19 Nisan 2019 14:24 | |
Hâdimul İslam | "Seccaden kumlardı... Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı. . Mescit mümin, minber mümin… Taşardı kubbelerden Tekbir, Dolardı kubbelere "âmin"! . Ve mübarek geceler, dualarımız, Geri gelmeyen dualardı. Geceler ki pırıl pırıl, Kandillerin yanardı! . Kapına gelenler ya Muhammed, - Uzaktan, yakından - Mümin döndüler kapından! . Besmele, ekmeğimizin bereketiydi; İki dünyada aziz ümmet, Muhammed ümmetiydi. . Konsun yine pervazlara Güvercinler; "Hu hu"lara karışsın Âminler… Mübarek akşamdır; Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler! . Şimdi Seni ananlar, anıyor ağlar gibi… . Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın, Yoksulların sahibi… Nerde kaldın ey Resul, Nerde kaldın ey Nebi? . Günler, ne günlerdi, ya Muhammed; Çağlar ne çağlardı: Daha dünyaya gelmeden Müminlerin vardı… Ve bir gün ki gaflet Çöller kadardı, Halime'nin kucağında Abdullah'ın yetimi, Amine'nin emaneti ağlardı! . Hatice'nin goncası, Aişe'nin gülüydün. Ümmetin gözbebeği, Göklerin Resulüydün... Elçi geldin, elçiler gönderdin. Ruhunu Allah'a, Elini ümmetine verdin. Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke'de bunalırsan Medine'ye göçerdin. Biz bu dünyadan nereye Göçelim, ya Muhammed? Yeryüzünde, riya, inkâr, hıyanet Altın devrini yaşıyor… . Diller, sayfalar, satırlar "Ebu Leheb öldü" diyorlar: Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor! . Neler duydu şu dünyada Mevlid'ine hayran kulaklarımız; Ne adlar ezberledi, ey Nebi, Adına alışkın dudaklarımız! Artık, yolunu bilmiyor; Artık, yolunu unuttu Ayaklarımız! Kâbe'ne siyahlar Yakışmamıştı, ya Muhammed, Bugünkü kadar! . Haset gururla savaşta; Gurur, Kaf Dağı'nda derebeyi… Onu da yaralarlar kanadından, Gelse bir şefkat meleği. İyiliğin türbesine Türbedar oldu iyi! . Vicdanlar sakat Çıkmadan yarına. İyilikler getir, güzellikler getir Âdem oğullarına! . Şu gördüğün duvarlar ki Kimi Taif'tir, kimi Hayber'dir. Fethedemedik ya Muhammed, Senelerdir. . Ne doğruluk, ne doğru; Ne iyilik, ne iyi… Bahçende en güzel dal, Unuttu yemiş vermeyi. Günahın kursağında Haramların peteği! . Bayram yaptı yabanlar; Semave'yi boşaltıp Save'yi dolduranlar. Atını hendeklerden-bir atlayışla- Aşırdı aşıranlar. Ağlasın Yesrib, Ağlasın Selman'lar! . Gözleri perdeleyen toprak, Yüzlere serptiğin topraktı. Yere dökülmeyecekti, ey Nebi, Yabanların gözünde kalacaktı! . Konsun yine pervazlara Güvercinler; "Hu hu"lara karışsın Âminler. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler! . Ne oldu, ey bulut, Gölgelediğin başlar? Hatırında mı, ey yol, Bir aziz yolcuyla Aşarak dağlar taşlar, Kafile kafile, kervan kervan Şimale giden yoldaşlar! . Uçsuz bucaksız çöllerde, Yine, izler gelenlerin, Yollar gideceklerindir. . Şu tekbir getiren mağara, Örümceklerin değil; Peygamberlerindir, meleklerindir. Örümcek ne havada, Ne suda, ne yerdeydi. Hakkı göremeyen Gözlerdeydi! . Şu kuytu, cinlerin mi; Perilerin yurdu mu? Şu yuva-ki bilinmez, Kuşları hüdhüd müdür, Güvercin mi kumru mu? Kuşlarını bir sabah, Medine'ye uçurdu mu? . Ey Abva'da yatan ölü, Bahçende açtı dünyanın En güzel gülü; Hatıran, uyusun çöllerin Ilık kumlarıyla örtülü! . Dinleyene, halâ, Çöller ses verir: "Yaleyl!" susar, Uğultular gelir. Mersiye okur Uhud, Kaside söyler Bedir. Sen de, bir hac günü, Başta Muhammed, yanında Ebubekir; Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü Destan yap, ey şehir! . Ebubekir'de nur, Osman'da nurlar. Kureyş uluları, karşılarında Meydan okuyan bir Ömer bulurlar; Ali'nin önünde kapılar açılır, Ali'nin önünde eğilir surlar. Bedir'de, Uhud'da, Hayber'de Hakk'ın yiğitleri, şehit olurlar. . Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı; Yerde kalmazdı ruh… kanatlıydı. . Konsun yine pervazlara Güvercinler; "Hu hu"lara karışsın Âminler. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler! . Vicdanlar, sakat çıkmadan, Ya Muhammed, yarına; İyiliklerle gel, güzelliklerle gel Âdem oğullarına! . Yüreklerden taşsın Yine, imanlar! Itri, bestelesin Tekbir'ini; Evliya okusun Kur'an'lar! Ve Kur'an'ı göz nuruyla çoğaltsın Kayışzade Osman'lar! . Naatını Galip yazsın, Mevlid'ini Süleyman'lar! Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle Geri gelsin Sinan'lar! Çarpılsın, hakikat niyetine Cenaze namazı kıldıranlar! . Gel, Ey Muhammed, bahardır. Dudaklar ardında saklı Âminlerimiz vardır! Hacdan döner gibi gel; Mirac'dan iner gibi gel; Bekliyoruz yıllardır! . Bulutlar kanat, rüzgâr kanat; Hızır kanat, Cibril kanat, Nisan kanat, bahar kanat; Ayetlerini ezber bilen Yapraklar kanat… Açılsın göklerin kapıları, Açılsın perdeler, kat kat! Çöllere dökülsün yıldızlar; Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar! Çöl gecelerinden, yanık Türküler yapan kızlar Sancağını saçlarıyla dokusun; Bilal-i Habeşi sustuysa Ezanlarını Davut okusun! . Konsun-yine-pervazlara Güvercinler; "Hu hu"lara karışsın Âminler… Mübarek akşamdır; Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!" Arif Nihat Asya |
15 Mayıs 2018 21:40 | |
nurşen35 |
40 Yaşındasın Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, lemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden, Kalbimizden seyrediyoruz seni. İşte Bir yaşındasın, Beni Sa'd yurdundasın Sana süt anne olmadı kadınlar Bu yüzden dargın bulutlar Bir damla yağmur indirmiyor Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda Minicik bir bulut var gökyüzünde Sana aşık... Ayrılmıyor başucundan Ve insanlar yağmur duasında... Hz.Halime kucağına alıyor seni Yüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için Oysa minicik bulut gökyüzünde Sana meftun, sana kilitli... Ve dua eden rahibin kucağındasın Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da Ama sen unutmuyorsun Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun O minicik bulut ilişiyor bakışlarına Büyüyor, büyüyor... Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini Çoğusu bilmiyor seni... Altı yaşındasın Medine-i Münevvere yolundasın Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni Mekke'ye annesiz giriyorsun Abdulmuttalip bir başka seviyor seni Ebu Talip bir başka seviyor Ya Rasulallah Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında Onlar anne deyince sen yere mi bakardın Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya Kaç gece anne diye hıçkırdın Efendim! Senin yerine de anne dedik annemize Senin yerine de baba dedik Yirmi beş yaşındasın Ve bambaşkasın Kimse sana denk değil Şefkat yayıyor kokun Güven veriyor sesin Sen Muhammed-ül Emin' sin Otuz üç yaşındasın Dalga dalga rahmet var Otuz beş yaşındasın Hadi gel bekletme yar İniltiler çalıyor kapısını göklerin Hadi gel bekletme yar Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin... Hadi gel ey Yâr! Nurdağına davet var İşte Kırk yaşındasın Hira Nur dağındasın Cibril iniyor göklerden Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın Karanlık gecelerimize sabahsın Sen Nebiyullahsın Sen Habibullahsın Sen Rasulullahsın Niye incittilerki seni sultanım Niye işkence yaptılarki sana Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar Himayesiz kaldın diye mi Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne ' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza Başına pislikler saçılıyor Başlar feda o mübarek başına Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı la ' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta Bu koşan kim? Ve cevap veriyor biri: Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra Velilerin anası... Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın Sana yeryüzünde en çok benzeyen Gülmesi sen, ağlaması sen ' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza Niye çıkardılar ki yurdundan seni Himayesiz kaldın diye mi Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni Seni yetim bulup barındıranı Seni alemlere rahmet kılanı Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun 'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı Sen, Sen ' Allah! ' diyordun Allah Azze ve Celle Semayı haşyet kaplıyordu Sen ' Allah! ' diyordun Arş-ı la titriyordu Bedir' de ' Allah! ' diyordun Üç bin melek iniyordu alaca atlarda Yüz yirmi beş bin sahabi: ' Anam babam sana feda olsun ' diyordu Ya Rasulallah Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi ' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara ' Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi Sen de: ' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin Bu gün yaşayan gençler var Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki Ama seni onlar da çok seviyor Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar Senden başka kimseleri yok Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun Altmış üç yaşındasın Refik-i la duasındasın Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu Kenarları beyazdı Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın Ve mübarek ellerini dizine vurarak: ' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti: ' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver ' Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile ' Peki ' dedin o zata Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı Aynı cübbeden yine yine diktirdiler Ama giyinmek nasip olmadı Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle: ' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler ' Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini ' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim' Sultanım! Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik Rabbinden bize ne getirdi isen amenna Duyduk, itaat ettik Ya Rasulallah Sen hâlâ kırk yaşındasın Ve hâlâ ümmetinin başındasın... Dursun Ali Erzincanlı |
27 Nisan 2012 03:44 | |
muallime | Cevap: Rasulullaha şiirler YA MUHAMMED ALEYHİSSELATÜ VESSELAM Arz-ı ta’zim eylemez mi, alem-i imkân sana Arz-ı ta’zim etti, Allahu azimüşşân sana Nuru imandır nucumundan demadem berk uran Asuman etmiş hezeran kalp ile iman sana Hüsn-i cemalin gören insan olur hayran sana Dest-i kudretle yazılmış hilyedir Kur’ân sana Fazl-ı bî-payanın burhan-ı bî-payanı var Var mı ulviyyat içinde olmayan burhan sana Edeb haya kemalindir, görenler kurban sana Dünyaya aldanır mı, aşık olan insan sana Kelamın mazhar-ı Hakk’tır, her şerafet sendedir Yazılmıştı arşa ismin, lütf u ihsandır sana Dil esirin olduğu günden beri azadedir Mâsivaya bağlanır mı, bağlanan vicdan sana Nur-ı Tevhid gösterir, didarın senin İki cihan serveri, kainat hayran sana Mevlanın nurundan mürekkeb, vucudun feyz-i Hakk Rahmetenlil-alemsin, Yaratan müştak Sana Kim sana meddah olur, meddahın Allah’dır senin Bahri umman feyzi nursun, enhar-ı rahmet sana |
27 Nisan 2012 03:33 | |
muallime | Cevap: Rasulullaha şiirler Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visâlinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım. |
27 Nisan 2012 03:22 | |
muallime | Rasulullaha şiirler HİLYE-İ ŞERİFİ MÜBAREK ŞEMALİ İnsanların arasında boylu poslu görünürdü Tek kalınca tevazuun, halesine bürünürdü İpek saçlarıyla, çok güzeldi nurlu başı Kemalatı kamil idi, eğikti tek Hakk`a karşı Sakalı Şerif vücuduna, ilahi bir heybet vermiş Yaratanın sevgisiyle, yükselerek arşa ermiş Resulullah`ı görünce gönüller, hep gelmiş vecde Habibinin hürmetine, düşmüş yere gökten secde Ak çehrede nurlu yüzler, Hakk’ın esrarını taşır Bakıldıkça manalaşır, semalaşır, göz kamaşır Kudretten sürmelenmiş ahu gözlere "O" kiprikler Güzellikler yanağının. safasıyla bezemişler Nasıyeden süzülerek inen ince cekme burun Güler yüzlü tebessümü: goncalaşan bir ak nurun Ne sık idi, ne de seyrek; ağzındaki inci dişler Lü`lü gibi nur damlalar, gülümserken diziImişler Sevindirmiş aydınlatmış "O" gözleri Rü`yetullah Gündüz olmuş gece görür, onlar birer Ayetullah Habibini övmüş Hakk; onun sevgisiyle yaşamak Suretine sıretine, özenmiş de özenmiş Hakk Muhammed Hikmet TUZKAYA |
15 Mayıs 2008 18:42 | |
sessiz23 | Cvp: EFenDimiz (s.a.s)' e Şiirler Guzel olmuş ecrın |
02 Mayıs 2008 23:47 | |
Emekdar Üye | Cvp: EFenDimiz (s.a.s)' e Şiirler Güzel bir ezgi ekledim. Beğenmeniz ümidi ile Allah razı olsun |
02 Mayıs 2008 23:47 | |
Emekdar Üye | Cvp: EFenDimiz (s.a.s)' e Şiirler Güzel bir ezgi ekledim. Beğenmeniz ümidi ile Allah razı olsun |
02 Mayıs 2008 23:31 | |
sessiz23 | Cvp: EFenDimiz (s.a.s)' e Şiirler Gönülümün gülü Bu gün gene sensiz seni anıyorum canım efendim Yokluğun sinemde yanan kor misali Varlığını arıyor gönlüm suya hasret toprak misali Gözlerim, gönlüm, yüreğim, gül yüzünü arıyor canım efendim Gönlümün gülü Bastığın yerlerde bir zerre olabilseydim keşke Yada gözlerinin nazar ettiği bir taş olsaydım Seni her daim gönlüme işleyen nakkaş olsaydım Yazabilseydim hasretini vuslatın perdelerine Gözlerim, gönlüm, yüreğim, gül yüzünü arıyor canım efendim Gönlümün gülü Alemlere rahmet olarak geldin aydınlandı bu dünya Nurun ile şad oldu arz ile sema İbrahimin duası İsanın müjdesi sen hatemül enbiyasın Ahmedi Muhammed sen gönüllere nakş olansın Gecelerime nur, günüme güneş Muhammed Mustafasın Gönlümün gülü Kisara'nın sarayları gelişinle yıkıldı,nasraninin ateşi gelişinle kül oldu Kararmıştı gönüller aydınlık ve nur doldu Arz ve sema da melekler saf saf oldu selam ve selvata durdu Bu aleme gelişinle nur-u Mustafa doğdu Ne güzeldi gelişin fahri kainatın sultanı alem nur ile doldu Gönlümün gülü Anlatmaya yetmezki bu naçarın kulun dili ve kalemi Sen merhamet sen sevgi sen rahmet peygamberi Bilesin hasretiz sana dinmez yüreğimizin hasret dili Bilesin özlüyor seviyoruz seni ey gönlümün nadide gonca gülü Gönlümün gülü İsterdim zamanında olaydım sahebelerin en acizi bir ben olaydım Hira yada Serv de bir taş olaydım, geçtiğin yollarda toprak olaydım Dünya gözü ile bir kez bakaydım nuru cemalin le müştak olaydım Özlüyorum seni canım efendim yoluna her şeyim feda efendim Şeffatinden bizleri ayırma sen sultanım muhtacız buna Muhammed ümmeti hasrettir sana selam selavat sana ya Muhammed Mustafa (s.a.v) __________________ |
02 Mayıs 2008 23:31 | |
sessiz23 | Cvp: EFenDimiz (s.a.s)' e Şiirler GÜL KOKUNA HASRETİZ YA MUHAMMED, BU GECE TEŞRİF ETTİN DÜNYAYA GELİŞİNLE SON VERDİN ,KARANLIK HEYULAYA. NE ZULMETLER SON BULDU,KİSRA ATEŞİ SÖNDÜ SAYENİZDE EFENDİM,KARANLIK ,GÜNE DÖNDÜ. EMANETİ KORUYAN,MUHAMMEDÜL-EMİNDİN İTİMADIN KALESİ,SEN EN SAĞLAM YEMİNDİN. YETİMDİN,KİMSESİZDİN,KİMSESİZLER KİMSESİ ŞEFKATLE UZANAN EL,HAK YOLUNUN GÜR SESİ. ALLAH,KİTAP BİLMEZDİK,KARANLIĞI SEVERDİK DOĞRU YOLA GELMEZDİK,PUT`UMUZU ÖVERDİK. NEFİSLERİN MAHKUMU ZİNCİRLİ KÖLELERDİK SENİN NURLU YOLUNDA,ŞÜKÜR KULLUĞA ERDİK. ALLAH GÖNDERDİ SENİ, BEŞER ŞAŞMASIN DİYE BİR DAHA SAPKINLAŞIP,HADDİ AŞMASIN DİYE HABİBULLAH MUHAMMED SON NEBİ,SON PEYGAMBER GEL,GÖR NE HALLERDEYİZ,SESİMİZE CEVAP VER. UNUTTUK ÖĞRETİNİ,ÖĞRETİNİ UNUTTUK HAKKI YERLERE ATTIK,BATILI ÜSTÜN TUTTUK. ADI BARIŞ DİNİNİ ,TERÖRLE ANIYORLAR ÜMMETİN KARANLIKTA,IŞIĞI ARIYORLAR. HERKES KENDİ HALİNDE KURTARIYOR GEMİYİ VAHŞETE YOLLANIRKEN ESKİTİYOR YENİYİ. REHBERSİN SEN YA RESUL,TERKETTİK HADİSİNİ BIRAKTIK ELİMİZLE,BİR ALLAHIN İPİNİ. GÜL KOKUNA HASRETİZ,EBU CEHİL HORTLADI ZALİMİN ZÜLMÜ DEVAM,BİR ALLAH TAN KORKMADI. YOLUNA SET ÇEKTİLER,ÜMMETİN GELEMİYOR CANI KIYMETLİ OLDU,YOLUNDA VEREMİYOR. BATILIN OYUNCAĞI,ÜMMETİNİN HANESİ EVİMİZDE GÜRLÜYOR,ŞEYTANLARIN BET SESİ . EZANLAR BATAR OLDU,KULAKLARA EZANLAR KÜFRÜ SAVUNUR OLDU,KÖŞELERE YAZANLAR. SADECE KÜNYELERE İSLAM DİYE YAZILDIK. GARİP KALDIK YA RESUL,HARAMLARA EZİLDİK. KUR`ANIN IŞIĞINDA KURTULUŞUN MÜJDESİ ELBETTE REHBERİMİZ,MUHAMMEDİN GÜR SESİ . ŞEFAATİNİ GÖNDER UMUTSUZ ÜMMETİNE MUHTACIZ PEYGAMBERİM,MUHTACIZ HİMMETİNE. SEN CANIMDAN AZİZSİN,ANAM BABAMDAN ÖNDE “CANIM ARZULAR SENİ”,RUHUM HAPİS BU TENDE. SENİ SEVMEK YA RESUL,YOLUNDA YÜRÜMEKTİR, SENDEN HABERSİZ OLMAK,YAŞARKEN ÇÜRÜMEKTİR. “CİHAD “DESEM YA RESUL ,ÜRKERLER KELİMEDEN KURTAR BİZİ YA RESUL,ÖMRÜMÜZ ERİMEDEN. GÜL KOKUNDAN UZAKTA,NE HUZUR VAR NE RAHAT BU GARİP ÜMMETİNE,EDER MİSİN ŞEFAAT? |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|