09 Eylül 2014 19:38 | ||
GÖKCEN_AZRA | Cevap: “O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin?'' Alıntı:
![]() ![]() İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin! zümer-8 | |
09 Eylül 2014 19:26 | ||
Beytül Ahzan | Cevap: “O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin?'' İman etmiş kullarıma söyle: "Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler." (14/31) Ey iman edenler, hiçbir alış-verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler... Onlar zulmedenlerdir. (2/254) Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. (2/195) Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir. (2/261) ALLAH razı olsun abla .. çok ihmal ettiğimiz bi konuyu hatırlattın .. | |
09 Eylül 2014 18:57 | ||
GÖKCEN_AZRA | “O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin?'' ![]() Özgürlüğü zincirlenenin bağını çözmektir o. (Fekku regabeh) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir miskini (yoksulu) doyurmaktır. “(Beled suresi, 12-16) “O zor geçit” bugün nedir, ne olabilir? Kafamızı iki elimizin arasına alıp düşünelim. Bugünkü zor geçidimiz nedir? Yani bugün Allah bizi ne ile imtihan ediyor? Bize bugün hangi alanda sorumluluk yüklemiş? İnsanın(mümin) bugünkü imtihanı, sorumluluğu fakirleri, yoksulları, geçimini temin edemeyenleri, miskinleri, yolda kalmışları gözetip kollamak, onları her türlü zorbanın, zalimin, tağuttun, batılın zulmünden kurtarıp özgürleştirmektir. Onlara yaşanabilir bir hayat sunmaktır. Yani insanlığın(mümin) bügünkü imtihanı Afrika`dır. Afrika yoksul, geçimini temin edemeyen, temel ihtiyaçlardan yoksun, bir kuru ekmeğe, bir tas suya daha da önemlisi sevgiye, hoşgörüye, şefkate, barış ve kardeşliğe muhtaç insanların ülkesi. Hayalin bile kurulamadığı, yarınlardan ümidin kesildiği, anlık yaşamın bile zor olduğu kimsesizlerin ülkesi. Açlık, susuzluk, gözyaşı, acı, dram… Bütün bu insanlık dışı oşaylar/durumlar ve olumsuzluklar Afrika`da yaşanıyor. Bu olumsuzluklardan da en çok çocuklar etkileniyor, hiçbir suçu, günahı olmayan çocuklar. Eger varsa bir suçları; o da, Afrika`da çocuk olmaktır. İlahi yazgının biz insanlık ailesini imtihan etmek için var ettiği acı dolu, zor bir imtihan aracı. Afrika`da çocuk olmak, çölde kurumaya terk edilen, yağmura hasret çiçeklerin hayata tutunma mücadelesidir. Afrika`da çocuk olmak, bulduğu bir parça ekmeği yerken, “Yarın da bulabilir miyim acaba?” diye düşünmektir. Afrika`da çocuk olmak, küçücük yüreklere, güçsüz omuzlara büyük sorumluluklar yüklemektir. Afrika`da çocuk olmak, bu acımasız koşullarda hükmen yenilgiyi kabullenmektir. Afrika`da çocuk olmak, ölümünü bekleyen akbabaya çaresizce yem olmaktır. Afrika`da çocuk olmak, kendi ülkesi üzerinde oynanan kirli oyunlardan habersiz hayatta tutunacak son dalı da kırmaktır. Yani anlayacağınız Afrika`da çocuk olmak çok ama çok zordur. İnsanlıktan, insan haklarından, hümanizmden dem vuranlara, kendisine müslüman diyenlere sesleniyorum: İnsanların, hele de çocukların açlıktan susuzluktan öldüğü yerde kimse insanlıktan bahsetmesin. İnsanlık çoktan ölmüştür. Afrika`ya yardım edin demiyorum, ama onların hakkını verin. Biriktirdiğiniz/kenz ettiğiniz, hiçbir işe yaramayan, yığdıkça yığdığınız ve saydıkça saydığınız mal/mülk/para o çocukların, o insanların hakkıdır. Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah’ın nimetini mi inkar ediyor bunlar?(Nahl suresi, 71) Yoksa bizler, Allah`ın bizim üzerimizdeki nimetlerini inkar mı ediyoruz? Eger yoksulu doyurmuyarsak, yetimi gözetmiyorsak, yolda kalmışa, kimsesize yardım elini uzatmıyorsak; Allah`ın nimetini inkar ediyoruz, demektir. Oysaki Allah nimetlerini inkar edenleri acı bir azapla müjdeliyor: “…. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! “ (Tevbe suresi, 34) Demek ki bizim Bugünkü zor geçitlerimizden (sınav) biri, mallarımızdan -canımızın yongasından- feragat etmektir. Biriktirdiklerimizi (kenz) ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktır. Yani yoksulu, yetimi, miskini yedirmektir, içirmektir. Dar günlerinde yanlarında olmaktır. Allah`ın bizlere lutfettiği rızıktan onların hakkı olan payı ayırmaktır. Her ne kadar ellerimizdeki malların sahibi biz gibi görünsekte asıl sahibi Allah`tır. Bunu böyle kabul edip ona göre davranmak gerekir. İkinci ve önemli olan zor geçidimiz (sınavımız) özelde Afrika İnsanını, genelde tüm insanlığı; zorbaların, batılın, sömürünün, zulmün pençesinden kurtarmak, onların kölelik bağını koparmaktır. İslam dininin asli görevi de budur. İnsanlık zülmün, zorbanın, sömürünün, köleliğin elinden kurtulmadıkça, kendisini çepeçevre saran her türlü bağı koparmadıkça tam manasıyla özgür olamayacağı bir gerçektir. Muhittin BOZKURT |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|