18 Aralık 2008 22:29 | |
Aysima | Cvp: Yaşayabilme İhtimali Allah razı olsun muhtar |
25 Ağustos 2007 13:40 | |
Emekdar Üye | Cvp: YAşAYABiLME iHTiMALi.. ![]() Ankara doğaldır ![]() |
25 Ağustos 2007 13:22 | |
Emekdar Üye | Cvp: YAşAYABiLME iHTiMALi.. Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim.... sağol merve eski günlere götürdün beni... |
25 Ağustos 2007 12:11 | |
MERVE DEMİR | Yaşayabilme İhtimali Soğuk ve şehirlerarası Otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda Otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de Haşlama yeme ihtimalini sevdim... ilkokulun silgi kokan tebeşir lekeli yıllarında (Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman) özlemeye başladım herkesi Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki Adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan Kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık Ben doktor oluyordum, sen hemşire Geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu, Pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumuna inat bir Türkçeyle Ağbilerimizden öğrendik ş harfinden orak çekiş figürleri türetmeyi Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim (Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak) Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu Ve belli bir saatten sonra dışarı çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağına geçmedi adım çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi caddesine gelebilme ihtimalini seviyordum Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum... Yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum Kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenle yarışıyordum Yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum, bir ülkeden bir iç ülkeye çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum Zap suyunun sesini başına koyuyordum, şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyorudum otobüsten çarşıdan bizim eve giden ömrümün en uzun, ömrümün en kısa ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar Yolunu koşuyordum çünkü sonunda annem oluyordum Babam kokuyordum sonunda Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle (Sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) Bir yol üstü lokantasında Ben seninle Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğu Beyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin Terli coğrafyasında olabilme ihtimalini sevdim Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim... YILMAZ ERDOĞAN.... |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|