06 Aralık 2023 15:15 | ||
Kara Kartal |
Namazı ataistken müslüman olmuş gençlerden kişilerden dinleyin derim.kesinlikle zevkle bıkmadan isteye isteye kilarsınız.adamlar araştırarak Kuran'ı didikleyip kesin ikna ve teslim kılıyorlar.bizim öğrendiklerimiz ise fıkha boğulmuş eli nerden bağla, ayaklar ne kadar açılacak, şafi böyle, hanefi şöyle, bide ehlisünnet Vel cemaat var, kıl tüy varda var. Allah'la arana gircek herşey var.![]() ![]() | |
08 Temmuz 2020 14:24 | ||
nurşen35 | Seccadesini memleket bilenin , gurbet derdi olurmu hiç... | |
11 Temmuz 2014 15:13 | ||
GÖKCEN_AZRA | Cevap: Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz Alıntı:
![]() ne büyük bir manevi haz alıyor insan | |
11 Ağustos 2008 15:56 | ||
zeynepakta | Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fudayl bin İyâz -radıyallahü anh- şöyle anlatır: "Ashab-ı Kiram (Allah onlardan razı olsun), sabaha girdikler zaman saçları dağınık, renkleri sararmış bir şekilde bulunurlardı. Geceyi secde edici, rükû edici olarak geçirirlerdi. Bazen uzun müddet kıyamda kalırlar, bazen de uzun müddet secdeye kapanırlardı. Aziz ve Celil olan Allah'ı andıkları zaman, rüzgarlı bir günde ağaç sallanır gibi sallanırlar; gözlerinden, elbiselerini ıslatıncaya ve yerde abdest suyu ölçüsünde eser bırakıncaya kadar yaş boşanırdı. Sabah olunca yüzlerine yağ sürerler, gözlerine sürme çekerler; halk içinde sanki geceyi hep uykuyla geçirmiş gibi çıkarlardı. Sahabe-i Kiram, namaza durdukları zaman kendilerini Allah korkusu ve azameti kaplardı. Hazret-i Hasan -radıyallahü anh-, abdest alırken rengi değişirdi. Biri: "- Niye böyle oluyorsun?" diye sorunca Hazret-i Hasan -radıyallahü anh-: " Azametli, mutlak kudret sahibi, her istediğini derhal yapan bir sultanın huzuruna dikilme zamanı gelmiştir. * Hz. Ali (r.a)'nin savaşta vücuduna saplanan okun namaz kılarken çıkarılması olayı meşhurdur. Nitekim bir keresinde baldırına bir ok saplanmıştı. Çıkarmak için uğraşılmış da çıkarılamamıştı, çok acı veri veriyordu. Hz. Ali'inin namaza durmasına ve okun bu ara da çıkarılmasına karar verildi. Nafile Namaz kılmaya başlayan Hz.Ali secdeye kapanınca, oku kuvvetle çektiler ve çıkardılar. Namazı bitirince etrafına bakınarak "oku çıkardınız mı?" diye soran Hz. Ali'ye Oradakiler çoktan çıkardık dediler. Hazret-i Ebû Bekir -radıyallahü anh- namazını hûşu ve kalp huzuru ile kılardı. Öyle ki namazda duruşları esnasında adeta bir cansız direk gibiydi. Mücahit -radıyallahü anh-, Hazret-i Ebû Bekir ve Abdullah bin Zübeyr -radıyallahü anhüma-'nın namaz kılışlarını şöyle anlatıyor: "Onlar namaz kılarken, sanki bir direk gibi hareketsiz dururlardı." Misver b. Mahreme diyor ki: Ömer bin Hattab hançerlendikten sonra yanına geldim. Oradakilere: "-Durumu nasıl?" dedim. "-Gördüğün gibi." diye cevap verdiler. "Namazı hatırlatarak onu uyandırın namazdan daha önemli dahi olsa, başka bir şeyi hatırlatarak onu uyandıramazsınız."dedim. "-Ey müminlerin emiri! Namaz vakti geldi."dediler. "-Ha! Peki kalkayım."dedi. İslam'da namazı terk edenin durumunu düşündü. Yarasından kan aka aka namazını kıldı. (Teberani, Hayatü's sahabe) * Hz Osman -radıyallahü anh-, bir suikast sonucu hançerle yaralandıktan sonra , sürekli kan kaybetmeye başladı. Ve komaya girdi. Bu durumda dahi namaz vakti geldiği söylenince kendine gelmiş namazını kılmış ve şöyle demişti: "-Namazı terk edenin İslam'da yeri yoktur." Hz Osman -radıyallahü anh- bütün geceyi uyanık geçirir ve bir rekatta tüm Ku'an'ı kerimi hatmettiği olurdu. Hz. Ali -radıyallahü anh-'ın namaz vakti gelince, vücudu titremeye başlar ve yüzü sararırdı. Sebebini soranlara şöyle derdi: "Yerle göğün kaldıramadığı, dağların taşımaktan aciz kaldığı bir emaneti eda etme zamanı gelmiştir. Onu kusursuz olarak yapabilecek miyim, yapamayacak mıyım bilemiyorum. Sâbit -radıyallahü anh- diyor ki: "Zübeyr oğlu Abdullah namaz kılarken, sanki ayakta dikili bir ağaç gibi dururdu. Kendini namaza öyle verirdi." Başka bir Zât şöyle diyor: İbn-i Zübeyr secdeyi öyle uzun ve hareketsiz yapardı ki, kuşlar gelir, omzuna konardı. Bazen de öyle rükû ederdi ki, bütün gece rükû ile geçerdi. Bazen de secdeyi uzatır, butün geceyi secde ile geçirirdi. İbn-i Zübeyr Hazretleri, yapılan bir saldırıda evde namaz kılıyordu. Atılan şey mescidin kapısına çarptı. Duvardan sıçrayan bir parça da İbn-i Zübeyr -radıyallahü anh- 'ın boğazı ile sakalı arasına çarptı. Buna rağmen o, ne namazını bozdu, ne rükû ve secdesini kısalttı. Bir keresinde namaz kılarken, Haşim isimli oğlu yanında yatıyordu. Tavandan bir yılan atıldı, oğluna sarıldı. Çocuk feryat etmeye başladı. Ev halkı yetiştiler bir gürültü koptu, yılanı öldürdüler. İbn-i Zübeyr namazını sükunetle kılmaya devam etti. Selam verdikten sonra : "-Gürültüye benzer bir şey işittim, neydi o?" buyurdu. Hanımı: "-Allah sana acısın! Çocuğun ölüyordu. Senin haberin olmadı mı?" dedi. Buna karşılık İbn-i Zübeyr Hazretleri şöyle cevap verdi: "-Allah hayrını versin! Eğer namazda başka bir şeyle ilgilenseydim, namaz nerede kalırdı?" * Bir sabah erkenden O büyük îmânlı Sahâbînin zincirlerini çözüp, zindandan çıkardılar. Mekke dışında Ten'im denilen yere götürdüler. Çünkü bütün mel'anetlerini, orada yapmayı âdet edinmişlerdi. Bu iki Allah ve Resûlullah dostu ise, heyecanlı değildiler. Yolda karşılaşıp görüşen bu iki Sahâbî kucaklaşarak birbirlerine uğradıkları belâya sabretmelerini tavsiye ettiler. Az sonra bir müşrik bağırdı: - Ey Hubeyb! Sen bizim babamızı, Hâris bin Âmir'i öldürdün. Bugün onun intikamını senden alacağız. Ölmeden önce bir isteğin var mı? Hubeyb bin Adiy gâyet sâkin, şunları söyledi: - Yaşatan ve öldüren ve öldükten sonra gene diriltecek olan, yalnız Cenâb-ı Allahtır.. O'na binlerce hamd olsun. Darağacında namaz Müşrikler hayretle tekrar sordular: - Ölmeden önce son bir arzun yok mudur? - Beni bırakınız iki rekât namaz kılayım... - Kıl orada. Elleri ve ayakları çözülen Hz. Hubeyb, hemen namaza durup, büyük bir sükûnet içinde huşû' ile iki rekât namaz kıldı. Cenâbı Hakka son duâlarını yaptı. Toplanan müşrikler, kadınlar, çocuklar heyecanla onu seyrediyorlardı. Namazını bitirdikten sonra - Vallahi eğer ölümden korkarak namazı uzattığımı zannetmeyecek olsaydınız, namazı uzatırdım ve daha çok kılardım, dedi. Böylece idam edilirken iki rekât namazı ilk kılan, âdet ve sünnet olmasına sebep olan Hubeyb bin Adiy'dir. Peygamber efendimiz, onun idam edilirken iki rekât namaz kıldığını işitince bu hareketini yerinde ve uygun bulmuştur. Meşhur İslam büyüklerinden Üveys el-Karani bazen rükû sırasında bütün gece öyle kalırdı. Bazen de secdede kalır bütün geceyi öylece geçirirdi. - Amir Bin Abdullah (r.a) namaz kılarken ev halkının konuşması şöyle dursun davul sesi olsa haberi olmazdı. Kendisine; namazda neyin farkına varırsın diyen birine şöyle dedi: Evet benim bir gün Allah'ın huzuruna çıkacağımdan cennet yada cehennem birine gideceğimden haberim olur. Ben bunu sormak istemedim. Bizim sözlerimizin hangisinden haberin olur demek istedim. Diyen o kişiye Namazda sizin söz ve hareketlerinizin farkına varmaktansa vücuduma ok saplanmasını tercih ederim. - Zeynel Abidin (r.a) Hazretleri de Her gün yüzlerce rekat namaz kılarlardı. Teheccüt Namazını seferde olmadığı durumda asla bırakmazlardı. Abdest alırken yüzü sararır, namaz kılmak üzere ayağa kalkınca ayakları titrerdi. Sebebini sorana: Kimin huzuruna durduğumdan haberin yok mu? diye cevap verdi. Bir gün namaz kılarken evinde yangın çıktı. O namaza devam ediyordu. Daha sonra hadiseyi anlatanlara, " Ahiret yangını bana evimin yangınını unutturdu da haberim olmadı " dedi. Büyük zahitlerden Hâtem-i Esam -kuddise sirruh- Asım Bin Yusuf'u ziyarete gitmişti. Asım ona: "- Ey Hâtem! Namazını güzel kılar mısın?"diye sordu. Hâtem: "- Evet buyurdu. Asım nasıl kıldığını sordu. Hâtem -kuddise sirruh- dedi ki: "- Namaz vakti yaklaştığı zaman, Abdest azalarımı tam yıkayarak güzelce abdest alırım. Sonra gelir namaz kılacağım yere dikilirim. Bütün azalarımın sükunet bulmasını beklerim. Kabe'yi iki kaş arasında, makamı sadrımda, Allah Teala'yı üzerimde kabul ederim. O, kalbimde ne varsa bilmektedir. sonra ayaklarımı sırat üzerinde, cenneti sağımda, cehennemi solumda, ölüm meleğini de arkamda farz ederim. Ve bu namazıma son namazıma son namazımmış gibi niyet ederim. sonra ihsan üzere yani Allah'ı görürcesine bir tekbir alırım. Kıraatimi tefekkürle, rükûu tevazuyla, sücudu tazarru ile yaparım. Bunları tam yapmış olarak otururum. Reca üzere teşehhüd ederim, sünnet üzere selam veririm, sonra bu namazımı ihlasla tamamlarım. sonra havf ve reca (korku ve ümit) arasında yaşarım. Namazımı böyle kılmaya sabırla devam ederim." Bunları dikkatle dinleyen Asım dedi ki: "- Ey Hâtem! Sen her zaman namazını böyle mi kılarsın? Hâtem -k.s.- : "Evet otuz senedir böyle kılarım." dedi. Bu cevabı üzerine Asım ağladı ve dedi ki: "Ben şimdiye kadar hiçbir namazımı böyle kılmadım." (Ebü'l Leys Semerkandi, Gafletten Kurtuluş, c. 2 s 772) Ebü'l Cüveyriye (r.a.) anlatıyor: "Ben, Ebû Hanife'ye tam altı ay hiç ayrılmadan arkadaşlık ettim. Bir gece olsun uzandığını görmedim." Süfyan-ı Sevri derdi ki: "Ben, Ebû Hanife'den daha fazla ibadete düşkün, kimse görmedim." (İmam-ı Şarani, İslam Büyüklerinin Örnek Ahlakı ve Hikmetli sözler, s. 111) Cüneyd-i Bağdadi kuddise sirruh, kırk yıl yatsı abdestiyle sabah namazını kıldı. Namazda gece o kadar ayakta dururdu ki ayakları şişerdi. Veysel Karani Hazretleri kendini bildi bileli ömrü içinde bir gece yatıp uyumamıştır. Bir geceye, "bu gece leyle-i sücud" der, sabaha kadar secde ile geceyi ihya ederdi. Diğer bir geceye de "bu gece leyle-i kıyam" der, sabaha kadar ayakta ibadetle geceyi ihya ederdi. Bir gün: "Namazda hûşu nedir? " diye soran bir zâta: "Namaza durduğunda, biri keskin bir kılıçla sırtına vursa, kılıcın ucu göğsünden çıksa, yine hiçbir acı duymamandır." diye cevap vermişti. Amr İbn-i Zer'in elinde bir hastalık hasıl olmuştu. Tabipler elinin kesilmesi gerektiğini söylediler. O da; "-Kesin" dedi. Tabipler; "-Seni iple bağlayıp öyle kesebiliriz." deyince Amr İbn-i Zer: "-Buna lüzum yok, ben namaza durunca rahatlıkla kesebiliriniz." dedi. Amr İbn-i Zer namaza durunca elini kestiler. O, bunu hissetmedi bile! (İmam-ı Gazali, İlahi Nizam, s. 89) İbni şirin hazretleri namaza durduğunda sapsarı kesilir bayılacak gibi bir hale girerdi. Diyor ki: "-Bana, cennete gitmekle iki rekat namaz kılmaktan birini tercih et, deseler, iki rekat namaz kılmayı tercih ederim. Çünkü cennete gitmek benim hoşnut olmam içindir. Namaz ise, Rabbimin hoşnut olması içindir." Abdullah bin Abbas -radıyallahü anhüma- her gün bin kere secde ederdi. Kendisine çok secde ettiği için "seccâd" denilirdi. Ömer bin Abdulaziz de, tevazudan kuru yerde namaz kılar ve toprağa secde ederdi. Osman ERSAN, Gözümün Nûru Namaz, Erkam Yayınları. | |
11 Ağustos 2008 14:45 | ||
medinelii | namazı cok onemserlerdı bedıuzzaman hazretlerı namazı cok onemserlerdı... onun arkasında namaz kılanlar o tekbır aldıgında ahsap bınanın sallandıgına cogu kez şahıt olmuslardı bızlerdede bu husu neden olmasın bıraz daha onemsersek hersey halolur | |
06 Ağustos 2008 15:00 | ||
medinelii | Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz namazda husuu keşfeden maneviyat buyukleri, o esnada dünya ile ilişkilerini keser, hiçbirsey dusunmezlerdi... onlar, namaz ahıret işidir, oraya giren dunya ile alakasını keser diyerek namazdan bir haz alırlardı... böyle buyuk bır zata, -namazdayken aklına baska birsey gelırmı? diye sorarlar o kişi su ıbretlı cevabı verir -değil namazda namaz dısında bile aklımdan allahtan baskası gecmez.... yıne namazın hakıkatını bılen buyuk bır zataa aynı soruyu sorarlar namazdan daha cok sevdıgım birsey yokkı namazda onu hatırlıyayım... | |
20 Temmuz 2008 18:15 | ||
medinelii | Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz son kez kullgumun sultanlıgını yaşıyorum... belki aldıgım sayılı nefeslerın bıtecegını düşünmemiştim susuyorum, yalnız haykırıslarım bitmiyor, kalbımı ona verdigimi biliyoru ama gaflet uykusundan uyandım mı bılmıyorum... işte namazdayım son namazımda annem, babam, sevdigim.... kimse yok ondan baska... kalbımı actıgımdan baska.... namazdayım son namazda.... | |
04Haziran 2008 13:13 | ||
medinelii | Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz bu oglen namazını kılmadan once okmanızı tafsıye edıyorum... bir ezan daha okundu... allahu ekber sadası içime hiç boyle işlememişti, belkıde son namazım belkıde son kez bu zevkı tadacagımm vakıt ogle.... güneş cehennem ateşi misali yakıyor her yerı bir huzur arıyorum evet bır serınlık abdest alıyorum, heyecanlıyım... kolay degıl alemlerın rabbıyle konusmak huzuru ılahıde kıyama durmak işte secdem, cok heyecanlıyım.... halıs bır nefes alıyorum, derinden.... birkez daha.... yine.... heyecanım odaklanıyor secdeye... baslıyorum... | |
20 Mayıs 2008 16:11 | ||
medinelii | Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz haklısın kevır kardesım. namazın husu içinde olması yanı kalıtelı olması ıcın bır sıstem aslında. ama yenı baslayacaklarr için, bir heyecan furyası (da) olmuyor değil.. dikkate alıp okudugun için tskler medineli | |
20 Mayıs 2008 15:49 | ||
KEVİR | Cvp: Namaz Mekanizması Oluşturuyoruz Anladığım kadarıyla medineliinin Yazdıklarını namazlardan önce gözlerimizi kapatıp içimizden geçireceğiz.Böyle bir durumda namazı daha içten ve samimi bir şekilde kılmış olacağız. | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|