11 Ağustos 2015 13:09 | ||
nurşen35 | Cevap: Cvp: Ruhlar, kendi aralarında konuşurlar mı? Rahmet Melekleriyle Hafaza Melekleri ve ölüm meleği ayrıdır. Vazifeleri de ayrıdır. Rahmet melekleri şu yerlere girmez; 1. İçinde canlı resmi veya heykeli bulunan odaya 2. İçki içlen ve içki bulunan yere 3. Kumar oynanan veya kumar aleti olan yere 4. Günah işlenen yere 5. Köpek olan yere 6. Cünüp bulunan odaya 7. Çalgı aletleri bulunan odaya 8. Misafir gelmeyen eve 9. Avret yeri açık duranın olduğu yere 10. Ana - babaya asi olunan yere Melek girmeyen eve şeytan girer. Şeytan da kötülük yaptırmaya çalışır. Rahmet melekleri bir eve girmezse onların faydalarından ve edeceği dualardan mahrum kalırız. Bu konudaki hadis-i Şerifler; '' Bir eve misafir gelince melekler sofrada ev sahibine dua eder'' ( Taberani) '' Sofrada sirke yiyene, melekler dua eder'' (İ.Asakir) '' Allah'ü Teala'nın zikredildiği yerlere melekler rahmet saçar'' (Ebuşşeyh) '' Melekler sahura kalkana dua eder'' (İ. Ahmed) '' Kur'anı hatmedene 60 bin melek dua ve istiğfar eder'' ( Deylemi) '' Bir kimse namaz kıldığı yerden ayrılıncaya kadar, melekler Ya Rabbi buna rahmet et, diye dua ederler'' ( Nesai ) '' Melekler iyilik öğretene dua ederler '' (Tirmizi ) '' Yatağa bdestli yatan kimse için, bir melek sabaha kadar Ya Rabbi bunu affet, diye dua eder'' ( Hakim) Ölüm hastasının bulunduğu odada , hayızlı kadın veya melek girmesine mani olan başka şey bulunmamalı. Mümin, ruhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini görüp, can verme acısını duymaz. Oraya rahmet melekleri girmezse o kimse ölürken sıkıntılara maruz kalabilir. Onun için rahmet meleklerinin girmesine mani olacak iş yapmamalıdır. Mehmet Ali Demirbaş... | |
13 Ekim 2008 14:47 | ||
Huzurİslam | Cvp: Ruhlar, kendi aralarında konuşurlar mı? Alıntı:
kardeşim... | |
13 Ekim 2008 11:56 | ||
Belgin | Ruhlar, kendi aralarında konuşurlar mı? SORU: 1- Ruhlar arasında bir irtibat ve konuşma olur mu? 2- Ölü üzerine ağlamak günah mıdır? CEVAP: 1- Bu konular doğrudan gayba girdiğinden, Peygamber Efendimiz’in (asm) verdiği gaybî haberlerle yetineceğiz: Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Resulullah (asm) buyurdular ki: “Bir Müslüman can çekişme anına girdiği zaman rahmet melekleri, beyaz bir ipekle gelirler ve şöyle derler: ‘Sen razı ve senden de Rabbin razı olarak şu bedenden çık. Allah’ın rahmet ve reyhanına ve sana gazabı olmayan Rabbine kavuş.” Bunun üzerine ruh, en güzel bir misk kokusu gibi bedenden çıkar. Öyle ki melekler onu birbirlerine verirler, tâ semanın kapısına kadar onu getirirler ve: “Size arzdan gelen bu koku ne kadar güzel!” derler. Sonra onu mü’minlerin ruhlarına getirirler. Onlar, onun gelmesi sebebiyle sizden birinin kaybettiği şeyinin kendisine geldiği zamanki sevincinden daha çok sevinirler. Ona: “Falanca ne yaptı? Falanca ne yaptı?” diye dünyadakilerden haber sorarlar. Melekler: “Bırakın onu, onda hâlâ dünyanın tasası var!” derler. Bu gelen, kendisine dünyadan soran ruhlara: “Falan ölmüştü, yanınıza gelmedi mi?” der. Onlar: “O, annesine, Hâviye cehennemine götürüldü!” derler. Peygamber Efendimiz (asm) devamla der ki: “Kâfir can çekişme anına girdiği zaman, azap melekleri kıldan kaba bir elbise ile gelirler ve şöyle derler: “Bu cesetten kendin öfkeli, Allah’ın da öfkesini kazanmış olarak çık ve Allah’ın azabına koş!” Bunun üzerine, kötü ruh cesedden, en kötü bir cîfe kokusu gibi çıkar. Melekler onu arzın kapısına getirirler. Orada: “Bu koku ne de pis!” derler. Sonunda onu kâfir ruhların yanına getirirler.” 1 2- Ölü üzerine isyan etmek, başkasını rencide edecek ve isyan boyutuna varacak derecede bağırarak, saçını başını yolarak ağlayıp feryat etmek günahtır. Yoksa kalbin hüzün duyması ve gözlerin yaşarması elbette engellenemez. Sünnet olan, bu hüznü ve gözyaşını isyana değil, duâya çevirmektir. Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah (asm) ile birlikte demirci Ebu Seyf radıyallahu anh’ın yanına girdik. O, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın oğlu İbrahim’in süt babası idi. Aleyhissalâtu vesselâm oğlunu aldı, öptü ve kokladı. Daha sonra yanına tekrar girdik. İbrahim can çekişiyordu. Bu manzara karşısında Resûlullah’ın (asm) gözlerinden yaş boşandı. Abdurrahman İbnu Avf (ra): “Sen de mi (ağlıyorsun) ey Allah’ın Resülü?” dedi. Resûlullah (asm): “Ey İbnu Avf! Bu merhamettir!” buyurdu ve ağlamasına devam etti. Sonra şöyle söyledi: “Gözümüz yaş döker, kalbimiz hüzün çeker, fakat Rabbimizi razı etmeyecek söz sarf etmeyiz. Ey İbrahim! Senin ayrılmandan bizler üzgünüz!” buyurdu. 2 Dipnotlar: 1- Nesâî, Cenâiz 9, (3, 8-9). 2- Buhârî, Cenâiz 44; Müslim, Fezâil 62, (2315); Ebu Dâvud, Cenâîz 28, (3126). Süleyman Kösmene |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|