Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLAHİYAT-ÖNLİSANS -AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ.::. > 1.SINIF*Güz Dönemi* > İslam Sanat Tarihi > İslam Sanatları Tarihi 1 / 10 Ünite Özetleri/medineweb

Konu Başlıkları: İslam Sanatları Tarihi 1 / 10 Ünite Özetleri/medineweb Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
06 Kasım 2017 23:34
neslihan gök
26 Ekim 2017 14:31
mevati Teşekkürler
12 Ocak 2017 23:23
damat367 Allah(cc) razı olsun...
19 Aralık 2016 13:43
feraceeli 2. Ünite

ERKEN DÖNEM İSLAM MİMARİSİ

Çoğu Emeviler tarafından yaptırılmış olan ilk camiler ordugah camileridir. Basra Kufe camileri ile eski Kahire'de (Fustat ) Amr camii ve Kayrevan'da (Kuzey Afrika ) Sidi Ukbe Camii'nin ilk şekli hakkında bilgiler bugüne ulaşmıştır. Amr Camii 642'de yapılıp 673'de genişletilmiş, başlangıçta avlu ve mihrap yokken sonradan açık bir avlu ve sütunlara dayalı bir ana mekan getirilmiştir.

İlk yapılışı 702 yılına ve Halife Abdülmelik'e ait olan Kudüs'teki Mescid-i Aksa daha sonra 780'de yenilenmiş , değişiklikler geçirmiş , haçlıların saray haline getirilmesinden sonra Selahaddin-i Eyyübi tarafından tekrar cami haline getirilmiştir. Daha sonraki eklemelerde mihrap duvarında enine bir nefi bulunan ve kesişme yerinde bir de kubbesi olan geniş sütunlu bir yapı haline getirildi.Emevi mimarisinin en önemli yapısı Şam'da Emeviyye Camii'dir.

Emeviyye Camii 705 - 715 yıllarında Roma tapınağı ile Bizans bazilikasının yerine inşaa edilmiştir. Yapıda üç paralel nefe ayrılmıştır.
Yapıda köşkler, servi ağaçları, Cennet manzaraları , insan ve hayvan figürleriyle mozaiklere yer verilmiştir.

Abdülmelik tarafından 691 yılında Kudüs hareminde yaptırılmış olan '' Kubbetüs - Sahre'' dir.
Hz. Peygamberimiz'in (sav) Miraç gecesi bastığı ve Allah'a yükseldiği kutsal kayadır.
Ürdün'de Kusayru Amre taş mimarisi üç bölümlü tonozlu mekanıyla Emevi kasırlardan farklıdır. Bu kasrın duvar resimleri İslam sanatı tarihi bakımından önem taşımaktadır.

Emevi çöl saraylarına ilk örnek Halife Hişam b. Abdülmelik 727 yılında yapılmış Kasrül- Müşetta , Hırbetül - Mefcer'dir. Kasrül Müşetta'nın kabartmaları II. Abdülhamid tarafından Alman imparatoru Kaiser II. Wilhelm'e hediye edilmiştir. Berlin Pergamon müzesinde sergilenmektedir.

Abbasi Devri Mimarisi : İslam dünyasında Emevilerin yerine 750 yılında Abbasiler yönetimi geçirmeleriyle siyasi, askeri, idari, ilim ve sanat alanlarında çok büyük değişiklikler olmuştur. İslam halifeliğinin başkenti Şam'dan Bağdat'a taşınmasıyla İslam sanatı Orta Asya doğulu bir çehre kazanmıştır. Abbasi mimarisinin gelişmelerden biri yeni Samerra şehrinin kurulması olmuştur.
Samerra'da 150.000 kişilik en büyük camii Mütevekkiliye Camii'dir.
İslam sanatı içinde bilinen ilk türbe Kubbetüs-Süleybiye'dir ( 862)
Dicle'nin batı kıyısındadır. Abbasi devrinin en büyük saraylarından biri olan Cevsakul- Hakani Samerra'da Halife Mu'tasım tarafından Türk beyi Artuk Ebül -Feth b. Hakan için yaptırılmış fakat çok beğendiği için kendisi kullanmıştır.
Damgan'da Tarı Hane Camii ile Isfahan'ın doğusundaki Nayın Camii İran sahasında Abbasi sanatını temsil eden iki önemli eserdir...

İspanya ve Mağrip Sanatı : 711'de İspanya'ya geçen Müslümanlar burada 1492'ye kadar hüküm sürdüler. Mağrip denilen Kuzey Afrika Endülüs adı verilen İspanya'da çeşitli sülalerin siyasi egemenlikleriyle sanat gelişmesini sürdürmüştür.
Endülüs'te 786'da I. Abdurrahman'ın başlattığı Kurtuba Camii 990 yılına kadar üç kez genişletilmiştir.
Nasriler olarak da tanınan Gırnata emirlerinden kalan en önemli yapı XIV. yüzyıldan kalma Elhamra Sarayı'dır...

Mısır'da Erken İslam Mimarisi : Mısır'da ilk bağımsız Müslüman Türk devletinin kurucusu Tolunoğlu Ahmed Samerra'da görevli bir Orta Asyalı Türk emirinin oğludur.
Kahire'de el- Katayi adlı şehri kurdu (868)
Mısır'da yapılan en önemli Camii Tolunoğlu Camii 876 - 879 tuğla bir yapıdır. Mısır daha sonra 969'dan itibaren Fatimilerin egemenliğine girmiştir. Fatimiler mimaride kesme taş çok kullanmış ve cephelerin kuvvetle belirtilecek biçimde ele alınması yanında iç süslemede bitki motifleri kullandılar.
970 -972 yıllarında tamamlanan el- Ezher Camii Tolunoğlu Camii'yi örnek almıştır. Sonradan medrese haline getirilen ve Memlük devrinde minareleri eklenen yapı Kahire üniversitesine temel olmuştur.
Mısır'daki ilk türbeler Seb Abenat ( yedi kızlar ) 1171'de Fatımi devletine Selahaddin-i Eyyubi son vermiştir...

Türk İslam Mimarisi : İslam'dan önce Asya'da Hunlar , Göktürkler ve Uygurlar Türk sanatını temsil ettiler. Uygurların mimarisinde önemli bir geçiş unsuru olacak olan üçgenlerle kubbeye geçiş ilk defa Anadolu'da rastlanmıştır. Uygur tapınaklarının duvar resimleri de Türk resim sanatının öncüleridir.

1. Karahanlılar Devri Mimarisi
Asya'da Türk -İslam mimarisinin ilk eserleri Karahanlılar devrinde ortaya çıkar. 960'da Müslüman olan Karahanlılar 999'da Buhara'yı alarak Samanoğulları devletine son vermişlerdir. İlk Karahanlı eserleri kerpiç yapılardır. Sonraları tuğla kullanmışlardır.
İlk kerpiç yapıları Eski Dehistan Mezarlığında Şir -Kebir adındaki büyük kubbeli yapıdır. Kerpiç ve tuğlanın birlikte kullanıldığı Buhara yakınındaki Hazar Camii kare planlı bir yapıdır.
Karahanlı mimarisinin geliştiği çok önemli bir yapı tipide türbelerdir. İlki Samerra'daki Kubbetüs- Suleybiye ve Buhara'da Samanoğulları türbesidir.
Ayşe Bibi ve Balaci Hatun türbeleri tuğla mimarisinin örnekleridir. Ayşe Bibi Selçuklu Sultanı Alpaslan'ın kızıdır.
Karahanlılar büyük ölçüde kervansaray mimarisinin geliştiricileridir.
Kervansaraylar = Şemsül Mülük , Ribat-i Melik , Akçakale , Daya Hatun , Başane

2. Gazneliler Devri Mimarisi
Hint ve İslam dünyalarının buluşma yeri Gazne, Sultan Mahmut zamanında parlak devrini yaşamıştır. Gaznelilerin en önemli camii Leşker-i Bazar Ulu Camii'dir...

3. Büyük Selçuklular Devri Mimarisi ve Etkileri
Horasan'da 1040'da kurulan Büyük Selçuklu Devleti Alpaslan ve Melikşah devirlerinde büyük bir imparatorluk haline geldi. En önemli mimarisi İsfahan Mescid-i Cuması'dır. Melikşah emriyle hanımı Terken Hatun adına yaptırılmış Kümbet-i Haki kubbe yapısında tuğla mimarisi zeminden kubbenin kilitli noktasına kadar , düşey silmelerle gotik prensiplerle karşımıza çıkar.
Selçuklu mimarisinin İran'da en önemli camilerinden biri Zevvare Cuma Camii'dir. Büyük Selçuklular '' dört eyvanlı avlu '' medreselerde denemiş sonra anıtsal cami mimarisinde kullanılmıştır.

Büyük Selçuklular öneminde mezar anıtları kümbet ve türbe olarak iki tipte gelişme göstermiştir.
Kümbetler ; altta bir mumyalık bulunan silindirik veya çokgen gövdeli içten kubbe, dıştan küllahla örtülü türbeler kare planlı ve kubbeyle örtülü yapılardır.
Tuğrul Bey zamanına tarihlenen Kümbet-i Ali sekizgen planlı ve kubbeli , Damgan'da ( Çihilduhteren ) Kırkkızlar Kümbeti ise tuğladan yuvarlak planlı ve kubbeli bir yapıdır.
Selçuklu türbe mimarisi İmam Gazali'ye mal edilen 1111 tarihli Tüs türbesinden sonra 1157'de Serahslı mimar Muhammed b. Atsız'ın yaptığı Merv'deki Sultan Sencer Türbesi birer örnektir.

4. Timurlu Devri Mimarisi
İlhanlı devletinin dağılmasıyla Timur, 1369'dan sonra büyük bir Asya İmparatorluğu kurmayı başarmıştır. Timurlu yapılarıda mimaride önemli bir yenilik getirmemiş , süslemeleriyle ön plandadır.
Şah-ı Zinde Semerkant'ta Kusem b. Abbas'ın türbesi bu ihtişamı yansıtan yapılar topluluğudur. En gösterişli Musa Paşanın türbesidir (1412) Timur'un Gur-i Mir türbeside çift kubbeli yükseltilen yapı 1404 tarihlidir. Yesi şehrinde Hoca Ahmed Yesevi Külliyesi ve Keş'de Aksaray ile Semerkant İşrethane Sarayları bu devrin belli anıtlarıdır.
Meşhed , Gevher Şad Camii - Medresesi ölçüleri zengin çini süslemeleriyle İran'ın en güzel camilerinden biridir. Hargird Timurlu Medresesi (1444-1445) son örneklerindedir.

5. Safevi Devri Mimarisi
Bir Türk sülalesi olan Safeviler İran'da şehircilik mimarisinde yenilikler yapmışlardır. En önemli örnekleri Şah I. Abbas döneminden kalmadır. Meydan-ı Şah , Mescid-i Şah bu örneklerdendir. 1600 tarihli Allahverdi Han Köprüsü ile Puli Hacu Köprüsü su mimarisi eserlerindendir.

6. Hindistan'da Türk Mimarisi
Hindistan'da İslami yapılardan önemli eser kalmamıştır. Kutbüddin Aybeg 1193'de harap bir tapınağı camiye çevirmiştir. Delhi'deki Kutup Minar'ın inşasına 1199'da başlanmıştır. Hind -İslam mimarisinin şahaserlerindendir. 73 m. yüksekliğinde minare yivlenmiş gövdesi ve beş katıyla dünyanın en yüksek mimarisidir. Agra'da Tac Mahal , Şah Cihan tarafından hanımı Mümtaz Mahal için 1630-1648 arasında yaptırılmıştır.

7. Mısır'da Türk Memlükleri Mimarisi
İlk orijinal eserler 1266 - 1269 yıllarında Kahire'de Baybars Cami'dir. Sultan Kalavun Medresesi (1285) maristan (hastana) medrese ve türbe meydana gelir. Zengi mimarisinden gelen birtakım süsleme özellikleri yanında maristan fikri de Nureddin Zengi'nin maristanına tarihi bir olayla bağlıdır. Oğlu Nasır Muhammed'in Nasıriyye Medresesi Mısır'da ilk defa dört eyvanlı ve dört mezhep için kurulu bir medresedir.
Kahire'de Sultan Hasan Medresesi ve Külliyesi , Memlüklü türbeleri önemli eserlerdir (1356-1362)

Erken Devir Anadolu Türk -İslam Mimarisi

a. Artuklu Mimarisi : 1157 tarihli Silvan Ulucami en muhteşem eserdir. Sultan Kasım Medresesi ve Sultan İsa Medresesi gibi yapıtlar önemlidir
b. Danişmendli Mimarisi
c. Mengücüklü Mimarisi : Kale Camii (1180-1181) Şahinşah b. Süleyman tarafından Meragalı usta Hasan b. Firuz'a yaptırılmıştır.

Türkiye Selçukluları Mimarisi

Kesme taş anıtsal mimari ve mekan etkisini zenginleştiren çini mozaik mihrap ve kubbe içleri geometrik ve bitkisel süslemeleri ağaç minber ve kapı-pencere kanatları bu devrin mimarisine özellik kazandırır.
Konya'da Alaeddin'in hanımı Mahperi Huand Hatun Külliyesi (1238) cami, medrese , hamam ve kümbetiyle ilk Anadolu Selçuklu külliyesidir.
Çifte minareli medrese , Gök medrese, Karatay medresesi , Sultan Han 4500 m.kare'lik bir alanı kaplar. Revaklı avlu ve kapalı '' hol''den meydana gelir.
Anadolu'daki Selçuklu sray ve köşkleri , kervansaraylar mütevazi yapılardır. Çoğu kaba taş ve tuğladan yapılan bu eserler ştuk ve özellikle çini kaplamalar dikkati çeker. 1236'da Keykubat tarafından yaptırılan Kubadabad onaltı yapı ve av parkından meydana gelen bu yapı, çiniler insan ve hayvan figürleri bezenmiştir.

Anadolu'da XIV. YYüzyıl Beylikleri Mimarisi

Karamanoğulları Konya ve Karaman'da en çok eser bırakan beylik olmuştur. Aksaray Ulucami, Konya İplikçi Camii, cami mimarisinin temsilcilerindendir. Aydınoğullarından İsa Bey'in 1374'de Selçuk'ta yaptırdığı İsa Bey Camii çok önemlidir. Elbistan Ulucami Osmanlı mimarisinin denemeleri arasında bir örnektir.
Kubbetüs-Sahre'nin İslam mimarisi içindeki yeri ve önemi 681'de Kudüs'te ikinci bir hac yeri olarak yaptırılmasıdır.
Kuzey Afrika ve İspanya ile Mısır'da İslam mimarisinin ilk döneminde inşa edilmiş olup, sivil mimaride o coğrafyayı etkileyen en önemli yapı, Kurtuba Camii'dir. Karahanlı mimarisinde merkezi planlı cami örneği Hazar Camii'dir. Büyük Selçuklu mimarisinde önceki araştırmaları birleştiren ve ileriki gelişmelere örnek olan camii Zevvare Cuma Camii'sidir .
Konya'daki tek kubbeli Selçuklu mescidlerinin hazırlık mekanlarının özelliklerinde '' Son cemaat yeri öncüleri olmaları'' olarak söz edilebilinir....



13 Ocak 2016 09:00
38535287
Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi 1 / 10 Ünite Özetleri

Teşekkürler
28 Aralık 2015 23:41
nurşen35
Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi 1 / 10 Ünite Özetleri

Alıntı:
m.müdan Üyemizden Alıntı Mesajı göster
allah razı olsun
Cümlemizden Allah razı olsun, başarılar diliyorum..
15 Ekim 2015 22:11
m.müdan
Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi 1 / 10 Ünite Özetleri

allah razı olsun
05 Ağustos 2015 19:14
nurşen35
Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi Ders Özetleri

10. Ünite


TÜRK DİN MUSİKİSİ


Musiki Eski Yunan mitolojiden isim olarak türüyerek günümüze müzik olarak yaygınlaşır. Matematikçi Pisagor musikiyi birbirine benzemeyen çeşitli seslerden meydana gelen icra'dır, demiştir.
İbn Sina'ya göre birbiriyle uyumlu olup olmadığı yönünden sesleri ve bu sesler arasındaki zaman sürelerini araştıran matematiksel bir ilimdir.
Jean -Jacgues Rousseau (Ruso)'ya göre musiki sesleri kulağa hoş gelebilecek şekilde düzenleme sanatıdır.
Filozof Emmanuel Kant ise sesler aracılığıyla birbirini takip eden güzel hisleri ifade etme sanatıdır.
Filozof Konfiçyus'un bir milletin ahlaki yönüyle nasıl idare edildiğini anlamak isterseniz o milltin musikisini inceleyin demiştir.
Shakaspare müzik yerle gök arasındaki her varlığa hiç kimsenin dayanamayacağı bir kudretle sarsar .
Mevlana Allah aşıkları için ruhun gıdasıdır, gerçek sevgiliye kavuşma ümidi vardır.
Alman besteci Ludwig van Beethoven müzik insanı Allah'a en fazla yaklaştıran şeydir ve bütün bilgilerin ,bütün felsefelerin üstündedir.
Goethe, musiki doğrudan doğruya ruha hitap eder, ruh da kendisini ancak musikinin desteğiyle en iyi şekilde ifade edebilir.

Musikinin Kaynağı : Latin şairlerinden Lucrece musikinin sesleri taklidinden doğduğunu iddaa etmiştir.

Musiki -Sanat - Din İlişkisi : Musiki için sanatın şu tarifi herşeyi söylemiştir. Tasarlanan bir şeyi vücuda getirmek için hüner ve zekanın kullanılması ve insanın tabiata katılmasıdır. Tabiatın özündeki ilahi güzelliği ve ahengi duymak , ifade etmektir. İnsan duygularını ifade edebilmek için iki önemli vasıta kullanılmıştır. Söz ve ses......

İslam Dünyasında Musiki Çalışmaları

Arapların sesle yaptıkları nağmelere terennüm, şiirle söyledikleri nağmelere ise gına denir..
Önemli okuyucular Tuveys, Azzetül -Meyla , Gariz Said b. Miscah, İbn Muhriz , Ebu Said Cemile , İbn Süreye , Mabed ve Delal'dir. İslam aleminde ilk musiki eseri yazan Yunus el-Katib ,Said b. Miscah , İbn Muhriz , Gariz ve İbn Süreyc, Musikinas Yahya el- Mekki'nin kaleme aldığı Kitabül Egani'dir.
Yakup b. İshak Kindi (Ö. 866) musiki teorisi üzerine çalışan ilk İslam filozofudur. Ebced harflerine dayalı bir nota sistemi kurmuş musikiyi , felsefe , mantık , geometri, aritmetik ilimleriyle birlikte değerlendirmiştir.
Farabi'nin musiki konusunda yazdığı üç eserinden en genişi el- Musikal -Kebir'dir. Muhammed b. Ahmed el- Harizmi'nin (997) Mefatihul - ulüm musiki ansiklopedi X. yüzyılda Basra'da dini, siyasi, felsefi , ilmi açıdan ortaya çıkaran bir topluluk olan İhvanı Safa Risaleleridir.
İbn Sina eş- Şifa , en- necat ve danişname-i Alai adlı kitaplarında musikiye yer vermiştir. Talebeleri İbn Zeyle , Fahreddin er-Razi ve Nasiruddini Tusi bu alanda eser vermiş bilim adamlarıdır.
Musikinaşların hayatlarına dair bilgiler şu kitaplarda Mesudi'nin Mürucüz - zeheb , Ebül-Ferec el- İsfahani'nin el- Egani'de yer alır.
İslamiyet öncesi Türklerin musiki aletleriyle icra ettikleri eserlere kök veya gök sesli okunanlara ise '' ır ve dule'' denirdi.

Türk Dini Musikisinin Doğuşu- Önemi

Eski Türk inançları doğrultusunda belirli zamanlarda yapılan törenlerde dini mahiyetteki musikinin önemli bir yeri vardır.
Tonguzların '' şaman '' Altay Türklerinin '' kam '' , Kırgızların '' bahşı '' , Oğuzların '' ozan '' adını verdikleri şairlerin dışında sihirbazlık hekimlik , rakkaslık ve musikinaslık halk arasında büyük etkisi vardır. Türklerin en eski çalgısı '' kopuz''dur. Eski Türklerin dini nitelik taşıyan üç büyük ayini vardır.
1. Avların bereketli olması için düzenlenen ve sığır adı verilen sürgün av ayinidir.
2. Şeylan, şilan , şölen, çeşn ya da toy adı verilen kurban ayinleri
3. Ölen kişinin ruhunun dinlenmesini sağlamak amacıyla düzenlenen ve yuğ denilen umumi matem ayinleridir.

Dini Musikisinin Gelişmesinde Tasavvufun ve İbadetlerin Rolü

İnsanlığın mutluluğu ile beraber Allah'a yönelme şeklinde özetleyebileceğimiz tasavvuf bir din veya felsefi düşüncenin ideale yöneliş esasıdır. Tasavvuf kalbin her türlü kötülüklerden ve hastalıklardan arındırılması güzelliklerle bezenmesidir. İbadetler ve zikirler esnasında çeşitli sebeplerle ve birtakım kaideler çerçevesinde icra edilen bir musikiyi meydana getirdi. Buna '' dini musiki '' denir.
Dini musiki şekilleri şunlardır :

I. Cami Musikisi ve Şekilleri ; Cami musikisinin icracıları imamlar ve müezzinlerdir. Ezan okunması, ihlas surelerinin kıraati, kamet getirmek , namazın cemaatle kılınmasıyla imamın kıraati , selamdan sonra müezzinler tarafından okunan ibareler , tesbihat , dua ve mihrabiyenin bütünü cami musikisini meydana getirir. Bütün müezzinlerin katılımıyla icra edilen müezzinlik faaliyetine cumhur müüezzinliği denir. Vakit namazlarında öğle , ikindi ve yatsı namazlarında , cuma, bayram ve teravih namazlarında ayrıca mübarek gün ve gecelerde icra edilirdi.
a. Ezan
b. Tesbih ( Sübhanallah)
c. Temcid (Allah'a yapılan dualar )
d. Tekbir

II. Tekke (Tasavvuf) Musikisi ve Şekilleri : Mevlevilik ve Bektaşilik dışındaki tarikatlerde zikirler üç şekildedir.

a. Oturularak yapılan zikirler '' kuud zikri''
b. Ayakta yapılan zikirler '' kıyam zikri ''
c. Ayakta devamlı ilerleyip dönmek üzere yapılan zikirlere '' devam zikri '' ddenir.
Zikirdeki dini musikisi eserlerini '' zakirbaşı'' idare eder.

1. Mevlevi Ayini ; Mevlevi Sema '' bir aşk meclisi '' olarak ifade edilir. Mevlevi ayini , kıyamet gününü sema , insanın miracını , manevi yolculuğunu simgeler. Kollarını açarak sema eden semazenin sağ eli dua edercesine göklere dönük , Allah'ın ikramını almaya hazır , devamlı olarak baktığı sol eli ise yere dönüktür. Böylece Hak'tan aldığı manevi güzellikleri Hak gözüyle baktığı halka ulaştırmaktır. Semazenin başındaki sikke mezar taşı, tennure kefeni, sırtındaki hırkası da kabridir.

2. Durak ; Durak güfteleri dervişlerin ismi celal zikrine hazırlanmaları için daha çok Allah'ın büyüklüğü , sıfatları gibi konuların işlendiği şiirlerden seçilmiştir. İki zikir arasında durma esnasında okunduğu için bu isim verilir.

3. Şuğul ; Türk bestekarlar tarafından Türk musikisi makam ve usulleriyle bestelenmiş Arapça güfteli ilahilere verilen isimdir. Bestekar Eyyubi Zekai Dede'dir.

4. Nefes ; Çoğunlukla Bektaşi tarikatına bağlı şairler tarafından kaleme alınmış tasavvufi güftelerin bu tarikat çerçevesinde düzenlenen sazlı - sözlü toplantılarda okunan şeklidir.

III. Cami ve Tekke Musikisinde Ortak Şekiller :
1. İlahi
2. Na't
3. Sala ( Sabah salası - Cuma Salası - Cenaze Salası - Salat-ı Ümmiyye )

Tevşih - Mevlid ve Miraciyye gibi eserlerin okunmak üzere bestelenmiş, güfteleri her yönüyle Hz. Peygamberi konu alan ilahilerdir. Tevşih okuyana '' Tevşihhan '' denir.

Mevlid : Hz. Peygamberimizin (sav) doğum yıldönümünde törenlerde okunmak üzere yazılmış eserlerdir. İlk mevlid merasimleri Mısır'da Fatımiler devrinde Muiz Lidinillah döneminde ( 972 - 975 ) düzenlenmeye başlanmıştır. İbn Dihye ilk mevlid kitabı
'' et Tenvir fi mevlidis siracil münir '' adlı eseridir. ( Atabeg)'e takdim etmiştir.

Mi'raciyye : Miraç anını anlatan manzumelerdir.

Mersiyye : Bir kimsenin ölümünden sonra onun iyilik, üstün sıfatları ve ölümünden duyulan acıyı dile getirmek için yazılan manzumedir.

Kaside : Allah (cc) Hz. Peygamber (sav) İslam dininin ibadet , ahlak ve tasavvufi meselelerden söz eden bu arada bazı düşünce fikir ve nasihatları içeren dini - tasavvufi şiirlerin okunmasıdır.

Ünlü filozof Farabi'nin musikiyle ilgili eserinin adı '' el- Musikal-kebir '' dir.
İrticali okuyş, herhangi bir besteye bağlı kalmadan okumaktır.
Mevlevi ayinlerinin bölümlerine selam denir.
Günümüze ulaşan şuğul repertuvarının büyük kısmı Zekai Dede'ye aittir. Nayi Osman Dede'nin miraciyyesi, segah , müstear , dügah neva , saba , hüseyni ve nişabur makamlarındaki hanelerden meydana gelmiştir. Miraciyyenin neva hanesi kaybolmuştur.









HAZIRLAYAN=nurşen35

Bu hizmet medineweb.net ailesine mahsustur.alıntı yapılması halinde kaynak verilmesi zorunludur..
05 Ağustos 2015 16:55
nurşen35
Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi Ders Özetleri

9. Ünite


DİĞER SANATLAR


Ahşap Sanatı
Ağaç ve kereste anlamında Arapça '' haşeb'' kelimesinin çoğulu olan ahşap , sözlük anlamının dışında farklı ağaç cinslerinden seçilen malzemenin oyma kabartma, geçme gibi tekniklerle işlenmesi sonucunda ortaya çıkan bağımsız bir sanat dalının da adı olmuştur.

Tarihden günümüze kadar intikal etmiş cami, saray , kasır, köşk , türbe yapılarının iç mekanlarında önemli birer mimari eleman durumundaki pencere kanatları, mahfil şebekeleri, minberler, vaaz kürsüleri, rahleler gibi Türk ahşap işleme sanatının öne çıkan örnekleridir.
Ahşap sanatında kullanılan ağaç cinsi ceviz, sedir, abanoz ,gül ağacı, ıhlamur , kestane , meşe , çam ve benzerleri başta gelir.
Genelde oyma , kabartma olarak geleneksel ağaç işleme teknikleri arasında şunları sayabiliriz:
Düz satıhlı ve yuvarlak satıhlı derin oyma , eğri kesim, şebekeli oyma (ajur) , düz satıhlı ve kabartmalı kakma.
Berlin İslam Eserleri Müzesinde teşhir edilen Müşetta Sarayı kabartmalı taş duvarlarındaki akantus ve asma yaprakları, erken müteakip dönem ahşap eserlerinde oyma tekniğiyle uygulanmıştır. el- Ezher Camii buna örnektir.

Selçuklularda ahşap işlerde daha çok oyma / kabartma , şebekeli oyma , çatma (kündekari) ve boyama teknikleri kullanılmış, mimari eserlerdeki kapı ve pencere kanatları dışında minberden rahleye, kürsüden sandukaya pek çok güzel eserler meydana getirilmiştir.
Türk İslam Eserleri Müzesinde Sultan Keykavus b. Keyhüsrev'in adının bulunduğu rahle ile Konya Mevlana Müzesindeki rahle Selçuklu dönemi ağaç oyma işçiliğini yansıtmak açısından önemlidir.
Kündekari tekniğiyle bir ahşap iskelet üzerinde yan yana getirilen geometrik mahiyetteki ahşap parçalarla bunları birbirine bağlayan oluklu ahşap kirişler tutkal ya da çivi kullanılmaksızın iç içe geçirilmek suretiyle eser tamamlanır. İklim şartları ve zamanın getirdiği eskime ile bu parçalar kuruyup ufalsa da yerinden düşüp ayrılmaz, bu tekniğe kündekari denir.
Örnek olarak , Divriği Ulucamii, Siirt camii, Konya Alaeddin camii , Ödemiş Birgi Ulucamii verilebilir.

Motiflerini altıgen ve üçgen yıldızlarla bazı stilize çiçek ve kuşların oluşturduğu desenlerin ahşap sütun başlıklarında kiriş ve konsollarla boyama tekniği ile uygulandığı dönemin bazı ahşap camileri arasında Afyon Ulucamii, Beyşehir Eşrefoğlu camii, Kastamonu Candaroğlu Mahmud Bey camii örnek verilebilir.
İstanbul'un fethinden sonra inşa edilen Topkapı Sarayında ahşap atölyelerinin de kurulduğu ve önemli ahşap sanatçısının
( nahhat , sedefkar) yetiştirdiği bilinmektedir.

Maden Sanatı
Savaşlarda kullanılan toplar , giyilen zırhlar , kılıç, kalkan, miğfer gibi korunma araçları , kapı ve pencere kanatlarında kullanılan kulp, kilit , tokmak, köşebend , sürgü gibi öğeler şamdanlar, kandiller , şebekeler , bayrak , sancak, kubbe alemleri, tas , ibrik, kazan, tepsi, mutfak eşyaları, kemerden fincan ve bardak, bilezikten küpeye takı malzemeleride maden işçiliğinin ilgi alanına girer.
Osmanlı öncesinden kalma üzerinde işçilik olan metal eşya, altın ya da gümüş olmayıpp daha çok tunç veya pirinçtendir.
Maden eşyasının yapımında dökme ve dövme teknikleri kullanılır. Osmanlı döneminde oyma , kakma, çalma, kazıma , vidalama , altın kaplama, savatlama, zincir işi, telkari ve mine gibi teknikler söz konusudur. Bu teknikleri uygulamasında ayak çarkı, mengene, demirci makası, pense , eğe ve kalem gibi aletler kullanılmıştır.


Halı Sanatı
Halı kelimesi Farsça olduğu da söylenen '' kali'' den gelme bir kelime olup yaşama mekanlarını taş, toprak, ahşap zeminden ayıran dokuma tekniğine dayalı bir sanat alanıdır. Rus arkeolog Rudenko tarafından 1947-1949 kazılarında bulunmuş olan MÖ. V-III. yüzyıllara ait Pazırık halısı Doğu Türkistan'da ortaya çıkarılmıştır. Pazırık halısı Leningrad Ermitaj Müzesinde teşhir edilmektedir. Türk İslam Eserleri ve Sultan Ahmed Halı Müzelerinde Türk halı sanatının Türkiye'deki en güzel örneklerini görebiliriz. XIV. yüzyılda bazı hayvan motiflerinin biraz stilize edilerek Avrupalı ressamların tablolarından çıkardığımız bu halılardan sonra XV. yüzyılın sonuna doğru daha çok geometrik desenlerin hakim olduğu '' Holbein'' halıları karşımıza çıkar. Türk halıcılığının bir başka zengin alanını seccadeler oluşturur.
Osmanlı seccadeleri Uşak civarı dışında sarayda da üretilmiştir.

Taş İşçiliği
Büyük Selçuklulardan Anadolu Selçuklularına , Beyliklerden Osmanlı asırlarına dek ortaya konan mimari anıtlar yoluyla Türkler daima taş işçiliği alanında önemli eserler ortaya koymuştur. Anadolu Selçuklu mimarisinde ana malzeme taştır. Erzurum Çifte Minareli Medresesinde ve Selçuklu taş yapılarında insan ve hayvan figürlerine de rastlanmıştır.
Kullanılan bu tür motifler arasında sırt sırta vermiş kartal, kuş resimleri, kadın ve erkek insan başları bulunmaktadır.
Kayseri Döner Kümbet'te ise aslan resimleri vardır.
Taş işçiliğinin yazı sanatıyla buluştuğu iki önemli alan, hat sanatının gelişim seyrinin üzerlerinden izlenebildiği önemli birer alan olarak mezar taşları ile yapı kitabeleridir.
Bunlardan genelde zemin oyularak harflerin kabartma biçiminde ortaya çıkarıldığı bir yöntemle üretirler.








HAZIRLAYAN=nurşen35

Bu hizmet medineweb.net ailesine mahsustur.alıntı yapılması halinde kaynak verilmesi zorunludur....
05 Ağustos 2015 14:12
nurşen35
Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi Ders Özetleri

8. Ünite

TÜRK ÇİNİ SANATI


Türklerde ilk Müslüman Türk devletini kuran Karahanlılar'dan itibaren görülmeye başlayan çini tezyinat geleneği, Türk çini sanatının köklü bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Kelime anlamı Çin'e ait (çini) günümüzde pişmiş topraktan yapılan sırlı duvar kaplamalarına verilen bir addır.Ayrıca buna sırça ve kaşi de denilmiştir. Pişmiş topraktan yapılan çanak çömleğe eskiden malzemenin cinsine göre toprak evani veya çini evani denilir. Günümüzde topraktan yapılan kullanım eşyasına seramik veya keramik denilmektedir.Seramiği meydana getiren kaolin (arı kil) , kuvars ve silika gibi bileşim miktarı ve pişirme derecelerine göre toprak evani, çini porselen (fağfur) veya cam gibi alt gruplar meydana gelir.

Yani bir veya birden fazla metalin , metal olmayan elementlerle birleştirilerek pişirilmesi sonucu oluşan inorganik bileşiğe seramik denir. Tümü killi topraktan yapılan veya yüksek oranda kil ihtiva eden ham maddelerden üretilmiş , yüzeyi parlakça ve sert seramik grubuna porselen adı verilir.
Pişmiş topraktan çanak çömlek yapma sanatının Asurlular zamanına kadar uzanmaktadır. Seramik sanatı, İslam öncesi Türk toplulukları arasında Göktürkler ve Kırgızlar'da görülmektedir. Levha halinde çini üretimi ilk defa Samerra'da gerçekleşmiştir. Çini kullanımı ilk Kayrevan'daki Sidi Ukbe Camii'nin mihrabında görülmüştür.

Perdahlı çinilerine Abbasi döneminde rastlanılmıştır.Timurlular döneminde seramik evani yapımında duraksama olurken, kaşi üretimine hız verilmiştir.Mimariye bağlı olarak gelişen çini sanatı Anadolu'da Selçuklularla hayat bulmuştur. Duvar kaplamalarında Selçuklular daha çok renkli firuze, lacivert , mor bazen dee krem ya da yeşil renkli kare , dikdörtgen , altıgen ve yıldız biçiminde çiniler kullanılmıştır. Beylikler döneeminde de bu sanat devam etmiştir.

Çelebi Mehmed Türbesinin mihrabında yer alan her iki yandaki şamdanların arasından kandil sarkan mihrabiyeli levhada içerisinden çiçeklerin fışkırdığı bir vazonun bulunması Çelebi Sultan Mehmed'in çinili sandukası gelişmekte olan Türk tezyinatının katettiği mesafeyi bundan sonra ki tezyinatın yönünü göstermesi bakımından önemli bir sıçrama tahtasıdır. XIV. yüzyılın ortalarından XVII. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlının çini üretim merkezi İznik şehri olmuştur. İlk seramikler kırmızı hamurludur. Rüstem Paşa Camii, Sokullu Mehmed Paşa Camii, Piyale Paşa Camii, Takkeci İbrahim Ağa Camii devrin en kaliteli çiniciliğine ev sahipliği yapmıştır.

Anadolu Selçukluların Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Kubadabad Sarayı, zengin figürlü çinilerle bezenmiştir. Çinilerde '' Türk Oturuşu '' diye adlandırılan bağdaş kurmuş insan gigürleri ve çift kartal, çift ejder , balık , tavus kuşu karışımından oluşan sembolik anlamlar ifade eden motiflerde bulunmaktadır.
Osmanlı çinicilik sanatı tarihteki en yüksek seviyesine XVI. yüzyılın ikinci yarısında erişmiştir. Bu tarihden itibaren İznik çinilerinde renkli sır tekniğinin yerini çok renkli sır altı tekniği almıştır. Millet işi denilen bazı kırmızı hamurlu çinilerde bu döneme rastlar. Dördüncü dönem İznik çini ve seramikleri Millet işi adlandırmasında olduğu gibi Şam'da üretildiği düşünülen Şam işi adı verilen mavi- beyaz çini grubu oluşturmaktadır.

Çini ve Seramik Yapımında Kullanılan Malzemeler

Hamur : Çini hamuru kaolin, kuvars ve feldspat hammaddelerinin karışımından meydana gelmiştir.

Boya : En sık rastladığımız firuze ( turkuvaz) Türklerin ismiyle bütünleşmiş ve her devirde en beğenilen renk olmuştur.

Sır : Seramik hamurunun üzerine sürülen , pişince eriyerek hamurun üzerini kaplayan ve ona cam veya camsı görünüm kazandıran koruyucu ince şeffaf tabakaya sır denilmektedir.

Çini Teknikleri : Sırlı tuğlanın ortaya çıkışı çini sanatının başlangıcı sayılır.

Renkli Sırlı Tuğla : İnşa malzemesi olarak kullanılan tuğlaların bir yüzü şeffaf , renksiz veya renkli sıra batırılarak pişirilmiş bina cephelerinde ışıltılı bir satıh elde edilmiştir.

Düz Çini (Kaşi ) ve Çini Mozaik (Kaşigeri): Türk çini sanatında yaygın olarak kullanılan en eski bezeme tekniği olan çini mozaik tekniği kaynağını sırlı tuğla süslemeden almıştır.

Perdahlı Çini (Luster Tekniği) : Bu teknik Samerra'da ortaya çıkmıştır. Çini üzerinde madeni pırıltı elde etmek için yararlanılan bir tür sır üstü uygulamasıdır.

Mertabani : Seladon adı verdikleri bu teknik, duvar kaplama çinilerinde değil, evani yapımında kullanılır. İlk olarak Mertaban'da yapılmış olduğu için mertabani diye isimlendirilen bu değerli çanak -çömlek türünün zehirli yiyeceklere karşı duyarlı olduğu söylenmiştir.

Sır Üstü Tekniği :

Sır Altı Tekniği :

Minai ( Heft - reng) : Sır altı ve sır üstü tekniklerinin birarada kullanılmasıyla çok renkli bir satıh elde etmeye yarayan tekniğe MİNAİ adı verilmiştir. Bu tekniğe sır altı ve sır üstüne yedi rengin birarada tatbik edilmesinden dolayı heft - reng adı da verilmiştir.

Renkli Sır (Lakabi) : Timurlular döneminde ortaya çıkmıştır. Lakabi tekniğinde iplik kullanılmadan desenlerin etrafı balmumu veya nebati yağ ve mangenez karışımıyla tahrirlenerek renklerin birbirinden ayrı tutulmasıdır.

Mavi Beyaz : Mavi beyazların hamuru porseleninki gibi serttir. XVII. yüzyılın sonlarına doğru bu mavi-beyaz çinilerde gerileme görülmüştür.

Çok Renkli (Elvan) Sır Altı Tekniği : Çağlar boyu gelişen çini sanatı tarihteki zirvesine çok renkli elvan sır altı tekniğiyle ulaşmıştır. Bu dönem çinilerinin önemli bir ayırıcı özelliği de yarım asır kadar varlığını sürdürecek olan mercan kırmızısının kullanılmasıdır.

Klasik Tarzda Sır Altı Çini Yapımının Safhaları : Birinci aşama , hamurun hazırlanıp şekillendirilmesi.
İkinci aşama , levha ve şekil verilmiş parçalar (1200 - 1300) derece ısıda ilk pişirme gerçekleşir. Üçüncü aşamada , pişirilmiş parçalar üzerine nakışlar fırça ile işlenip sonra dda sırlanmasıdır. Son aşamada , süslenen çiniler tekar fırınlanarak soğumaya bırakılmasıdır.

Çini Bezemeleri ve Kullanım Alanları

İlk önceleri Karahanlılar'da renkli sırlı tuğla ve çini mozaik tekniğiyle meydana getirilmiş kufi karakterli kitabeler ve sınırlı ölçüde bezemeler kullanılırken zamanla çini kullanımı yaygınlık kazanarak mimari tezyinatın ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Çini mozaik tekniği yapıların dış cephelerinde, minare gövdelerinde , yarı açık mekanlarda , eyvanları kemer ve tonozlarında , taçkapılarda, mihraplarda , sandukalarda , kubbe geçişlerinde ve tavanlarda belli program dahilinde kullanılmıştır.
Osmanlı son devir mimarlarının başlattığı milli mimari hareketi yapılarının dış cephelerinde , pencere alınlıklarında ve kemer koltuklarında çini kullanımı yüksek düzeyde olmuştur.

Çini Ustaları

Sivas'daki Keykavus I. Darüşşifasında bulunan İzzeddin Keykavus'a ait türbedir. Eski Malatya Ulucamii Yakub b. Ebubekir el- Malati, Musullu Abdullah , Mehmed b. Osman el-Benna et- Tusi, Mehmed el-Mecnun , Tebrizli Habib Usta , Hafız Emin Usta'nın yaptığı Eyüp'teki Sultan Reşit Türbesi. Çelebi Mehmet'in yaptırmış olduğu çinileriyle meşhur Bursa'nın iddialı yapılarından birisi olan Yeşilcami ve türbede Tebrizli ustalarla birlikte Ali b. İlyas Ali'nin isimleri dikkat çekmektedir.Bu ustalar rumi üslubu yanında hatayi üslubunu da kullanmışlardır.
Perdahlı çini tekniğine en erken Abbasiler döneminde Samerra'da rastlanılmıştır. Renkli sır çini tekniği Türk çini sanatında ilk defa Bursa Yeşilcami'dir.
Osmanlıda çini mozaik tekniği en son İstanbul Mahmut Paşa Türbesinde kullanılmıştır. Minai ve Luster olan çini teknikleri daha çok sivil mimaride kullanılmıştır.
Türk mimarisinde kullanılan yaygın duvar kaplama malzemeleri şunlardır; Elvan çini , mozaik , sırlı tuğla , kaşi'dir.





Bu hizmet medineweb.net ailesine mahsustur.alıntı yapılması halinde kaynak verilmesi zorunludur....
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.