Esma_Nur Üyemizden Alıntı

Hocam ağır yün yorganlar anti depresan imiş evet evet öyle imiş, senin neşe kaynağını bulduk ))

Mihrinaz Üyemizden Alıntı

Yün yatağına gömülüp üstüne ağır yün yorgan örtünüp sağda sola dönemediğimiz zamanları .))) Ortopedik yataklar, viskoleksler, silikon yorgaların, pikelerin yanında yünlülere burun kıvırsakta bi özlüyor insan.)) Anamın hala yün yorganının üzerine kimseyi oturtmamasını da özlemişim. Bizim çocukluğumuzda geçerli olan kurallar torunları içinde geçerli.)))

Mihrinaz Üyemizden Alıntı

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Çocukluğum geldi aklıma; teyze çocukları, hala çocukları bir araya geldik mi ( şimdiki adıyla kuzenler yani ama ben hiç sevmedim bu yabancı kelimeyi )
böyle yatılırdı anneanne, babaanne evlerinde..
Uyunmazdı ya hoş kıkır kıkır sabahlara kadar.. Yinede biz uyumuş, büyükler de inanmış gibi yapardı .. Teyzecim açardı kapıyı, herkes yumardı gözlerini.. Gülümseyerek, "uyumuşlar" diye seslenirdi, hepsi gülerdi, "aa uyumuşlar mı, aferin, aferin onlara" nidaları yükselirdi 😊
Bir dedemin öksürüğü bölerdi neşemizi birde bekçinin acı acı öttürdüğü düdük sesi.. Nasılda korkardık hepimiz.. Dedemin ayak sesleriyle orantılı çarpardı kalbimiz.. Canım dedem prostatının derdindeydi oysaki😊
Hey gidi ne güzel günlerdi o günler..
Uğurladık bütün güzel şeyler gibi mahalledeki bekçiyi,
bekçinin düdük sesini,
canım dedemi,
çocukluğumuz ah çocukluğumuzu ..
ve gidenler bir daha asla gelmediler geri..
aynı çocukluğum gibi..Alıntı