08 Kasım 2019 23:02 | |
Hâdimul İslam |
Almanya'nın başkenti Berlin'de 2015 yılında düzenlenen ‘Jugend forscht’ (Gençlik Yarışıyor) adlı yarışmaya katılan Suriye asıllı Maher Beru, çörekoutunun mantara karşı etkili olduğunu ispat ederek birinci oldu. NasılmI? ?? “Şu çörek otunu kullanmaya devam edin, çünkü onda ölümden başka her hastalığa şifa vardır.” hadisinden yola çıkan lise öğrencisi Beru, yaptığı deney ile bakterileri olmasa da mantarı yok etmiş. Yaptığı dört deneyle çörekotu yağının mantarı öldürdüğünü, bakterileri öldürmese de bağışıklık sistemini bakterilere karşı koruduğunu ispatlayan 14 yaşındaki öğrenciyle ilgili şu açıklama yapıldı: "Maher Beru, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) çörek otunun iyileştirme gücü ile ilgili hadisinin doğruluğunu araştırdı. Haklı olarak mikrobiyolojik analiz metotlarını seçti ve çörekotunun fungusit özelliğini teşhis etti. Çörekotunun antibakteriyel etkisiyle ilgili hipotezler ispatlanmamıştı. Çalışmasını bilimsel açıdan en doğru yöntemlerle gerçekleştirdi ve sözlü ve yazılı anlatımıyla jürinin ‘mükemmel’ değerlendirmesinde bulunmasını sağlayarak biyoloji alanında eyalet birincisi seçildi.” . |
05Haziran 2009 10:31 | |
NUR | Bir Hadis-i Şerif, Bir Deney Prof. Dr. Osman ÖZSOY Çalışmayı yürüten araştırmacılar denek grubu olarak yemeğe 5-6 kişi davet ettiler. Denekler aynı zamanda araştırmacıların tanıdıkları... Fakat katılımcılar yemeğe davetli olmakla beraber bir araştmada denek olarak kullanıldıklarının da farkında değiller. Araştırmacılar denekler gelmeden önce sofraya özel bir sistem kurdular. Ortaya konulan büyükçe çorba tabağının altını önceden delmişler ve özel bir sistemle çorba eksildikçe tamamlamasını sağlayacak mekanizma kurmuşlar. Tabi bundan deneklerin haberi yok. Uzunca bir süre çorbaya kaşık salladılar... Demiştik ya bunlar birbirini tanıyan kişiler. Araştırmayı yürüten ev sahibi durumundaki kişiler davetlilere, “eh artık yetiversin, doydunuz artık, çok yediniz, fazla yemek sağlığa zararlıdır ” diye takıldılar. Onlar da dediler ki, “yahu ne doyması, çorbanı bile yarısı hala duruyor...” Araştırmayı yürütenler çalışmadan elde etmeyi düşündükleri sonucu görmenin keyfi ile kahkahayı patlattılar ve onlara gerçeği açıkladılar. Meğer çorba eksildikçe özel mekanizma alttan takviye ettiği için o vakte kadar koca 3 tabak dolusu çorba yemişler. Ama tabaktaki çorba bitmediği için hiçbir zaman yeterince yemiş gibi bir hisse de kapılmamışlar... Gelelim hadis-i şerife... Deneyi izlerken aklıma, hadis kitaplarının rızık bölümlerinde geçen o meşhur hadis-i şerif geldi... Neydi o hadis-i şerif: “Muhakkak ki bir kişilik yemek iki kişiye, iki kişilik yemek de üç ve dört kişiye yeter. Dört kişilik yemek de beş-altı kişiye yeter.” Meğer sofradakiler yemeleri gerekenden 3 kat fazla yedikleri halde tokluk hissine kapılmamışlar ya, işte yukarıdaki hadis-i şerif bu durumumu anlamamızı daha da kolaylaştıyor. Kısacası sofralarımızdaki yemekle o sırada bulunanların iki katı insan doyabilir. Sofralar açmak ve paylaşmak lazım. İşin tam da bu noktasında Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in, gıda krizinin küresel bir sorun olarak gündemini koruduğu şu günlerde dile getirdiği, zayıflamaya harcanan parayla 850 Milyon aç insanı doyurmanın mümkün olduğu tespitini hatırlamamak mümkün mü? Rızıkta problem yok. Dağılımda problem var. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|