Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları > HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

Konu Başlıkları: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ.... Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
18 Aralık 2008 18:46
Ağlama_Karanfil
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

SAHİ ''HİZMETKAR KİM? :23:''
aslında hepimiz birer hizmetkarız...........
05 Eylül 2007 09:42
CaferTayar
RE: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

—MARUZAT-I ŞAHANE-


Merhametin mutena şahadetinde

Madde, madde mana meyini meşk edip

Mizac-ı Muhammedinin

Mevsim-i maverasından

Meydana gelen meziyetlerle

Methin meşruiyetinde mesajlar verip

Merhem-i manadan abı hay macunu gibi

Medrese-i mecazda meczolup

Meclisi-şabana melodi gibi

Misal âleminin hayret deminde

Masum ve manidar marifetlerle

Makbul manevi mahiyetlerle

Mahmur deminde dem olurken



Mafsallarındaki takatsizlikler yüzünden

Mantıkla manalandıramayanlara

Mahşerin o mağduriyetini

Mahkeme-i kübranın

Malum meydanında

Manasız bir hayat macerasında

Madur ve mahsun olmasınlar diye

Manevi mesuliyetlerimizde katarak

memeramın matığıyla

misallenlendirirken gönüller

Mesellerden haz alsın



Marifet-i İlah iyeden

Makam-ı Mahmuda mesaj olarak

Mana dostlarına meclisimizin mecalinde

maksad-ı maneviye olarak

Masum, mazlum vede mahcup

Mektub-u Muhammedi olarak

Mekteb-i melaikenin misal mesiresinden akan

Meşrubat-ı manevisiyle dolmasını



Mevcudat-ı meskenin her bir mekânlarında

Mana güllerinin

Meziyet-i Muhammedinin ruhuyla

Milyarlarca çoğalmasını



Modeli muallânın Muhammedi nefhasıyla

Miras-ı marifin misk yüklü meşkini

Mevlayı mütealden

muamelei merhametinin o muazzam

Muhteşem murad-ı ilahisini de katarak

Musibetlerden Meyus-laşanlara

Minnetinin misafirperverliğinde

Muhabbetin muhafazasında müjdeleriyle

Muhteşem şabanın mürebbileri olarak

Muayyen zaman ve mekânlarda mukim kılıp

Münasip mührünü vurmanın şahadetiyle

Muhammedi beratına erdiriyor



Muhabbetin meşkinde haz alan

Mahur hazlı bu ayın muhammedine

Muhatabı ümmet olup selam ve tespihlerle

Meczolan siz doslara meramımdır ki

Muhamedle muhabbet oldu hâsıl

Muhammetsiz muhabbetten ne hâsıl



Varidatı sır yani





Not



Şabanı şerif gönül doslarımıza

Bereket ve şan getirsin

Gönülleri muhabbet ve şevke erdirsin âmin…



Yorum yaz! :: Arkadaşına Gönder!
04 Eylül 2007 02:55
Emekdar Üye
Cvp: RE: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

Alıntı:
iklimya Üyemizden Alıntı
_ hizmette edeb, hizmetten daha ötedir. _

velhasılı kelam; " edebi edebsizden öğrendim. " :110:




"edebi edepsizden öğrendim" çok güzel.
22 Ağustos 2007 16:38
Emekdar Üye
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

Rasulullah (A.S.) Efendimiz uyarıyor: “Allah adamlarını hafife alanın kendisi alçalır.” (Tirmizî, Ahmed) "Büyüğümüzü (hürmet ve edeble) yüceltmeyen, küçüğümüze merhamet göstermeyen, alimimizin (kıymet ve edebini) bilmeyen bizden değildir." (Ahmed, Hakim, Tirmizî)
22 Ağustos 2007 13:31
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

Bu beyânlardan da anlaşılacağı üzere hizmet ehli, ilâhî muhabbete nâil olabilmek için, hizmeti en güzel nasıl îfâ edilebileceğini öğrenmekle mükelleftir. Zîrâ, Allâh’ın mahlûkâtına müsâmaha, şefkat ve merhametle hizmet edebilmek, kuvvetli bir sabır ve tahammül isteyen bir gönül işidir. Kâmil bir hizmet insanı, merhamet, şefkat, fedâkârlık, ferâgat ve diğergamlık gibi ahlâkî meziyetlerle donanmış, kin ve nefretten uzak bir kimsedir.

Yine hizmet insanı, hangi zümrenin içinde yaşarsa yaşasın her hâlükârda îmân, heyecân ve varlığını koruyabilen; kalbini mal-mülk, mevkî ve menfaat endişelerinden uzak tutabilen ve hizmet bekleyenlerin, bilhassa muzdarip ve yalnızların sessiz feryatlarına kulak ve gönül veren kimsedir.

Rabbimiz, bu hasletlerden gereği gibi hisse alabilmeyi cümlemize nasîb eylesin. Hizmet götürme imkânımız olup da gidemediğimiz her yerin mesûliyetini gönlümüzde hissettirerek firâset, azim ve gayret dolu bir hizmet ömrü ihsân eylesin. Gönüllerimize hizmet heyecan ve canlanışını lutfedip rızâsına muvâfık bir şekilde gayret edebilmeyi hepimize nasîb eylesin!...

AMİN AMİN AMİN...
Bİ HÜRMETİ TAHA VE YASİN...

SAHİ ''HİZMETKAR KİM? :23:''
SELAM VE DUA İLE;
EHLEN VE SEHLEN EFENDİM...
22 Ağustos 2007 13:30
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

Mümini, yegâne kudret sâhibi olan Allâh’a bağlayan îmân, aynı zamanda bir heyecandır. Bu heyecana sâhip olan bir müminin gözü hiçbir şeyden korkmamalı, azmi kırılmamalı ve ümitsizliğe düşmemelidir. Nitekim Allâh Teâlâ, îmân edenlerin hiçbir zaman gevşekliğe düşmemelerini şöyle emir buyurmuştur:

“(Ey müminler!) Sakın gevşemeyin. (Uhuddaki yenilginizden dolayı) üzülmeyin; eğer gerçekten müminler iseniz muhakkak en üstün sizlersiniz.” (Âl-i İmrân, 139)

Sıkıntılar karşısında tıkanıp bedbinliğe düşmek, yılgınlık gösterip kenara çekilmek, bir âcizliktir. Âcizlik ise bir müslümana yakışmaz. Hizmette bulunan eller, Allâh Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in şu niyâzını dillerinden ve gönüllerinden düşürmemelidirler:

“Ey Rabbim! Âcizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, eli kolu dökülür derecede tâkatsizlikten sana sığınırım…” (Buhârî, Deavât, 38)

Hizmette muvaffakiyetin en esaslı anahtarı sabır ve sebattır. Allâh Teâlâ âyet-i kerîmede şöyle buyurmuştur:

“Ey îmân edenler! Sabredin, sebat gösterin, hazırlıklı ve uyanık olun. Allâh’tan korkun ki başarıya erişesiniz.” (Âl-i İmrân, 200)

Hizmet ehlinin, türlü zahmet ve meşakkatlerle karşı karşıya kalması gâyet tabiîdir. İşte bu zorluklar karşısında sebat gösterip sabırla yola devâm edilirse, ilâhî yardıma mazhar olunacak ve Allâh’ın izniyle başarıya ulaşılacaktır.

Hülâsa, yapılan hizmetlerin Allâh katında makbûl olması, onun ciddî bir edeb ve hassâsiyetle îfâ edilmesine bağlıdır. Gelişigüzel yapılan gayretlerin umulan netîceyi hâsıl etmesi çoğu zaman mümkün olmadığı gibi bâzen arzu edilmeyen netîceler verebileceği de bir gerçektir. Bu bakımdan hizmet ehli, hizmet sahasının gerektirdiği bilgi ve beceriye sâhip olmalıdır. Bu liyâkat kazanılmazsa, isâbetli hizmet yapılamayacağı gibi, aksine zararlı bile olunabilir. Güzel ve sağlam bir şekilde yapılan hizmetler, hiçbir zaman zâyî olmaz. Nitekim Hak Teâlâ:

“…Biz, yaptığını en güzel şekilde yapanın amelini aslâ zâyi etmeyiz.” (el-Kehf, 30) buyurmuştur.

Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:

“Allâh Teâlâ, yaptığı işi en güzel ve sağlam bir şekilde yapan kimseyi sever.” (Deylemî, Müsned, I, 157) buyurmuştur.
22 Ağustos 2007 13:28
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

12. Hizmet Heyecânını

Yitirmemek ve Sebatkâr Olmak

İnsanı hizmetlere koşturan ve onun zevkle îfâ edilmesini sağlayan, gönüllerdeki aşk, şevk ve heyecandır. İçinde böyle bir heyecan taşımayan kimse, hizmetlerden mânen zevk alamayacaktır.

Uzun süre hizmette bulunan bâzı şahıslarda zamanla hizmete karşı bir doygunluk duygusu oluşur ki bu durum, hizmet ehli adına bir tehlike başlangıcıdır. “Artık yeter” duygusu, kişiyi dünyaya çeken bir nefs fısıltısıdır. Ebû İmrân -radıyallâhu anh-’tan nakledilen şu rivâyet, hizmet heyecânının ömür boyu kaybedilmemesinin lüzûm ve ehemmiyetini ortaya koymaktadır:

Emevîler devrinde Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’nin de katıldığı bir İstanbul kuşatmasında Ensar’dan bir zât, atını Bizanslıların içine kadar sürmüş ve onların ortasında kalmıştı. Onu gören müminler; “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” âyet-i kerîmesinden hareketle ve hayretler içinde:

“–Lâilâhe illallâh! Şuna bakın! Kendini göz göre göre tehlikeye atıyor!” dediler.

Bunun üzerine Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri şöyle dedi:

“–Ey müminler! (Yanlış anlaşılmasın!) O âyet-i kerîme biz Ensar topluluğu hakkında nâzil oldu. Allâh, Peygamberine yardım edip dînini gâlip kıldığında biz, «Artık mallarımızın başında durup onların ıslâhı ile meşgul olalım.» demiştik. Bunun üzerine Allâh Teâlâ, Rasûlü’ne:

“Allâh yolunda infak ediniz ve kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” (el-Bakara, 195) âyetini vahyetti. Bu âyet-i kerîmedeki «kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmak»tan maksad, bağ ve bahçeyle uğraşmaya dalıp Hak yolunda gayret ve hizmeti terk ve ihmâl etmektir.”

Bu ilâhî îkâza bütün samîmiyetiyle kulak verip ittibâ eden Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri, Allâh yolunda hizmetten hiçbir zaman geri kalmamış ve nihâyet katıldığı bu sefer esnâsında şehîd olarak, surların yakınına defnedilmiştir. (Bkz. Ebû Dâvûd, Cihâd, 23; Tirmizî, Tefsîr, 2)

Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’nin altı ay kadar Fahr-i Kâinât Efendimiz’i evinde misâfir etme şerefine erişmiş ve Rasûlullâh’la berâber nice gazvelerde bulunmuş olmasına rağmen seksen küsur yaşlarında hâlâ hizmete azmetmesi, îmân heyecânının ömür boyu dipdiri kalmasına ne güzel bir örnektir.
22 Ağustos 2007 13:27
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

11. Hizmette Örnek Olmaya Çalışmak

Hizmette bulunan kimseler, işleri sâdece başkalarına yaptırmak şeklindeki bir üslûbdan ziyâde, tesâhüb (sâhiplenme) duygusuyla hizmete bizzat omuz vermelidirler. İşin bir ucundan tutmadan, sırf oturdukları yerden etrâfa emirler yağdırarak hizmet yaptığını zannedenler, meselenin özünü kavrayamamış kimselerdir.

Hizmetin başındaki kimse, emri altındakilerden daha fazla gayretli ve aktif bir şekilde hizmete sarılmalıdır ki örnek olabilsin. Böyle bir davranış, kardeşlerinin heyecânını artıracak ve onların hizmeti şevkle îfâ edebilmelerini sağlayacaktır. Allâh Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in hayatında bunun bir çok misâlini görmek mümkündür. Nitekim Kuba Mescidi ve Mescid-i Nebevî inşâsında, ashâbının arasında bizzat taş taşıması, Hendek Gazvesi’nde onlarla birlikte çalışması ve hattâ zaman zaman ashâbına hizmet etmesi, bunlardan sâdece birkaç örnektir.

Fahr-i Kâinât -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in:

“Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir.” (Deylemî, Müsned, II, 324) ifâdesi, hizmetin başında bulunan kimselerin hizmet bekleyen değil, hizmet veren bir rûh kıvâmına sâhip olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
22 Ağustos 2007 13:26
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

10. Kusurları Nefsinden Muvaffakiyeti Allâh’tan Bilmek

Allâh için yapılan hizmetlere nefsâniyetin karıştırılmaması son derece mühimdir. Hizmet ehlinin en çok dikkat edeceği husus, muvaffakiyeti kendinden değil, Rabbinden bilmesidir. Cenâb-ı Hak müminlerin, Bedir Gazvesi’ndeki muzafferiyetinden bahsederken:

“(Ey habîbîm!) Savaşta onları siz öldürmediniz, fakat onları Allâh öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, lâkin Allâh attı.” (el-Enfâl, 17) buyurmak sûretiyle, gerçek fâilin hakîkatte kendisi olduğunu bildirmiştir. Mümin, güç ve kudretin ancak Allâh’tan olduğuna inanarak, hizmetlerdeki başarısından dolayı nefsine bir pay çıkarmamalıdır. Hattâ Cenâb-ı Hak kendisini böyle bir hizmetin gerçekleşmesinde vesîle kıldığı için, O’na karşı şükrünü artırmalıdır.

Hizmet ehli bu edebe riâyet ederse benliğinden sıyrılır, Allâh’a karşı tevâzû ve mahviyeti artar. Hizmetlerde ayakların kaydığı en önemli nokta olan şımarıklık ve enâniyet illetinden kurtulur. Zîrâ âyet-i kerîmede:

“Şımarma! Bil ki, Allâh şımaranları sevmez.” (el-Kasas, 76) buyurulur.

“Benlik” ve “iddia”, hizmet yolunun kanseridir. Bu hastalığın tedâvîsi son derece zordur. Tekkelerde umûmiyetle üzerinde “Hiç” yazan bir levha bulunur ki bu, insana, enâniyetten vazgeçip acziyetini idrâk etmeyi telkîn eder. Bütün mesele bu acziyeti idrâk edip, kulluğun farkında olmaktır.

Hizmette bulunan kimse, hizmetteki aksaklıklardan dolayı başkalarını suçlamamalı, ayıp ve kusuru öncelikle kendinde aramalıdır. Müsâmahayı gayriye, muâhezeyi (sorgulamayı) nefsine yöneltebilmelidir.
22 Ağustos 2007 13:25
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ....

9. Kendini İlmen ve Ahlâken Sürekli Geliştirmek

Hizmet insanı, keyfiyetli bir hizmet sunabilmek için, kendi gelişimini de ihmâl etmemelidir. Sürekli bir tekâmül (olgunlaşma) gayreti, onun tabiî vasfı olmalıdır. Yeterli bilgi ve tecrübeye sâhip bulunmayan, ahlâkî ve mânevî gelişimini önemsemeyen, işinin ehli olmayan bir hizmet eri, lâyık-ı vechile ciddî bir hizmet ortaya koyamaz.

Diğer taraftan, hayatta tekâmül ve değişim, Cenâb-ı Hakk’ın koyduğu ilâhî bir kânundur. Hayâtın bu akışına ayak uyduramayan her bir varlık, zamanla silinip yok olmaya mahkûmdur. Bu itibarla hizmet ehli de, bu ilâhî kânuna riâyetle kendini geliştirmeyi bir vazîfe bilmelidir. Zîrâ keyfiyetli nesil, keyfiyetli mürebbîlerin, yâni ilim ve ahlâk bakımından terbiye eden olgun şahsiyetlerin eseridir.
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.