aybikegökçen Üyemizden Alıntı

kendini bilen anneler eşler oluruz inşallah

Fatıma-i Zehra Üyemizden Alıntı

ben de, beni en çok etkileyen yerlerden birini seninle paylasayım :

Üstelik bilen kadın, eşliğin, anneliğin ve kadınlığın hakkını verebilir. Ancak bilen kadın evini kurar ve o evden cennetlere yükselebilir. Kâinatı okuyabilen kadın, çocuğu okuyabilir, anne olabilir.

aybikegökçen Üyemizden Alıntı

Kadın, Hanne olmaktır. İhlasla yapılan bir niyetle dünyayı sallamaktır. Rabb’ine çığlığını duyurabilmektir. Canının en can noktasını sunabilmektir.

beni bu satırlarla buluşturduğun için Allah razı olsun

GÜLNİHAL2 Üyemizden Alıntı

harika bir yazı

azranur Üyemizden Alıntı

Kadını ilimden ayrı gören anlayış, Âişe annemizin ümmete hoca oluşunu göremeyen kör bir anlayıştır. Ondan öğrenilen meseleler dinin neredeyse yarısıyken, onun önüne oturmamış sahabi yok denecek kadar azken, kim ilmi kadından öteye koyabilir? Âişe gerçekten varken ilim nasıl hayâl olabilir? Ve kadına bunca kudreti veren Allah, onu ilimden nasıl mahrum bırakabilir?
Cahil kaldık. Ama cahillik asla kaderimiz değil. Kadın âlimeler şu an olmayabilir. Ama inanıyoruz ki yarın mutlaka olacak. Bir perde ise gözlerimize çekilen, bir gün o perde yırtılacak.
Kadın, mücahidedir. Kadın, anadır. Kadın, âlimdir. Kadın, eştir. Kadın, davetçidir. Kadın, kuldur. Dünyayı sallayabilir. Talebe yetiştirebilir. Hafız olabilir.
Kadın okur da elbette. Ama iffetiyle okur. Bir tarafı yaparken başka yerden yıkmaz kadın. Kadın, okur elbette ama cahillikten soyunmak için değil rıza için okur.
Kadın, konuşur elbette. Ona da fetva sorulur. O da çözer ümmetin dertlerini. Kadın da dertlidir. Cahillik onun da derdidir. Kadını da uyku tutmaz geceleri. Kadının da nasibi vardır ilimden. Elbette bu ümmette kadın da ilmin ehli, amili ve müderrisi olmaya muktedirdir.

çok güzel bir yazıymış

pehlivan Üyemizden Alıntı

Allah razı olsun hocam