Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Tevhid Ve Şirk Konuları > ihlas (kitabut tevhid)

Konu Başlıkları: ihlas (kitabut tevhid) Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
05 Mayıs 2012 21:46
MusabBinumeyr
ihlas (kitabut tevhid)

(Utban b. Malik b. Amr b. Aclan el-Ensari. Salim b. Avf oğullarındandır. Tanınmış bir sahabidir. Muaviye döneminde vefat etmiştir)


Utban b. Malik'ten (r.a.) Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:


"Allah (c.c.) kendisinin rızasını isteyerek 'La ilahe illallah' diyen kimseye Cehennemi haram kıldı." (Buhari, Rikak: 6, İstitabe: 9, Müslim, İman: 47, Tirmizi, İman: 17, Ahmed: 4/44)


Kurratü'l-Uyun'da denilir ki:


"Sadece konu başlığına uygun olan "Kim La İlahe İllallah derse" sözünü alarak hadisi kısa geçmiştir. Bu kelimenin delalet ettiği gerçek mana ihlası içermekte ve şirki reddetmektedir. Bilindiği gibi sıdk ve ihlas birbirinden ayrılamazlar. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Eğer kişi ihlaslı değilse, müşriktir. Sadık (dürüst) değilse, münafıktır. İhlaslı olan biri, kimsenin Allah'tan (c.c.) başka ilahlığa layık olmadığını içtenlikle söyler. İşte bu tevhid, İslam'ın temelidir. Bunu İbrahim Halil (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.) en güzel şekilde şöyle dile getirmişlerdir:


"Rabbimiz! İkimizi de sana teslim olan müslümanlardan eyle ve zürriyetimizden de sana teslim olan müslüman bir ümmet yetiştirir!.." (Bakara: 2/128)


"'Ben bir muvahhit olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Allah'a yönelttim. Ben asla müşriklerden değilim' demişti." (En'am: 6/79)


Ayette geçen:


"hanif" kelimesi; şirki terkeden, müşrik kimselerle bağlarını koparan, onlara düşmanlık gösteren, gizli ve açık her durumda amellerini Allah (c.c.) adına ihlasla yapan"demektir.


Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:


"Kim muhsin olarak kendisini Allah'a teslim ederse, en sağlam kulpa yapışmış olur..." (Lokman: 31/22)


Ayette geçen "Yüzünü muhsin olarak Allah'a teslim ederse." sözünden kasıt, içinde şirk barındırmayan, nifaka yer vermeyen tam bir ihlastır. İşte bu ve benzeri ayetlerin anlamlarının bu şekilde olduğunda ümmet arasında görüş birliği vardır. Bu, "La ilahe illallah" sözüyle söylenmek istenen manadır. Bunun içindir ki, Allah (c.c):


"En sağlam kulpa yapışmıştır." buyurmuştur.


Bu müjde, bu kelimeyi söyledikleri halde Allah (c.c.)'tan başkasını çağırıp dua eden ve Allah'tan (c.c.) başkalarından medet bekleyen, hiçbir yarar ve zarar vermeyen kimseler için ağlayanları içermez. Ne acıdır ki bugün toplumun çoğu böyledir. Çünkü bu kimseler her ne kadar bu kelimeyi söylemekte iseler de, bununla çelişen işleri buna karıştırmışlardır. Bu kelime, bunun ne anlama geldiğini, neleri ad ve neleri kabul ettiğini bilerek söyleyen kimseden başkasına asla fayda vermez. Bunun manasını gereğince bilmeyen kimse, bu kelimeyi ne kadar söylese de kendisine hiçbir yarar sağlamaz.


Rasululllah'ın (s.a.v.) hadislerinde bunu "Şüpheye yer bırakmaksızın" sözüyle kaydetmesi, bu kelimenin bilerek ve yakin anlamında söylenmesi gerektiğini gösterir. Hadisteki "Kalbinden samimiyetle ve doğrulukla" ifadesi de bunu destekler. Nitekim söyleyen kimse, söylediğinde dürüst değilse, yine hiçbir fayda görmez. Zira münafıklar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. Müşrikler de böyledir. Çünkü bunlar da ihlasla çelişen şirki işlemektedirler. Halbuki, "La ilahe illallah" sözünün fayda verebilmesi için, Allah (c.c.) için ihlaslı olmak, Allah'ın (c.c.) eşi ve ortağı olmadığına gönülden şahitlik etmek gerekir. Böyle olmayınca: "La ilahe illallah" sözü nasıl yarar sağlasın ki?


İbrahim (a.s.) babasına ve kavmine demişti ki:


"Beni yaratan hariç, sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinizden uzağım. Çünkü beni doğru yola iletecek olan O'dur. Bu sözü ardından gelecek olanlara bir miras olarak bıraktı..." (Zuhruf: 43/26-28)


İbrahim (a.s.) bu sözleri asıl manasında kullanarak; şirkten uzaklaşıp, ortağı bulunmayan ve tek olan Allah'a (c.c.) katıksız olarak kulluk etmeyi kastetmiştir. Kim bunu, ihlaslı olarak söylemezse yalan söylemiş, ihlası reddederek şirki kabul etmiş olur.


İşte bu anlattıklarımız üçüncü asırdan sonra ümmetin çoğunluğunun içinde bulunduğu durumu yansıtır. Bu durumun sebebi de, söyledikleri kelimelerin anlamlarını bilememek, hevaya uyarak rasullerin gönderiliş amacı olan tevhide ve şeriata uymayı bir kenara itmek ve hakkı kabul etmemektir.


(Fethü'l-Mecid 'ala Şerhi Kitabi't-Tevhid)

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.