Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları > Kur’an’a göre resûl ve nebi kavramları

Konu Başlıkları: Kur’an’a göre resûl ve nebi kavramları Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
23 Kasım 2010 03:26
BEDİİ HAMİT RESUL VE NEBİ EŞ ANLAMLI KELİMELER DEĞİL FAKAT HEPSİ AYNI ZATI İŞARET EDER. AYNI PEYGAMBERİN HER İKİ VASFIDIR.

NEBİ VE RESUL AYNIDIR. AYNI ZATI DEĞİŞİK SIFATLARIYLA İŞARET EDER

Geleneksel anlayışın dışında bugün yeniden Kur’an çerçevesinde “Nebi-Resul” kavramları yeniden ele alınmalıdır. Kadim geleneksel bakış açısında bu iki kavrama yakınlaştırıcı değil, farklılıkları derinleştirici bir anlam yüklenmiştir: “Her resul nebîdir, fakat, her nebî resul değildir.” Bu anlayışa göre, nebî ve resul arasında fark vardır: “Nebî, Allah’tan vahiy getiren ya da kendisine melek vasıtasıyla vahyedilen; resul ise, yeni bir şeriat getiren ya da önceki şeriatlerin hükümlerinin bir kısmını nesheden kimsedir.”

Halbuki bu iki kavram arasındaki fark, gramer bakımındandır, Kitap ya da şeriat verilme bakımından değildir. Nebî ve resul kelimelerine Kur’an’ın bütünlüğü açısından baktığımız zaman kavramsal bir farkın gözetilmediği görülür. Kur’an’da birçok âyette “Nebî” kavramına Kitap nispet edilmiştir. (Bakara, 247; Âl-i İmran, 81).

Dolayısıyla “Nebî” Kitap ve şeriat almayan, kendisinden önceki resulün şeriatını uygulayan demek, doğru bir tanım değildir. Çünkü Kur’an, “şu peygamber resuldür, şu peygamber nebidir” şeklinde bir ayırım yapmamaktadır. Her peygamber vahiy alır ve onu duyurur.Vahiysiz peygamberlik olmaz. Nebîlik ve resullük gibi bu iki vasıf, bütün peygamberlerde mündemiçtir. Geleneksel tanımlamaların aksine, Kur’an’ın bütünlüğü gözönünde tutulduğu taktirde, “Her nebi resuldür, Her resul de nebîdir” sonucuna ulaşılır. Ahzap Sûresi’nun 40 ayetiyle resulluk ve nebilik de sona ermiştir.

Alıntıdır
23 Kasım 2010 00:23
BEDİİ HAMİT
Sonuç : Nebi haber alan vahiy alan, Allahtan haber getiren ,Allahla iletişim halinde olan Resul ise aldığı bu haberi kullara duyuran ve tebliğ eden kimsedir. Görüldüğü gibi Resul ve Nebi kelimeleri arasında pek az detay vardır.

Kuran ayni zatı fakli kelimelerle tanimlar. Istilahi acidan dusunursek Kuran anlam dairesinde Nebi Vahiy haberini getirendir. Resul vahiy mesajini BİR BAŞKASINA ( Toplumlara ) İLETENDİR.

Resul ve Nebi madolyonun iki yüzü gibi. Ayrılmaz bir bütün. Özel göreve atanmış tek bir insanın iki farklı fonksiyonuna verilen isim .

Bu seçilmiş insanın iki iletişim kanalı mevcut. Bizimle ve Allah ile. Olayın Peygamberden bize bakan yönünün adı Resullük, Allah'tan peygambere bakan yönünün adı ise Nebi'lik.

Kişi Nebi olmadan yani Allah'tan haber almadan Resullah olamaz. Resullah olan her insan da mutlaka Allah'tan özel kanal ile haber almaktadır. Bir bütünün iki parçası...

O halde her Nebi resul ve her Resul da Nebidir ve her ikisi de peygamberdir.

Yalnız her Resul Resulllah değildir. Her vahiy alan da Nebi değildir.

Kur'anda sıradan insanların resullerinden yani elçilerinden de bahsedilir. Melek elçilerden de.

Vahiy alan Hz. Musa'nın annesinden, Hz. İsa'nın havarilerinden de bahsedilir.

Kişi Allah'tan bireysel değil kurumsal vahiy almalıdır ki ünvanı Nebi olsun. Haliyle elçi de olmuş olsun.

Bazılarının şöyle bir iddiası var: Son bulan Nebiliktir, Resulllahlık değil. Ve hemen ardından kendi Resullerini Resulllah olarak etiketliyorlar. İnanmayanları da gafiller...

ŞARTEL KAPATILDI

Evet ayette Nebiliğin Hz. Muhammed ile sona erdiği belirtiliyor.

Ahzab 40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.

Fakat zaten "Nebilerin sonuncusu" denilmesi anlamlıdır.

Çünkü şartel yukarıdan kapatılmaktadır.

Elektrik merkezden kesilmektedir. Nebilik varsa Resullük anlam kazanmaktadır. Nebilik mekanizmasının sonlandırılması demek Resullüğün de otomatikman sonlandırılması demektir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEDİİ HAMİT


13 Kasım 2010 18:03
BEDİİ HAMİT
Alıntı:
Kuranda Resul ve Nebi kavramları eş anlamlı olarak birbirinin yerine kullanılmıştır diyerekten de kavram kargaşası yapmayalım. Eğer Resul ve Nebinin her ikisi de eş anlamlı ise diğer kavramlara ihtiyaç duyulmaz tek kavramla herşey anlatılırdı
Nebi ile resul kavramları birbirleriyle içiçe kavramlardır. Her Nebi bir Resuldur ve her Resulde bir Nebidir. Yani biri olmayınca diğeri de olmuyor. Hemen hemen aynı anlama gelmektedir. Peki O halde Madem ki aynı anlama gelmektedir Kuran bu iki kelimeyi neden ayırmış aynı kelimlerele değil de farklı kelimelerle izah etmiş ?

Resul Allah tarafından görevlendirilmiş elçi olanlardır...
Bunlar insan cin veya meleklerden olabilir.Nebi Allahın kendisiyle iletişim halinde olduğu kimsedir.
Nebilik Risaletin tabii bir parçası olunca ki,Allah, Resulu ile iletişim halinde olduğuna göre Zorunlu olarak Resul haliyle Nebi olmak zorundadır.

Bu diğer bir ifadeyle Her Resul tabii olarak Nebidir ancak her Nebi de Resuldur....

Kur'anda farklı bir kelime varsa onun mutlaka bir farklı anlamı vardır...

O kelimeyi oradan çıkarırsanız büyük bir eksilik etmiş olursunuz...

Nebe kelimesi lügatte önemli haber manasına gelir. Nebi de haberci manasındadır. Nübüvvet yani peygamberlik ise Allahın kendisine yüklemiş olduğu ilahi haber ve şeriatı insanlara taşıma, onlara bildirme görevidir. Nebi müstakil olarak haberin sahibidir. Haberi yüklendiğinde nebi olur. İnsanlara gönderildiğinde ise resul adını da alır.

Tebliğ, Nebi ile Resulun müşterek vasfıdır. Tebliğ, nebi ile resulun müşterek vasfı olduğuna göre her Resul Nebidir ve her Resul de Nebidir. O bakımdan kuran da hem resul ve hem de nebi için peygamber anlamı da çıkar.

Kur'an ve hadislerde çok defa resul ile nebi kelimeleri -mefhumları arasında bir fark belirtilmeden-birbiri yerine kullanılmıştır.

Kur'an-ı Kerim'de bir ayette nebi kelimesi resul kelimesine atf olunur:

"Biz senden evvel hiç bir resul ve hiç bir nebi göndermedik ki... ' (el-Hacc: 22/52 )

Sonuç : Nebi haber alan vahiy alan, allahtan haber getiren ,Allahla iletişim halinde olan Resul ise aldığı bu haberi kullara duyuran ve tebliğ eden kimsedir. Görüldüğü gibi aralarında pek az detay vardır.

O halde her Nebi resul ve her Resul da Nebidir ve her ikisi de peygamberdir.

Yalnız her Resul Resulullah değildir. Her vahiy alan da Nebi değildir.


Devam edeceğim







12 Kasım 2010 17:47
BEDİİ HAMİT Bakara (136) Nebilerin hiç biri arasında ayrım yapmayız.(mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum)

Bakara (285) Elçilerin hiç birisi arasında ayırım yapmayız. (nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî),

Resullerden kimisini kimisine üstün kıldık.) [Bekara 253]

(Nebilerden bazısını bazısından üstün kıldık.) [İsra 55]

Yukarıdaki ayetler aynı manada değil midir ?

EVET AYETLER AYNI ANLAM VE MANADADIR.

Yukarıdaki Ayetler farklı manada anlaşılırsa sanki peygamberlerden nebi ve resul olanlar birbirinden farklı ikiye ayrılmış, sanki resul ve nebi birbirinden iki farklı kavrammış, .Sanki peygamberlerden resul ve nebi olanlar ikiye ayrılmış gibi hem resullerin kendi arasından kimisi kimisene üstündür. Nebilerde kendi aralarından kimisi kimilere üstündür bu anlam mı çıkar yoksa bunların hepsi aynı zatlar olarak hem resul ve hem de nebi olarak aynı kişiler değil midir.

Allah’ın Kur’an’da Peygamberlere hitabında, bazen yalnız Resûl bazen de yalnız Nebi diye hitap etmesi onların aynı zamanda hem Resûl hem de Nebi olmadıkları manasında değildir, zaten onların aynı zamanda hem Resûl hem de Nebi olduklarının Kur’an öğretisiyle bilinen bir durum olmasından dolayıdır.
Dini Tebliğ olayında Resûllük ve Nebilik iki ayrı şahsiyet olsaydı bir şahısta birleşmezdi, halbuki Kur’an ayetlerinde her iki kavramın aynı şahısta birleştiğini görüyoruz,

Resulun iletişim kanalı nebiliktir..Bu kesin .Resul Allah ile iletişimde bulunmadan nasıl görevini yapacak.

Nebilik Resuluğun iletişim kanalı ise resulun da iletişim kanalı nebiliktir.

Resul kesin nebiliği barındırır ise nebi de kesin resulluğu barındır.

devamı var


25 Ekim 2010 17:32
BEDİİ HAMİT Maide 44 ayetinde belirtilen Tevrat indirildikten sonra Allaha teslim olmuş nebilerin kimler olduğunu Enam 83- 89 ayetleri açıklar. Hz. Yunus, Hz. Eyüp, Hz. İlyas, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya.

Enam 83- 89 ayetileriyle isimleri açıkça zikredilen Hz. Yunus, Hz. Eyüp, Hz. İlyas, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya peygamber

Bu peygamberler resul muydu, nebi miydi ? Sadece nebi veya sadece resul mu ? Yoksa her ikisi hem resul ve hem de nebi mi ?

Resul kendisine verilen veya indirilen kitap sahibi ise resulun yeni bir kitabı olacağıdır.
Ayette isimleri zikredilen peygamberler Resul değil, sadece Nebidirler diyenlere ( Nebilere kitap verilmez . Nebi ,resulun kitabını tasdik eder diyenlere ) kuran bu görüşe onay vermiyor.

İşte enam 83-89 ayetleri nebilere de kitap verildiğini apaçık söylüyor.( Bazı resullere verildiği gibi )

EN'AM 89.İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve NÜBÜVVET verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkar ederlerse biz, bunları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.


Ayetlerde görüldüğü gibi isimleri apaçık zikredilen Allahın elçilerine Kitap verilmiş yani Nebilik verilmiştir.Ayetten anlaşılacağı üzere kendilerine kitap verilenlerin nebi olduğu kuran kendisi açıklamaktadır..Kendilerine kitap verilen nebiler nasıl olur da elçilik görevinde bulunmazlar! Her Nebi kendisine verilen kitapla insanlara resullük görevi yapmakla yükümlüdür .

Nebilerin kitapla elçilik yapması Resullük Görevi değilse nedir ? Resul olma nebinin görevi değil midir ? Görevidir.

Maide 44 ayetinde zikredilen nebilerin aynı zamanda Bakara 87 ayeti ile ifade edilen resulerden olması pek muhtemel. Bakara 37 ayeti musadan sonra gönderilen resuller derken, maide 44 te bunların bazılarının kim olduklarını hem de nebi kimlikleriyle sayarak açıklar. Çünkü Resul ve Nebi arasında bir fark yok.

Kuranda Resul ve Nebi kavramları eş anlamlı olarak birbirinin yerine kullanılmıştır diyerekten de kavram kargaşası yapmayalım. Eğer Resul ve Nebinin her ikisi de eş anlamlı ise diğer kavramlara ihtiyaç duyulmaz tek kavramla herşey anlatılırdı .

RESUL VE NEBİ EŞ ANLAMLI KELİMELER DEĞİL FAKAT HEPSİ AYNI ZATI İŞARET EDER. AYNI PEYGAMBERİN HER İKİ VASFIDIR

DEVAMI VAR




22 Ekim 2010 17:27
BEDİİ HAMİT Dikkatimi çeken MAİDE 44 , ENAM 89 Ve BAKARA 87 ayetlerinin birbirleriyle son derece alakalı olduğu ve birbirini tefsir ettiğidir. Paylaşmak isterim.

BAKARA 87.Yemin olsun ki, Musa'ya Kitap'ı verdik.Ve arkasından da resuller gönderdik.Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik.Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı birşey getirdiğinde her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz.

SORU: Resul kendisine kitap verilen ise Bakara 87 ayeti hz Musanın arkasından da da resuler gönderilidiği söylüyor. kim bu resuller ? Ve resullere verilen kitaplar hangileridir. Bir tek hz davuta verilen zeburu nisa 163 ayeti ile biliyoruz. Ayrıca her kavme resuller gönderildiğini MU'MİNUN 44 ayeti ile bildirmekte, her kavme ard arda gönderilen ve musanın arkasından da gelen resuller yeni bir kitapla mı gelmişti. Yoksa önceki resul veya nebinin kitabını tebliğ edip onunla mı amel etmiştir.?

MAİDE 44 AYETİ BAKARA 87 AYETİNİ ŞÖYLE TEFSİR EDER.

MAİDE 44:
Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.

TEVRATTAN SONRA NEBİLERE KİTAP VERİLMEMİŞ OLUP, TEVRAT İLE HÜKÜM VERDİKLERİ BU AYETLE AÇIKTIR.

HALBUKİ ENAM 83-89 AYETLERİ DE TEVRATTAN SONRA NEBİLERE KİTAP VERİLDİĞİNİ AÇIK SÖYLEMEKTE.

İki ayet arasında çelişki mi var. Olmayacağına göre resul ve nebinin anlamı nasıl anlaşılmalı, aralarındaki fark nedir. Aralarında fark var mıdır ?

ENAM 83-89 AYETLERİNDE Musadan sonra gönderilen nebiler arasında Hz. Yunus, Hz. Eyüp, Hz. İlyas, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya da var . Ve bu sayılan isimlere kitap verildiği söylenmekte

Bakara 87 ayeti ne söylüyordu? ......Musa'ya Kitap'ı verdik.Ve arkasından da resuller gönderdik...

Bakara 87 ayetiyle Musanın arkasından Resullerin gönderildiği kesindir. Şayet Resul kendisine kitap verilen ise nebi de kitap verilmeyen ise ( Yani bu tanım doğru ise ) Musadan sonra gelen resullere kitap indirileceği, resullerin herbirinin yeni bir kitabı olacağıdır.Yani Tevratın haricinde , Tevratı onaylayan bir başka kitapla geleceklerdir.Tevratın haricinde , tevratı onaylayan bir başka kitapla (zebur ile ) gelen hz davuttan bir başka resul olduğunu biliyor muyuz

Musadan sonra gönderilen Resuller Tevratla HÜKÜM VERMEMİŞLER MİYDİ ?..
vermiş iseler bunlar aynı zamanda nebi olmalı..

O HALDE NEDİR ARALARINDAKİ FARK ? İŞTE AYETLERİN BİLDİRİMİ İLE ARALARINDA HİÇBİR YOK.

MAİDE 44:....Allah’a teslim olmuş nebiler, onunla ( Tevratla ) yahudilere hüküm verirlerdi. .

Musadan sonra gönderilen Nebilerin Tevratla hüküm verdikleri ayetle sabittir.

Bakara 87 ......Musa'ya Kitap'ı verdik.Ve arkasından da resuller gönderdik...Musadan sonra gönderilen Resullerin de Tevratla hüküm verdikleri açık.

Bu Nebilerin herbiri aynı zamanda Resul. Her Resul daima yeni bir kitapla gelmez. Nebiye indirilen kitabı doğrulayan onunla amel eden Resuller olduğu gibi Resule indirilen kitabı tasdik eden ve onunla amel eden Nebiler de vardır.

20 Ekim 2010 19:28
BEDİİ HAMİT Ali imran-81 ayetine de bakalım. Ki farklı görüş sahipleri bu ayetten çıkardıkları yorum ile Resul ve Nebi kavramlarını nasıl anlamışlardır.

Ali imran-81.Ve unutma ki Allah, nebilerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap ve hikmet verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.

AKSİ GÖRÜŞTEN İKİ FARKLI YORUM

O halde resul, Nebilere verilen ve insanların elinde olan kitabı doğrulayan demektir. Rahman ve rahim olan Allahın yaptığı tanım budur.

Diyenlere soralım.Rahman ve rahim olan Allahın yaptığı tanım gerçekten bu mudur ? Allahüalem

Ali imran 81 ayetinde Allahın yaptığı tanım bu değildir diyenler ayeti daha değişik Ali imran 39 ayeti ile şöyle açıklarlar.

Ali imran 39 ayeti: Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, “Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve salihlerden bir nebi-peygamber olarak Yahya’yı müjdeler” diye seslendiler.

Dikkat ayet ne diyor ? Gelen nebi ne amaçla ve niçin geliyor ? Ayet isayı doğrulayıcı olarak geliyor diyor. O halde Nebi önceki resulun veya aynı anda yaşayan resulun doğrulayıcısı tasdikcisi ve yardımcısıdır.

Ali imran-81 ayetine göre iki şahsiyeti (Hem Resul ve nebiliği ) bünyesinde barındıran Resullere, Nebiler yardım edecek..Bir taraftan Resul+ Nebi öbür tarafta sadece nebi var...Ve bunlar bir nevi muavin/yardımcı....

Ayette belirtilen ona yardım edeceksiniz ifadesinden Nebi rasüle yardım eder onu doğrular, anlamı çıkmaktadır.
DERLER

Bu ayetin yorumuna katılmayıp aksini savunanlar da derler ki resul yeni şeriat getirmez ancak önce gelen nebinin kitabını doğrulamak için gelir. Yani nebiyi doğrulayan ve vahiy alan kişi resuldür

Ayette tasdik edenin, onlara, onların şeratine uyanların resul olduğu söyleniyor.

Nebilere kitap verildiği açık ve resulünde bu kitapları doğrulayıcı olduğu açıktır. Farklı şekillerde kullanıldığı da açıktır. Nebi ve Reslun eş anlamlı olmadığı açıktır.

Nebilere şahit olun diyor .Nebilerin şahit oldukları Allahın da sizinle beraber şahit olanlardanım dediği nedir?

Nebilerin şahit olduğu İnsanların, sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?» «İkrar ettik» sözleridir. Nebilerde bu olaya şahit tutulmuştur Allah ta bende sizinle beraber şahidim diyerek misakı almıştır.Tüm insanlar nebilerin ellerindekini tasdik eden resul gelince inanacaklarına ve yardım edeceklerine dair söz vermiştir ve hepimiz de bu sözü verdik.
O halde nebiler muavin değiller yoksa nebilerin elindekini destekleyen resul geldiğinde nebiler nasıl gelip inanıp yardım edecekler .Bu olmayacak bir durum olur,bir resul geldiğinde tüm nebilerin inanmak ve yardım etmek için bulunması gerekir

DERLER.

Neden böyle bir yargı sahibidirler ?

Taha (29-32 ) Ayetlerini yorumlayanlar nebinin görevi resule yardımcı olarak destek vermek ve onun şeriatı ile amel etmektir demişlerdir ve bu ayeti delil getirmişlerdir. Madem ki hz harun hz musanın yardımcısı ,destekleyecisi ve doğrulayıcı ise. Nebinin görevi ve özelliği bu olmalı . Ayrıca Hz Harun Resul değildi. Çünkü kitap sadece resule verilir.Kitap Haruna değil musaya verilmişti. Haruna kitap verilmediği için o bir nebi. Hz musaya kitap verildiği için Hz musa Resul ve aynı zamanda nebidir.
DEMİŞLERDİR.

KENDİ GÖRÜŞÜM OLARAK Böyle bir yorum hakikate ters düşmektedir. Çünkü aynı ifadeler hz zekeriya ve hz yahya için de var. Enam 89 ayetine göre de her ikisi nebi idi ve her ikisine de kitap verilmiş nebilerdi. Hz haruna da kitap verilidiğini Saffat 117 ayeti söylemektedir

Meryem 5: Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın) dır. Artık bana kendi katından bir yardımcı armağan et.»

Meryem 5 ayetinin bildirimi ile Hz Zekeriya da Yahyayı Allahtan kendisine yardımcı kılmasını istiyor. Musa da harunu yardımcı olarak istemişti.

Kendisine yardımcı istemek veya resula yardımcı olmak nebi olmanın vasfı mıdır ? Zekeriya da Yahya da nebi peygamberler idi. Ve aynı zamanda Kavimlerine gönderilen birer elçi vasfıyla hem resuller hem de nebi idiler.

ENAM 83-89 SAYMIŞ KİMLERE HANGİ NEBİLERE KİTAP VERDİĞİNİ. Hz süleyman hz davut eyyüp, Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas...........

ENAM-85.Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas..

BUNA GÖRE

ZEKERİYA ,YAHYA ,İLYAS RESUL MU, NEBİ Mİ ?

RESUL İSE RESULUN KİTAPLARI VARDIR (RESULUN KENDİLERİNE VERİLMİŞ KİTAPLARI VARDIR DİYENLERE)

ŞAYET RESUL DEĞİL NEBİ İSELER NEBİLERE KİTAP VERİLMEZ AMA BUNLARA VERİLMİŞ.


Sadece bazı Resullere değil bazı Nebilere de kitap verildiği açıktır.
EN'AM 89.İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve NÜBÜVVET verdiklerimiz.

ENAM 83-89 Ayetlerine göre sayılan isimlere kitap veya suhuf verilmesi gerekiyor ve bu ayete göre Harun'a da verilmiştir ve Harun da Nebidir. Zekeriyaya da ,Yahyaya da kitap veya suhuf veya sahifeler verilmiş.Ve bunlar aynı zamanda Kavimlerine gönderilen birer elçi sıfatıyla Resuldürler.

Ali imran-81 ayetinden anladığım Hem nebiyi doğrulayıcı olarak, hem de nebinin elindeki kitabı doğrulayan bir Rasül gelirse ona inanın ve ona yardım edin denmektedir ayette..

SORU:Nebilere verilen kitabı doğrulayan, onaylayan resul yeni bir kitap sahibi midir ? Yeni bir kitap sahibi olabilir mi ?
Olabilir de peygamberimiz gibi kuran öncekileri onaylar ve doğrular da

Ali imran 81 ayeti de net ve açık olarak nebilere de kitap verildiğini söylemektedir. Kendinden önceki nebiyi ve nebinin kitabını tasdik eden Resul ya kendisine verilmiş yeni bir kitapla da gelebilir .Böylece Elindeki kitap önceki kitapları da tasdik eder.Elinizdekini doğrulayıcı olarak Ya da yeni bir kitapla gelmez nebinin elindeki kitabı tasdik edip doğrular.

Allah resullere olduğu gibi ( Hadid 25 ) Nebilere de açıkça kitap verdiğini Ali İmran 81 ayetiyle söylemektedir. Ve yanlız Ali imran ayetiyle değil, diğer ayetlerde de ( Bakara 213, Enam 83-89 ) söylemektedir.

DİKKAT RESUL VE NEBİ AYRIMINI KURAN YAPMIYOR .

Peygamber olan Her resul aynı zamanda bir nebi ve peygamber olan her nebi de aynı zamanda bir Resuldur. Bunlar Et tırnak gibi içiçedir. Birbirini bütünler. Ayrılmaz bütünlerdir.
18 Ekim 2010 02:22
BEDİİ HAMİT AHZÂB - 7 Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhın ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

MEAL: O zaman ki; Biz, nebîlerden sağlam söz almıştık almıştık. Ve senden ve Hz. Nuh'tan ve Hz. İbrâhîm'den ve Hz. Musa'dan ve Meryemoğlu Hz. İsa'dan ve onlardan ağır bir misak pek sağlam ve kesin söz almıştık.aldık.

Bu nebilerin kimler olduğu açıklanmış yani kimlerden söz alınan nebilerin kim olduğu açıklanmış. Bunların ortak özelliği hepsinin kitap sahibi olmaları dikkatle göze çarpar. Bu nebilerin herbiri aynı zamanda birer Resuldur.

Hazret-i Nuh resul ve nebi idi. (Şuara 107, Araf 61)
Hazret-i İbrahim, resul ve nebi idi. (Al-i İmran 84, Meryem 41)
Hazret-i Musa, resul ve nebi idi. (Meryem 51, Araf 104, Zuhruf 46)
Hazret-i İsa, resul ve nebi idi (Nisa 157, Maide 75)
Hazreti Muhammed, resul ve nebi idi (Ahzâb, 40)


Bunlar,son Peygamberlikten önce gönderilen büyük risaletlerle görevlendirilmiş Peygamberlerdir. "Nuh tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan söz almıştık."Peygamberler içinde (ulul azm) büyük olanlara değiniliyor. Peygamber denilince onun hem resul ve hem de nebi olmasından daha tabii birşey olamaz. Bütün peygamberlerin ortak özellliği her birinin resul ve aynı zamanda bir nebi olmasıdır. Nebi ve resul arasında bu yönden hiçbir fark yoktur. Çünkü, Farklı değil Aynı zatı işaret ederler.

Ali imran-81 ayetine de bakalım ki, farklı görüş sahipleri bu ayetten çıkardıkları yorum ile Resul ve Nebiyi birbirinden farklı olarak nasıl tanımlamışlardır.
18 Ekim 2010 01:32
BEDİİ HAMİT
SORU: Peygamberimiz, Cinlere de gönderilen bir resul muydu ? Eğer Cinlerin de Resulu ise peygamberimiz aynı zamanda cinlerin de peygamberi olmalı

“De ki; Cinlerden bir topluluk Kuran’ı dinleyip şöyle dedikleri bana vahyolundu: ‘Biz hârukulâde bir Kuran dinledik. O doğru yola iletiyor. Ona inandık. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.” (Cin, 1-3.)

SORU: Peygamberimiz Resullah Muhammed ( as ) cinlerin de peygamberi miydi ? Yani onlara da gönderilen bir Resul elçi miydi ?

Cinlerden bir grup topluluğun kurana dinlemeye sevkedildiklerinin Allah tarafından peygambere vahiyle bildirilmiştir.

"Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'i dinlemeleri için sana yöneltmistik. Kur'an'i dinlemeye hazir olunca (birbirlerine) "Susun" demisler, Kur'an'in okunmasi bitince uyaricilar olarak kavimlerine dönmüslerdi. Ey kavmimiz! dediler, dogrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini dogrulayan, hakka ve dogru yola ileten bir kitap dinledik. Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarinizi kismen bagislasin ve sizi aci bir azaptan korusun."(Ahkam Suresi 29-31)

Soru: Cinler arapça biliyorlar mıydı ? Cinler kuran dinlediğine göre arapça biliyorlar mıydı ?

Soru: Cinler de kurandan sorumlu mudur ? Yani kuranın içindeki emir ve yasaklarından sorumlu mudur ? Kuran hem insanlara ve hem de cinlere de mi inmiştir?

Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarinizi kismen bagislasin ve sizi aci bir azaptan korusun.

SORU: Cin topluluğu Allahın davetçisine nasıl uyacak ? Mesela günde 5 vakit namaz mı kılacaklar veya Ramazan ayında oruç mu tutacaklar yoksa kabeyi hac mı edecekler ? Kurban mı kesecekler ?

Ey kavmimiz! dediler, dogrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini dogrulayan, hakka ve dogru yola ileten bir kitap dinledik.

SORU: Ayette Neden Musadan sonra indirilen diyor da İsadan sonra indirilen demiyor ? Bu ayet ifadesi cinlerin daha evvel Tevratı dinleyip, incili dinlemedikleri, Tevrattan sonrada pek harika bir kuran dinlediklerini ortaya koyar mı ?
17 Ekim 2010 19:59
BEDİİ HAMİT
Alıntı:
Yani cinlerin elçilikleride peygamberlerle kendi gurupları arasındadır...allahu alem...
Evet ALLAHUALEM diyeceğiz.

Meleklerin de veya cinlerin de kendi aralarında peygamberlerinin olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak elçi veya resul olduğunu bildiren ayetler var. Ama resulu peygamber olarak tanımlarsanız, meleklerden de resul var, cinlerden de resul var. Bu resul o zaman meleklerin peygamberi olur cinlerin de peygamberi olur.

Peygamberlik ( Nebilik ve resul ) olma durumu insana has karakteristik bir durum olmalı ki, Kuran meal ve tercümelerinde resul veya nebi geçtiği her kelime peygamber olarak da meallendirilmekte ve tercüme edilmekte.

Kuran ayetlerinde Melekler ve cinler ile ilgili nebi kelimesi yoktur.

İsra 95: De ki: «Eğer yeryüzünde mutmainler olarak yürür melekler olsa idi elbette onlara gökten resûl olan bir melek indirirdik.»

TEKVÎR - 19: İnnehu le kavlu resûlin kerîm(kerîmin).

Muhakkak ki O (Kur'ân), gerçekten Kerim Resûl'ün sözüdür.

Kur’ân-ı Kerim bir Resûl olan Cebrail (A.S)’ın ulaştırdığı sözdür. Aslında elbette Kur’ân Allah’ın sözüdür, ama Allah’ın sözünü bizlere ulaştıran Allah ile insanlar arasındaki elçi olan Cebrail (A.S)’dır.

HACC - 75: Allâhu yastafî minel melâiketi rusulen ve minen nâs(nâsi), innallâhe semîun basîr(basîrun).

Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.

Cinlerden de seçer işte ayeti

Allahû Tealâ En’âm-130’da cinlerden de ( cinlerin içinden de ) resûllerin mevcut olduğunu söylüyor.

Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrethumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

EN'ÂM - 130: Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran
içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi?Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.

Allahû Tealâ, kıyâmet günü cehenneme giren bütün cinlere ve insanlara hitap ediyor.

Allahû Tealâ bu âyetle, insanlardan da, cinlerden de resûller olduğunu söylemektedir

Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.