Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > Hz.Muhammed(s.a.v) > Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor!

Konu Başlıkları: Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor! Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
20 Nisan 2009 09:40
_figan_
RE: Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor!

21. asırda SEN'den asırlarca uzakta Ellerimize aldık defleri
Yeni taleal bedrular besteliyor ümmetinin gençleri

Diller duada gözler yollarda bekliyoruz
Ümidimiz var kişi sevdiğiyledir diyorsun ya

Biz seni çok ama çok seviyoruz
Gündüzlü geceli bekliyoruz
07Haziran 2008 00:09
iman81
Alemlere Rahmet, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) geliyor.

Yırtılsın semavat şevkinden,
Fahri Kâinat doğuyor Amine’den.
Sönsün mecusinin ateşi nurundan,
Kovulsun küfür en derunundan.
Alemlerin Efendisi, güllerin öznesi,
Amine’nin bir tanesi geliyor.
Binlerce melek merakında anın,
Müjdelere gark oldu anası Mustafa’nın (S.A.V.)
Hatırına yaratılmış kainatın,
Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa’sı (S.A.V.) geliyor.
Nurdan çığlıklar çınlatıyor geceyi,
Ümmetim diye ağlıyor İki cihan serveri.
Salât ve selâm üzerine olsun ey kutlu bebek ,
Asırlardır Sen’i bekliyordu bu ümmet.
Alemlerin Efendisi, güllerin öznesi,
Amine’nin bir tanesi geliyor.
Tek sözünle, canlarından geçenlerin olacak,
Mekke’den Medine’ye göçenlerin olacak,
Miraçta saf tutup sevenlerin olacak,
Alemlerin Efendisi geliyor.
Bir gün, tek başına ineceksin Hira’dan,
Seni seçti Habib diye Yaratan (c.c.),
Senin için geçilecek hem anadan babadan,
Alemlerin Efendisi, güllerin öznesi,
Ümmetinin bir tanesi geliyor.
Seni şu dil nasıl anlatsın Ya Habib?
Bu dertlere çare bulmaz hiç tabip,
Gönüllerin şifası, yetmiş bin alemin Mustafa’sı (S.A.V.),
Nur-u nur olan Muhammed Mustafa (S.A.V.) geliyor.
Alemlerin Efendisi, güllerin öznesi,
Alemlere Rahmet, Muhammed Mustafa (S.A.V.) geliyor.
12 Mart 2008 16:59
_bülbül_
O Geliyor _ _ _

Sen yoktun ey canan İnsü cin sana hayran
Alemde gün ve gün Gözyaşı ve kan
Mazlumlar seni bekler aşılra yolun gözler
Ey soluğu çağlara şifa olan

GELSEN BİR GÖRSEN
GELSEN BİR SEVSEN

Sen yoksun ey canan sinemde sızı hivran
Ben mücrim ayaklarına kapanıp ağlasam
Hacdan döner gibi gel miracdan iner gibi
Ey soluğu çağlara şifa olan


Yollara sular dökün bahçelere müjdeler edin
Bahar kokuları geliyor "0" geliyor "0"
Ayparçamız Sevgilimiz Yarimiz geliyorr
Yol verin açılın savulun beri durun beri
Yüzü apaydınlıkak pak
Bastığın yerin ardında gündüzler bırakarak
"O" geliyor "O"
ayparçamız Sevgilimiz Yarimiz geliyor
Gökler yeryüzünü kapladı örttü bir anda
Bir anda dört bir yanı mis gibi bir koku sardı
Bir anda bir velvele kıyamet koptu cihanda
"O" geliyor "O"
Ayparçamız Sevgilimiz Yarimiz geliyor


HOŞ GELDİNİZ YA RESULALLAH
03 Mart 2008 22:49
Emekdar Üye
Cvp: Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor!

[I]…Aciz yürekten gönüller sultanına sesleniş…


“Ey Sevgili! En Sevgili! Gönlümün en güzel yerinde yeri olan, peygamberler makamının efendisi... Dünya insanı Sana muhtaç anlarnı,yaşamakta. Senin olmadığın iklimlerin yağmurları bulanıktır şu zamanlarda. Ötelerden bir bahar rahmeti düşmüyor, gönüllere insanlık ki hasretsensiz bahara, Rahmet damlarına.
Hazanı yaşamkta kainat sensiz şu baharı unutmuş çirkef dünyda sen gelimiştinde bahara hasret dünya kavuşmuştu ya rahmet damlalarına,damlarala arınmıştı tüm kirlerinden.


[COLOR=black]Kâinata teşrifinle susuz gönüller, suya kandı cennet yamaçlarının rengini aldı ve hayat çeşmesinden kana kana işti bahara hasret gönüller
Ah Ah efendim ne büyük şerefti Seni bilmek...senin ümmetin olmak, Seni bize bildiren Rabb’e şükürler olsun... şimdi efendim şimdi hazanı yaşamakta ümmetin ümmetim dediğin AH Efendim ah o üzüm siyahı gözlerinden damla damla gözyaşlarını döktüğün o güzel gözleriden dökülen damlalarda bu garib aciz ümmetininde yeri varmıdır ki..


Rabbim ne güzel bir lutuftur ki Yaratılışın müceğferi olan gönüllerin efendinsin bir damla gözyaşında yer almak o birdamla gözyaşında yer ala bilmek için neler vermezdim ki ..

İçim, en derin yerinde sızlıyor. Kalbimin en derinliklerinde hissediyorum efendim Öyle bir sızı ki ses versem, kim bilir deli divane derler. Hani demiştin ya bir, zaman gelecek siz onları görseniz bunlar Müslüman değil onlar sizi görseler deli derlerdi diye işte ben o deli derlerdi dediğine talibim efendim varsın deli desinler, Varsın kimse duymasın hıçkırışımı... Bu hicranımı Sana ulaştırmak istiyorum ben...

Ey kendisine yollanan selamları işiten Yarr gönüller sultanı vefalı dost! Sana ümmet olmak için Seni sevmek yeterse eğer, işte ben seviyorum. Seni sevmek candan olmaksa eğer işte canım birtane değil bintane olsa veririm. Senin yolunda efendim seni Elbette seviyorum. Mutlaka seveceğim. hep seveceğim nasıl sevmemek olur mu?


düşünmek bile tüylerim diken diken olmasına yetiyor Nasıl sevmem? Kalbimin bütün zincirleriyle nasıl bağlanmam sana?
Kimler Seni ölesiye sevmedi ki Ya ResulALLAH?
sen demiştin ya asabdan birisi gelmişti sana demiştide benseni çook seviyorum diye sende o zaman hazır ol sıkıntılar diye efendim korkuyorum laiki ile sevmiyormuyum ki acabada sıkıntısısız tasasız bir hayat içindeyim

Hz. Bilâl’e kızgın kumlar üzerine dayanma gücü veren, Sana olan bağlılığı ve sevgisi değil miydi?

hertürlü işkenceler maruz kalan asabın senin ayağına bir diken batmasında ölümü göze olan sahabe nede dayanma güçünü bu sevgi vermiyormuydu Hz. Ebubekir’e, “Anam babam Sana feda olsun
Ya ResulALLAH!” dedirten bu sevgi değil miydi?..
efendim uhutta şehit edildiğini sanan Hz. Musab, Sana olan sevgisi yüzünden Cenab–ı Hakk tarafından şehadet mertebesiyle ödüllendirilmemiş miydi?bu nasıl bir sevgi idi ki ölümü bile göze almışlardı Nasıl sevmem?şimdi ben nasıl sevmem Elbette seviyorum ve seveceğim. Bir ömür boyu.” Salat selam senin üzerine olsun







maviyedair
03 Mart 2008 13:21
Seleme
Cvp: Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor!

hadi gel bekletme yar !
iniltiler caliyor kapisini göklerin
hadi gel bekletme yar !
sinesi catlayacak Rasul bekleyenlerin
hadi gel bekletme yar !
Nur dagina davet var !
02 Mart 2008 22:18
Emekdar Üye
Cvp: Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor!


ne yaşanılmaz bir sevinçç ...

hasretin bittiği an...

göz yaşları neşeyle akıyor ....

Medine Muhammed(s.a.v) ile şerefleniyor....

Ne mutlu o halkaa. ....

Allah bizlerede Resul (s.a.v) ün bastığı topraklara yüz sürmeyi nasip eylesin.
Amin...

02 Mart 2008 19:17
Belgin
Habibullah geliyor! Baş tacımız geliyor!

Sevinçle birbirlerine; "Müjde!.. Müjde!.. Resûlullah geliyor!.. Peygamberimiz geliyor!.. Sevinin ey Medîneliler!.. Bayram edin! Habîbullah geliyor!.. Baş tâcımız geliyor!.." diyerek bağırmaya başladılar. Bu haber bir anda Medîne-i münevvere sokaklarını doldurdu. Yedisinden yetmişine, yaşlısından hastasına kadar herkes, bu eşi görülmedik sevinçli haberi bekliyorlardı.

Bütün Medîneliler en güzel elbiselerini giyenerek, sür'atle Âlemlerin efendisini karşılamak için koştular. Tekbîr sedâları semâyı çınlatıyor, sevinçten gözyaşları sel gibi akıyordu. Hüzün ve mutluluk dolu bir hava esiyor ve Medîne, târihinde en güzel günlerden birini yaşıyordu. Bir tarafta, herkesin "Emîn" lâkabıyla tanıdığı, Allahü teâlânın Habîbini öldürmek için üzerine mükâfat koyanlar; diğer tarafta ise O'nu ve arkadaşlarını korumak, bağırlarına basmak ve bu uğurda canlarını fedâ etmek istiyenler vardı.

Herkeste büyük bir heyecan ve merak başladı. Acaba Kusvâ nereye çökecekti?! Medîne içine doğru Kusvâ ilerliyor, her kapının önünden geçerken ev sâhipleri heyecanla bekliyorlardı..

Peygamber efendimiz Medîne'ye iyice yaklaşmıştı. Mubârek hicreti son bulmak üzereydi. Medîneliler bir an önce sevgili Peygamberimizin nûrlu cemâlini görmek istiyorlardı. Medîne, Medîne olalı böyle sevinçli, böyle mubârek bir an görmemişti. Bu, o güne kadar, yaşanmamış bir bayramdı.

Benzeri görülmemiş ve görülemeyecek olan bu bayramda, çocuklar ve kadınlar şöyle şiirler terennüm ediyorlardı:Tale'al-bedrü aleynâ,

Min seniyyât-il-vedâ',



Veceb-eş-şükrü aleynâ,

Mâ de'â lillahi dâ'.



Eyyüh-el-meb'ûsu fînâ,

Ci'te bil-emr-il mutâ'!.."
Türkçesi:



Seniyyet-ül vedâ'dan, Bedr doğdu üstümüze,

Hakka da'vet ettikçe, şükr vâcib oldu bize.



Sen bize gönderildin, emrullahı getirdin,

Medîne'ye hoş geldin, şeref verir da'vetin.



İzzet ikrâmla dolduk, eskilerden kurtulduk,

Şana kavuştuk doyduk, ziyândaydık kâr bulduk.Zulmet gideren ay der, "selâm ehline deyin,

Muhammed'e (aleyhisselâm) uyana, aslâ zulüm etmeyin."



Hep birlikte söz verdik, yemîn edilen günde,

Doğruluk yolumuzdur, hâinlik olmaz dînde.



Vallahi ben unutmam, elemsiz gün hiç yoktu,

Şâhidsin Emn yıldızı, vefân sevgin pek çoktu.
Hoş geldin yâ Resûlallah!.." "Bize buyurun yâ Resûlallah!.." şeklindeki istekler ortalığı çınlatıyordu.[/B]

Medîne'nin ileri gelen kimselerinden ba'zıları Kusvâ'nın yularından tutup; "Yâ Resûlallah! Bize buyurun..." diyerek istirhamda bulundular. Onlara,

- "Devemin yularını bırakınız. O me'mûrdur. Kimin evinin önünde çökerse, orada misâfir olurum!' buyurdular.

Herkeste büyük bir heyecan ve merak başladı. Acaba Kusvâ nereye çökecekti?! Medîne içine doğru Kusvâ ilerliyor, her kapının önünden geçerken ev sâhipleri; "Yâ Resûlallah! Bizi teşrif ediniz, bizi teşrif ediniz!" diye yalvarıyorlardı. Peygamber efendimiz onlara tebessüm buyurarak,

- "Devenin yolunu açınız! Nereye çökeceği ona buyurulmuştur" diyordu.

Kusvâ, nihâyet Peygamber efendimizin bugünkü mescid-i şerîfinin kapısının bulunduğu yere çöktü[/B]. Resûlullah devesinden inmediler. Hayvan tekrar ayağa kalktı. Yürümeye başladı. Eski yere dönüp çöktü ve bir daha kalkmadı. Bunun üzerine Efendimiz, Kusvâ'nın üzerinden inip,

- İnşâallah menzilimiz burasıdır, buyurdu. Sonra,

- Burası kimindir? buyurunca,

- Yâ Resûlallah! Amr'ın oğulları Süheyl ve Sehl'indir, diye cevap verdiler. Bu çocuklar yetim idi. Peygamberimiz,

- Akrabâlarımızdan hangisinin evi buraya daha yakındır? buyurdu.

Benim evim daha yakındır...

Zîrâ Resûlullah efendimizin dedesi Abdülmuttalib'in annesi, Neccâroğullarından idi. Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri sevinçle,

- Yâ Resûlallah! Benim evim daha yakındır. İşte şu evim, şu da kapısı, diyerek heyecanla gösterdi.

Kusvâ'nın yükünü indirip, Resûlullah efendimizi buyur etti. Medîneli müslümanlar ve Muhâcirler, Efendimizin hicretine pek ziyâde sevindiler. İşte Resûlullahın bu hicreti müslümanların hicri yılbaşısı kabûl edildi.

Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî, İstanbul'un Fethi için İstanbul'a gelip şehîd olan, Eyüp Sultan'da medfûn bulunan mubârek zâttır.

Resûlullah efendimizin hicreti ile başlayan Hicrî kamerî takvimin sene başı, Muharrem ayının ilk günüdür. Bu günde müslümanlar, birbirinin yeni yılını tebrik eder büyüklerin elleri öpülür, hayır duâlar alınır. Böyle günler vesîle edilerek dargınlıklar, kırgınlıklar giderilir. Allahü teâlânın verdiği ni'metler için, emirleri yaparak, yasaklardan sakınarak şükredilir. Günahlardan tevbe edilir. Çoluk çocuğa, yakınlara, tanıdıklara iyilik ve ikrâmlarda bulunulur.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.