Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler > Bir Oda Dolusu Sen İstiyorum..

Konu Başlıkları: Bir Oda Dolusu Sen İstiyorum.. Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
18 Eylül 2015 17:39
İslaminesil
Cevap: Bir Oda Dolusu Sen İstiyorum..

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
30 Ağustos 2015 01:31
BuRCu__
Cevap: Bir Oda Dolusu Sen İstiyorum..

bir oda dolusu olmasa bile bi avuç dolusu bile yeter!
29 Ağustos 2015 07:09
İslaminesil
Bir Oda Dolusu Sen İstiyorum..

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Yağmurlu ikindilerde görülen hüzünlü bir rüya gibi sana seslenişim.. Dudaklarımda yıllanmış bir ah.. Gözlerimde dağlardan arta kalmış bir nigâh.. Yorgunum ya dostum.. Kırılmış ya kalbimin kenti orta yerinden..
İçimden bir dolunay eksilmiş ya..
Bir sen eksilmişsin dostum..
Yüreğimdeki yangınla kentlerini sarmak değil niyetim..

Aslında..

Aslında kalem titrerken, söz biterken, bir yıldız kayarken gözlerimden seni arıyordum ben..
Yani gençliğini.. On dokuz yaşını..
Yani hayallerimizi.. Bulutlara çizdiğimiz duaları..
Akşamın alacasında, yıldızların tam ortasında boğazımıza kurşun gibi dizilip sustuklarımızı..
Kalbimizde dolu dizgin ama kanadı kırılmış sevdaları..
Bilmiyordun belki.. Belki uzaklardaydın.. Belki unutmuştun.. Belki unutmaktan korkmuş belki özlemekten yorulmuştun.. Susmuştun..
Ama ben?.. Ayrılığın saçları uzasa ne çıkar dostum.. Aylar yüzyıla dursa ne..
Sol omzumun üzerinden başın sarkıyorken yüreğime, nasıl unuturdum ben?.. Ve nasıl yorulurdum özlemekten, iklimler boyu seni anarken.. En çok seni susarken karanlıklara, sana susuzluğumu nasıl unuturdum?..
Seni arıyordum bunca zaman..
Öfkeni.. Şiirlerini.. Kirpiklerinde çağlayan inci tanelerini..
Sevdiğinde, güneşin bulutların ardına gizlendiğini.. Kızdığında, dağların ve düşmanların ve ırmağın ve toprağın titrediğini..
En çok seni.. Ayın on dördünde gençliğini..
Hani her Cuma bir ayet dolanırdı dilimize.. “Onlar Rablerine iman etmiş genç yiğitlerdi” derdik.. Gençliğin üstüne kılıç gibi imanı kuşandığımızda, gözlerimizde bir yiğit doğardı hani.. Güneşe doğru, şafağa doğru bir ün salar, bir destan yazardı..
Hani seherler boyu hidayet dilerdik.. Korkardı ya bir elçi.. Yaprak gibi titrerdi.. Bir dağ lalesi inlerdi.. Bir söğüt ağacı sırtını denize dönerdi..
Bütün kalpler iki parmağı arasında değil miydi?.. Dilerse evirir çevirirdi.. Halden hale getirirdi.. “Hidayetten sonra kalplerimizi eğriltmesin” derdik ya hani.. En çok hidayet deyince bir feryadı taşırdı yüreklerimiz.. Avuç dolusu bir hıçkırık sarardı..
Sonra bir yağmur gibi ağır ağır, bir şiir gibi aşkla hidayet dolardı içimize..
Ne zaman dikilse başımız ve secdelerimiz.. Ne zaman “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi” desek.. Ne zaman dursak dimdik sarayların karşısında kalplerimiz perçinlenirdi.. Bir kurşun eriği dolardı içimize.. Bir duvarın tuğlaları gibi sarılırdık birbirimize.. Yeryüzünün damarında bir kan gibi akardık.. Ayların kıyamından ve sıyamından daha hayırlı ribâtlara taşınırdık..
Hani seninle bir olup Ömer’in gözlerine bakardık dostum.. Ömer emirdi.. Emir Ömer’di hani.. Üzerinde on iki yerden yamalı elbisesi.. Bir tevazunun ırmağında durulur ve otururdu.. “Herkes bir şey dilesin” derdi.. “Yüreğinden ne koparsa bir şeyler dilesin herkes..”
“Şu oda dolusu gümüşüm olsa ve Allah yolunda infak etsem” derdi biri..
Ömer’in içinde alev alev bir çöl susardı..
“Şu oda dolusu altınım olsa ve Allah yolunda infak etsem” derdi bir diğeri..
Ömer’in dimağında bir bulut parçalanır ve gece olurdu gözleri.. Karanlığa boğulurdu..
Sonuncuları “Şu oda dolusu mücevherim olsa ve Allah yolunda infak etsem” derdi..
Ömer’in kalbine bir hançer saplanır, kalbinden kan sızar ve delik deşik olurdu..
Bir ah çekerdi sonra.. Dudaklarına bir vaveyla yanaşırdı.. Avuçları göklerde, yüreği parmak uçlarında dilekler tutardı..
“Şu oda dolusu Ebu Ubeyde bin el-Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin el-Yeman olsa da onları Allah yolunda görevlendirsem” derdi..
Ne olur kızma dostum, arıyorsam bunca zaman, özlüyorsam, bekliyorsam..
Ne zaman unutmaya çalışsam gençliğini, dağ gibi bir Ömer dikiliyor kalbime..
Sadece Ebu Ubeyde gibi, Muaz gibi, Huzeyfe gibi ve onların izinde sen gibi gençliğimizi arıyorum..
Hiç bıkmadan, usanmadan, unutmadan dua dua seni diliyorum Rabbimden..
Bir oda dolusu sen istiyorum..
Ve bir oda dolusu adam gibi gençliğimizi..
Ümmü Reyhane …02/2010


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.