Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Genel Konular > Serbest Kürsü > SOSYAL MEDYANIN OYUNCAĞI MI OLUYORUZ?

Konu Başlıkları: SOSYAL MEDYANIN OYUNCAĞI MI OLUYORUZ? Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
04 Eylül 2018 21:09
Mihrinaz Besmele yerine selfie çekenlerewet000

Selfiesini niye beğenmedik diye hesap soranlar. Sen niye aktif değilsin diye akıl verenler. Sosyal medya üzerinden kazandığı yalan özgüvenle, gerçek dostlarını incitenler, kendilerinden uzsklaştıranlar....

Beğenilmekten duydukları hazla nereye saldıracaklarını bilmiyorlar.. Etraf trip atan teyzelerle dolu...Durum mesajları ndan, instagramdan paylaşımları yla ruh hallerini anlamaya çalışıyoruz. " Vay flancanın nesi var? İnstagrama üzgün bi paylaşım yapmış"

Birbirini ancak yaz tatillerinde gören ailelerin bir araya gelip face instagram hikayeleri videolarını konuşmalarını dinlemekten heder oldum...Bunlar gençliği yaşamış,yaş olgunluğuna erişmiş, 40 ve 60-65 yaş aralığı ergenler..

Yazıdada belirtildiği gibi profil ve paylaşılan resimleri ma aile didik didik eden ebeveynler. Çok tiksinç mide bulandırıcı..Paylaşanamı kızmalı irdeleyenemi bilmem..Absürt ifadeyle; arz talep meselesi ve beğene beğen takibe takip dünyası

Gençler mi..İnanın onlar daha masum bana göre
03 Eylül 2018 20:15
Medine-web makale içler acısı hali sergilemiş...kırmızı çizgileri olmayan sansürsüz sınırsız sorumsuz diğer tarafta etkili yetkili...bastırılmış duyguların hayallerin yapılamayanların cenneti..."ey iman edenler iman ediniz" ayetine muhatap boş kof küf yığınlar...besmele yerine selfie çekenler...çiftleri yatak odalarında bu kadar rahat değiller...inanmadığı yaşamadığı dini savunmalar...kılmadıkları cumaları kutlamalar...klavye mücahitleri...üstü Mekke altı Paris boyalı sanal mücahideler...süslüman anneler...doğumhaneler yatakhaneler yemekhaneler piknikhaneler denizhaneler sergilemehaneler....neler neler...en enteresanı bir Müslüman kızın binlerce takipçi ve beğeni sermayesi...bankada sermayesi var gibi şişmeler...sahi bu beğeni ve takipçi nedir? biri izah etse de beynimiz çalışsa anlasa açılsa...bir Müslüman kadın düşünün çektiği süslü püslü müstehcen fotoğrafın altında binlerce bravolar maşşşallahlar süpersinnlerrr harikasınnlarrr ayyy çokkk beğendimmmler...


kahrolsun İsrail.
tamam süslümancığım kelimei şehadet tamam.
03 Eylül 2018 12:15
FECR
SOSYAL MEDYANIN OYUNCAĞI MI OLUYORUZ?

SOSYAL MEDYANIN OYUNCAĞI MI OLUYORUZ?

Sosyal medya insanlardaki özel hayatın gizliliği algısını dümdüz etti.

Artık evler yatak odalarına kadar kamusal alan haline geldi.

Yabancı, mahrem, namahrem kavramları çöpe atıldı.

Sanal ortamda herkes arkadaş, değilse arkadaşın arkadaşı…

Dolayısıyla sorun yok…

Sıradan akşam yemeklerinden süslü püslü doğum günlerine kadar hiçbir şey gizli, aileye mahsus değil artık.

Bir yere tatile mi gidildi?

Yeni bir otomobil mi alındı?

Lüks bir mekanda baş başa bir yemek…

Çocuğun ilk dişi…

Eş’ten alınan özel bir hediye…

Kına gecesi giyilecek yeni kıyafet…

Bütün bunlar magazin gazetelerinde bile rastlanmayacak bir objektiflikte yansıyor sosyal medyaya.

Sansürsüz yani…

Hayatı yolunda gitmeyen biri, eşinizin, kızınızın, kız kardeşinizin oturma odanızda çekilmiş bakımlı fotoğraflarına tıklayıp onu dilediği gibi inceleyebiliyor.

Hatta yetinmeyip beğeni yapabiliyor…

İşleri yolunda gitmeyen bir başkası sizin tatil fotoğraflarınızın kışkırtıcı ayrıntılarını didikleyebiliyor mesela…

Hiç bilmediğiniz semtlerde ailenize, sevdiklerinize dair gayri meşru duygular depreşebiliyor.

Yeni aldığınız aracın fotoğrafı sekiz yüz kilometre uzaktaki işsiz bir adamı can sıkıntısına boğabiliyor.

Nişan fotoğraflarınız engelinden dolayı evlenememiş birinin kabusu olabiliyor.

Mezuniyet törenindeki absürt kıyafetiniz, umursamaz tavrınız, coşkulu eğlenceniz, Yüksekova’da bir delikanlının rüyalarını süsleyebiliyor.

Tombik ellerini paylaştığınız bebeğinizin sevimli fotoğrafı çocuksuz bir kadının kalbine hançer gibi saplanabiliyor.

Ama bunların hepsi normal… Çünkü, facebook, twitter ve instagram gezegenlerinden oluşan sosyal medya galaksisinde yaşıyoruz.

Burada günah, yasak, ayıp yok…

Burada her şey mübah…

İlahi yasaları kökünden sarsan sosyal medya kitleleri günaha davet ediyor…

Dilediğiniz insanın profiline erişip, inceleyebiliyorsunuz. Aslında fotoğraflarını incelediğiniz o kişi, sizin dinen namahreminiz… Başkalarının kadınlarını veya erkeklerini izliyorsunuz ve izleniyorsunuz… Yani tekrar tekrar kaydırılan bakışlarla aslında GÖZ ZİNASI yapmış oluyorsunuz… Ve siz merakınıza yenilip bir fotoğrafa ya da videoya bakarken “Mümin kadınlara-erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar.” ayetini ihlal etmiş oluyorsunuz.

HASET klasik İslam kaynaklarında “bir kimsenin bir nimete sahip olmasını istememek” şeklinde tanımlanıyor. Halk arasında “çekememezlik” olarak biliniyor… Sosyal medya teşhir özelliğiyle fark ettirmeden HASET duygusunu körüklüyor. Kimi insanlar ev, araba, tatil gibi statü göstergelerini başkalarının gözüne sokmak için sosyal medya platformlarını kullanıyorlar. KENDİNİ BEĞENME dürtüsü açığa çıkıyor ve paylaşımlar çevreden alınan intikamın suç aletlerine dönüştürülüyor.

Siz bu video ve fotoğrafları izlerken haset ya da en hafifinden KISKANÇLIK duygusuyla sarmalanıyorsunuz.

Karşınızdaki kişinin aslında o şahane hayatı hak etmediğini ayrıca o başarıyı kendi çabasıyla da elde etmediğini düşünüyorsunuz. O göz alıcı fotoğraflara bakarken, o imkanların daha çok sizin hakkınız olduğunu düşünüyorsunuz. Sosyal medya ruhunuzu baştan aşağı KİBİR duygusuyla dolduruyor. Farkında olmadan kendinizi başkalarından üstün görmek gibi mide bulandırıcı bir günaha saplanıyorsunuz.

Pazar kahvaltısında çekilmiş bir fotoğraf, seyahat edilen bir ülkeyle ilgili paylaşılan konum , yeni yemek takımları, oturma grubu, harika evlilikler, kocaman gülücükler bir yorumu hak ediyor. Hem kalple hem de dille yapılan GIYBET sosyal medyanın en alışılageldik günahlarından. Sosyal medya size insanların hayat tarzlarıyla ilgili sınırsız yorum yapma hakkını tanıyor. İnsanların saçları, kıyafetleri ve kişisel özellikleriyle ilgili yorum yaparak, KINAYARAK farkında olmadan hiç yüz yüze gelmediğiniz insanların KUL HAKLARINA girerek günahlarını yükleniyorsunuz…Sosyal medya sizin vitrininiz, o vitrine koyduğunuz şeylerle övülmek, onaylanmak, beğenilmek istiyorsunuz. Sizi insan yerine koymayan patronunuzdan, sizi beğenmeyen eşinizden, sizi anlamayan ailenizden hıncınızı almak istiyorsunuz. Paylaştığınız şeyleri gerçekten gerekli olduğu için değil, önemsenmemenin acısını hafifletmek için paylaşıyorsunuz. Ne kadar duyarlı, yardımsever, entelektüel, ihlaslı ve iyi kalpli olduğunuz bilinsin istiyorsunuz… Gösteriş, yani RİYA yapıyorsunuz.

Bütün bu günahlardan uzak olduğunu varsaysak dahi sosyal medya kullanarak boş, saçma, yararsız zaman geçirme hastalığını azdırıyorsunuz. Gazzali “Allah’ın bir kişiden yüz çevirdiğinin delili, o kişiyi boş işlerle uğraştırmasıdır” diyor. Sosyal medyada geçirdiğiniz vakit gözden çıkarılıp çıkarılmadığınızın kriteri haline geliyor.

Bir toplum için bundan daha kapsamlı bir günah platformu icat etmek zor olsa gerek. Belki de sosyal medyanın en korkunç yanı zina, gıybet, kınama, kibir, kıskançlık, kendini beğenme, haset gibi günahları normalleştirerek hafife alınmalarını sağlamasıdır…

Bu felaket makinesi akıllı telefonlarla artık her an herkesin elinin altında. Çocuklar ve gençler sosyal medyayı kullanmıyor adeta sosyal medyada yaşıyorlar. Elbette sosyal medyayı daha kabul edilebilir amaçlarla kullananlar da vardır. Hatta söylediklerimizi abartı kabul eden, hiçbir şeyden etkilenmeyen Nirvana’ya ulaşmış kişiler de…Burada bahsedilen günahlar biz faniler için.

Ölüme ve sonrasına ciddiyetle inananlar için…

Şu bilinmeli ki,

Sosyal medya orada duruyorken asla huzurlu olamayacaksınız.

Kafa dağınıklığından, his karmaşasından kurtulamayacaksınız.

Ruhunuzu, zihninizi, kalbinizi başkalarının hayatlarını izlemekten gelen kirlerden arındıramayacaksınız.

Kendi hayatınızın işe yaramazlığı konusuna asla odaklanamayacaksınız.

Bu, hızla ruha yayılan bir virüs…

Ve bu virüs insanı kemale ulaştıracak her hasletin düşmanı…

Çocuklar ve gençler bedenleriyle birlikte bu virüsü de büyütüyorlar içlerinde. Üstelik onun insan ruhu için ölümcül olduğunu bilmeden.

Göz göre göre onları, sevdiklerinizi, kendinizi ateşe atacak mısınız?

YAZI ALINTIDIR.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.