|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 14 Eylül 2010 (20:46), Konuya Son Cevap : 21 Aralık 2010 (00:44). Konuya 40 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
15 Aralık 2010, 03:02 | Mesaj No:21 |
Bu âyet-i kerimelerde görüldüğü gibi, şefaat yetkisine sahip olanlar, (Peygamberler, âlimler, şehitler gibi) ancak Allahü teâlânın izni ile şefaat edeceklerdir. Yukarıdaki âyet-i kerimelerde, Allah’ın izni olmadan kimsenin şefaat edemiyeceği açıkça bildirilmektedir. Ancak Allah’ın izin verdiklerinin bundan müstesna oldukları, yani ancak Allah’ın izni ile şefaat edecekleri bildirilmiştir. Kimler şefaate kavuşur? Kâfirlere şefaatçi olmadığını ve putların şefaat edemiyeceğini gösteren âyetleri vehhabiler Müslümanlara yüklemeye çalışıyorlar, Peygamberler de şefaat edemez diyorlar. Şefaate sadece iman ehli kavuşacak, kâfirler şefaatten mahrum kalacaklardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Artık şefaat edicilerin [Peygamberlerin, meleklerin, salihlerin, şehitlerin] şefaati, onlara [kâfirlere] fayda vermez.) [Müddesir 48] (O gün zalimler [kâfirler] için, müşfik bir dost, sözü dinlenecek şefaatçi de yoktur.) [Mümin 18] (Kâfir için dost ve şefaatçi yok) demek, (Müminler için dost ve şefaatçi var) demektir. Mesela Mümin suresinin 7, 8 ve 9.âyet-i kerimelerinde, meleklerin müminler için dua ettiği bildirilmektedir. Meleklerin duası elbette kabul olur. | |
15 Aralık 2010, 09:54 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 |
Sadece nakilden çok akla tâbi olan Mutezile denilen sapık bir fırka ve Vehhabiler şefaati inkâr etmiştir. Mutezile ve Vahhabi Birçok Müslüman kardeşimizin Mezhebidir Kimsenin bunlara sapık demeye hakkı yoktur ...Tekfirci kesimlerden Allah'a sığınırım Forum Kurallarını lütfen okuyun bu tür ithamlar Müslümana yakışmaz ...
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
15 Aralık 2010, 12:57 | Mesaj No:23 |
Sayın bady_boy rumuzlu kardeşim. Önce aleyküm selam diyerek selamınızı alıyorum. Benim yazdıklarımın hepsinin yanlış olduğunu söylemişsiniz. Elbette sözlerinize saygı duyarım, çünkü ben hiç kimseyi benim gibi düşünmelisiniz diye sizin yaptığınız gibi, benim düşüncelerime karşı düşüncede olan fikirlerin hepsi yanlıştır asla demedim. Bunu söylemeye de zaten hakkım olmadığını biliyorum. Bana yazılarımda, benim yani ben sözcüğünü kullanarak şahsımı öne çıkardığımı söylemişsiniz. Buradan şunu anladım. Benim söylediklerim doğrudur, ben doğruyu söylerim şeklinde bir tek yazımı bana gösteremezsiniz. Bunu ancak kendiliksiz, samimiyetsiz ve açıkça söylüyorum aptallar yapar. Benim yazılarımda söylediklerim, benim kur’an dan anladıklarımdır diyorum ve söylediklerimin doğru olup olmadığını anlamanız için, lütfen yazdıklarımı kur’an ile karşılaştırınız diye de yazdığım yazımı okuyanları uyarıyorum. Buna yazılarım ve Rabbim şahittir. Düşüncelerinizi inanç şeklinizi yazmışsınız, saygı duyarım onun için sizi asla kınayamam. Çünkü ben sizin imanınızdan sorumlu değilim. Her beşer kendi yaptıklarından sorumludur. Benim yaptığım Rabbimin ayetlerini anlamaya ve ona uygun yaşamaya çalışmaktır. Siz illaki bir imama tabi olmanın gerektiğini söylüyorsunuz, elbette olabilirsiniz ama lütfen bırakın ben kur’ana tabi olayım. Onun sözlerine uyan onun emirlerini bana nakleden tüm âlimleri de okuyayım yararlanayım. Ben hiçbir zaman biliyorum demedim, bunu söyleyen hiçbir şey bilmeyendir. Benim bilgim, anlamaya çalıştığım kur’anın aydınlık ışığıdır. Peygamberimizin de rehberi, aydınlık ışığı zaten kur’an değil miydi? Oda bizleri kur’ana sarılın diye uyarmıyor muydu? Eğer anlaşılması zor bir kitap olsaydı bize anlayacağımız şekilde yazıp iletmez miydi? Birde şöyle düşünelim. Rabbim herkesin anlayamayacağı bir kitap gönderecek, daha sonrada bu kitaptan bizleri sorumlu tutacak öylemi? Bunu nasıl düşünürde Rabbime isnat ederiz, bunu hiç anlayamıyorum. Söylediğiniz şu söze yürekten katılıyorum. (insanın en büyük düşmanı nefsidir ve şeytandır.) Ne kadar güzel söz, şeytanın ne yaptığını size hatırlatırım, insanın nefsine şunu fısıldar. Ha bire rabbimin kur’an da hiç bahsetmediklerini, sanki rabbim söylemiş gibi ona yalan sözler isnat etmemiz için elinden geleni yapar. Bunu kur’an söylüyor. İşte bende buna dikkat ediyorum ve elimden geldiğince kur’anın ipine sarılıyorum. Çünkü şeytan bizleri kur’an dan uzaklaşmamız için elinden geleni yapar. Acaba bu durumda ne yapmamız daha doğru olur sizce? Hesap günü peygamberimiz; Benim ümmetim kur’anı terk ettiler diyeceğini Rabbim şimdiden bildiriyor. Acaba bizler kur’anı herkes anlayamaz, onu veli insanlar anlar diyenlere inanırsak, anlamayacağımız bir kitaba müracaat eder miyiz? İşte kur’an dan uzaklaşmak, terk etmek böyle olur. Peygamberimizin gerçek ümmeti olduğunu söylüyorsak hepimiz var gücümüzle kur’ana sarılmalıyız. Değerli kardeşim şu sözünüz üzerine bence kitaplar yazılır. İşte günümüzde İslam âleminin durumu bu sözü böyle söylediği için parçalanmış ve bölünmüştür. Lütfen tekrar düşünün bu sözünüzü. (sen bir ayeti kerime okuyosun ve onu olduğu gibi alıyosun ozaman herkeze göre bir din oluşur.) İşte bizlerin yaptığı en büyük yanlış. Demek ki Allah size göre, gönderdiği ayetlerini yazdığı gibi anlamamak gerekir öylemi? Peki, kime göre anlamamız gerekir? Kimin söylediği gerçekten rabbim söylediğinin karşılığıdır? Hani Rabbim anlayasınız diye yemin olsun ki bu kitabı kolaylaştırdım ve size gönderdim diyordu, ne oldu bu sözler? Üstü örtüldü bir kenara kondu. Herkeze göre bir din olmasını istemiyorsanız, rabbin apaçık yazdığı gibi söylediğini anlayacaksınız demektir. Allah açık anlaşılır ve detaylı gönderdim ayetlerimi dediği halde, bakın siz neler söylüyorsunuz. Ben doğru yolda olduğumu söylemedim benim yaptığım ve tavsiye ettiğim, eğer doğru yolda olmak istiyorsak, kur’anın ipine sarılmamız gerektiğini ön plana çıkarmaktır amacım, daha açıkçası kur’ana davet etmektir. Bende elbette bir günahkârım, Rabbim affetsin. Çünkü inanın samimiyetimle söylüyorum bu sözlerimi, kur’anın ışığından yararlanmaya, istifade etmeye başladığımdan bu yana anladım ki ben, nice normal yaptığımı zannettiğim şeylerin birer günah batağı olduğunun farkına vardım. Rabbim beni affetsin. İşte kur’an böyle bir kitap, eğer onu anlamamızın zor olduğunu söylerde, beşerin kitaplarına dalarsak, kur’anın ışığından istifade etmemiş oluruz. Tabi gerçeklerinde farkına varamayız. Aklına fazla güvenme şeytan içine girer demişsiniz. Sayın arkadaşım siz bazı konuları karıştırıyorsunuz herhalde. Şeytan akla vesvese sokmaz, insanın nefislerine girmeye çalışır. Çünkü akıl doğruyu bulur, nefis ise aldatılır kandırılır. Kur’ana bakın bunu anlayacaksınız. Rabbim onlarca ayetinde bizlerin düşünmesini aklımızı kullanmamızı emrediyor. Sünnetleri de araştır demişsiniz, elbette bunu yapmalıyız. Bu bizleri doğruya giderken, peygamberimizin örnek yaşantısıyla bazı konuları daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Bunda hiçbir kuşku yoktur. Fakat bunu yaparken uygulayacağımız rehber kur’an olmalı ve onun onayını almayan hiçbir sözün ve bilginin peygamberimiz tarafından söylenmeyeceğini, uygulanmayacağını bilmeliyiz. Son sözleriniz çok doğru. Kur’an bir okyanustur bizler belki de bir fincan kadar ondan istifade ediyoruz. İşte bizlere düşen elimizden geldiğince daha fazla ondan istifade etmeye çalışmak olmalıdır. Ama bizler kur’an ayetlerini anlayamayız diyorsak, o fincan kadar bile istifade etmemiş oluruz, bunu da unutmayalım. Söylediğiniz gibi ben bir fincan kadar rabbin sözlerini aldım ve bakın Yüce Rabbim böyle diyor dediğimde, acaba kötü bir şey mi yapıyorum? Rabbin sözlerini öne çıkarmak yerine, emin olmadığımız sözlerimi öne çıkarmamı isterdiniz? O zaman daha mı iyi olurdu? Beni üzen cümleniz ise; (insanların vebaline giriyorsun.) sözleriniz oldu. Değerli kardeşim benim Rabbin ayetlerini hatırlatmam ve yine Rabbin önerdiği gibi ayetleri düşünün, akledin ve ondan sonra iman edin sözlerini hatırlatmam sizce vebal midir? Rabbim sizler için kolaylaştırdım dediği muhkem ayetleri, ben anlayamam ya da ayetlerin asıl anlamlarını veli insanlar anlar, demek mi vebaldir, yoksa anlayasınız diye size açık seçik ve örneklerle indirdim düşünün ve iman edin sözlerine inanıp, onu anlamaya çalışmak ve bu sözleri topluma sunmak mı vebaldir? Bunun yorumunu size bırakıyorum ve ben size bana söylediklerinizin hiç birisini söylemiyorum. Çünkü Rabbimin söylediği gibi, kimin takvaca üstün olduğunu, kimin dosdoğru yolda olduğunu yalnız ben bilirim diyen rabbime sığınıyorum. Rabbim cümlemize kur’an ışığından istifade eden, aklını kullanarak iman eden kullarından eylesin inşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
15 Aralık 2010, 22:59 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | 90. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim, Kurân hakkında ilimsiz fikir yürütürse, cehennemdeki yerini hazırlasın." İbn Abbas radıyallahu anh. Tirmizî. 100. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Eğer Kurânın, anlamını üstü kapalı biçimde anlatan âyetlerine uyan kimseleri görürseniz anlayın ki, Allahın haber verdiği kişiler onlardır ve onlardan uzak durun!" Aişe radıyallahu anha. Buhârî. ÖMER SEVİNÇGÜL H A D i S E L K i T A B I
__________________ DÜNYA mü,minin (ahiretteki ebedi nimetlere göre)zindanı Kafirin de (ahiretteki azabına göre) cennetidir. hadis |
16 Aralık 2010, 11:59 | Mesaj No:25 |
Allah resulü Rabbimin güven elçisidir. Onun adına birçok sözler uyduran islam düşmanlarını çok iyi tanımalıyız. İçimize soktukları fitne ve fesat sözleri yine kur'an ile temizlemeliyiz. Ayrıca bunu yaparken peygamberimizin şu sözlerinide unutmayınız. Bu sözler Rabbin ayetlerinin bir özetidir. Selametle Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN. | |
16 Aralık 2010, 15:02 | Mesaj No:26 |
s.a haluk Kardeşim öncelikle uslubun hitap biçimin cok güzel.benim anlamadığım şu.yazdığın ayetler doğru farklı biişiy deme din.Elhamdülillah müslümanım diyen herkez müslümandır.sadece itakatta bozukluk vardır müslümanım diyip te farz ları yerine getirmeyenin.nükerve nekir melek leri nin soracağı gibi tabikide kitapımız kuran-ı kerim ve dünyadaki bütün insanları doğru yolu göstermek için bir rehberdir ve onun yanın da hiç bir kitapın önemi yoktur.ehli sünnet itatikatındaki insanlarda hepsi buna uyar .benim anlamadığım ise sana hangisi ters gel di ehli sünnetten kuran-ı kerime uymayan.hadislerden kurana uuymayan .ehli sünnete uyan insanlardan hangisi yanlış geldi.biz okula gitmeden elimize bir kitap vesseler öğretmen yok deseler o dersteki başarımız ken di capamız la nekadar olur.başarılı olabilir miyiz.ve şunu sorucam kime tabi sin yani namazlarını neye göre kılıyosun fıkıh ını neye göre uyguluyosun.inanıyormusun bilmiyorum ama peygamber efendimizin bir hadisi ni söylemek istiyorum''Yahûdiler, yetmiş bir fırkaya ayrıldı. Bunlardan biri cennette, yetmişi ateştedir. Hıristiyanlar yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Onlardanda yetmiş bir fırka ateşte, bir fırka cennettedir. Muhammed (s.a.v.)’in nefsi kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, benim ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir fırka cennette, yetmiş iki fırka ise ateştedir.” Sahâbîler, “Yâ Resûlüllah! Cennette olan fırka kimlerdir?” diye sordular. Resûlüllah (s.a.v.), “Cemaat” diye cevap verdi. İmam Tirmizî (rh.)’nin rivâyetinde ise şöyle buyurulmaktadır: “İsrailoğulları yetmiş iki fırkaya ayrılmıştır. Ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir tanesi hariç, bunların tamamı ateştedir.” Sahâbîler, “Yâ Resûlüllah! O kurtuluşa eren fırka kimlerdir?” diye sorunca, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: “Benim ve ashâbımın yolunda olanlardır.” S. Tirmizî, yolda olmak onların yolunu izlemek tir ve inan bana ehli sünnet vel cemaat te mantığa ters gelen hiç bişiy yoktur.benim istediğim kardşim kuran azüşman bizim hayatımız yaşama rehberimiz çünkü insan bu dünyaya ahiretini kazanmak için gelir.onun yoluda kuran-ı kerim dir ama inan bana biz sadece kuran'ın meal leriyle amel edemeyiz .ama kuran-ı kerime göre hareket ederiz.sadece itikatımızda ehlisünnet en doğru yoldur.saten peygamberiz (S.a.v) benim yolumun izleyin diyor çünkü o yolu en iyi bilen o.cenneti kesin olmasına rahmen Allah (C.C)günde 75 defa tövbe edermiş ayakları şişene kadar namaz kılar mış.biz sadece onun ümmeti olmak için uğraşanlardanız İnan bana çünkü ben yürekten inanıyorum ki en doğru yol dur ehli sünnet vel cemaat yolu.çünkü herşey acık ve net selametle kardeşim Allah hepimiz affetsin yanlışımız varsa Hepimizi hidayete erdirsin. selam aleyküm | |
16 Aralık 2010, 18:52 | Mesaj No:27 |
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim, Allah razı olsun. Dini, kur'anı anlatırken takip edeceğimiz yol, peygamberimizin yolu yöntemi olmalıdır. Oda hiç kimseye ne kızmış nede sinirlenmiştir, onu inkar edenlere bile. Bizlerde onun takipçisi isek, aynı yöntemi kullanmalıyız. Bizim gibi düşünmese bile. Değerli arkadaşım peygamberimizin yolu, kur'anın yoludur bunu zaten rabbin ayetlerinden anlıyoruz. Eğer peygamberimizin yolundan gittiğimizi söylüyorsak, kur'anın yolunu takip ettiğimizde peygamberimize mutlaka ulaşırız. Her düşünceye mezhebe, hatta tarikata saygım vardır, yeterki Rabbin vermediği bir hükmü Rabbimden dir diye topluma sunmasınlar. Bunu yapanların mahşer günü yüzleri kapkara olacak ve Rabbim ben onların yüzlerine bile bakmayacağım diyorsa, bizlere düşen din ve iman konusuna dikkatle yaklaşmak olmalıdır. Rabbim cümlemizin gönül gözlerini açık kullarından eylesin, çünkü gerçekler bazen görünmeye bilir. Gerçekleri görmek için önce istemek gerekir. Yani kur'ana tarafsız bakarsak, Rabbimde bunu bizlere gösterecektir. Daha açıkcası kur'an her insanın niyetine göre cevap verir. Elbette bu konuda her bilenden istifade etmeliyiz ama önce kur'ana müracaat başta gelir. Rahman yardımcımız olsun. Dilerim hesap günü hesabını veren kullarından oluruz. Selametle kalın. Halukgta | |
16 Aralık 2010, 20:25 | Mesaj No:28 |
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin."Azhab-56 Buyuruyor ayette... Allah-u tealanın Efendimize salat getirmesini nasıl anlamallıyız? Çünkü Allah ve melekleri Peygamberi hep salat eder dururlar. Allah Teâlâ rahmet ve nimet vermesi ile, melekler istiğfarları ile ve hizmetleriyle Peygambere daima ikram etmektedirler.Ey iman edenler! Sizler ona salat ve selam getirin, selamlayarak teslim olun. Allah'ın salavatını, rahmetini ve bereketlerini niyaz edin. Ve selam vererek ona hürmet edin. Ve bir mânâya göre, hiç incitmeyerek teslim olun, boyun eğin. Bu âyet gösterir ki Peygamber'e salavat getirmek farzdır. Ancak tekrarına değinilmemiştir. Sahih olan budur ki, ismi zikrolundukça vacip olur. Bu hususta birçok hadisler rivayet olunmuştur. Bu cümleden omak üzere Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: Yanında adım zikrolunup da bana salavat getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün." Yine buyurmuştur ki: "Allah Teâlâ benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salavat getirdi mi, mutlaka o iki melek ona 'Allah seni bağışlasın' derler. SELAM VE DUA İLE.... | |
17 Aralık 2010, 00:50 | Mesaj No:29 |
sevgili haluk kardeşim .ben soruma daha cevap alamıyorum.insan bilmediğine düşmandır.islam anlatılmaz yaşanır.bilmekle olmaz bilgiyi amele dökmek lazım.cünkü yazılan onlar.sen kanımca bir iki hadis okumuşsun ve sana yanlış gelmiş veya ters düşümüş sün.veya o hadis alimlerini bilmiyorsun.hadisler kur anı kerimin tevsirleridir.onun için hadisleri kuranla karşılaştırmak gerek tabikide yalan hadis ler vardır ama bütün hadislere yalan gözüyle bakamaz sın akıl yani mantık orda kullanılır.hiçbir sünni mezhep imamı dememiş ki ben mezhep imamı olucam diye insan bilmediğine düşmandır o mezhep imam ları kuranın dışıda ayetlerin dışında hiç bir fetva vermemiş lerdir hepsi zamanının büyük insanlarıdır ve sana o imam ları ehli sünnet itikadını araş tırmanı tavsiye ederim çünkü insan bilmediğine düşmandır içinde olmadan bir şeyi bilemezsin sana yemin ediyorum ki en doğru yoldur ehli sünnet vel cemaat bu laftan sonra aklına gelen her düşünce şeytandandır inan bana .necip fazıl kürek in üstadın yazdığı bir kitap var doğru yolun sapık kolları diye onu bulabilir sen okumanı tavsiye ederim haydi selam aleyküm | |
17 Aralık 2010, 11:03 | Mesaj No:30 |
Değerli kardeşim çok güzel bir sözü birkaçkez tekrar etmişsiniz, Allah razı olsun. ( insan bilmediğine düşmandır.) Bende aynen böyle yapıyorum bilmediğime, Rabbimin rehberinde hiç ama hiç bahsetmediğine yaklaşamıyorum, çünkü Rabbim öyle yapın diyor ve; Bilmediğiniz, emin olmadığınız sözlerin ardı sıra gitmeyiniz. Giderseniz hesabını sorarım diyor. Ehli sünnet inancıbda da aynen bunu inanılıyor. Çünkü Büyük üstat İmamı Azamın hayatını okuyun, aynen bunu söylüyor. Zaten hayatını okuduysanız işine gelmeyenler, menfaat şebekeleri onu ezmeye çalıştıklarını görüyoruz, ama insanlık onu yüzlerce yıldır unutmuyor. Bahsettiğiniz imamlar ve alimlerinde yanlış yapacağını aslında söylemedim hiç bir zaman. Bu sözlerin onlara ait olup olmadıkları dahi belli değildir. Onun için din ve iman çok dikkat ister, rivayetlerle sanıyla hemen iman edemeyiz. Bunları araştırıp öyle kabul etmeliyiz. Hatırlayınız bir fıkra anlatılır, hemen lazlara maledilir, ya da Nasrettin hocaya onların anlattkları dahi belli değildir. Şöyle düşünün biran, büyük Üstat İmamı Azamın bir sözüdür, fetvasıdır diye bugün kur'anda hükmü olmayan bir konuya siz iman ettiniz. Hesap günü geldi ve Rabbim size soruyor. Ben böyle bir hüküm vermedim sen nereden çıkardın dedi Rabbim. Sende İmamı Azam ın fetvası olduğunu söylediler bana diye kendini savundun. Hemen İmamı Azama döndü Rabbim ve dediki senmi söyledin bunu? İmamı Azam hayır Rabbim ben asla söylemedim, söyleseydim bunu sen bilirdin dediğinde haliniz ne olur sizin? Hatırlayınız kur'anda Hz. İsaya rabbim soruyor. Senmi söyledin senin Allahın oğlu olduğunu dediğinde ne cevap veriyor? Hayır Rabbim ben asla söylemedim, ben söyleseydim bunu sen bilirdin demiyormu? Bakın Allah ne güzel örnekler veriyor. Peki Allah nereden imtihan edeceğini söylüyor? Elbette kur'andan. Bu durumda kur'anda olmayan bir hükümden hesap sorarmı Rabbim? İşi garantiye alıp bizler kur'anın hükmetmediği şeylere inanmasak daha garanti bir yol olmazmı? Bunu yapmamızı Rabbim söylüyor. Söylediği halde kur'anın dışından hesaba çekeceğini söylemek nekadar büyük bir günah olduğu sizce açık değilmi? bakın kendi kendimize bir misal verdik ve bir sonuç çıkardık. İşte Rabbimde aynen böyle yapmamızı istiyor bizlerden. İşte böyle düşündüğümüzde herşey ortaya çıkıyor. Ben herşeyi bizler kur'anı okuyunca anlarız demiyorum. Her beşer kapasitesince nasibini alır. Ama en azından ana konular hakkında fikir sahibi olur, aldatılmaz. Daha sonra kur'an ışığında çevresindeki insaanlardan alimlerden yararlanır. İnşallah anlatabilmişimdir. Yakında peygamberimizin yetki ve sorumluluğu ve hüküm verme helal haram konusunda bir yazı kuran ışığında hazırlık içindeyim. Rabbim izin verirse yayınlarım, Allah şaşırtmasın. Orada bazı konular daha detaylı bulacaksınız. Selametle kalın arkadaşım. halukgta | |
Konuyu Toplam 4 Kişi okuyor. (0 Üye ve 4 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Zümer 36. Ayeti nasıl anlamalıyız? | NUR | Kur'ân-ı Kerim Genel | 3 | 24 Aralık 2009 23:12 |
Kur’an-i kavramları nasıl anlamalıyız? | ABDULLAH ALMAZ | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 02 Kasım 2009 19:53 |
“Ümmî peygamber” tabirini nasıl anlamalıyız? | _bülbül_ | Bilgi Dağarcığı | 0 | 10 Nisan 2009 12:59 |
Lokman Suresi /27 Ayeti | seydanur | Tefsir Çalışmaları | 4 | 28 Kasım 2008 09:51 |
Fizilalil Kuran Ahzap Suresi Tefsiri | MERVE DEMİR | Fizilalil Kur'ân | 6 | 08 Ekim 2008 12:26 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|