Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   can sıkıntısını nasıl yeneriz (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/19927-can-sikintisini-nasil-yeneriz.html)

Muhteşem 21 Eylül 2011 21:39

can sıkıntısını nasıl yeneriz
 
Öyle anlarımız olur ki içimizi sıkıntılar kaplar, hafakanlar ba­sar, ne yapsak, ne etsek bir türlü can sıkıntısından kurtulama­yız, bütün gün oflayıp puflarız. Acaba can sıkıntılarımızın ne­deni nedir ve bunu nasıl giderebiliriz?

Can sıkıntıları, aslında Rabbimizin bize verdiği, sonunda çok faydasını göreceğimiz güzel bir histir. Tabii ki eğer can sıkıntısı­nı fikir ufkumuzun genişlemesine ve aydınlanmasına bir vesi­le, bir kaynak olarak görürsek güzel bir histir.

Hepimiz kabul ediyoruz ki içimizde boşluklarımız, eksikleri­miz, gediklerimiz var. Ruhumuz ibadet etmek, dua etmek, yalvarmak yakarmak istiyor. "Canım sıkılıyor" diyor ve bize bu konuda bir şeyler yapmamızı söylüyor. Bunu duyan nefsimiz " hemen harekete geçiyor, müdahale ediyor ve bizi gereksiz, fay­dasız, hatta zararlı şeylere yöneltiyor. Bilmeliyiz ki, can sıkıntı­mızın nedeni nefse uymanın getirdiği tabii bir sonuçtur. "Ca­nım sıkıldı" diyerek televizyonu açıp karşısına geçiyor, hobilere başlıyor ya da en sonunda tası-tarağı toplayıp seyahatlere çıkı­yoruz.

İnsanlar hep aynı rolleri oynamaktan, aynı işleri yapmaktan dolayı dünyayı sıkıcı bulabiliyorlar. Demek ki, canımız aynı monoton hareketleri tekrarlamaktan dolayı sıkılıyor. Özellikle bilinmeyen, garip meselelerin ürkütücülüğü bizi yeniliklere her zaman kapalı tutuyor. Eskiler de bir ülfet, göz alışkanlığı hasıl ettiği için eski ve sıkıcı geliyor. Oysa düşüncelerimizi merak ve hayret uyandıran meselelerle genişletmek zorundayız. Çünkü düşüncelerimiz sınırlandığı, daraldığı için içimizde daralmalar başlıyor. O halde önce düşüncelerimizi genişletmenin yolunu bulmalıyız. Bu durumda can sıkıntımızı gidermenin en güzel yolu da kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.

Tefekkür etmek... Tefekkür etme olayını ancak nefsimizle mü­cadele ederek başarabiliriz, içimizdeki "benlik" hapishanesin­den kaçmanın, çevremizdeki "nefis duvarı"nı aşmanın tek yolu var. Sessiz, sakin bir yerde tek başımıza oturmak, düşünceye, tefekküre dalmak. Kusurlarımızı hatırımıza getirip, acizliğimizi anlamak. Nefsimizin ha bire kendisini müdafaa ettiği, Öne sür­düğü mekanizmayı bozmanın yolu, ancak kişinin kendini tanı­masıyla, kendi kâinatını okumasıyla mümkündür. Bunu da an­cak her an akıllı ve uyanık olmakla başarabiliriz.

Fikirlerimizi incelemeyi, böylece kendimizi tanımayı öğren­meliyiz. İçinde yaşadığımız dünyayı, çevremizi, derûnumuz-daki zaaflarımızı takip eden, sürekli gözlem altında tutan ger­çekçi bir insan olmalıyız. Elbetteki bu yöntem bizi ebediyen sı­kıntıdan kurtaracak değildir. Zira sıkıntı ve zahmet, hayatın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Ama bu yöntem bizim dar sınırlarımızı genişletir ve bizi zevkli fikir seyahatlerine götürür. Çoğumuz belli meslekler ve meşguliyetler sahibi insanlarız. Ama bir mesleğin sahibi olup, kendimizi yalnızca buna alıştırıp, bununla sınırlandırırsak bir zaman sonra sıkıntı, bıkkınlık ve monotonluk içine düşeceğimiz muhakkaktır.

Yalnızca yapa gel­diğimiz meşguliyete hapsolmamalı, başka şeyler de aramalıyız. Çünkü sürekli aynı şeyleri yapmak, bir zaman sonra sabitleş­memize yol açıyor ve gelişmemizi engelliyor. Özellikle düşünce dünyamız, bilgi dünyamız daralıyor ve bu da olaylara dar çer­çeveden bakmamıza, sıkıntılara düşmemize yol açıyor. Bu yüz­dendir ki tefekkür, bizim dar dünyamızı genişliğe ve aydınlığa çıkarmak için başvuracağımız en güzel yoldur.

Tanınmış düşünür Bertrand Russell şöyle diyor: "Mesut bir havat için belli ölçüde sıkıntılara tahammül gücü şarttır. Büyük adamların ekserisinin hayatı birkaç önemli an hariç, hareketli ve alâka çekici olmamıştır. Sıkıntıya tahammül edemeyen bir nesil, ancak küçük adamların nesli olabilir."

Sıkıntılardan kaçıp kurtulmaya çalışarak çoğu zaman kendi­mizi yanlış uğraşılara yönlendiriyoruz. Bunu da, monotonluğu­muzu, sabitliğimizi öne sürerek yapıyoruz. Değişik şeyler yap­ma isteğimiz bizi çoğu zaman zararlı şeylere itebiliyor. Oysa ha­yat devamlı olarak heyecan ve hareketten ibaret değildir.

Haya­tın tabii iniş-çıkışlarından, med-cezirlerinden hoşlanmaya bak­malıyız. Ancak sıkıntıya tahammül eden, sıkıntısını güzel ve verimli çalışmalarla yenmesini bilen insan olgunluğa erebiliyor güçlü ve zengin bir iç dünya sahibi olabiliyor. Yoksa can sıkıntı­larını bahane edip evde faydasız şeylerle vakit öldürmek, kom­şulara ya da uzak mesafelere seyahatlere gitmek, insanın ken­dinden kaçışından başka bir şey değildir.

Her can sıkıntısı yaşadığımızda, içimizde bir daralma hissetti­ğimizde tefekküre dalabilsek, şu kendi kâinatımızı okumayı dü­zenli olarak yapabilsek, ne kadar çok faydalar elde edeceğimizi tahmin etmek zor olmasa gerek. Cato isimli bir düşünür bakın ne diyor: "Düşünmekten daha faal, kendi başına olmaktan daha sakin olunamaz."

Gerçekten de tefekkür çok verimli bir düşünce faaliyetidir. Böylece yapıcı ve keşfedici faaliyetlerin kaynağı olan faal sessiz­liği bulmuş oluruz. Evet. Faal sessizlik... Sessiz, sakin, kimsenin olmadığı bir mekânda tek başımıza oturmak, tefekküre dalmak suretiyle sessiz bir faaliyet içine giriyoruz. Belki görünüş itibariyle hiçbir şey yapmıyor görünüyoruz, ama düşüncelerimizde aşırı bir faaliyet meydana geliyor.

Netice olarak, tefekkür, faaliyet yolunu ve şeklini öğreten en güzel yöntem ve can sıkıntılarımızı gidermenin de en güzel yoludur.

Aslında bizi tefekküre yönlendirdiği için can sıkıntılarımıza teşekkür bile etmeliyiz. Hatta belki de Rabbimiz can sıkıntıları­mızı bize tefekkür edelim, faydalı meşguliyetlerle kendisine yö­netelim diye veriyordur, ne dersiniz?

O halde hepimiz can sıkıntılarımızla tefekkür arasında sağ­lam bir köprü ve güzel bir dostluk kurmaya çalışalım. Ve böyle­ce her zaman içimizi daraltan can sıkıntılarımızın gereksiz ol­madığını, ne kadar verimli faaliyetlere yol açtığını görerek mutlu olalım.


Yazar: Hülya Kartal

RemLe 23 Eylül 2011 01:11

Cevap: can sıkıntısını nasıl yeneriz
 
subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber, vela havle vela kuvvete vela kudrete illa billahil aliyyul azim...

Pejmurde 30 Eylül 2011 20:27

Cevap: can sıkıntısını nasıl yeneriz
 
Keşke,
kurtulabilsem/k alışkanlıklardan
mesela olmasam tembel,
can sıkılınca
ekmek arasında bulmasam teselliyi,

Canı sıkılmayanlara, tefekküre dalanlara,alışkanlıklardan kurtulanlara ve tembel olmayanlara selam olsun,

irademi kaybettim hükümsüzdür


SAAT: 08:32

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321