Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Genel Konular > Serbest Kürsü > Delikanlı,

Konu Başlıkları: Delikanlı, Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
13 Nisan 2014 00:39
tecelli
Delikanlı,

Delikanlı, babasının hızla kilo
kaybettiğini fark etmiş ve bu
durumdan korkmaya başlamıştı.
Yaşlı adam, onun için bir arkadaş
gibiydi. Çeyrek asra yaklaşan
beraberlikleri sırasında onu her
zaman yanında bulmuş, bütün
sırlarını ona açmış ve hiç kırmadan
hizmetini görmüştü. Bu yüzden de
evlenmeye yanaşmıyordu.
Zaman "Ahir zaman" olduğu için,
alacağı kız, belki de babasıyla
geçinemezdi. Oysa ki hayatları,
insanlardan çok uzak bir sahilde ve
küçücük bir kulübe de geçmesine
rağmen, mükemmel sayılırdı. Hiçbir
şeyin sıkıntısı duyulmuyordu.
Denizden gelen kütük ve tahta
parçaları, yakacak ihtiyaçlarını bol
bol karşılıyordu. Bütün dağ ve
tepeler, bahçeleriydi. Üç beş tane
koyunları vardı sağılan. Bir düzine
kadar da tavukları, ne de süzme
peynirleri, yumurtaları.
Babası, iyi olduğu günlerde bahçe
işleri ile uğraşır, mısır, sebze ve
meyve yetiştirirdi. Yemek, çamaşır
ve bulaşık işleri ise, annesinin
vefatıyla kendisine kalmıştı. Birde
balık tutma işi elbette. Fakat
avlanmak için, havanın güzel olması
gerekiyordu.
Çocukluk yıllarından beri
kullandıkları emektar sandalları artık
kalafat tutmadığı için, kayalıklardan
attığı oltasına takılanlar süslerdi
sofralarını. Bazen üç beş istavrit,
bazen de bir kaç tane dip balığı.
Ama eğer Allah lüfer verirse, o
zaman iş başkaydı. Babası, midesine
düşkün biri olmamasına rağmen
lüfere dayanamaz ve adeta bayram
yapıp:
- Bu balık, mutlaka Cennet'ten
gelmiş!. derdi.
Hastalığı ilerlediğinde, yaşlı adam
yemek yiyemez oldu. İki kaşık çorba
bile içemiyordu. Aradan bir hafta
geçtiğinde, ağzından bir kelime
kaçırıverdi: Lüfer!..
Delikanlı, hiçbir şey olmasa bile,
babasının sadece bu balığı
yiyebileceğine, hatta aldığı ilk
lokmada şifa bulacağına inanmıştı.
Ama onun bu isteği karşısında
duyduğu sevinç, biraz sonra bir
kabusa dönüştü. Çünkü sık sık olta
attığı halde, en son lüferini aylar
öncesinde yakalamıştı. Evlerine bir
saat uzak olan köyde ise, "balık
tutmak" diye bir adet yoktu.
Delikanlı, babasının birkaç lokmayla
doyacağını bildiği için, en küçük
lüfere bile razıydı. Onun yatağını
pencere önüne çekerek kayalıklara
geldi. Yaşlı adam onu uzaktan görür
ve fazla meraklanmazdı.
- Ya Rabbi!.. diye dua etti. Bu güne
kadar babamı kırmadım. Ve benden
ne istediyse hemen yaptım. Ama
benim sözüm denize geçmez. Onun
istediği şey, senin hazinende
elbette vardır. Ve o şey, belki de
babamın son yemeğidir.
Denizin hafif bir poyrazla ürperen
açıklarındaki martılar, ard arda
yaptığı dalışları ve çığlık çığlığa
bağırışlarıyla bir balık akınını haber
vermesine rağmen, oltaya bir teki
bile gelmedi.
Güneş batmak üzereyken, delikanlı
kayalıktan ayrıldı.
Ayakları geri geri gidiyordu adete.
Kulübeye yaklaştığında, çimenlerin
arasında bir hareket fark etti. Ve
ona doğru yavaş yavaş sokuldu.
Aman Allah’ım!..
Ayaklarının dibinde, canlı bir lüfer
vardı. Orta boyda, kıpır kıpır bir
lüfer.
Genç adam, rüya gördüğünü sandı
ilk önce. Bitmesinden korkup
kımıldamadı. Ama hemen sonra
kendine geldi. Sağa sola bakındı.
Ortalıkta hiç kimsecikler yoktu.
Deniz ise, aşağıda köpürüp
duruyordu.
Yukarıdaki martıların sesini
duyduğunda, başını kaldırıp onlara
baktı. Lüferi denizden çıkartan
martı, diğerlerinin hücumuyla balığı
düşürmüştü.
Delikanlı, anne ve babasından aldığı
terbiyeyle, Allah'a her fırsatta
şükrederdi. Ama bu sefer, iki damla
gözyaşıyla yetindi. Tek bildiği şey,
yerdeki balıktan da fazla titrediğiydi.
Onu yavaşça alarak kovaya koydu.
Kulübeye girdiğinde, babası
uyanmıştı. Üstelik de renk gelmişti
yüzüne.
Oğluna gülümseyip:
- Rüyamda yine anneni gördüm!.
dedi. Her zaman ki gibi Cennette idi.
Ve bana güzel bir yemek yapıyordu.
Delikanlı, kovadaki balığı mukaddes
bir emanet gibi çıkartırken:
- Annemin seçtiği yemek, lüfer
olmalı!. dedi. onu kızartmam için
bana attı.
Alıntı

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.