27 Ocak 2020 17:22 | |||
ÂlâLeyl |
Fatiha "açan" "açmak" "açılış" kuranın açılışı gibi manaları var. İlk sûre olması nedeniyle böyle. Peki. Ya son sûre olan Nas süresinin ""Kapatan" "Kapanış" ya da benzeri "Unutan, unutuş" gibi manaları var mı? Veya Fatiha gibi "Açıklık, açık ve kesin yargı." gibi manaları var mı? Yalnız sana ibadet ederiz derken ne demek istiyoruz? Ibadetin manalarından biri de kölelik etmek değil mi? Yalnız Allah'a kölelik edecek isek bu, o zamanki kölelik sisteminin parçalanması demek değil mi? Rab/sahip olarak yalnız Allah'a mı kölelik edeceğiz? Firavun "en ala rabbiniz ben değil miyim" diye sorarken ne demek istiyor? Kölelerin sahipleri var. Sahipler de kralın kölesi. Yani Firavun da en üstteki sahip mi zannediyor kendini. Sahiplerin sahibi? Neden Allah'tan başka Rab/Sahip Yoktur demiyoruz? Kur'an da böyle bir şey geçiyor mu? Yevmiddin ne demek? Dinin manalarından biri borç demekse "Borç Günü" manasına mı geliyor? Peki Allah katında borç ne? İslamın bir manası da tam bir köle gibi tam teslimiyet mi? Benim borcumu/dinimi bir başkası ödeyemez mi? Ben Allah'ın kölesiysem çalışıp kazandığım hiç bir şey yok mu? Kazandığım rızık da mı Allah'ın? Bir köle gibi sahibimin izin verdiklerini mi tüketebilirim? Yani benim hiç bir şeyim yok ve olamaz mı? Ben bir köle miyim? O zaman ben neyi dert ediniyorum? Sahibim benim ihtiyaçlarımı karşılamaz mı? Rabbim benim rızkımı vermez mi? "Rızkı dert edinin" diyor mu Rabbimiz? "Ben vermeyeceğim siz çalışacaksınız" diyor mu Rabbimiz? Peki ya din islamsa. Borç tam teslimiyetse. Sizin dininiz/borcunuz size benim dinim/borcum bana derken ne kastediyoruz? Onlar başkalarına mı borçlu hissediyorlar kendilerini? Başkaları için mi "Olmasaydın olmazdık?" diyorlar? Bizim Rabbimiz kim? Daha çok sorum var. Cevaplar için şimdiden teşekkürler. | ||
22 Ocak 2020 00:34 | |||
Mihrinaz | Alıntı:
Alıntı:
Emeği geçen herkesten Rabbim ebeden razı olsun cennetinde ağırlasın. | ||
01 Mayıs 2014 01:27 | |||
Tuba_ | Cevap: Fatiha Suresi-GİRİŞ Çok faydalı bir çalışma olmuş devamını bekleriz hocam ![]() | ||
22 Kasım 2013 14:25 | |||
Mihrinaz | Cevap: Fatiha Suresi-GİRİŞ [QUOTE=Yitiksevda;95414] Hamd, alemlerin Rabbi Allah içindir. Bütün coşku ile övgüler, yüceliği sınırsız kudreti kemali, yoktan var eden, ezel ve ebed sahibi, efendisi, terbiye edicisi, besleyicisi bütün hamd ve övgülere layık olan Alemlerin rabbinedir. Yalnız ona ibadet ettiğimiz için yalnız ondan isteriz, bütün hacetlerimizi ileteceğimiz yegane makam sahibi tüm isteklerimize karşılıksız nimetler sunan ve bu nimetler karşılığında yalnızca şükrümüzü ona kulluğumuz ifade etmekten başka bir şey istemeyen ve hadsiz nimetlerine ne kadar şükretsek bir gözün dahi bedelini ödüyemiyeceğimiz fıtratımıza en yüce özelliği bahşeden Alemlerin rabbi için. Her gün kılmış olduğumuz namazlarımızda Hamdin idrakine varabilir ve o doğrultuda hayatımızı ikame edebilir isek gerçek manada Allah’a hamdimizi sunmaya başlamış oluruz. Allah’tan başka hiçbir varlığa kulluk yapılmayacağını, bizlere bahşettiği nimetlere karşı ne kadar ibadet edersek edelim ödenmeyeceğini bilmeliyiz. Tüm noksan sıfatlardan Münezzeh olan yüce Rabbimizi memnun olacağı ve layık olduğu şekilde verdiği tüm nimetlere razı olup isyan etmeden hamdimizi yapabiliriz. Başımıza bir kötülük geldiği zaman onu Allah’a mal etmeden kendi yapıp ettiklerimizin sonucu olduğunu idrak etmeliyiz. Güzel bir şey ile karşılaştığımız zaman onu Allah’ın lütfu nimeti olarak gördüğümüz gibi kötülüklerde ise kendimizi sorgulamalıyız kaderci anlayıştan sıyrılıp eşrefi mahlukat olmamıza vesile olan Aklı kullanarak vahyin emirleri ile pekiştirerek kulluğumuzu en üst seviyede hamd ve şükür ederek ifa edebilmektir hamd. Hamd: Kavramını güncel hayat bazında düşünelim: Sosyal hayattan uzak bir hamd kavramı ne kadar Hamdi yerine getirdiğimize örnek olsun. Bizler hamd ederken karnımız tok, evimiz lüks, arabamız lüks, işimiz lüks vs ve hamd üstüne hamd ediyoruz. Ama etrafımıza hiç bakmadan karnımız tok nede olsa komşumuz aç kalmışsa çokta önemli değil! Allah’a hamd ederken Allah’ın ilahi vahyinde esas olan haklar bazında hamd etmemize vesile olacak hususları ne kadar umursuyoruz bunu hamd kavramı şükür kavramı içinde çok derin düşünmeliyiz. Yılda bir defa dahi evine et girmeyen, bizlerin çöplere döktüğü yemek artıklarını dahi bulamayan bir toplum içerisinde bunlara karşı vazifelerimizi idrak etmediğimiz sürece yapmış olduğumuz ve yapacağımız HAMD kavramını sorgulamamız gerekir Hamda Allah’ın bahşettiği tüm nimetler karşılığı hakkıyla Allah’ı övgüler sunduğumuz an bu bize bahşettiği nimetlerde başkalarının da haklarının olduğunu da idrak edelim.Allah bizleri kendisine hakkı ile Hamd eden ve Yalnızca Allah’a kulluk eden Salihlerden akıl sahiplerinde ve komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir emrini anlayarak gönüllerimizi kendine çevirsin sorumluluklarımız unutmayalım… ![]() | ||
22 Kasım 2013 13:25 | |||
Mihrinaz | Cevap: Fatiha Suresi-GİRİŞ allah razı olsun hocam..aynen dediğiniz gibi yaptım..sesli okuyunca bile anlamdığım yerleri anlayabildiğimi farkettim..teşekkürler kıymetli öneriniz için... | ||
21 Kasım 2013 18:14 | |||
FECR | Cevap: Fatiha Suresi-GİRİŞ Not alarak çalışmak faydalı olur, devam edin. Ayrıca not aldıklarınızı sık sık okuyun, hatta başkalarına anlatın. Anlata anlata, anlama ve anlatma kabiliyeti gelişir.Anlatacak hiç kimse bulamazsanız , tek başınıza sesli olarak kendinize anlatın ![]() | ||
21 Kasım 2013 13:00 | |||
Mihrinaz | Cevap: Fatiha Suresi-GİRİŞ yalnız ben not alarak çalışma yapayım dedim...3 kaynak üzerinden..fizilal,hayat kitabı kuran islamoğlunun,birde fecr hocamın paylaştığı tefsirvar.sadecefatiha 8 sayfa not almışım..bakara suresinden nasıl çıkarım bakalım ![]() sizler ne dersiniz not alarak işin içinden çıkamazmıyım..bazen bu şekilde düşünüyorum...ama genel olarak düşüncem..yazarak daha iyi kavrıyorum..istişare edecek bir gurubum omadığı için not almak sanki daha kalıcı gibi..n e dersiniz.. | ||
21 Kasım 2013 12:55 | |||
Mihrinaz | Cevap: Fatiha Suresi-GİRİŞ buralar derya deniz ![]() | ||
10 Ağustos 2010 19:52 | |||
Abdulhamit 1 | FATİHA SURESİNİN TEFSİRİNİ BİR HADİS-ŞERİF İLE SONLANDIRMAK İSTİYORUM. ALLAH DER Kİ,"Namazı kulumla aramda ikiye ayırdım Yarısı benim, yarısı kulumundur Kuluma istediği verilecektir. Kul; "Elhamdülillâhi rabbil âlemîn" dediği zaman Allah: "Kulum bana hamd etti, senada bulundu" der Kul: "Errahmânirrahîm" deyince, Allah: "Kulum beni övdü" der Kul: "Mâliki yevmi'd-dîn" dediği zaman, Allah: "Kulum beni yüceltti" der. Kul: "İyyâkena'büdü ve iyyâke nesteîn" dediği zaman, Allah: "Bu benimle kulum arasındadır, artık kulum ne isterse verilecektir" der. Kul: "İhdine's-sırada'l-müstekîme sırata'llezîne enamte aleyhim ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve leddâllin" dediği zaman Allah: "İşte bu, yalnızca kulum içindir; kulumun isteği yerine gelecektir" der " | ||
09 Ağustos 2010 19:11 | |||
Abdulhamit 1 | İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme). Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn Bizi doğru yola ilet. Doğru yol hangi yoldur ? Doğru yol Allahın belirlediği yoldur ki, bunun adı islamiyettir. İslamın hükümleri ,tavsiyeleri ve emirlerdir. O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine azap duyulmuşların ve sapıklıkta kalmışların yolu değil. NİMET VERİLENLER KİMLERDİR ? Kİ EN BÜYÜK NİMET ALLAHA GİDEN YOLU BİLMEK VE O YOLDA OLMAK DEĞİL MİDİR ? NİMET VERİLENLERİN YOLUNU KURAN ŞÖYLE AÇIKLAR. İsa nimet verilmiş yani Vahiyle muhatap kılınmış bir kuldu: Meryem'in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu. (Zuhruf 43/59) “Karınca vadisine varınca, bir karınca, "Ey karıncalar, yuvalarınıza giriniz ki Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler." Süleyman, onun sözüne hafifçe güldü ve: "Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükürde, hoşnut olacağın işi yapmakta beni muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kullarının arasına koy" dedi.” (Neml 27/18-19) İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.” (Şuara 26/75-83) Gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil" derken, tevhit inancı karşıtlarından ayrıldığımızı ve her türlü batıl inançtan uzak durarak, Allah'ın yardımını gönülden istediğimizi dile getiriyoruz. ALLAH, müslümanların aleyhine çalışan münafık ve müşriklere gazab etmiştir.(48/6), Rabbimiz günahları içinde boğularak tevbe kıyısına dönüş imkanı kalmayan kişilerin gazap edilenlerden olacaklarını belirtmektedir: Hayır öyle değil; kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler; cehennemlikler işte onlardır. Onlar orada temellidirler. (Bakara 2/81) Kendilerine kitap verilmiş olanların, puta ve şeytana kanıp, inkar edenlere: "Bunlar, inananlardan daha doğru yoldadırlar" dediklerini görmedin mi? İşte, Allah'ın lanetledikleri (uzaklaştırdıkları) onlardır. Allah'ın lanetlediği kişiye asla yardımcı bulamayacaksın.” (Nisa 4/51-52) İman’ı değil İnkarı seçmekte insanları bu gruba dahil eder: Ama inkar edenlere, "Allah'ın gazabı, sizin birbirinize olan öfkenizden daha büyüktür; imana çağrıldığınızda inkar ederdiniz" diye seslenilir. (Mü’min 40/10) İman’dan sonra mürted olup İslami mücadeleden dönen kişiler de bu gruba girerler: Kalbi imanla dolu olduğu halde (inkara) zorlanan dışında, imandan sonra inkara göğsünü açıp ALLAH'ı inkar edenler ALLAH'tan bir gazabı hakketmişlerdir ve onlar için büyük bir azap vardır. (Nahl 16/106) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yeyiniz, bu hususta taşkınlık ve nankörlük de etmeyiniz; sonra sizi gazabım çarpar. Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir." (Ta-ha 20/81) Tevhid davetini kabul ettikten sonra Allah hakkında tartışan kimselere (Bknz. Hacc 22/8) Allah gazab eder. "Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır." (Şura 42/16) ALLAH’ın dosdoğru yolundan (Sırat’al Mustakim)’den alıkoyanlar da iyilikten ve sonucu esenlik yurdu cennetten uzaklaştırılmışlardır: Şüphesiz, inkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar gerçekten uzak bir sapıklıkla sapmışlardır. (Nisâ 4/167). Allahın gazab ettiklerini dost edinmemek gerekir: "Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar."(Mücadele 58/14) “Veleddallîn” yani Dalalette olanlar tanımlaması Gazaba uğrayan bilinçli sapkınlardan farklı bir insan grubunu belirtmektedir. Bu grup yolun ne olduğunu bilmemekte, şaşkın biçimde karanlıkta, yolsuz kalmaktadır. Ey İman edenler! ALLAH'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve daha önceden indirdiği kitaplara inanın. Kim ALLAH'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse büsbütün kaybolmuş yolunu şaşırmış olur.” (Nisa 4/136 ) | ||
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|