Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Namaz-Abdest-Teyemmüm (https://www.forum.medineweb.net/210-namaz-abdest-teyemmum)
-   -   Namazla hidayeti bulanlar... (https://www.forum.medineweb.net/namaz-abdest-teyemmum/14985-namazla-hidayeti-bulanlar.html)

nuryuzlum 04Haziran 2009 21:54

Namazla hidayeti bulanlar...
 
AHMET SABAN

Saflar kurulurken, safa girenler arasında hiçbir fark gözetilmediğini büyük bir hayret ile görüyorduk. Beyaz insanlar, sarı insanlar, siyah insanlar, zengin insanlar, fakir insanlar, tüccarlar, memurlar, işçiler, hiçbir ırk veya rütbe farkı gözetilmeksizin yan yana geliyor ve birlikte ibadet ediyorlardı..



Amerikalı Hıristiyan Thomas Muhammed Clayton anlatıyor:
Tam öğle olmak üzereydi. Sıcaktan bunalmış, tozlu yoldan geçerken, bir aralık kulağımıza kendine mahsus bir güzelliği olan bir ses gelmeye başladı. Bu ses etrafımızdaki bütün boşluğu sanki dolduruyordu. Bir ağaç topluluğunu geçince, önümüze insana hayret verici bir manzara çıktı. Adeta gözlerimize inanamıyorduk. Tahtadan yapılmış ufak bir kule üzerine çıkmış, tertemiz cübbeli ve beyaz sarıklı, yaşlı bir Arap ezan okuyordu. Ezanı okurken kendinden geçmiş sanki dünyadan tamamen ayrılarak yaratıcısının, sahibinin huzuruna çıkmış gibiydi. Bu yüce manzara karşısında biz de sanki büyülenmiş gibi durakladık ve yavaş yavaş yere oturduk. Kulağımıza gelen seslerin ve sözlerin manasını anlamıyor, fakat onun tesiri altında kalıyor ve ruhumuzda bir başkalık, bir ferahlık hissediyorduk. Sonradan öğrendik ki, arabın söylediği tatlı sözlerin manası şu idi: “Allah–ü Teala en büyüktür. Allah Teala'dan başka ilah, mabud yoktur.”
Birden bire etrafımızda birçok insanlar belirdi. Hâlbuki biz o zamana kadar, etrafımızda kimseyi görmemiştik. Nereden çıktıklarını, nereden geldiklerini bilmediğimiz bu insanların yüzünde büyük bir hürmet ve muhabbet ifadesi vardı. İçlerinde her yaştan, her sınıftan insan bulunuyordu. Elbiseleri başka, yürüyüşleri başka, görünüşleri başka idi. Fakat hepsinin yüzünde, aynı ciddi ifade büyük vakar ve aynı sevimlilik vardı. Gelenlerin sayısı artıyor ve biz galiba bunların arkası bir türlü kesilmeyecek diye düşünüyorduk. Nihayet gelenler toplandı. Hepsi ayakkabılarını ve takunyalarını çıkararak, saf saf dizildiler. Saflar kurulurken, safa girenler arasında hiçbir fark gözetilmediğini büyük bir hayret ile görüyorduk. Beyaz insanlar, sarı insanlar, siyah insanlar, zengin insanlar, fakir insanlar, tüccarlar, memurlar, işçiler, hiçbir ırk veya rütbe farkı gözetilmeksizin yan yana geliyor ve birlikte ibadet ediyorlardı.
Ben birbirlerinden bu kadar farklı insanın, kardeşçe yan yana gelmelerine hayran olmuştum, bu ilk gördüğüm ulvi manzara üzerinden şimdi üç sene geçti. Bu arada ben de insanları bu kadar birbirine yaklaştıran bu ulvi din hakkında bilgi toplamaya başlamıştım.
Müslümanlık hakkında edindiğim bilgiler beni bu dine büsbütün yaklaştırdı. Müslümanlar bir tek Allah'a inanıyor, Hıristiyanların telkin ettikleri gibi insanların günah içinde doğmadığını söylüyorlardı. Onları yalnız, Allah–ü Teala'nın kulu olarak kabul ediyor, onlara karşı büyük bir şefkat gösteriyor, doğru yolda oldukları müddetçe onların rahat, huzur ve saadet içinde yaşamalarını arzuluyorlardı. Hıristiyanlıkta akıldan geçen fena bir düşünce bile günah sayıldığı halde, Müslümanlar ancak, Allah–ü Teala'ya isyanı ve kullara karşı yapılan bir kötülüğü günah sayıyor, insanı düşüncesinde tamamıyla serbest bırakıyordu. İslam dini, “insan ancak yaptığı işten mesuldür,” diyordu.
İşte yukarıda sıraladığım bu sebeplerden dolayı, seve seve Müslümanlığı kabul ettim. Aradan üç sene geçtiği halde bazı geceler rüyamda o Arap müezzinin hazin ve tesirli sesini duyar ve her taraftan koşup gelen ve türlü türlü insanların saf saf dizildiğini görürüm. Allah–ü Teala'ya ibadet etmek için aralarında hiçbir fark gözetmeksizin, birlikte secdeye kapanan bu insanlar, muhakkak ki samimi olarak Allah–ü Teala'ya ibadet etmektedirler.

nuryuzlum 04Haziran 2009 21:54

RE: Namazla hidayeti bulanlar...
 
AVUSTRALYALI MİMAR NORMAN VALDI
BLUNKETTE ANLATIYOR
Dünya savaşından sonra Libya'nın batısında sahrada idim. Eliyle kumları düzenleyen birini gördüm. Sonra huşu içinde durdu ve etrafındakilerden yüz çevirdi. “Bu adam ne yapıyor?”, diye sordum. "O namaz kılıyor" dediler. Onun mensup olduğu ayını olmadan, mesleği basit olan bir dinin hangisi olduğunu sordum. O andan itibaren nefsimi arındıran şeye ihtiyacım arttı. Dinler tarihi derslerinde İslam ile ilgili mukaddimede başlayan meylim sonucunda Müslüman oldum.

ÇİNLİ YUNG PENCABİ ANLATIYOR
Müslümanların Rablerine ibadet usulünü seviyordum. Mescitte cemaatle namaz kılıyorlar, zillet ve huşu içerisinde Allah–ü Teala'ya secde ediyorlardı. O anda Allah'a ibadette en üstün yolun o olduğunu hissettim. O andan itibaren İslam'ı sevmeye başladım ve onu kendime din olarak kabul ettim.

HİNDİSTANLİ KOFHİ LAL CABA ANLATIYOR
Hindistan'da Müslümanların mescidlerinden birine her uğradığım zamanda kalbimi, bu kutsal mekânın azametinin hissiyatı doldururdu. Sürekli düşünürdüm; "müezzin namaz için sesleniyor ve sanki bu nida beni kastediyor!" İçimden bir ses şöyle diyordu. Haydi, namaza gidelim haydi kurtuluşa gidelim.
Kalbim mescitteki müminlerin cemaatine katılmak istiyordu. Bu kuvvetli çağrı öylesine çekiyordu ki, mescide girmemek ve müslümanlarla beraber saf tutmamak için nefsime hâkim olamıyordum. Gerçekten de bu isteğe direnecek gücüm yoktu ve nihayetinde müslüman oldum.

nuryuzlum 04Haziran 2009 21:55

RE: Namazla hidayeti bulanlar...
 
AYDAKİ EZAN SESİYLE GELEN HİDAYET
Neil Armstrong, 9 basamaklı merdivenden inerek aya ilk defa ayak basan insan olma şerefine nail olur. Ancak Armstrong'un 14 yıl sonra ulaşacağı nokta, kendisine aya ulaşmanın sağlamış olduğu şereften çok daha büyüğünü kazandıracaktır.
Evet aradan 14 yıl geçer. 1983 yılının şubat ayına gelinir. Armstorng bir konferans vermek üzere ilk defa bir İslam ülkesine, Mısır'a gelmiştir.
Konferansın sonuna yaklaşıldığı bir sırada Armstrong'un büyülenmiş gibi yerinde çakıldığı görülür. Pencerelerden içeri süzülen bir sesi dinlemektedir ve onu sanki daha önceden duymuş gibidir.
Duyduğunun ne olduğunu sorunca, yanındakiler: "Ezan sesidir", derler. Allah'ın kudretini kainata ilan eden ve bizleri kurtuluşa çağıran ilahi davet ve Armstrong'un bunun üzerine söylediği sözler tüyler ürperticidir:
"Bu ses, aya ilk ayak bastığımda duyduğum ve ürperdiğim sestir. Önceleri kulaklarımın uğuldadığını zannetmiştim, fakat bu sesi daha sonra tekrar duyarak titremiştim.”
Salonda çıt çıkmamakta ve herkes dışarıdan gelen ezan sesini dinlemektedir.
Armstrong'un ruhunda kopan fırtına, ezanın tamamlanmasına kadar geçen kısa sürede İslamiyet'i seçmesine sebep olacaktır.
Aya yükselip insanoğluna ait ilk adımları atan Armstrong böylelikle manevi yükselişinde ilk adımlarını atmış bulunmaktadır.
Haber kısa sürede yankı bulur ve İslam ülkelerinde büyük bir sevinçle karşılanır. Pakistan'da yayımlanan, "The Müslim World" isimli derginin, 19 Şubat 1983, tarihli sayısında ve yine aynı ülkede "Cenk" dergisinde ve Malezya'da yayımlanan "Star" dergisinde habere geniş yer verilir ve Armstrong'un hayatından söz edilir.
Bizler, her geçen gün çığ gibi artarak İslamiyet'i seçen bahtiyarları tebrik ediyor ve bu yüce dinin mensubu olmakla iftihar ediyoruz.
Birkaç milyar dolara mal olan aya gidiş hadisesi Batı âleminin nazarında neticesine ulaşmış mıdır bilemiyoruz. Ancak Armstrong'un ayda duyacağı ezan sesi ve bu vesileyle Müslüman olması, özellikle Armstrong ve İslam âlemi için bütün beklenenlerin üzerindedir.
Çünkü bir insanın iman vasıtasıyla kazanacağı ebedi hayatı, her şeyden daha kıymetlidir.


SAAT: 22:56

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321