02Haziran 2022 12:21 | ||
Kara Kartal |
4 mezhebe indiren zamanın otoriteleri cüppeli gibi çalışmış o zaman ![]() Bunlar hak mezhep diğerleri sayıca az. kalanlar sapık, batıl. Mutezile en çok yara alan galiba ![]() 4 hak ve batıl mezhep. Ehli sünnet olanlar ehli sünnet dışı olanlar. Cenneti cehennemlik gurup. Kim buna karar veriyor. Sade düz elhamdulillah müslumanım deyince olmuyomu bu iş. Fikrini zikrini beğenmediklerini fasık ilan etmişler, ümmetin birliği için. Yöneticiler kime sempati duyuyor, tehlike olarak görmüyor, kim tarafını tutuyorsa onu hak saymış işte. Rüzgar bizim 4 mezhepten yana esmiş. Zavallı mutezile ![]() Bide Bu fikirlerden batıl olanlar var. Müslümanların kafaları karışmasın, ayrışmasın, mezhep birliği olsun ümmet birliği olsun diye 4 e indirilmiş. Sağladımı 4 mezhep bunu. Başka sorum yok 🙋 Mezhepler konusunda konuşmak donanım ister, bilgi sahibi olmayı gerektirir. Ben bilgi değil yorumumu kendi kafamdaki en basit ve saf haliyle aklımdan geçen şeklini paylaştım. Basit, düz. Bence en doğrusu bu bence tabi ![]() | |
26 Ekim 2010 13:24 | ||
HALUK GÜMÜŞTABAK | Cevapları okurken çok ilginç bir düşünceyi gördüm. Örnekleme yoluyla doğruya varma yöntemi. Tabi örnek aldığı veri doğruysa. Önce takip edilen yönteme bakalım. ( Peygamberimizin mezhebi neydi ? ashabın mezhebi hangisiydi ?gibi çocukça sorular sormak sadece tebesümlük olur. peygamber cebrail kontrolunde. ashab peygamber kontolunde. tabiin ashab kontrolunde. mezheplerde bunların bir araya getirilmiş bir biçimidir. ) Karşı düşüncenin savını komik gören zihniyetinde, kendi savının kömik olacağı çok normaldir. Allah dinde bölünmeyin diye bizleri ikaz ederken, bu uyarıya atıfta bulunan aklı selim düşüncenin komikliğine dem vuran düşünceye bakalım isterseniz. Peygamberimiz gerçekten cebrail yani Yüce Rabbimin kontrolündeydi bu çok doğru. Ya ondan sonra saydıklarının kotrolüne ne demeli? Ashabının peygamberimiz kontrolünde olduğunu söylemek Rabbimin geçmiş peygamberlerden örnekler verdiği kıssalardan, hiç hisse almamak demek olduğunu bir örnekle anlatmak isterim. Hz. İsa ya ihanet edenin en yakın havarilerinden birisi olduğunu ve ona hizmet eden en yakınının bile gerektiğinde düşman olabileceğinin örneğinden, kıssadan hisse almadığını gösteriyor. Peygamberimiz bir insanı, onun nefsini nasıl kontrol altına alabilir, tıpkı Rabbin yaptığı gibi. Bunu hiçmi düşünmüyorsunuz? Diğer kısmı ise izaha gerek bile yok. Mezhepler din değildir, dinin uygulama biçimidir. Her beşeri olguda hata ve yanlışların olmasıda doğaldır zaten. Ne yazıkki bu yöntemin faydaları olmuşsada, yanlış taraflarıda olmuştur. Mezheplerin sayısına gelince bunun tam sayısını ben bilmiyorum, doğru dürüt bilende yok zaten. Ama yüzlerce mezhebin olduğu tarihi bir gerçektir. Kur'an eşi benzeri olmayan bir sanat eseridir. Ondan faydalananlar, O sanatın kıymetini bilenlerdir. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
25 Ekim 2010 22:25 | ||
EbdA | Hayır sadece iki mezhep var biri hak diğeri batıl o kadar | |
25 Ekim 2010 19:28 | ||
davetci |
[QUOTE=Abdulbakii;32220]4 mezhebin de kurucuları da kuruluşuda maneviyatta Resulullah'ın (sav) izni ve isteği neticesinde kurulmuştur. Keza çok büyük bir islam alimi ve evliyası olan İmamı Gazali 5. mezhebi kurmaya niyetlenmiş fakat rüyasında Resulullah'ın ' ya Gazali Kabe'ye bak kaç duvar? ' ( kabe 4 duvar) sözüyle kendisine gelmiş ve 5. mezhebi kurmaktan vazgeçmiştir. İlmi bilgisi mezhep kurmaya yetiyor olmasına rağmen bu konuda Resulullah'tan (sav) izin çıkmamıştır. Arkadaşım bu kadarda saçmalık olurmu ?peygamber ne zaman yaşadı ve mezhepler ne zaman kuruldu ? ebu hanıfe 699-767 ebu yusuf 731-798 imam muhammed 731-798 imam malik 712-795 imam şafii 767-819 ahmed bin hanbel 781-855 tarihleri arasında yaşamıştırlar peygamberi hiç bir zaman görememiştirler. ve diğerleri peygamberimizle zerre kadar alakaları yoktur tam olarak 80 yıl sonra meydana gelmiş bir olaydır... sahabeleride görmemiştirler.yukarıdaki yazı doğruları yansıtmamaktatır.hiç bir zaman mezhepler ve liderleri sahabeleri veya peygamberi görmemiştirler.... | |
26 Kasım 2008 23:54 | ||
NUR | Cvp: "4 Hak Mezheb" diye bir kavram yoktur! Alıntı:
başlığı görünce kızmadım, bilakis yanlış bir düşünceyi düzeltme gereği duydum.bir kere hulefai raşidin döneminde 74 75 mezhep varmış demişsinz ki, bu birden olan bir şey değil.peygamber efendimizden rivayet edilen bir hadiste ümmetim 73 fırkaya bölünecek, daha sonra 72 si cehennemlik olacak, yalnız biri kurtulacak buyurmuştur.bu hadise göre çeşitli görüş sahipleri, 73 sayısına ulaşmak için henüz mezhep denilecek kadar görüşleri olgunlaşmamış bazı fırkaları bile bu gruba dahil etmişler, veyahut kendi görüşlerine ters olan görüşleri sözü edilen 73 fırkadan saymamışlardır. birde şurası var:hangi otorite bu fırkaları 4 e indirmiş, ve buda aynen kabul görmüş olabilir ki?şu an 4 hak mezhep diye ifade edilen kavram bence, bunların dışında hak mezhep yoktur değil, nüfuz olarak en fazla yayılan mezhep bunlardır söylemi olmalıydı.yani ortada söylem yanlışı var.birde bu 4 mezhep alimlerinden hiçbiri kendi mezhebinin dışındakileri sapık ilan etmemiştir asla...nitekim imam azam ebu hanife, kim bizim görüşümüzden daha güzelini, daha iyisini getirie onu kabul ederiz demiş...aynı şekilde imam şafi, imam malik imamlarımız da...kimse kendi görüşüne mutklak doğru budur dememiştir.mezheplerin görüşlerini kalıplaştıran, onları dogma haline getiren bazı taassup sahibi mezhep taraftarlarıdır. | |
23 Ağustos 2008 21:43 | ||
Seleme | Cvp: "4 Hak Mezheb" diye bir kavram yoktur! Sizi memnun etmek zor sanırım sevgili aşık-ı zehra ![]() Konuyu ve yorumları okuduktan sonra aklıma üstat said nursi'nın şu sözleri geldi; "Rabbim doğru yolumdan ayırmasın ve ben diyorum ki benim meşrebim hak elhamdulillah güzel ama en hak meşreb benim en hak yol benim yolumdur" | |
23 Ağustos 2008 21:24 | ||
TÜRKcan | Cvp: "4 Hak Mezheb" diye bir kavram yoktur! kanaatimce konu sapmamış... abdülmelik abi olayı daha iyi kavradım..konuyu açıkladığınız ve dallandırdığınız için ağaç dallarıyla daha çok meyve verir kanaatimce... | |
23 Ağustos 2008 00:33 | ||
CaferTayar | Cvp: "4 Hak Mezheb" diye bir kavram yoktur! aslinda bu konuya birazda böyle yaklasmak gerekiyor firk-i naciye İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi Necat kelimesinden türetilmiş olup kurtuluş, kurtulmak, refah ve saadete ermek, umduğuna kavuşmak manalarına gelir. Şu halde, Fırka-ı Naciye, kurtuluşa eren, ahiretteki her türlü azabtan beraet ederek, necatını, kurtuluşunu eline alan topluluk, zümre demektir ki, bunun bir adı da Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaattir. Diğer bir ifade ile Fırka-ı Naciye, Kur'an-ı Kerîm'in hükümlerini kabul ve tasdik etmekle onlara uyan, Hz. Peygamberin ve O'nun büyük Ashâbının yolunu aynen takip eden büyük topluluk, Cemaat demektir. Hz. Peygamber (s.a.s) Ebû Hureyre'den rivayet edilen bir hadislerinde: ".... Ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacak, kurtuluşa eren fırka (Fırka-ı Naciye) dışında kalan yetmiş iki fırka Cehenneme gidecektir", buyurmuşlardır. Ayrıca bu türden olan hadislerin devamında sahabîlerin, Fırkaı Naciye'den sormaları üzerine Hz. Peygamber, Fırka-ı Naciye'yi: "Benim yürüdüğüm yola ve bu yolda beni takip eden ashabımın yoluna uyanlardır." diye tarif etmiştir. İşte Yüce Allah'ın Resulü Sevgili Peygamberimizin ashabının yoluna uyanlara " Sünnet ve topluluk mensubları" anlamında Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat" denilmiştir. Bu anlamda Fırka-ı Naciye'yi de Allah'ın Kitabına, yani Kur'an-ı Kerim'e ve Resulünün ve ashabının diliyle nakledilmiş dosdoğru yoluna, Sünnetine uyan Cumhûrun, yani müslümanların çok büyük bir topluluğunun görüşlerini benimseyip kabul eden ve bunlarla amel eden büyük topluluk olarak anlamak gerekir. Gazalı, Fırka-ı Naciye'nin bu doğru yolunun, kurtuluşa götüren yolunun esaslarını itikadı noktadan toplu bir şekilde şu üç hükümde toplamaktadır: 1) Allah'a İman, 2) Nübüvvete İman -ki meleklere ve kitaplara imanı da içine alır- 3) Ahirete İman (İmam-ı Gazâlî, Faysalu't-Tefrika, Mısır 1325, s.15). Zira Peygamberimiz bu esaslara inanan kimsenin müslüman olarak, bu dinin nimetlerinden faydalanacağını ve mümin olacağını, birini veya tamamını-yalanlayıp inkâr edenin de ne mümin ne de müslim sayılacağına, onun kâfir olduğunu bildirmiştir. Kur'an-ı Kerîm'in pek çok ayetinde bu doğru yola ve bu yolun Hz. Peygamberin yolu olduğuna işaret edilmiştir: "Ey İnananlar, And olsun ki, sizin için, Allah'a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah'ın Resulü (Hz. Peygamber) en güzel örnektir" (el-Ahzâb, 33/21). "... Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir" (el-Haşr, 59/7). "Ey Muhammed! Eğer sana cevab veremezlerse, onların sadece heveslerine uyduklarını bil. Allah'tan bir yol gösterici olmadan hevesine uyandan daha sapık kim vardır? Allah zalim milleti şüphesiz ki doğru yola eriştirmez" (el-Kasas, 28/50). "Ey Muhammed! de ki, Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder" (Âl-i İmrân, 3/31). İslâm Tarihi boyunca olduğu gibi, bu gün de akaid sahasında en isabetli yolu takip ettiği kabul edilen ve müslümanların büyük çoğunluğunu sinesinde toplayan Fırka-ı Naciye veya Ehl-i Sünnet, mezhebler Tarihi âlimlerinin büyüklerinden olan Abdülkâhir el-Bağdadî'ye (ö: 429/1037) göre şu sekiz sınıf, topluluktan meydana gelmiştir: 1- Ehl-i Bid'atın hatalarına düşmeyen, Râfızîler, Hâricîler, Cehmiyye, Neccâriyye ve diğer sapık fırkalar gibi düşünmeyen Sıfatiyyenin yolunu takip eden Kelâm âlimleri, 2- Hem re'y, hem de hadis grubuna mensup fıkıh imamlarından ve usulu'd-Dıne, Sıfatıyyenin Allah'a ve O'nun ezel; sıfatlarına inanışı gibi inananlardan meydana gelen Fıkıh âlimleri, 3- Hz. Peygamberden gelen sağlam haberler ve sünnetlerin yollarıyla ilgili bilgilere sahib olanlar ve bunlardan sahih ile zayıfını ayırdedebilen muhaddisler, 4- Edebiyat, dilbilgisi ve söz dizimi ile ilgili pek çok şeyin bilgisine sahip olan âlimler, 5- Kur'an okuma şekilleri ve Kur'an ayetlerini açıklama yolları ve bunların sapık fırka mensublarının tevilleri dışında Ehl-i sünnet mezhebine uygun tevilleri hakkında geniş bilgiye sahib müfessirler ve Kıraat İmamları, 6- Sûfi zâhidler 7- Müslümanların sınırlarında kâfirlere karşı nöbet tutan, müslümanların düşmanlarıyla savaşan müslüman, kahraman mücâhidler, 8- Ehl-i Sünnet akıdesinin yayıldığı, onların davranışlarının hâkim durumda bulunduğu beldelerin ve memleketlerin ahalisinden, halk kitlelerinden müteşekkil topluluklar (AbdulKâhir Bağdâdî, El-Fark Beyn'il-Fırak, s.289/292). Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaatin üzerinde Birleştiği Esaslar: Sünnet ve Cemaat Ehli'nin büyük çoğunluğu dinin rükünlerinden belli esaslarda ittifak etmişlerdir. Dinin bu rükünlerinden her birinin hakikatını bilmek buluğ çağına ulaşmış her akıllı kimseye vacibtir. El-Bağdadî'ye göre her rüknün şubeleri vardır ve onların şubelerinde, Ehl-i Sünnetin tek görüş halinde üzerinde birleştikleri meseleler vardır: 1- Kâinat vehim ve hayalden ibaret olmayıp onun bir öz varlığı ve hakikatı mevcuttur. İnsan bu kâinatı tanımaya, ayrıca bilgi edinmeye muktedirdir. 2- Kâinat bütün ayrıntılarıyla yaratılmış bir şeydir. Onun mutlaka bir tek olan yaratıcısı vardır. 3- Allahu Teâlâ'nın zatından ayrılmayan ezelî sıfatları vardır. 4- O'nun isimleri, vasıfları, adaleti ve hikmeti zatının gereğidir, bunları da bilmek gereklidir. 5- Yüce Allah'ın Resuleri ve Nebîleri vardır, onların mucizelerini bilmek de zorunludur. 6- Yüce Allah'ın emir ve yasaklara dair hükümleri ile teklifin (mükellef olmanın) bilgisini elde etmektir. Yani İslâm'ın üzerine bina kılındı beş rüknü kabul ve tasdik etmektir ki, bunlar: Allah'tan başka bir ilâhın bulunmadığına ve Hz. Muhammed'in Allah'ın Peygamberi olduğuna şahitlik etmek, Namaz kılmak, Zekât vermek, Ramazan orucu tutmak ve Kâbe'ye hacca gitmek 7- İnsanların fani olduğuna, öldükten sonra dirilecekleri Ahiret âleminin varlığına ve bu âlemin müştemilatı denilen, haşr, sual, hesab, mizân, Cennet, Cehennem gibi hususlara inanmak, 8- Ahirette Allah'ın müminler tarafından görüleceğini bilmek, 9- Kaderin hak olduğunu, fakat kulların işlerinde mecbur olmadıklarını bilmek, 10- Kelâmullahın kadım olduğunu, fakat ses ve harflerden meydana gelmediğini bilmek. Görüldüğü gibi bütün bu ve benzeri olan itikâdı esaslar Fırka-ı Nâciye'nin, yani Ehl-i sünnetin büyük çoğunluğunun üzerinde ittifak edip birleştikleri noktalardır. Ayrıca bu esasların herbiri Kur'an-ı Kerîm'in muhkem ayetlerine, Hz. Peygamber'in sahih hadislerine dayanmaktadır. Bu itibarla Fırka-Naciye Allah'ın emirlerini bilip onları yerine getirdiği, yasaklarını anlayıp onlardan uzak durduğu ve Hz. Peygamberin gösterdiği hak yolda ilerlemeye devam ettiği için bu adı almış, yani kurtuluşa eren büyük topluluk olmuştur. Fırka-ı Naciye'yi ilk devirdeki topluluklara göre Ehl-i Sünnet-i Hasse denen Selefiyye, Ehl-i Sünnet-i Amme denilen Mâtûridîlerle Eş'ârîler meydana getirmiştir. (Geniş bilgi için bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, s.332; Ebû Dâvud, Sünen, II, s.259; İbn Mâce, Sünen, II, s.479; Gazâlı, İhyâ', I, s.179; Şâtibî, Muvâfakat, IV, 48-52; Teftâzânî, Şerhu'l-Makârıd, II, s.199; Abdulkâhir Bağdâdî, el-Fark Beyne'l-Fırak, Mezhebler Arasındaki Farklar, Tercüme: Doç. Dr. E. Ruhi Fığlalı s.289-335; Eş'ârî, Makalât, 277-284). | |
23 Ağustos 2008 00:17 | ||
CaferTayar | Cvp: "4 Hak Mezheb" diye bir kavram yoktur! sevgi degerim kesinlikle seni anliyorum maksadim sizi farkli bir mecradan baktirabilmekti elbette bu havasa göre böyledirde sanirim halkin anlayisinda biraz farklililk var | |
23 Ağustos 2008 00:11 | ||
Medine-web | Cvp: "4 Hak Mezheb" diye bir kavram yoktur! hocam, aşıkı zehra kardeşimizin sorusu veya analizi veya terenümünü eleştirmedim.onun dile getirdiği elbette doğrudur.4 hak mezhep diye bir kavram islama mal edilmiştir...bu islamın özünde yok,veya islami bir kaide değildir.eğer aşıkı zehranın sorusunu red edersek şii olan imam humeyniye sen hak mezhepte değilsin batılsın dememiz gerekiyor ki bundan Allaha sığınırım. eğer aşıkı zehra bu soruya net cevap bekliyorsa,EVET 4 HAK MEZHEP DİYE BİR ŞEY YOKTUR. ben islam mezheplerini rencide etmek,eleştirmek,yok etmek,müslümanların kafasını karıştırmak amaçlı müsteşriklerin niyetini açığa çıkarmak istedim yorumumla.. | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|