Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Genel Konular > Serbest Kürsü > Arafatlar

Konu Başlıkları: Arafatlar Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
11 Eylül 2022 20:13
ÂlâLeyl O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.
13 Temmuz 2022 23:56
ÂlâLeyl Kâfir örten demektir 2

Siyasetçiler var rakip siyasetçinin iyiliklerini örtüyor kötülüklerini gözümüze sokuyor. Kendi kötülüklerini örtüyor iyiliklerini gözümüze sokuyor.

Kimi insanlar tanıdım Allâh'ı örtmeye çalışıyor. Demiyor ki bu dünyada hem neşe hem hüzün var. Hayır, diyor ki hüzün var, zulüm var, fesad var, savaş var, açlık var, tecavüz var. Allâh'ın nimetlerini, güzelliklerini, iyiliklerini örtmeye çalışıyorlar. İnsanın kendi eliyle işlediği çirkinlikleri Allâh'a isnad edip Allâh'ı örtmeye çalışıyorlar.

Allâh'ı nasıl örtersiniz? Ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz.

Allâh'ı nasıl örtersiniz?

O ki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O her şeyi bilir.

Allâh'ı nasıl örtersiniz?

Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.

Allâh'ı nasıl örtersiniz?

Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin." dedi.

Allâh'ı nasıl örtersiniz?

Melekler. “Ey Rabbimiz! Seni tenzih ederiz. Bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Gerçek ilim ve hikmet sahibi yalnız Sensin!” dediler.

Allâh'ı nasıl örtersiniz?

"Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver." dedi. Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirim" dememiş miydim?" dedi.

Allâh'ı nasıl örtersiniz?

Tüm melaikat sizi kötülerken ve iyi yönlerinizi örterken; tüm melaikat yaratılmamanız için sizi örterken bir tek Allâh sizi savundu.

Şânı yüce Allâh'a hamd olsun

Allâh'ı nasıl örtersiniz? Ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz.
18Haziran 2022 23:05
ÂlâLeyl Son aylarda kafir kelimesini çok düşünüyorum. Örten demektir aslında. İnanmayan kelimesi inanan kelimesinin tersidir. Yani inanmayan "La yuminun"dur. Velakin değiştirilemeyen Kur'an'ı mealler ile değiştirmişiz sanki.

Allah elbette hangi kelimeyi kullanacağını çok iyi bilendir . Kafir kelimesini yani örten kelimesini kullanıyorsa bundaki hikmeti düşünmemiz gerekir.

Bir örnekle ilerleyelim:

Şu muhakkak ki kâfirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. Onlar iman etmezler.

BU ayetin tefsirini dinlediğimde açıklamak için uğraşıyorlar da uğraşıyorlar.

İnanmayanları uyarsanız da uyarmasanız da birdir onlar inanmayacak, diye çevirseler bir dert çevirmeseler ayrı dert. Çünkü biliyoruz ki pek çok inanmayan müslüman oldu oluyor.

Allah burada "mübalağa" sanatını kullanarak bir anlatım yapıyor diyenler de var. Halbu ki ayet o kadar net ve açık ve kesin ki.

Örtenleri uyarsanız da uyarmasanız da birdir onlar iman etmezler.

Örtenden kasıt nedir peki. Biraz örtenleri tanıyalım.

Mesela iki rakip siyasetçi düşünün. Biri öbürünün iyi yönlerini örtüyor ve sadece kötü taraflarını söylüyor. Kendisinin ise kötü işlerini örtüp sadece iyi işlerini söylüyor. Karşısındaki siyasetçi de aynı şekilde.

Bunlardan birine gidip deseniz ki "Rakip siyasetçi şu şu şu iyilikleri yaptı," hemen örtecek o iyilikleri. "Onu o yapmadı ki," diyecek veya "Onu iyiliğinden değil çıkarlarından ötürü yaptı," diyecek. "Onu yapmasını başkaları emretti kendi iradesiyle yapmadı," diyecek. Ya da "Biz siyaseten yapması için bastırdık yoksa yapacak değildi," diyecek. Bir şekilde örtecek. Velhasıl örten kişiye ne kadar anlatırsan anlat iman etmeyecek bir şey bulup örtecek o hakikati. "Kalbiyle tam manası ile inansa da örtecek ve iman etmeyecek." İman etmeyecek yani müminlerden olmayacak. İnansa da örtecek ve müminlerden olmayacak. Eminlerden olmayacak. Ne elinden emin olunacak o kişinin ne "dilinden".

"Şu muhakkak ki örtenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. Onlar iman etmezler.

Onlar nasıl ki hakikati örtmektedir Allâh da onların kalplerini, kulaklarını örter gözlerinde zaten örtü vardır. Örtenler örtülmüştür:

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve azim azap onlaradır.
02 Nisan 2022 20:27
ÂlâLeyl Bakara 249-250

Talut, askerleriyle yola çıkınca onlara: "Allah, sizi bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Bir avuç kadar tatmakla yetinirse o bendendir." dedi. Çok azı hariç, ondan doyasıya içtiler. O ve yanında yer alan inananlar, nehri geçince: "Bugün Calut'a ve askerlerine karşı savaşacak gücümüz kalmadı." dediler. Allah'a kavuşacaklarına inananlar ise: "Nice az topluluklar, Allah'ın izni ile nice çok topluluklara galip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir." dediler.

Onlar, Calut ve askerleriyle karşı karşıya geldikleri zaman: "Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve ayaklarımızı sabit kıl, kafir kavme karşı bize yardım et." dediler.
27 Mart 2022 18:11
ÂlâLeyl İnkar edene Arapçada münkir denir.

İnanmayanlara "Ellezîne la yu'minûne" denir.

Örtene ise "kâfir" denir.

Örneğin:

-Biliyor musunuz Reşat büyük bir iyilik yapıp bütün servetini fakirlere dağıtmış.

(İnkâr eden/münkir) Hayır öyle bir şey yapmadı. Yalan haber.

(İnanmayan/la yu'minûn) Hayatta inanmam!

(Örten/kâfir) Birincisi servetini nereden edindiği şaibeli, anlıyorsunuz dimi. İkincisi Reşat kimseye iyilik yapmaz, belediye seçimlerinde oy toplamak için şov yapar.


Şu muhakkak ki örtenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir. Onlar iman etmezler.

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için azim azap vardır.



Örtenler örtülmüştür.
10 Mart 2022 18:02
ÂlâLeyl "O'dur beni yediren ve içiren."

"Hastalandığım zaman, O'dur bana şifa veren."

"Beni öldürecek ve tekrar diriltecek olan O'dur."


Ey insanlar! Verilen örneği dikkatle dinleyin: Allah'ın yanı sıra kulluk ettikleriniz bir araya gelseler, kesinlikle bir sineği bile yaratamazlar. Değil yaratmak, sinek onlardan bir şey kapsa, onu bile kurtaramazlar. İsteyen de kendisinden istenen de ne kadar acizdir.
21 Şubat 2022 21:40
ÂlâLeyl Kendi anne babası hakkında delili olmadığı halde ileri geri konuşanı gördün mü?

Şecere ağaç demektir. Yetmez mi?

Herkes kendi kalbine göre okur Kur'ân'ı. Hastalıklı kalp ile diğeri bir olur mu?



Araf 26-29: Ey ademoğulları! Cesetlerinizi örtecek ve sizi süsleyecek elbise indirdik. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bu Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar.

Ey ademoğulları! Şeytan kötülüklerini onlara göstermek için, elbiselerini soyarak, ana babanızı cennetten çıkardığı gibi sizi de bir fitneye düşürmesin. O ve taraftarları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenlere evliya kıldık.

Onlar bir fuhuş yaptıkları zaman, "Atalarımızdan böyle gördük ve Allah bize böyle emretti." derler. De ki: "Allah fuhşu emretmez. Hakkında bilginiz olmayan şeyleri mi Allah'a yakıştırıyorsunuz?"

De ki: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz."


Onlara anne babanız hakkında niye böyle çirkin şeyler söylüyorsunuz neyi ifşa ettiginizi sanıyorsunuz! desen, onlar "Anne babamızı bunun üzre bulduk. Allah bize Kur'an'ı tebliğ etmemizi emretti," derler. Allah fahşayı mi emrediyor? İfşa edecekler öyle mi?

De ki: "Allah fuhşu emretmez. Hakkında bilginiz olmayan şeyleri mi Allah'a yakıştırıyorsunuz?"

De ki: "Rabbim bana adaleti emretti!

Dört şahit getir desen getiremezler.
Kendi eşleri için şecereye yaklaştı desen akıllarına hemen başka şeyler mi gelir? Onlar kendi anne babalarına bile iftira etmiş olmaktan çekinmezler. Onlar mı hakkı gösterecek? Onlar mı yeryüzünde adaleti sağlayacak? Müteşabih ayetlerin peşinden koşarak mi?

Dese ki "Hakikat bu! Ben buna iman ettim"

Be irfansız vicdansız! Hakikati Allah BİLİR! Ve hakikat dediğin şeyler doğru olsaydı bile, Allah'ın teşbihat ile örttüğünü sen mi fâş edeceksin!?

Hiç mi kalpleri fkh etmez yoksa kalplerinde kflar mı var?

Bütün melâikat secde ettiğinde mi dedi şu şecereye yaklaşma diye, yoksa cennette ağaçlarla çevriliyken mi dedi şu şecereye yaklaşma diye, hiç mi düşünmezler?

Bir çocuğa şu çikolatayı yeme dediğinde yiyip yakalandığında ağzını burnunu o çikolatanın kağıdı ile örtmeye çalışmasını ayıp yerlerini kapatmak olarak görmezler mi? Hep mi akılları başka yerde?


Zina ediyorsan elbisenle örtersin kendini/ayıbını, çikolata kağıdıyla, ağaç yaprağıyla değil!!!!
Çikolata yersen çikolatanın kağıdı ile örtersin ağzını.
Meyve yersen yaprağıyla dalıyla.


TaHa-121:
Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı.


Şecereyi diğer manada alan kişi, neden Allah söylediği halde elbiselerini soydu kısmını "takva elbisesi" olarak almaz!

Anne babalarına iftira atmış olmaktan korkmayanlara mı tâbi olacağım? Asla!

Yesinler içsinler, biraz eğlensinler, mahşer meydanında Âdem babamız ve annemizin karşısında cevap verecekler.

Saffat 62-73:

Nasıl, bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı?
Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık.
O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar
Tomurcukları şeytanların başları gibidir
Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.
Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır.
Sonra da dönümleri şüphesiz ki cehennemedir
Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular.
Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar
Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler.
Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik.
Uyarılanların sonunun nasıl olduğuna bir bak
03 Şubat 2022 00:30
ÂlâLeyl Ölçülebilen, ilm edilebilen ÂLEM

Çift yarık deneyi.

"O mu? Tabii canım çoooook dürüsttür! Biz biliriz onun nasıl da dürüst olduğunu!"

İki mana kapısı.

Ölçümün yapıldığı mahkemede: "Ben kötü bir şey demedim ki hakim bey, çok dürüsttür dedim."

لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْۜ فَاِذَٓا اَفَضْتُمْ مِنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُوا اللّٰهَ عِنْدَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِۖ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدٰيكُمْۚ وَاِنْ كُنْتُمْ مِنْ قَبْلِه۪ لَمِنَ الضَّٓالّ۪ينَ

Âraf
31 Ocak 2022 15:36
ÂlâLeyl Mahşer! Herkes orada, herkes! Kitaplar birer birer okunuyor. Herkes ferdî olarak Rabbinin huzuruna sevk ediliyor. Düşünsene, tüm insanlık orada ve senin sıran gelmiş ve kollarına girilmiş bir misafir gibi ya da suçlu gibi sürüklene sürüklene, bacak bacağa dolaşırken Rabbinin huzuruna götürülüyorsun. Ve okuyan kişi kitabını okumaya başlıyor. Ferdî olarak, bizzat oradasin, herkesin ve RABBİNİN huzurunda tek başınasın.

Kıyamet 27-35

"Denir:Kim okuyacak?"(27)
"Anlar ayrılık vaktinin geldiğini."(28)
"Ve bacak bacağa dolaşır"(29)
"O gün sevk Rabbin huzurunadır."(30)

Huzura sevk edilmiştir. Kitabı okunmaya başlanır:

Salih amelde bulundu mu?

"Ne sadaka verdi ne de..." (31)

Sadaka bile vermedi öyle mi? Üç kuruş sadaka bile? Peki, dünya malını çok sevdi diyelim. Ama ibadet etti değil mi? İbadetlerini layıkıyla yerine getirdi?

"Ne sadaka verdi, ne namaz kıldı."(31)

Namaz da kılmadı demek. Ama îman etmiştir en azından. Îman etti mi? Hakikati doğruladı mi?

"Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti."(32)

Ama en en en azından kötü hissetmiştir bunları yaparken. Vicdâni sızlamıştır. Zerre miktarınca kalbi bir cız etmiştir. Bir pişmanlık hissetmiştir? Boynunu bükmüştür.

"Sonra da çalım sata sata ailesine gitti."(33)

Evlâ leke fe-evlâ(34)

Śumme evlâ leke fe-evlâ(35)
10 Eylül 2021 02:14
ÂlâLeyl Onların adalet dedikleri örümcek ağından ibaret. Delik deşik. Zalimler kanunlardaki o deliklerden o açıklardan girip kendilerine çıkar sağlıyor. Ağın nasıl örüldüğünü bilen küçük örümcekler o adaletteki boşluklarda dans ediyor. Ve yeterince büyükse, güçlüyse zalim o ağı parçalayıp geçiyor, ağ güçlüyü yakalamıyor!

Bize 114 sur verdi Allâh. Delinemez, aşılamaz en ufak bir açığı en ufak bir çatlağı bulunmayan surlar. Ne kadar büyük ne kadar güçlü olursa olsun suçluyu kıskıvrak kuşatacak surlar! Suçlu ile suçsuzu bal arısı ile kan emiciyi ayırt edebilen surlar! Velakin biz ayetleri birer birer söktük. Bu ayete gerek yok istediğinizi yiyip içebilirsiniz istediğiniz gibi gezebilir istediğiniz ile istediğinizi yapabilirsiniz dedik. Ayetleri birer birer söktük. Gedikler açtık surlarda. Batıya kulak verdik. Dediler ki "Şu ayet çok sıkı duruyor gevşetin!" derhal gevşettik. Sonra o gediklerden girdiler ülkemize. O gevşek ayetlerin arasından süzüldüler. Bizleri paramparça ettiler. Düşman bizim kendi ellerimizle açtığımız gediklerden geldi! Sonra şaşırdık. Sonra "Allah biz müslümanları neden korumadı," dedik. Oysa Allâh korunmamız için bize 114 sur vermişti. Biz kendi ellerimizle o surları delik deşik etmiştik. Oysa Allâh bize rahmet etmişti ama biz Allâh'ın rahmetine ihanet etmiştik. Sonra bizi koruyacak yeni bir sistem kurmak istedik. (Haşa) Allâh'ın surları bizi koruyamıyor, dedik. Batı yükseltti sesini: "Bizim kanunlarımız yüksek medeniyetimizin eseri. Bizim kanunlarımızı alın ve bizim kanunlarımızla koruyun kendinizi." Allâh'ın surlarını terk ettik ve batının kanunlarını aldık. Allâh'ı koruyucu velî edinmek yerine onları veli edindik ve kendi sistemimizi ördük.

Ankebût 41: Allah'tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi.

Şimdi delik deşik kanunlarımızla övünüyoruz. Hem kan emiciyi hem bal arısını ayırt etmeden yakalayan kanunlarımıza bakıp şaşırmıyoruz. Güçlünün kanunları yırtıp geçmesi normalimiz olmuş. Güçlü birini parmaklıklar ardında görünce asıl şaşırıyoruz.

Aratın Google'dan ve dünyanın en büyük kurumu Birleşmiş Milletler'in sembolüne bakın. İki dal arasında ne var? Ve taşıyın peygamberin bir başına tek tek taşıyıp inşa ettiği taşları. İnşa edilmeyi bekleyen 114 sur var.
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.