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
kuranin namaz konusunda verdigi detaylar konulu kisimda, farkli surelerin ayetlerini alarak iste burda ruku surda kiyam vs bahsedilerek namazin sekli vardir diye TEVIL etmissin haluk bey fakat bu kesinlikle dogru bir tevil degil. o halde buyrun, sizin tarzinizla gidelim ve sizin tarzinizla gitmenin sonucu olarak, kildigimiz namaz yanlis namaz cunku kuranda sekli tarif edilmesine ragmen namazlarda hic karsilasmadigimiz bir rukunden bahsediyor ayet dememizi gerektirecek bu. ali imran 191. ayette Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar denilmektedir, peki namazin neresinde yan uzerimize duruyoruz acaba? KURAN bize bildirmis de biz mi yapmiyoruz? dolayisiyla sizin yapmis oldugunuz teviller sihhatli degildir, sadece normal bir yorum, ayni yorum tarzi ile bir cok emir farzdir ve yapmamiz tanimlanmistir diyerek birseyler cikarabiliriz o halde. ve ayrica vermis oldugunuz ayetlerin nuzul siralamalarina bakmak lazim, namazin farz kilinisi ile birlikte efendimiz sahabeye nasil kilinacagini ogretmisti, acaba tevile sokarak iste burda namaz tarif edilmis dediginiz ayetler namazin farz kilinmasindan sonra inmis ayetler ise, o halde efendimiz sahabesine soylemi demistir: namaz farz oldu ama bazi ayetlerin inmesi lazim, o zamana kadar bekleyelim, simdilik size nasil kilindigini gosteremiyorum mu demisti acaba? yok demedi ve kildilarsa neye gore kilmislardi? ayrica haydi kabul edelim ki o yaetler namazin seklini tarif ediyor olsun, peki mesela ruku neden iki kere tarif edilmis olsun... ikincisi, mezhepler bile anlasamamisken... diye bir cumle kullanmissiniz, mezheplerdeki ihtilaflar, rivayetlerin rasulullahtan o sekilde geldigi icin kabulune dayanmiyor, tum namaz kilma bicimleri efendimizce uygulanmistir ve mezhepler de sistematik olmak acisindan bunlardan birini kabullenmislerdir, yoksa safii hanefinin, hanbeli malikinin namazinin fasid oldugunu falan iddia etmiyor. rivayetlerin tumunun dogrulugunda mezheplerin ittifaklari var. kalki di biz de diger rivayetler uzere namazlarimizi eda edebiliriz bunda bir beis yok, efendimizin yaptigini bizim yapmamiza mani olan nedir? peki insanlara niye bu sekilde ogretiliyor diyebilirsiniz? hepsi de ogretilebilir onda sorun yok ama bu karisikliga sebeb olacaktir, aklinda tutabilecegine guvenene anlatilir, guvenmeyene ise tek seklini ogretirsin onun uzere devam eder bu gayet normaldir.mesela kuranin 7 kiraati meselesini dusunun, her kiraatten okunusa gore yazilmis kuranlar mevcut neticede, peki biz neden turkiyede asim kiraatinin hafs rivayetini esas alarak kuranin mushafini ona gore basiyoruz, bunun tek dogru oldugundan mi? hayir. neticede kurra hocalar var ve her seklini de okuyorlar. | |
19 Aralık 2009, 14:21 | Mesaj No:25 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran.....
Değerli kebuter kardeşim verdiğiniz ayet örneğinde bakın ne diyor Rabbim? Aliimran 191: Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. Ve derler ki, Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru. Bakın burada namaz kılmaktan yani salâttan bahsetmiyor. Allah ı tesbih etmekten, onu zikretmekten, anmaktan, yüceltmekten bahsediyor. Bakın her halükarda insanlar çevresine bakarak bu kâinatı boşuna yaratmadın sen Rabbim derler diyor ve ona niyazda bulunuyorlar. Buna benzer çok ayet vardır Allah ı anmak ve onu tesbih etmek adına. Aslında birbirimize sorular sorduğumuzda konular daha açıklığa kavuşuyor. Önce şunu söylemeliyim ki benim için söylediğiniz;( sizin yapmış olduğunuz teviller sıhhatli değildir.) demişsiniz. Haklı olabilirsiniz çünkü hiç kimse yaptığı yanlış hemen göremez. Zaten benim yaptığım kuranı referans alarak onu anlamaya çalışmamdır. Bunu yaparken elbette hatalarım olacaktır. Ama ben hatalarımı en aza indirmek için rabbin gösterdiği yolu takip ediyorum. Bakın ne diyordu? Rabbin indirdiği kurana sarılın sizi bana ulaştıracaktır. O kitapta her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız. Hüküm veren yalnız benim. Sizlerin anlayacağınız şekilde ayetlerimi gönderdim ve peygamberlerin hayatından örnekleri boşuna vermedim. Onlarda sizin için ibretler vardır. Sizleri BU KİTAPTAN HESABA ÇEKECEĞİM. İşte benim takip ettiğim yol. Kuranı anlamaya çalışırken onu daha iyi anlamamda fayda sağlayacak her türlü söz ve bilgileri gerçekten kurana uymaları kaydıyla alıyor ve onlardan faydalanıyorum. Bu yolu takip ederken eminim hatalarım olacaktır, ben bunu asla inkâr etmiyorum ve onun içindir ki yazılarımın sonunda bu düşünce ve fikir benim kurandan anladıklarımdır, beni bağlar diyorum. Rabbimde ayetlerin sonunda bizleri düşünmeye ve akıl yürütmemize itmiyor mu? Bu durumda bizler anlamayız dememiz ne kadar doğru olur? Bu yolu takip etmemdeki neden en az riskli bir yol olduğu içindir. Eğer kuranın yanına yine kuran değeri verip ama kimsenin garanti veremeyeceği kitaplara da hiç kuşku duymadan iman edersem sanırım hata riskim kat kat fazla olacaktır. Nüzul konusuna gelince. Eğer günümüzdeki kuran nüzul sırasında olmadığı halde elimizde anlaşılıyorsa buna rabbim bu şekilde gelmesine izin vermiş demektir, çünkü korumasını kendisinin bizzat yaptığını söylemişti kuranda. Şunu da düşünelim eğer şuanda elimizdeki kuran Mushafları iniş sırasına göre değilse onun doğru sırasını kim bilebilir? Ya da soruyu değiştirelim bize gerçek iniş sırası budur diyenlere, ne derece inanmamız gerekir bunun garantisini kim verecek? Namaz kılınışı konusuna baktığımızda kuranda da verilen örneklerden yola çıkarak İbrahim peygamberden bu yana şekli olarak aynı olduğunu zaten görüyoruz. Bizden öncekilere de farz olduğunu söylediğine göre, zaten o devirde de kısmen uygulanan bir ibadet olduğunu görüyoruz, hac ibadetinde olduğu gibi. Şimdi sorduğunuz çok güzel bir soruya gelelim.( peki mesela rükû neden iki kere...) Bu soruları çoğaltabiliriz. Neden namaz bitişinde sağa sola selam veriyoruz buda kuranda yok. Rükû ve secdelerde söylediğimiz sözler de yok kuranda. Bunları çoğaltabiliriz. Şimdi düşünelim acaba bizler bize öğretilen geleneklerden mi sorumluyuz? Yoksa Kuranın emrettiklerinden mi? Tüm mezhepleri düşünün hepsinde kıyam rükû ve secde aynı ama neden diğer şekiller değişik? Kıyam duruşu bile farklı kimisi ellerini bağlıyor kimisi yana salıyor. Bu durumda bizlere düşen bize geleneğin öğrettiği namazda yapılan ilaveleri kuranda bulamadığımızda her şey kuranda yok demek ki her şey olmuyormuş mu demek gerekir, yoksa bunlarda olsun bir zenginlik bir güzelliktir dememiz mi gerekir? Bana sorduğunuz soruyu size şöyle sorsam secdeye üç kez gitseniz namazınızın kabul olmadığını söyleyebilecek bir makam, ya da bir kişi var mı? Kuran bu konuda hüküm koymamış ise bunun aksini kimse yapamaz ve söyleyemez. Hatırlayın hadisleri öyle insanlardan bahseder ki secdeye gittiğinde neredeyse huşudan kendisini unutan, dakikalarca secdede kalan onca güzel örnekleri biliyoruz. Dikkat edin o kadar secdede kalınmaz kimse demiyor. Mezheplerden bahsederken hepsinin uyguladıkları peygamberimizin uygulamalarıdır demişsiniz. Peygamberimizin bu kadar değişik uyguladığını nasıl iddia ederiz? Buna nasıl bir kanıt getirebiliriz. Örneğin Şiiler fuhuş yapan bir insanın cezası apaçık kuranda yazmasına rağmen inandıkları hadislerden dolayı, aslında kuranda recim cezası vardı, ama kuran toplanırken kayboldu deme cesareti gösteriyorlar ve bu suçu işleyeni taşlayarak öldürüyorlar. Bumu mezheplerin uyumu? İman adına neredeyse birçok konuda uzlaşamayan anamazı, abdesti bozan şeyler kuranda apaçık yazmasına rağmen her mezhep kendi ilaveleri ile kendince bir yol çizmesine nasıl olurda bunların hepsini peygamberimiz yapıyordu diyebiliriz. Şöyle bir geriye gidin yakın komşularımızın Şii, Sünni diye birbirini namaz kılarken nasıl öldürdüğünü unuttuk mu? Rivayet kelimesi sözlük anlamı bakımından zaten doğruluğu kesin kanıt olmayan söz demektir. Yani emin olmayan araştırılması gereken sözler anlamına gelir. Size birisi bir rivayete göre Türkler Alman soyundan geliyormuş deseler ne dersiniz? Onu ispata davet edersiniz ve kanıt istersiniz. Ama biz nedense bunu imanımızda hiç uygulamıyoruz. İman adına söylenen her sözün kanıtını Kuranda aramalıyız eğer bulamıyorsak asla inanmamalıyız. Kuranın okunma şekline gelince. Acaba kuran ne şekilde okunması için indirilmiştir önce onu düşünelim. Kuran ne bir şiir nede kulağa hoş gelen bir şarkıdır. Kuran bir rehberdir, kuran bir güneştir, kuran insan bedeninin kullanma kılavuzudur. Bir kitap rehber olarak indirilmişse kulağa hoş gelen biçimde okunmak için değil anlaşılması ve emredilen şeylerin anlaşılması yapılması için indirilmiştir. Bakın rabbim bu konuda ne diyor. İsra 106:Hem onu bir Kur'an olarak ayet ayet ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın, hem de gerektikçe parça parça indirdik. Duhan Suresi 58.ayet; Biz o Kuran'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler. Nisa Suresi 82. ayet; Kuran'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbette ki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı Yukarıdaki ayetlere baktığımızda kuranı ağır ağır anlayarak okumamız gerektiğini söylüyor Rabbim. Kuran Araplara kendi dillerinden indirilme sebebi de söyleneni anlasınlar, düşünüp öğüt alsınlar diye açıklıyor. Diğer ayette de iyice okuyup düşünmüyorlar mı diye ikaz ediyor. Peki, bizler günümüzde nasıl okuyoruz? Anlamını bilmesek de Allah bizlere sevap yazar diye öğretilip, bir makamla kulağa hoş gelecek şekilde yalnız şekli boyutundan yararlanıp dinlemiyor muyuz? Hani Rabbim ne söylüyor anlayıp düşünecektik ne oldu? Bakın Kuran bizler neymiş Rabbim ne diyor? Abese 11–12: Hayır; çünkü o (Kuran), bir öğüttür. Artık dileyen, onu 'düşünüp-öğüt alsın. Görüyor musunuz kuran bir öğüttür diyor ve düşünüp bizzat kendimiz düşünüp öğüt almamızı istiyor Rabbim. Ama bizler işin kulağa hoş gelme şekliyle ilgilendiğimiz için Rabbin ne söylediğini bilmediğimizden düşünme kısmıyla hiç ilgilenmemişiz. Allah affetsin. Bakın aşağıdaki ayeti örnek verdiğimde günümüzde bize öğretilenlere ters düştüğü için hemen bu ayetin nüzul sebebini ve bu ayet acaba hangi kitaptan bahsediyor biliyor musun, gibi yönlendirmelerle ayetin manası nasıl da hükümsüz bırakılıyor bu konuda sizleri düşünmeye davet ediyorum. Enam Suresi 38. Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde hasredilirler. Yukarıdaki ayette biz bu kitapta yani Kuranda herhangi bir şeyi ne eksik nede fazla yaptık diyor rabbim. Ama bizler bize öğretilenleri kuranda bulamadığımızda bakın her şey yokmuş diyebiliyoruz. Bu ayet bunu söyleyenler tarafından ise bakın nasıl devre dışı bırakılıyor? (Burada bahsedilen kitap Kuran değil, Allah katındaki kitaptır.) Hâlbuki burada bizleri her zaman yönlendirdiği, bu kitap sözcüğüyle işaret ettiği kurandan apaçık bahsettiği halde bizler neler söylüyoruz. Bizler kurandan sorumluyuz Rabbin katındaki kitabın neler içerdiğini zaten bilmiyoruz. Bizlerin sorumlu olduğu kitap için söylenen ne eksik ne fazla sözünü ne yazık ki bu şekilde görmezden geliyoruz. Bakın peygamberimizde bizleri bu ayeti açıklarcasına bizlere nasıl seslenmiş? Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın. Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403 Değerli kardeşim ben yolumu böyle çiziyorum, bu çabalarımda elbette yanlışlarım olacaktır. Rabbim büyük yanlışlar yaptırmasın inşallah. Bahsettiğim konuda yazım bitince inşallah ekleyeceğim, o zaman da konuşur ve tartışırız Allahın izniyle. . Selametle kalın. | |
19 Aralık 2009, 14:38 | Mesaj No:26 |
RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
Salat salatuhum vs Kuranda Dua yakarma yöneliş ve Namaz anlamlarına gelmektedir Haluk abi bu konuda haklı bakara 191 dua mahiyetinde olan salatı emretmektedir.
| |
19 Aralık 2009, 16:53 | Mesaj No:27 |
RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
SALAT, neden dua anlamina gelsin ki? dua ve salat tamamen ayri, baslibasina birer kelimeler bunlar. birisi digerinin turkcesi ya da arapcasi degil bir kere, ikisi de bagimsiz arapca kelimeler. biri cagri cagirma (dua) digeri de dik durus, destek, omurga, ayakta tutma, destek verme anlamlarina gelir. peki verdigim ayette allahi zikrederler diyo dogru, hemen onu yakalayip cevap verin diye verdim onu zaten, zikir diyor namaz demiyor demissin guzel, kabul edelim varsaydim bunu, peki soylermisin, hac 26'da namaz anlamina gelecek kelime nerde? sadece ruuku edenler diyor, tavaf edenler, kiyamda duranlar, bunlar geciyor. bunlar namazdir sonucunu sen kendi namazinla eslestirip de soyleyebiliyorsun, aksi halde pagan kulturunun de rituelleri benzerlik gosteriyordu zaten namazin hareketleri ile, put karsisinda egilme, secde vs. | |
19 Aralık 2009, 18:51 | Mesaj No:28 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran..... Kebuter kardeşim Sayın İslamoğlu kardeşimizin söylediği, bakara 191. ayette namaz değil, dua, anma, tespih etme anlamında kullanıldığını söylüyor gerçekten bu ayette bu anlamdadır. Şimdi bahsettiğiniz ayette namaz sözcüğünün geçmediğini söylemenize bakalım. Hac suresi 26. ayette bakın ne diyordu?( Bir zamanlar Kâbe’nin yerini İbrahim'e şu şekilde hazırlamıştık: "Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, (kıyama) duranlar, rükû ve secdeye varanlar için Evim'i tertemiz et.) Burada Rabbin ne söylediğini yani neden kıyam, rükû, secde edilmesi gerektiğini başka ayetlerden anlamaya çalışalım. Çünkü eğer bir konu başka yerde ismiyle bahsedilmişse yani bana ibadet edin diyerek örnek verip anlatmışsa daha sonra ki anlatımlarında onun isminden bahsetmesi gerekmez, yalnız şeklini söylediğinde bunun o bahsedilen ibadet olduğunu anlarsınız. Çok ünlü bir yeri topluma anlatıyorsunuz önce o yerin ismini söylersiniz ama daha sonra anlatımlarınızda oradaki çok özel yerlerden bahsettiğinizde bu yerin ismini bile söylemezsiniz herkes bahsedilen yeri anlar. Örneğin Hac 27. ayette bakın rükû ve secdenin ibadet şekli olduğunu nasıl anlıyoruz. Hac77: Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin; Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz. Yukarıda anlatılan şeklin Rabbe ibadet şekli olduğu anlaşılıyor. Örneğin aşağıda verilen ayette secdelere kapanıp Allah ın ayetlerini okurlar diyor. Rabbim ne diyordu namaz konusunu anlatırken Kurandan kolayınıza geleni okuyun. Aliimran 113: Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah’ın ayetlerini okurlar. Şimdide sizin sorduğunuz sorunun tam karşılığına bakalım. Bakın Rabbim kısaltılmış namazı bizzat resulünün imamlığında nasıl anlatıyordu onu hatırlayalım. Nisa 102: Sen içlerinde olup da onlara NAMAZ kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle NAMAZA dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra NAMAZ kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar....... Sen onlara namaz kıldırdığın vakit diyerek başlıyor söze ve nasıl devam ediyor? Secdeye varınca diyor devam ediyor, demek ki zaten namaz konusunu anlatırken secde etmenin namazın farzı olduğu anlaşılıyor. Diğer birçok ayetinde de daha detaylı izah ediyor. Bakara 125. ayette de aynısı geçiyor.(kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin.) Yine bakara 43. ayette,( namazı kılın, zekâtı verin; rükû edenlerle birlikte rüku edin.) sözlerinden rüku nun namaz ibadetinin farzı olduğu anlaşılıyor. Yine bir örnek ayet, Maide 55;( Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı kılıp zekâtı vererek iman edenlerdir.) Bakın burada da rükunun namazın bir bölümü olduğu açıkca söyleniyor. Bu ve buna benzer ayetler namazın şekli boyutunu tek tek bile anlatıyor. Bu durumda birisi size namazın kılınışını anlatırken sözlerinin başında size namazın nasıl kılınacağını anlatacağım dedikten sonra, vereceği detaylarda, bilgilerde namaz sözcüğünü kullanmadığında, siz başka bir şey mi anlatıyor anlarsınız, yoksa konu değişmedikçe anlatılanlar birbirinin destekçisi ise, namaz konusunda konuşulduğu kanısına mı varırsınız? Rabbin huzurunda divan durmak onun huzurunda saygıyla durmaktır. Onun huzurunda eğilmek ve onun huzurunda secde etmek ona gösterilecek en büyük saygı ve sevgi gösterisidir. Bunu isteyen ve kuranın bütününde tüm bunları anlatan rabbimdir. Aşağıdaki Taha suresi 14. ayet de, O halde bana ibadet et ve namaz kıl beni hatırla diyorsa, diğer ayetlerde de ibadet şekli olarak kıyam, rükû secdeden bahsediyorsa, demek ki kıyam ve rüku nün geçtiği ayetler namazın tarifini yapıyor demektir. Ta-ha 14: "Hiç kuşkulanma ki ben Allah'ım. İlah yoktur benden başka. O halde bana kulluk/ibadet et ve NAMAZINI, beni hatırlayıp anmak için yerine getir. Ben Rabbin kitabından anladıklarımı naklettim, hatalarımı Rabbim affetsin. Selametle | |
19 Aralık 2009, 22:15 | Mesaj No:29 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىَ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı). 1. ellezîne : onlar 2. yezkurûne allâhe : Allah'ı zikrederler 3. kıyâmen : ayakta iken 4. ve kuûden : ve oturur iken 5. ve alâ cunûbi-him : ve yanları üzere iken, yatarken 6. ve yetefekkerûne : ve tefekkür ederler, düşünürler 7. fî halkı es semâvâti : göklerin yaratılışı hakkında 8. ve el ardı : ve arz, yeryüzü, yerler, yer 9. rabbe-nâ : Rabbimiz 10. mâ halakte hâzâ : Sen bunu yaratmadın 11. bâtılân : batıl olarak, faydasız, boşuna 12. subhâne-ke : Sen Subhan'sın (Seni tesbih ve tenzih ederiz) 13. fe kı-nâ : o zaman, artık bizi koru 14. azâbe en nârı : ateşin azabı Ali İmran 191 ayeti kerimesinde Namaz lafzı geçmemektedir.Düşünme ve tefekkür etmek vurgulanıyor.... |
Konuyu Toplam 5 Kişi okuyor. (0 Üye ve 5 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın konusu/KURAN Kadına Şiddete Ne diyor? | mncetinbudak | Hafta'nın Konusu | 8 | 12 Mart 2021 13:39 |
Hafta'nin konusu : konusu : kalp kirmak ? | Allahın kulu_ | Hafta'nın Konusu | 4 | 14Haziran 2015 22:30 |
4.HAFTANIN KONUSU KURAN'I DOĞRU ANLAMAK | İmamHüseyin | Hafta'nın Konusu | 7 | 09 Aralık 2012 21:26 |
24.Haftanın Konusu Kuran Tek Kaynakmı Temel Kaynakmı. | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 2 | 18 Aralık 2009 08:11 |
17.Haftanın Konusu:Kuran'a göre Ümmet nasıl olmalı. | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 8 | 05 Ağustos 2009 00:49 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|