08 Kasım 2024 16:01 |
Vasat | Alıntı: Kara Kartal Üyemizden Alıntı
İletişim uzmanısınız ne güzel.
Bu tarz kitaplar herkese her zamana her kafaya uyarmi sanmam.
Niye beş, altıncısı yokmu, on tane olsa günahmı .gif)
Halkla ilişkiler şeklinde ilerliyorum  | Uzman değilim; benden başka deneyenlerin yalancısı,
bizzat denediğimin ise doğrucusuyum : )
Bu arada birisi 5'le başlar, ötekisi 7 der, diğeri "boşuna uğraşıyorsunuz, işin özeti 3'tür "der : ) Esasen hepsi, insana dair bilinen gerçeklerin farklı tanımlamalarla ifadesidir. Ki o gerçek de: birinin beklentilerine göre davranırsanız, huzur verirsiniz; huzur verirseniz, zamanla sizi sever; severse o da karşılık olarak sevdiğine iyilik yapar.
Tabi eşek değilse : )
-Ortalama zekâ ve psikolojideki insanlardan bahsedildiğinin hep altını çizmek gerek. Çeşitli takıntı veya korkulara sahip travmatik insanlar beklenmedik tepkiler verebilir. Veya zekâsı kıt ya da nefsinin kontrolünü şeytana tümden kaptırmış kişiler hep istisna olarak kalırlar.
|
08 Kasım 2024 13:45 |
Kara Kartal |
İletişim uzmanısınız ne güzel.
Bu tarz kitaplar herkese her zamana her kafaya uyarmi sanmam.
Niye beş, altıncısı yokmu, on tane olsa günahmı .gif)
Halkla ilişkiler şeklinde ilerliyorum |
07 Kasım 2024 22:57 |
Vasat | Alıntı: Medine-web Üyemizden Alıntı
her kafa bir ayettir.beyın adedi kadar ayetler...ayetle sabit olan abdestin şartları sabiteleri aksesuarları konusunda 5-10-15-25 mezhebin değişik yorumu.)
Resulullaha sorulan soru "en efdal ibadet hangisi?".verilen cevap kişinin çapına ihtiyacına kapasitesine durumuna bağlı olarak verilmiştir. cevaplar anana bak,namaz kıl,cihat et,zikri çoğalt,al iyaline sahip çık...soru sabit cevap kafalara göre.)
| Önemli bir ayrıntı : ) Alıntı: Medine-web Üyemizden Alıntı
innemel amalu bi niyat,ameller niyetlere göredir.densizlik de bir niyettir.)Beş Sevgi Dili adlı kitabı okumuştum.özeti ve ana teması "bükçe"...yani dobra dobra ifade yerine eğip büken cümleler,cümlelere nazik taklalar attıran,ortaya çıkan cümlenin şişde yanmasın kebabp da yanması bende yanmayayım karşıdakinin gazabını da çekmiyeyım çabasıdır.kitabı sevdim çok da güzel ama amel etmiyorum.) | Kitabın okuduğum özeti, kitabın kendisinden daha faydalıymış gibi geldi bana şu an : ) Okuduğum özete göre benim insanlarda en çok rastladığım şey:
Kadınların, sevildiklerini anlamak için: eşlerinden güzel söz, hediye, çiçek, çikolata vs beklemesine karşılık;
Erkekler sevgi göstermek için: kalabalık bir market alış-verişi, eşine düdüklü tencere almak, tehlikeye girmesin diye çeşitli şeyleri yasaklamak gibi davranışlar geliştiriyorlar.
Ve bu şekildeki iki farklı kişi, (biri şair ruhlu, ötekisi hizmet etmeyi sevgi göstergesi gördüğü için) birbirlerinde sevgiye dair işaret göremiyor ve zamanla birbirlerinden soğuyorlar. Ve ana fikir: İşte bu farklı sevgi dillerinin farkında olan kişiler, tabi ki karşılıklı şekilde "birbirlerini bu yönde anlamaya çalışırsalar" haliyle araları düzeliyor.
Benim okuduğum özet bu minvaldeydi işte, ve bizzat kendi ailemde bu farkındalık etkisini gösterdi elhamdülillah : ) Ki eşimle aynı sevgi diline sahip değildik, o hizmet dilini kullanırken, ben güzel sözler duymaksızın sevildiğimi zerre kadar hissetmiyordum bile : ) Bir bakış açısı değişiyor, bir evlilik değişiyor...
Bu arada bu sevgi dilleri diğer tür evlat, arkadaş vs ilişkileri için de aynen geçerli. Denendi, onaylandı : )
|
07 Kasım 2024 20:08 |
Medine-web | Alıntı: Sükutu-Ezber Üyemizden Alıntı
Yusuf bunu içinde gizledi, onlara bir şey belli etmedi.
Yusuf süresi 77.Ayet
| Burada siyaset dili kullanılmış.Yani yusuf merhamet şefkat şemsiyesinden ödün vermeden ama kendisine yapılan hataları da vahy çerçevesinde ( en büyük ceza kötülük yapana iyilik yap hadisi şerif ve bir çok ayet) cezalandırdı.el insanu abidul ihsani yani insan iyiliğin kölesidir hadisi şerif.Yusuf'un sizi affettim sizde Allaha tevbe edin ile mekkenin fethi günü Resulullah'ın müşriklere gidin hepiniz serbestsiniz mesajı arasında ortak nokta vahy.özetle suçluya bu kadar ağır ceza veya 90 sopa falakayı teklif ederseniz 90 sopayı tercih edecektir.) Alıntı: Mihrinaz Üyemizden Alıntı
Allah'ın ahirette kusurları kapatacağı vaadinin bizim bu dünyada hata, kusur kapatmamiza bağlı olduğunu unuttuk. Ne zaman ki; "İçine atma" ile içinde tutulması gerekenler yer değiştirdi, her aklına gelenle, her diline geleni söylemenin dengesi bozuldu, ondan beridir özden kaybediyoruz.  | vahy mihenk taşı olacak şartı vardı hocam.hatalar yüze vurulmaz,kusurlar deşifre edilmez,sırlar tecessüs edilmez.gıybet dedikodu laf taşımak fitne kapısı açmak hiç olmaz olmamalı.buraya kadar tamam... ama sorunu düzeltmek de şart.ya elinle ya dilinle ya da son çare münkeri/kötülüğü/densizliği/hoyratlığı/sorumsuzluğu vs red etmek düzeltmek de farz.burada ince nokta muhatabınla değil fiille şavaşmak yani faravundan önemli firavunluğu ortadan kaldırmak olmalı.vahy firavuna değil firavunluğa savaş açmıştır.
içine atmak ise tıp konusu.) Alıntı: Mihrinaz Üyemizden Alıntı
Şahsım için ve yukarda hitap buyurduğunuz vahy talebesi olanlar içine atıp sişeceğine, dışarı atıp densizleşeceğine kendi içinde öğütme sistemi geliştirsin. Vahyin talebeliği kendine eziyeti de, başkasına eziyeti de istemez. Hele ki; ağzına geleni söylemeyi kendine hak, herkesi ve her olayı eleştirmeyi, hata kusur araştırmayı doğruluk sanan, her konuya uzman zevzeklerin dünyasında içine atıp şişmek en doğrusu gibi de geliyor  Kendi hakkına gire gire sistem geliştirmiş biri olarak; içinize sizi ve muhatabinizi zora sokacak cümleleri öğütmeyi, absorbe etmeyi öğretin. Sistem otomatik devreye giriyor, tutacaklarıni, söyleyeceklerini ayırt ediyor, sizi utandırmıyor.) Kendi hakkına girmeden, kendine de hak görmeden en iyi yöntem. | amaç üzüm yemekse sorun yok.bağcıyı dövmek ise bu da psikiyatrı konusu.) Alıntı: Esma_Nur Üyemizden Alıntı
Sorsak herkes melek kimse kimseyi kırmamak için herşeyi içinde tutuyor! Malesef durum vahim bizden sonraki nesil hepden batmış durumda bazı psikolji uzmanlarının verdiği tavsiyelerini yanlış anladılar. Özgüven özgüven dediler bizimkiler özgüven ile hadsizliği birbirine krışdırdılar. Ailelere çok iş düşüyor bu devirde . | mevlana değilsin ne olursan ol gel dersen batarsın.adam ol gel daha sağlıklı olur.) islamın 6.şartı haddini bilmek denilirse haddimizi aşarız kadar önemli. Alıntı: Vasat Üyemizden Alıntı
İlk mesajdan itibaren değişik türdeki insanlar ve değişik durumlardan bahsediliyor ve şunu diyebilirim ki: herkes kendi ele aldığı duruma bakış açısından haklı : )
| her kafa bir ayettir.beyın adedi kadar ayetler...ayetle sabit olan abdestin şartları sabiteleri aksesuarları konusunda 5-10-15-25 mezhebin değişik yorumu.)
Resulullaha sorulan soru "en efdal ibadet hangisi?".verilen cevap kişinin çapına ihtiyacına kapasitesine durumuna bağlı olarak verilmiştir. cevaplar anana bak,namaz kıl,cihat et,zikri çoğalt,al iyaline sahip çık...soru sabit cevap kafalara göre.) Alıntı: Kara Kartal Üyemizden Alıntı
Değişik tür derken .gif) değişik türden yorummu yani  yoksa yani yorum yapmak tam olarak bu oluyor  sorun kimsenin ayar yapamamasında bence. Sorsan herkes açık sözlü. Ufacık şeylerden bahsedilmiş yazıdaki benim annem çorbaya tuzsuz desem suratı düşer. Önceden anlamazdım sonra baktım onca emek veriyor mükemmel hazırlıyor sofrada bi kaşık alıp babamla kafa kafaya verip ne kadar tatsız tuzsuz olduğunu söyleyip durunca kadının huysuzluguna anlam vermezdik bide. Basit şeyleri bile doğru ama diye söylemek dusuncesizlik bence. İşe yaramiyr. Allah için söyledim anne demek veya Hanımcım Allah için söyledim kilo aldın, boyun kısa, ellerin güdük, şef yemeği yapamıyorsun, master şef değilsin demek onları kenara sıkıştırmak yazık bence. Haksızlıklara susmamak başka bişey ama eleştiri delisi olduk.
Bende alıngan biriyim mesela ince dusunceliyim biri bu şekilde söyleyince çok dert ediyorum. Allah için demesi beni yumuşatmiyor hatta daha çok kiziyrm. Düşüncesiz söylemiş sözünü Allah'a dayamasina. Neyse buda benim yorum  | Baban espiri ile ciddiyeti harmanlayarak balkonda yatmayı da göze almayarak nazikçeyı zorlayarak meramını dile getirmiştir.) un var şeker var su var tuz da olsun sayın hanım hazretleri demiştir.) Alıntı: Vasat Üyemizden Alıntı
Bu arada duygu dünyasına hitap eden çok önemli ayrıntılara değinmişsiniz. İyi niyetle de olsa, söz "söz söylenen kişilerin" hassasiyet ve beklentilerine uygun değilse, 'kaş yapayım derken göz çıkarma' durumu olabiliyor. Bu açıdan insanın en azından en yakınlarının duygularını anlamak üzere empati yapması, hatta bunları anlamak üzere açık açık beklentilerinin neler olduğunun sorulması çok önemli. Ki, esasen bazı beklentileri öğrenmek için hiç soru sorulmasa da olur, insanlar ortak olarak "takdir edilmekten, övülmekten, teşekkür edilmesinden, zamansız hal-hatır sorulmasından" vs hoşlanır ve hoşlanmakla da kalmaz: mutlu olur : ) Mutlu olunca da "mutlu etme potansiyeli" yükselir, öyleyse düz mantık: mutlu olmak isteyen, sevdiklerini mutlu etsin : )
Ama bunun, sevdiklerinin ihtiyaç duyduğu şekilde olması önemli. Bu konuda Gary Chapman'ın Beş Sevgi Dili adlı kitabını önerebilirim. Bizzat tümünü okumadım ama özetini okudum ve gerçek hayatla tastamam örtüşen gerçekler anlatılıyor. | innemel amalu bi niyat,ameller niyetlere göredir.densizlik de bir niyettir.)Beş Sevgi Dili adlı kitabı okumuştum.özeti ve ana teması "bükçe"...yani dobra dobra ifade yerine eğip büken cümleler,cümlelere nazik taklalar attıran,ortaya çıkan cümlenin şişde yanmasın kebabp da yanması bende yanmayayım karşıdakinin gazabını da çekmiyeyım çabasıdır.kitabı sevdim çok da güzel ama amel etmiyorum.)
|
07 Kasım 2024 15:42 |
Vasat | Alıntı: Kara Kartal Üyemizden Alıntı
Değişik tür derken .gif) değişik türden yorummu yani  yoksa yani yorum yapmak tam olarak bu oluyor  sorun kimsenin ayar yapamamasında bence. Sorsan herkes açık sözlü. Ufacık şeylerden bahsedilmiş yazıdaki benim annem çorbaya tuzsuz desem suratı düşer. Önceden anlamazdım sonra baktım onca emek veriyor mükemmel hazırlıyor sofrada bi kaşık alıp babamla kafa kafaya verip ne kadar tatsız tuzsuz olduğunu söyleyip durunca kadının huysuzluguna anlam vermezdik bide. Basit şeyleri bile doğru ama diye söylemek dusuncesizlik bence. İşe yaramiyr. Allah için söyledim anne demek veya Hanımcım Allah için söyledim kilo aldın, boyun kısa, ellerin güdük, şef yemeği yapamıyorsun, master şef değilsin demek onları kenara sıkıştırmak yazık bence. Haksızlıklara susmamak başka bişey ama eleştiri delisi olduk.
Bende alıngan biriyim mesela ince dusunceliyim biri bu şekilde söyleyince çok dert ediyorum. Allah için demesi beni yumuşatmiyor hatta daha çok kiziyrm. Düşüncesiz söylemiş sözünü Allah'a dayamasina. Neyse buda benim yorum  | Değişik tür insan ve durum derken, üzerinde konuşulan insanların ve durumların değişik oluşu yani : )
Bu arada duygu dünyasına hitap eden çok önemli ayrıntılara değinmişsiniz. İyi niyetle de olsa, söz "söz söylenen kişilerin" hassasiyet ve beklentilerine uygun değilse, 'kaş yapayım derken göz çıkarma' durumu olabiliyor. Bu açıdan insanın en azından en yakınlarının duygularını anlamak üzere empati yapması, hatta bunları anlamak üzere açık açık beklentilerinin neler olduğunun sorulması çok önemli. Ki, esasen bazı beklentileri öğrenmek için hiç soru sorulmasa da olur, insanlar ortak olarak "takdir edilmekten, övülmekten, teşekkür edilmesinden, zamansız hal-hatır sorulmasından" vs hoşlanır ve hoşlanmakla da kalmaz: mutlu olur : ) Mutlu olunca da "mutlu etme potansiyeli" yükselir, öyleyse düz mantık: mutlu olmak isteyen, sevdiklerini mutlu etsin : )
Ama bunun, sevdiklerinin ihtiyaç duyduğu şekilde olması önemli. Bu konuda Gary Chapman'ın Beş Sevgi Dili adlı kitabını önerebilirim. Bizzat tümünü okumadım ama özetini okudum ve gerçek hayatla tastamam örtüşen gerçekler anlatılıyor.
|
07 Kasım 2024 12:17 |
Kara Kartal | Alıntı: Vasat Üyemizden Alıntı
İlk mesajdan itibaren değişik türdeki insanlar ve değişik durumlardan bahsediliyor ve şunu diyebilirim ki: herkes kendi ele aldığı duruma bakış açısından haklı : )
Yeri geldiğinde içimize atacak, yeri geldiğinde lafı ortaya koyacağız; yeri geldiğinde güzellikle uyaracak, yeri geldiğinde keskince sınırları çizeceğiz. Kime ve hangi duruma göre olduğu değişir, ancak şu hiç değişmez: her koşulda ifade ve tavırlarımızı "Allah bu şekilde benden razı olur mu?" diye düşünerek sergileyeceğiz. Bu şekilde olduğunda, yani Allah'ın bizden razılığına dair umudumuz olduğunda: "Diğerleri razı olmasa da olur" diyebiliriz : ) | Değişik tür derken değişik türden yorummu yani yoksa yani yorum yapmak tam olarak bu oluyor sorun kimsenin ayar yapamamasında bence. Sorsan herkes açık sözlü. Ufacık şeylerden bahsedilmiş yazıdaki benim annem çorbaya tuzsuz desem suratı düşer. Önceden anlamazdım sonra baktım onca emek veriyor mükemmel hazırlıyor sofrada bi kaşık alıp babamla kafa kafaya verip ne kadar tatsız tuzsuz olduğunu söyleyip durunca kadının huysuzluguna anlam vermezdik bide. Basit şeyleri bile doğru ama diye söylemek dusuncesizlik bence. İşe yaramiyr. Allah için söyledim anne demek veya Hanımcım Allah için söyledim kilo aldın, boyun kısa, ellerin güdük, şef yemeği yapamıyorsun, master şef değilsin demek onları kenara sıkıştırmak yazık bence. Haksızlıklara susmamak başka bişey ama eleştiri delisi olduk.
Bende alıngan biriyim mesela ince dusunceliyim biri bu şekilde söyleyince çok dert ediyorum. Allah için demesi beni yumuşatmiyor hatta daha çok kiziyrm. Düşüncesiz söylemiş sözünü Allah'a dayamasina. Neyse buda benim yorum |
07 Kasım 2024 00:23 |
Vasat |
İlk mesajdan itibaren değişik türdeki insanlar ve değişik durumlardan bahsediliyor ve şunu diyebilirim ki: herkes kendi ele aldığı duruma bakış açısından haklı : )
Yeri geldiğinde içimize atacak, yeri geldiğinde lafı ortaya koyacağız; yeri geldiğinde güzellikle uyaracak, yeri geldiğinde keskince sınırları çizeceğiz. Kime ve hangi duruma göre olduğu değişir, ancak şu hiç değişmez: her koşulda ifade ve tavırlarımızı "Allah bu şekilde benden razı olur mu?" diye düşünerek sergileyeceğiz. Bu şekilde olduğunda, yani Allah'ın bizden razılığına dair umudumuz olduğunda: "Diğerleri razı olmasa da olur" diyebiliriz : )
|
05 Kasım 2024 18:08 |
Esma_Nur | Alıntı: Sükutu-Ezber Üyemizden Alıntı
Yusuf bunu içinde gizledi, onlara bir şey belli etmedi.
Yusuf süresi 77.Ayet
Bazı şeyleri içimizde tutsak...
Söylemesek, belli etmesek, memnun kalmadığımızı ifade etmesek, yüzümüzü buruşturmasak ne güzel olurdu değil mi?
Yemeğin güzel olmadığını, tuzlu olduğunu, acı olduğunu, tatsız olduğunu söylemesek, işçinin bir kaç kabahatini yüzüne vurmasak, bize yanlış yapanın yanlışını yüzüne tokat vurur gibi söylemesek...
İçimizde tutsak gördüğümüz bazı kusurları, bazı yanlışları... Bize yapılan bazı saygısızlıkları, aleyhimize söylenen bazı sözleri... Duymazdan gelsek?
Evet, hepimizin içinde tuttuğu o kadar şey var ki, haddi hesabı yok...
Var mı içimizde tuttuğumuz öfklerimiz? Var mı içimizde tuttuğumuz kızgınlıklarımız?
Açığa çıkarmadığımız duygular, açığa çıkarmadığımız sevgiler, açığa çıkarmadığımız sözler var mı?
Murat Padak | Sorsak herkes melek kimse kimseyi kırmamak için herşeyi içinde tutuyor! Malesef durum vahim bizden sonraki nesil hepden batmış durumda bazı psikolji uzmanlarının verdiği tavsiyelerini yanlış anladılar. Özgüven özgüven dediler bizimkiler özgüven ile hadsizliği birbirine krışdırdılar. Ailelere çok iş düşüyor bu devirde .
|
02 Kasım 2024 22:05 |
Hâdimul İslam | Alıntı:
. laz hocam fitne ye yol açmıyacak vahy çerçevesini aşmayacak bir durumda içine atma biriktirme sal gitsin.
| Şahsım için ve yukarda hitap buyurduğunuz vahy talebesi olanlar içine atıp sişeceğine, dışarı atıp densizleşeceğine kendi içinde öğütme sistemi geliştirsin. Vahyin talebeliği kendine eziyeti de, başkasına eziyeti de istemez. Hele ki; ağzına geleni söylemeyi kendine hak, herkesi ve her olayı eleştirmeyi, hata kusur araştırmayı doğruluk sanan, her konuya uzman zevzeklerin dünyasında içine atıp şişmek en doğrusu gibi de geliyor Kendi hakkına gire gire sistem geliştirmiş biri olarak; içinize sizi ve muhatabinizi zora sokacak cümleleri öğütmeyi, absorbe etmeyi öğretin. Sistem otomatik devreye giriyor, tutacaklarıni, söyleyeceklerini ayırt ediyor, sizi utandırmıyor.) Kendi hakkına girmeden, kendine de hak görmeden en iyi yöntem.
|
02 Kasım 2024 20:18 |
Medine-web |
vahy talebesinin öğrendiği;
merhamet et ki merhamet edilesin.
kusur ört ki kusurun örtülsün.
kusur araştırma ki kusurun araştırılmasın.
acı ki acınasın.
büyük konuşma ki küçülmeyesin.
böbürlenme ki kendini bi şey zannetmeyesin.
gıybet etme ki gıybet edilmeyesin.
gülme kimseye ki ağlamayasın.
şüpheci olma ki şüphe sana iade edilmesin.
ya hayr konuş ya sus.
vs...
vahyden gelen her işaret emirlere teredütsüz amenna ve sadakana.
Muhatabınız çevreniz ihvanınız eshabınız senin beslendiğin yerden besleniyorlarsa sıkıntı yok.
ashabınızla farklı kulvarda iseniz profilinizin şeması şu ;
Cömert olursun aptal,cimri olursun pinti sanırlar.
İyi niyetli olursun hunharca kullanırlar.
Doğru bildiğini yaparsın eleştirirler.
maddi manevi ilerlersin kıskanırlar.
Seversin kıymet bilmezler.
İnsan olabilmek en zor şeydir bu hayatta...
çelişki yok kafalar karışmasın.herkes kendine yakışanı yapar.ve vahy öğrencisine de vahy yakışır.yani el ne der ile zaman israf edilmez.Allah ne der parolamızdır inşaallah.el ne der parolası ile ruhumuza toksitten başka vereceğimiz bir şey yoktur.
Konunun temasına gelirsek;
fitnenin kapısını açacaksa acıtsa da içimizde kalmalı.fitne riski yoksa kendinize zülm edip stres depolamayın şeffaf olun derim.)
sukutu ezber hocam,sukutu ezberleyıp şahsınıza sünnet yaparsanız birikimler birikir... antidepresan ilaçları çok riskli kıymayın kendinize.yemek tuzlu ise veya tuzsuz ise lütfen "el ne der" hatırına kendinize eziyet etmeyın.)
laz hocanın ifrat tefrit tesbitinde buluşuyoruz; "Kusurları da hoyrat sergiliyoruz, sevinçleri de.."
laz hocam fitne ye yol açmıyacak vahy çerçevesini aşmayacak bir durumda içine atma biriktirme sal gitsin.
|