Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları > Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

Konu Başlıkları: Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
20 Ekim 2011 20:11
Medine-web
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

değerli kavakeb,
söylediğiniz mantıklı olsada,uygulanması imkansız gibi...
ravileri nerden bulacaksınız ?
hadisin sıhhatı için ravileri tanımanız lazım,sorgulamanız lazım.bunun için gene muhadislere muhtaçsınız.
hadis metninin vahye uygunluğuna gelince,herhalde muhadislerin sen ben olmadığının farkındasınızdır.bunlar vahyide sünnetide tefsiride en iyi bilen ve yaşayanlar olduğunu inkar edilmez bir gerçek.imam malik en büyük muhadislerden.muvatası nerdeyse hiç bir alim tarafından tenkide maruz kalmış bir eser değil.üstelik bu imam maliki mezhebinin kurucusu.yani mahalle imamı değil mezhep imamı.

üstadım,
vahye uygunluk noktasına takılıp vahye uygunsuz bildiklerimizi ayıklarsak elimizde hadis kalmaz.kaldi ki bildiklerimiz nasıl bilgi ne kadar sağlam bilgi? yanılma payımız ne kadar ? kuranın ruhuna ana temasına ve içeriğine ne kadar vakıfız ? teklifiniz yeni değil ve hatalı değil.bu teklifin muhatabı alanında uzmanlaşmış muctehid alimlere yapılmalı.
20 Ekim 2011 01:56
kawakeb31
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

hadiste sihhatin olcusu, onun sened-ravi zincirinde hangi alimlerin oldugu degil, hadisin metnini olusturan cumle ve yarginin vahye uygunlugudur. bu sebeble hadis kritikleri calismasi muhaddis buyuk alimlerce yapilmis ve ebeden konu kapanmistir denilemez, kritik calismalari halen yapilabilir ve yapilmalidir da.
15 Ekim 2011 23:23
kamer34
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Barışş abim güzel insan siz benim söylediklerimi hep yanlış yorumluyorsunuz. Bakın bizler mealci falan değiliz belki inanmaycaksınız mealci bazı arkadaşları süresiz siteden uzaklatırma cezası bile verdim.

Gerek benim gerek Mevlüt hocanın gerek Muhsin hocanaın bu konuyla ilgili daha evvel yazmış olduğumuz makalelere bir göz atarsanız ne demek istediğimi eminim daha iyi anlayacaksınız. Yoksa biz hadislseri falan inkar etmiyoruz.
Biz peygamber adına söyledi söylenen yalan yanlış şeylerin islama mal edilmesine karşıyız o kadar.
15 Ekim 2011 14:52
barışş
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

imam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder: "Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:
- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.
İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:
- Sen Kur’anı okudun mu?
- Evet.
- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?
- Hayır.
- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?
- Hayır.
- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?
- Hayır.
- Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]
Hz. İmran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır."
Bir âyet-i kerime meali: (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]
İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.
Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]
Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]
(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]
15 Ekim 2011 14:51
barışş
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

imam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder: "Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:
- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.
İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:
- Sen Kur’anı okudun mu?
- Evet.
- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?
- Hayır.
- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?
- Hayır.
- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?
- Hayır.
- Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]
Hz. İmran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır."
Bir âyet-i kerime meali: (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]
İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.
Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]
Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]
(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]
15 Ekim 2011 14:43
Medine-web
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

fıkıh(islam hukuku) usulunun tartışılmaz hukukçusu imam şafii ümm adlı temel eserinde şöyle söylüyor;
1-birinci delilimiz kurandır.sünnetin beyanına(ayet açıksa) gerek yoksa kuran yeterlidir.
2-beyana muhtaç ise sıhhatı sabit olan sünnet tartışılmaz delildir.(islam ilimlerinde ihtisas sahibi bu alimler sahih sünneti tesbit etmişlerse bize susmak kabullenmek düşer)
3-kuran ve sünnette yoksa icma-ı fukaha tartışılmaz delildir.
4-ashabın görüşü 4.delildir.
5-ilk dört madde de delil bulunamıyorsa kıyasa başvurulur.kıyası ise herkes yapamaz.

yukarıda 5 maddelik delil gurubu alimlerin itifakıyla sabittir.bunlar dışına çıkanlar fitne ehlidir,art niyetlidir,cuhela gurubudur.
İmam şafii kitabul ümm.
14 Ekim 2011 12:50
bilinmez
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Alıntı:
Abdulmelik Üyemizden Alıntı Mesajı göster
yazdıklarıma dikkatlice baksaydınız biraz daha sağlıklı dşünebilirdniz.hadisleri kabul etmeyen demedim,sünneti red eden dedim.verdiğim ayetler ile peygamber tartışılımamaz.kavli ve fiili sünnetleri peygamber demektir.bizim sorunumuz sünnet değil itirazımız da olamaz haşa.sorunumuz bize gelen hadislerin ,muhadisleri tarafından süzgeçten geçirilmiş halidir.mutevatir hadis dışında bağlayıcı hadis çeşidi yok.birisi dese ki bu hadistir ama kabul etmiyorum.iman gider.ama dese ki bunun hadis olduğunda kuşkum var dese alimlerin ittifakına göre amel etmeyebilir.

Cevab.Hadislerin süzgeçten geçirilme işini örneğin imam buhari yapmış o dönemde ,hadis denilen her sözü alıp SÜZGEÇ[ki size göre bu süzgeç ne o da önemli] ve kendi süzgecinde ne kalmışsa onu yazmış.ve her insan gibi imam buharide yanılacağı yerlerde olabilir kesinlik sadece Allah a aittir.veda hutbesinin içeriğinde bile BURDA BULUNANLAR BURDA BULUNMAYANLARA İLETSİN,OLURYA BURDA BULUNMAYAN BURDA BULUNANLARDAN DAHA İYİ ANLAYA BİLİR DİYEDE SÖZ VAR BUNU YAZAN KAYNAKLARDA.İşte bende imam buhari veya başka bi muhaddisin adı ile yazılmış günümüz yazar veya söz ravilerinin söylediklerini TIPKI İMAM BUHARİ VEYA SİZİN DEDİĞİNİZ GİBİ Bİ SÜZGEÇTEN GEÇİRİLMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM, BUNUN NERESİ YANLIŞ,NERESİ İMANSIZLIK MIŞ ....[dikkatlice sizde baksaydınız biraz daha sağlıklı düşüne bilird ve öylede anlatabilirdiniz]..BURDA ÖNEMLİ OLAN KİŞİNİN SÜZGECİ ne, BENİM SÜZGECİM KURAN HER SÖZÜ KURANA ARZ EDERİM KURAN SÜZGECİNDE KALIRSA ALIR KALMASA ATARIM....Bunun nersi yanlış şablonik olmayalım ...

cuma saati yaklaşıyor sonra devam ederiz.ama size düşünmeniz için iki soru soracağım.

CEVAB.Allah bütün müslümanların cumasını mubarek kılsın..

sünnetin kesinlikle bu dinin yaşanması için şart olduğunu göreceksin.
1-meni mi pis sidik mi ? sidik tabii.peki neden meniden dolayı boy abdesti lazım da ,sidikten dolayı sadece abdest ?pis olandan dolayı boy abdesti alınması gerekmez mi mantığa göre ?

CEVAB.Güzel abim işte anlamak istediğimiz de bu durya,Siz meni ile sidiğin kıyasını yaparak bi hüküme giderseniz ilk başta yanlış kıyastan çıkacak sonuçta yanlış olur.Bir fiilin ne olduğunuda ve daha sonra ne yapılacağının hükmünüde yolunuda Allah belirler hükmü Allah koyar rasulleride uygular yalnız anlaşılmayan rasulullah sanki verilen hükmün dışında bi hüküm koyma yetkisi varmış gibi anlatımlardır.
2-oruçmu namazmı daha önemli ? namaz tabii...peki neden hayızlı kadın oruç kazasını yapmak zorunda da,namaz kazasından muaf? mantık gereği namazın kazası daha önemli değil mi?
sünnet olmazsa siz bu gibi sorularla batarsınız bizide batırırsınız dini de.
cevab.Bakın burdada aynı yanlış kıyaslar,Kurana göre her ikiside önemli,namazın önemi orucun önemsiz veya bi alt kademede olduğunu göstermez ve bu ikisi arasında bi hükme varmak gibi bi sorumlulukta yok hangisi daha önemli.Ayrıca oruçlu kadın hayızdan dolayı değil,hastalıktan dolayı orucunu sonra tutabilir.çünkü abdest namazın farzıdır,orucun değil,abdest orucun şartı olmuş olsaydı insanlar oruçluyken tuvalete gidemezlerdi,.bide ben mantığa göre değil MANTIĞA YÖN VEREN ALLAHIN VAHİSİNE GÖRE GİDERİM,ALLAH NASIL UYGUN GÖRMÜŞSE BENİM İÇİN O MANTIKLIDIR...
14 Ekim 2011 11:13
Medine-web
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Alıntı:
la diyebilmek Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Ne demek ya hadisler belli kişilerce tahlile tabi tutulmuş ,tamamda imam buhari niye rivayet edilen sözlerin ayırımına gitmişte İmam ebuhanifeden nakil yapmamayı kendine dustur etmiş.Hadis alimleri bile kendi aralarında mutabık değildirler ki SİTE YÖNETİCİSİ ABDULMELİK,hocanın açıklamasına göre HADİS[SÖZ],leri kabul etmemek İMANISIZLIK OLUYOR.O zaman,Ebu hanife ve buhari arasında hangisi İMANSIZ.... Yaptığınız açıklamadaki iddanız ne kadarda SAKAT FARKINDAMISINIZ.
...
yazdıklarıma dikkatlice baksaydınız biraz daha sağlıklı dşünebilirdniz.hadisleri kabul etmeyen demedim,sünneti red eden dedim.verdiğim ayetler ile peygamber tartışılımamaz.kavli ve fiili sünnetleri peygamber demektir.bizim sorunumuz sünnet değil itirazımız da olamaz haşa.sorunumuz bize gelen hadislerin ,muhadisleri tarafından süzgeçten geçirilmiş halidir.mutevatir hadis dışında bağlayıcı hadis çeşidi yok.birisi dese ki bu hadistir ama kabul etmiyorum.iman gider.ama dese ki bunun hadis olduğunda kuşkum var dese alimlerin ittifakına göre amel etmeyebilir.
cuma saati yaklaşıyor sonra devam ederiz.ama size düşünmeniz için iki soru soracağım.sünnetin kesinlikle bu dinin yaşanması için şart olduğunu göreceksin.
1-meni mi pis sidik mi ? sidik tabii.peki neden meniden dolayı boy abdesti lazım da ,sidikten dolayı sadece abdest ?pis olandan dolayı boy abdesti alınması gerekmez mi mantığa göre ?
2-oruçmu namazmı daha önemli ? namaz tabii...peki neden hayızlı kadın oruç kazasını yapmak zorunda da,namaz kazasından muaf? mantık gereği namazın kazası daha önemli değil mi?
sünnet olmazsa siz bu gibi sorularla batarsınız bizide batırırsınız dini de.
14 Ekim 2011 09:15
bilinmez
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

[QUOTE=kamer34;142219]Ne demek ya hadisler belli kişilerce tahlile tabi tutulmuş ,tamamda imam buhari niye rivayet edilen sözlerin ayırımına gitmişte İmam ebuhanifeden nakil yapmamayı kendine dustur etmiş.Hadis alimleri bile kendi aralarında mutabık değildirler ki SİTE YÖNETİCİSİ ABDULMELİK,hocanın açıklamasına göre HADİS[SÖZ],leri kabul etmemek İMANISIZLIK OLUYOR.O zaman,Ebu hanife ve buhari arasında hangisi İMANSIZ.... Yaptığınız açıklamadaki iddanız ne kadarda SAKAT FARKINDAMISINIZ.
LA DİYEBİLMEK ADLI ÜYEDEN ALINTI

Bak şimdi güzel insan İslam devleti olduğu zaman bu devlet yapısı bir hukuk üzerine bina edilir, yani bugünkü tağuti rejimlere dayalı devlet yapısı nasıl ise İslam devlet yapısıda aynı olacaktır.

Aradaki tek fark biri Allah'ın hükümlerine göre yapısını oluşturur diğeri beşer (insanların) hükümlerine göre yapısını oluşturur.

Biraz daha konuyu acacak olursak bugün yaşadığımız ülkede nasıl sorunlar mevcut ise islam devletide olsa aynı sorunlar yaşanacaktır.

Örneğin: Trafik kazaları, tapu işlemleri, kimlik işlemleri, boşanmalar,evlenmeler, kavgalar, hastahaneler, belediye işleri ticaretle ilgili çek senet işleri gibi meselelerden tutunda apartman yöneticiliği hatta apartman görevliliği gibi birçok problemler meydana gelmeye devam edecektir.

İslam devletinde müslüman hakim bu tür meslelerle karşılaştığında nasıl hüküm verecek buna açıklayabilirmisiniz.


CEVAB...Tamam sayın başeditör,konu bu değilki konu Kuranda olan bi hükme rağmen ,başka bi hükmü rasulullaha atfedip doğruluğunu savunmak,örneğin,RECM...

Yoksa sizin sorduğunuz HAKİM BU DURUMLARDA NASIL HÜKÜM VERECEK,sorusuna gelince sayın başeditör trafik işaretlerinde İŞİ EHLİNE DANIŞIN AYETİNİN IŞIĞINDA kuranın hükmüyle çakışmayacak şekilde ADELETİ TECELLİ EDERSİNİZ OLUR GİDER.İslamın analaşırlığını bu kadarda zora sokmanın hem vebali hemde bi anlamı yok ki ..


Eğer bu meselelerle ilgili Kur-an da hüküm bulamazsa ki bulamaz o zaman bu hakim Allah'ın hükümleri ile değil insanlar tarafından konulmuş yasalarla hüküm vermek zorunda kaldığından dolayı Maide 44 ün hükmüne göre kafir olmuş olur.

Cevabım.Kuranda her meseleye cevab vardır yeterki kişi ALLAHIN HÜKMÜNE RAZI olsun.Yalnız bu önden YOK ANLAYIŞIYLA GİDEN insan zorlanıp farklı yönlerde kaya bilir.Bir insan Allahın hükmüne razı olarak kurana yeterince yönelince gayet basit bi şekildede çözüme ulaşır..Kuran nasıl hükmedilmesin her konuda açıklamıştır.8insanın başına gelecek her meseledede böyle vahyedilmiş bi rabbani metod dizynıdır].


Meseleyi şöyle anlamak lazım

İslam devlet yapısını Kur-an ve sünnet üzere bina eder.

CEVABIM.Kimin sünneti üzerine ,BU GÜNKİ TRAFİK İŞARETLERİ HAKKINDAKİ vb verdiğiniz konular hakkındaki verilecek hakim kararıda HÜKMÜ VEREN HAKİMİN SÜNNETİ OLMAZ MI sizlerin anlayışına göre,Halbuki ben sadece BİR SÜNNETE İNANANLARDANIM ODA ALLAHIN SÜNNETİ DEĞİŞMEYEN HEMDE....Hiç bir zaman ve peygamberlerin dönemlerinde bile İSLAM SADECE ALLAHIN SÜNNETİ ÜZERİNE BİNA EDİLMİŞTİR,Hiç bir peygamberinde insiyatifine bıraklmamıştır.

Örneğin sizlerin anlayışına göre HAYIRDA YARIŞMAK ADINA İBADETLERDEKİ[sünnet deyilen] nafile ibadetlerde kişiye has tır,fikir düşüncelerde her dönemin içtihadi durumlardır İÇTİHADLER DEĞİŞKENDİR,zamana ,mekana,şartlara vs DURUMLARDA,bunlar peygamberlerin dahi İÇTİHADLERİ OLSADA BU BÖYLEDİR,ve bu gün ki sözler peygamberlere isnad edilsede bunun GERÇEKLİĞİNİ BİZLER BİLEMEYİZ,Peygamberdendeduymamış yalnız müslüman için bi konuda karar verecekse kuranın hükmüne bağlı olrak gelen her bilgiyi şöyle değerlendirmrlidir,MÜSLÜMAN SÖZÜ DİNLER HAK OLANINA UYAR,zümmer,18] ,HAK VE BATILIDA ANCAK KURANIN BÜTÜNLÜĞÜNE GÖRE KARARLA VEREBİLİR..

İslam devleti bu yapısını oluştururken a dan z ye bir hukuk oluşturur. Bu hukuku oluştururken dinin aslını oluşturan kaidelerin dışında kalan meselelerde yine bir hukuk oluşturur. İşte bu hukuka İslam literatüründe fıkıh denir.
CEVAB.Her dönemde fıkıh değişe de bilir sorun bu değil ki sorun Kuranda olan bi hükme rağmen,farklı bi yolla BAŞKA Bİ HÜKÜMLE HÜKMETMEK ve bu gün her konudada bu böyledir.

Bu hukuk bazen İslama aykırı olmayan örf ve adetlerdende yararlanır.

Bu fıkıh alanı Peygamber efendimizin Kur-an-ı en ince ayrıntıları ile uygulama biçimidir. Bu uygulama biçimi Allah (a.c.) tarafından kabul görmüş biz insanlar için olmazsa olmaz olarak emiredilmiştir.

CEVAB.İnsanlar hiç bir dönem vahiysiz kalmamışki sayın başeditör TABİKİ ÖRFLERİNDE İSLAMIN HÜKÜMLERİDE OLACAK vr Allah rasulune bu yönde talimatlar vermiştir vahiyle ve rasulullahta BU YÖNDEKİ DURUMLARDA YER YER ISLAHADİ Bİ METOD UYGULAMIŞTIR.Örflerdeki bu durumlarda İNKILABİ METOD TABİKİUYGULANAMAZ BU SÜNNETULLAHA TERS Bİ DEFA,Örneğin enfal 35 te müşriklerde o dönemde namaz kılyor ve el çırparak ıslık çalarak bunu yapıp hemde tavaf yapıyorlar bu yöndede rabbimiz NAMAZIDA,TAVAFIDA,Rasulullaha vahiyle ısladi yönde kısmı yapılandırmalar yaparak ASLINA DÖNDERMİŞTİR.İnkılabi bi metod uygulansa NAMAZDA,TAVAFTA,yok edilirdi.Şimdi bu yönde NASIL RASULULLAHHÜKÜM KOYMUŞ ÖRFSEL OLARAK veya rasulullah nerde hüküm koymuş ki burda hükmü beyan eden yine ALLAH TIR..

Her hangi bir devlet,yapısını oluştururken kısır salt düşünceler üzerine bina ederse, o devlet yapısı devletten çok bir mecradan öteye geçmez.

Bu sebeple islam devleti geçmiş tarihlerde yapısını oluştururken, devlet temelini İslamın bu geniş fıkhı üzere bina etmiştir. Tarihte bunun örnekleri vardır.

Burada mesele şu olsa gerek ; Peygamberin söylediği söylenen sözlerin yada yaptığı veya yapmadığı rivayetlerle ilgili gelen haberlerin sıhhat derecesi ile ilgilidir.

Kur-an tabi ki müslümanların mihenk taşıdır, buna kimsenin itirazı olamaz. Sünnet Kur-an'ın pratiğe aktarılmış olup Allah tarafından kabul görmüş şeklidir, meseleyi böyle anlamak lazımdır.

Ne Kur-an'sız bir Peygamber ne de Peygambersiz bir Kur-an düşünmek biz müslümanların kabul edebileceği bir mesele değildir.

Allah ve rasullerinin arasını ayıran Yahudi ve Hiristiyanlar nasıl helak olduysalar bizlerde aynı şekilde helak olmuş oluruz.

Kur-an ve sünnet ilişkisini iyice anlayabilmek için İslam devlet yapısını çok iyi bilmek gerekir. Aksi takdirde din adına olan düşüncelerimiz evrenselliğini yitirmiş kısır bir döngüden öteye geçmez.

Osmanlı devletinde her ne kadar benimsemediğim tarafları olsada islam şeriati üzere yapısını oluşturmuştur. Eğer ki Osmanlı devlet yapısı iyice incelenirse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

Osmanlı devlet yapısını örnek vermemdeki sebep yaşadığımız zaman dilimine çok yakın tarih olduğu içindir.

Allah'a Emanet Olunuz...

Son olarak fazla uzatmıyayım HANGİ KONUYU KURANDA AÇIKLIYABİYORSUNUZ onu yazın KURAN da,iman,namaz,oruç,zekat,hac,abdest,evlilik,boşanm a,hırsızlık,vs her insanı ilgilendiren hiç bir konuya AÇIK DEĞİL DİYOR SİZİN SAVUNDUĞUNUZ ÇİZGİ ve devamındada KURANI ANLAMAK İÇİN FALANCALARIDA ANLAMAK LAZIM DENİLİYOR..EEE tabiki başka kitapları anlamak için o kadar zaman ayırıp kurana gelince hem zaten kurandada bu konular açıklanmamış NİYE KURANA BAKILSIN Kİ ...
14 Ekim 2011 02:02
kamer34
Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Ne demek ya hadisler belli kişilerce tahlile tabi tutulmuş ,tamamda imam buhari niye rivayet edilen sözlerin ayırımına gitmişte İmam ebuhanifeden nakil yapmamayı kendine dustur etmiş.Hadis alimleri bile kendi aralarında mutabık değildirler ki SİTE YÖNETİCİSİ ABDULMELİK,hocanın açıklamasına göre HADİS[SÖZ],leri kabul etmemek İMANISIZLIK OLUYOR.O zaman,Ebu hanife ve buhari arasında hangisi İMANSIZ.... Yaptığınız açıklamadaki iddanız ne kadarda SAKAT FARKINDAMISINIZ.
LA DİYEBİLMEK ADLI ÜYEDEN ALINTI


Bak şimdi güzel insan İslam devleti olduğu zaman bu devlet yapısı bir hukuk üzerine bina edilir, yani bugünkü tağuti rejimlere dayalı devlet yapısı nasıl ise İslam devlet yapısıda aynı olacaktır.

Aradaki tek fark biri Allah'ın hükümlerine göre yapısını oluşturur diğeri beşer (insanların) hükümlerine göre yapısını oluşturur.

Biraz daha konuyu acacak olursak bugün yaşadığımız ülkede nasıl sorunlar mevcut ise islam devletide olsa aynı sorunlar yaşanacaktır.

Örneğin: Trafik kazaları, tapu işlemleri, kimlik işlemleri, boşanmalar,evlenmeler, kavgalar, hastahaneler, belediye işleri ticaretle ilgili çek senet işleri gibi meselelerden tutunda apartman yöneticiliği hatta apartman görevliliği gibi birçok problemler meydana gelmeye devam edecektir.

İslam devletinde müslüman hakim bu tür meslelerle karşılaştığında nasıl hüküm verecek buna açıklayabilirmisiniz.

Eğer bu meselelerle ilgili Kur-an da hüküm bulamazsa ki bulamaz o zaman bu hakim Allah'ın hükümleri ile değil insanlar tarafından konulmuş yasalarla hüküm vermek zorunda kaldığından dolayı Maide 44 ün hükmüne göre kafir olmuş olur.

Meseleyi şöyle anlamak lazım

İslam devlet yapısını Kur-an ve sünnet üzere bina eder.İslam devleti bu yapısını oluştururken a dan z ye bir hukuk oluşturur. Bu hukuku oluştururken dinin aslını oluşturan kaidelerin dışında kalan meselelerde yine bir hukuk oluşturur. İşte bu hukuka İslam literatüründe fıkıh denir. Bu hukuk bazen İslama aykırı olmayan örf ve adetlerdende yararlanır.

Bu fıkıh alanı Peygamber efendimizin Kur-an-ı en ince ayrıntıları ile uygulama biçimidir. Bu uygulama biçimi Allah (a.c.) tarafından kabul görmüş biz insanlar için olmazsa olmaz olarak emiredilmiştir.

Her hangi bir devlet,yapısını oluştururken kısır salt düşünceler üzerine bina ederse, o devlet yapısı devletten çok bir mecradan öteye geçmez.

Bu sebeple islam devleti geçmiş tarihlerde yapısını oluştururken, devlet temelini İslamın bu geniş fıkhı üzere bina etmiştir. Tarihte bunun örnekleri vardır.

Burada mesele şu olsa gerek ; Peygamberin söylediği söylenen sözlerin yada yaptığı veya yapmadığı rivayetlerle ilgili gelen haberlerin sıhhat derecesi ile ilgilidir.

Kur-an tabi ki müslümanların mihenk taşıdır, buna kimsenin itirazı olamaz. Sünnet Kur-an'ın pratiğe aktarılmış olup Allah tarafından kabul görmüş şeklidir, meseleyi böyle anlamak lazımdır.

Ne Kur-an'sız bir Peygamber ne de Peygambersiz bir Kur-an düşünmek biz müslümanların kabul edebileceği bir mesele değildir.

Allah ve rasullerinin arasını ayıran Yahudi ve Hiristiyanlar nasıl helak olduysalar bizlerde aynı şekilde helak olmuş oluruz.

Kur-an ve sünnet ilişkisini iyice anlayabilmek için İslam devlet yapısını çok iyi bilmek gerekir. Aksi takdirde din adına olan düşüncelerimiz evrenselliğini yitirmiş kısır bir döngüden öteye geçmez.

Osmanlı devletinde her ne kadar benimsemediğim tarafları olsada islam şeriati üzere yapısını oluşturmuştur. Eğer ki Osmanlı devlet yapısı iyice incelenirse ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

Osmanlı devlet yapısını örnek vermemdeki sebep yaşadığımız zaman dilimine çok yakın tarih olduğu içindir.

Allah'a Emanet Olunuz...

Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.