14 Ocak 2009 04:37 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI guzel deyisler (dini-sosyal) tugyan olan yerde tufan olur izah mizahi oldurur duzen* olan evde duzen olmaz *du: 2, zen: kadin; duzen: iki kadin husn-i siret husn-i edebdendir bir gunde isledik binlerce gunah eylemedik gunaha hicbir gun ah edeble gel ki lutufla gidesin vusulszluk usulsuzluktendir (bu usul ılmınde genel kaıdedır. yolun, metodun yoksa ulasamassın amaca demektır) nuzulunun has olmasi hukmunun âm olmasına manı degıldır (bu genel bır tefsır kuralıdır) kendıne mezar hazırlayacagına kendını mezara hazırla galat-ı meşhur lugat-i fasihten evladır kişinin neyse sireti odur zahirde sureti ıttıba et kı delalete* berı olasın dalalete *edille-i seriyye ye atfen |
12 Ocak 2009 03:30 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI ezdad (zit) ve ezvac (es) isimler ve aile dilbilgisinde zit anlam ve esanlamli isimlerden bahsedilirken bir nokta arap edebiyatindaki ayni konuya gore eksik kalmaktadir. bunu turkcenin yetersizligi veya eksik yapida dil oldugunu anlatmak icin demiyorum. turkce mantik ve kurgu acisindan dunyanin en mukemmel dillerindendir. ifade ettiigi anlam cesitliligi de hakeza oyledir. ben sadece farkliligi belirtmek icin dile getiriyorum bunu. turkcede kadin-erkek, gece-gunduz isimleri zit, birbirine ters isimlerken, arapcada bunlar birbirine es giden isimler kategorisinde ele alinirlar. cunku arap dilinin kelimenin ruhuna bakis acisi baska yondndir. arap dili kelimelerin ezdad mi ezvac mi olduguna su acidan bakar: birbirleri ile biraraya gelmesi imkansiz olan isimleri ezdad yani zit isimler kategorisine alir, biri olmadan digerinin olmasinin da imkani olmayacak isimleri de ezvac isimler kategorisine alir. bu anlamda kadin-erkek zit degil ezvac yani es isimlerdir dil bakimindan iman ve kufur ise ezdad isimlerdendir. bu aciklama ustune aile kelimesinin anlamini inceleyecek olursak, daha iyi anlasilacaktir. aile arapcada, birini cekip aldiginda digeri de bosta kalacak ayakta duramayacak anlamina gelen gailenin tersidir. yani biri varken digerinin anlami olan demek. kelime yapisi, iki kisiyi icermesine ragmen tekil formdadir. bu da iki kisinin bir butunluk arzediyor olmasindandir. biri olmadiginda diger fert bir kisi degil yarim kisi gibidir. |
12 Ocak 2009 03:15 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI DIN din, asil ve ilk anlami borc demektir. duyun coguludur ve osmanli doneminden duymussunuzdur, duyun-i umumiyye idaresi (genel borclar idaresi) adinda bir kurum var idi zaten devleti iligine kadar somurme olayi da bu kurumla birlikte baslamisti. neyse mevzuya donelim... din anlamina gelen kelime ise arapcada millet kelimesidir. millete ibrahime hanife... hanif olan ibrahimin dininden seklinde kuranda zikredilmektedir. dini bilinc demek, borcluluk bilinci demektir. allah bizden borcumuz odememizi istemiyor. isteyecek olsa asla odemeyiz cunku. sadece borclu oldugumuzu itiraf etmemizi ve bunu da sukur ile yapmamizi istiyor. cok mu sey istiyor da hakkiyla yapamiyoruz bilmiyorum? ya rabbi, herseyimle tum benligimle ve varligimla ben sana borcluyum demek ne kadar da agir geliyor insanogluna degil mi? |
11 Ocak 2009 21:16 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI arap dilinde sayilarinin ne kadar oldugunu bilmedigim miktarda degisik turden kelimeler vardir ki bunlarin ilginc ozelligi sudur. kelimenin kok harflerini aliniz, bu harfleri tersinden telaffuz ediniz, anlam da tam ziddi olmaktadir. yani kelimeyi ters cevir, anlami da cevirmis oluyorsun. birkac misal ra-he-ne: rehin aldi, tuttu, birakmadi, kaynagini kapatti ne-he-ra: birakti, akmasina izin verdi, kaynagini asmasina izin verdi (nehir, kaynagindan cikip akan su) ha-be-se: el koydu, hapsetti, hareketini engelledi se-be-ha: hareket etti, kimildadi, serbest birakti, yuzdu durri(dal-ra): inci, yalitkan radde(ra-dal): iletken bu tur kelimelere arap edebiyatinda birsey deniliyordu yani siniflandirmada isimleri var fakat unuttum. hatirlarsam yazarim. |
11 Ocak 2009 20:02 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI tesbih ve nur; hareket ve enerji sebbeha/yusebbihu lillahi ma fissemavati vel ard.... sablonundaki ayetler genelde yerde ve gokte ne varsa allahi tesbih eder seklinde cevrilir dilimize. yanlis degil fakat eksik bir ceviridir bu. allahu nurussemavati vel ard ayeti de allah yerin ve gogun nurudur seklinde cevrilir. bu da yanlis degil fakat eksiktir. eksiklikler ceviride degil, sebbeha ve nur kelimelerinin arap dilindeki tam anlamlarinda yani bunun ceviriye yansimamasindadir. sebbeha, tesbih etti olarak cevrilse de tesbih de bir arapca kelimedir. tefil babindandir. peki arapcadaki anlami nedir? yuzmek, hareket etmek, ilerlemesi icin serbest birakmak, kimildamak anlamlarindadir. el veled yesbeh yani cocuk yuzuyor, suda hareket ediyor. el melabis lil sibaha yani yuzme elbiseleri demektir. hareket etmek icin enerjiye sahip olmak lazimdir. yani dinamik olmak gereklidir. simdi ayeti yerde ve gokte ne varsa allah icin (allah adina) hareket eder, allaha dogru hareket eder seklinde cevirirsek batini anlamini yakalamis oluruz. peki allah icin hareket eden hersey enerjiyi nereden aliyor? kimi varliklar dinamiktir evet, fakat bazi varliklar zahiren statik yani duragandir fakat biz kendilerinde bir hareket kimildama sezmedigimiz halde rabbimiz kuranda siz onlarin farkina suuruna varamassiniz fakat hepsi allahi tesbih eder buyurmaktadir. iste bunu aciklayabilmek icin de nur kelimesinin guncel anlaminin enerji oldugunu soylemek yeterli olacaktir. nar atesin bizzat kendisi iken nur onun enerjiye donuserek aydinlatan, kutlesinin disindaki tum kismidir. simdi soyle dusunursek anlam oturacaktir. allah yerin ve gogun enerjisidir ve hersey Ondan sadir oldugu icin Ondan alinan enerji ile yerde ve gokte ne varsa onun adina hareket eder |
11 Ocak 2009 19:37 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI kultur ve koklesme; kultursuzlesme ve yozlasma kultur mayadir. koklesmis ve mayasi tutmus ise senin kulturundur. sana ait degilse sende koku ve temeli yoksa kulturun degildir. mayani bozarsan yada katki maddesi eklersen kendi kendini bozar ve yozlastirirsin. kokunu yakar ve beden topragindan sokup atmis olursun. simdi etimolojik acidan ele alalim kelimeyi ki yukaridaki izahati guclendirsin kultur (culture-cultivate-cult) koklestirmek, ekmek, islemek ve yetistirmek ve maya demektir. tarim kelimesi ingilizcede agri-culture diye adlandirilir. yani kok katmak, ekmek, kok tutturmak anlaminda. mesela mayalama ile olusturulan gidalara bakarsaniz kultur kelimesi kullanilir. yogurt kultur, peynir kulturu diye. arapcada bu kelime ziraa (ziraat) olarak kullanilir. dunya ahiretin tarlasidir hadisi serifi iste bu baglamda dusunulurse, ahirette iyi verim alabilmek icin dunyada iken saglam bir ekme, mayalama islemi yapmamiz lazimdir seklinde anlasilabilir. |
11 Ocak 2009 17:11 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI FITRAT, DONANIMDIR; HAD, AYARINDA VERILMIS DOZAJDIR ISLAM VE AHLAK DA DONANIMIMIZ ILE DOZAJI DOGRU AYARLAMA SISTEMLERIMIZDIR once hadislerden yola cikalim: her dogan islam fitrati uzere dogar haddini bilen kendini bilir; kendini bilen rabbini bilir yunanca bir kelime olan farma (pharma) doz anlamindadir. ilac icin de zehir icin de bu kelime kullanilir. gerekli karisimlari dozunu ayarlayarak olusturursaniz o ilac olur, dozunu asarak olusturursaniz o zehir olur. her dogan islam fitrati uzerine dogar derken efendimiz, Allahin insana ilk yaratilisinda dogruyu bulma ayarlarini (dogruyu selamete ermek icin bulmak isteriz, islam da selamete erdiren yoldur, selamet de islam da ayni kokun turevleridir) dozunu tam ayarinda gozeterek vermis oldugunu, islevsel acidan donanimimizda ve dozumuzda herhangi bir hata bulunmadigini, haddi asmaya yonelmezsek bize verilmis dogru dozun ilac islevi gorup bizi kurtaracagini lakin haddi asip dozun ayarini bozarsak bu sefer de zehir olup bizi karanliga surukleyecegini belirtmek istemistir. iste islam uzere giden nura, islamsizlik uzere giden ise zulumata dogru bundan dolayi yol alir. yani ya hayatimizi aydinliga cikaririz ya da karanliklarda gezeriz (nur ve zulum). zulum ile yani karanlikta yoluna devam eden istikametini degistirmedikce nuru bulamaz cunku bir mesnedi yoktur, zulumatin tek sebebi bizzat nurun kendisisinin olmayisidir. yani kaynagi ve dayanagi yoktur, mesnetsizdir. nurun kaynagi cevheri vardir, lakin hic karanlik yayan bir sey soz konusu olabilir mi? karanlik, aydinligin yok olmasi ile ortaya cikar. had, yani dozunu bilen ve ona gore hayatini devam ettiren ahlak uzere yasamaktadir, salim verilmis ayar kendisini selamet uzere tutacaktir. yani haddini bilmek demek, kisinin yaratilis amaclarinin farkinda oldugunun gostergesidir ki buna ahlak denilmektedir (ha-le-ka dan turemedir, yaratilis amacina uygun davranis sergilemek demektir). ahlak uzere olan kisi de halikinin (yaraticisinin) farkinda olacaktir. bu nedenle kendisini bildigi surece rabbini de bilecektir. beden dedigimiz bilgisayarin isletim sistemi, mantik hatasi bulunmayan islam yazilimidir. allahin gosterdigi kullanim kilavuzumuz olan ve zulumati bulup ayiklama gorevi goren ve bize de bunun kurallarini gosteren antivirus yazilimimiz olan kuran ile guncelledigimiz surece sistemlerimiz ve donanimlar dogru calisacaktir. eger kaynak kodlari icine beseri veya harici programlamacilar tarafindan kodlar girilerek tahrif edilmis yazilimlari yuklersek, sistem bir sure sonra islevini yerine getiremeyecek ve kaynak yetersizligi veya asiri yuklenme (dalalet) ikazi verecektir. iste o zaman tek yapmamiz gereken sisteme reset atmaktir (imanlarinizi yenileyiniz ayeti geregince). aksi halde bizi o bozuk, muharref isletim sistemi uzere yasamakta iken olum yakalayacaktir (sistem down olacaktir). |
11 Ocak 2009 16:14 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI SABIR ve SALA(T) her nasil oldu ise sabir, sabretmek bizde bekleyip neticeyi gormeye koyulmak, kenara cekilerek sonucunu beklemek gibi pasiflik ifade eden anlamlarda kullanilmistir. halbu ki sabir, direnis ve direnmek, israrla ve inatla, var gucunle karsi cikarak direnmek demektir. efendimzin hadisi olan 'sabreden kazanir' ve asr suresinde bahsedilen 'hakki ve sabri tavsiye edenler kaybedenlerden olmaz' ayetinden bunu anlayabiliyoruz. salat namaz olarak cevrilse de dikdurus, dik tutma, omurga, saglam dayanak anlamlarinda bir kelimedir. essalatu imaduddin hadisi iste bu anlamdadir. namaz dinin diregidir, yani namaz insanin kisiligini de dinini de dik dimdik tutar. saglam sutunlarla yikilmaz bir dini yasam ve kisilik olusturmak icin namaz kilmaliyiz. musalla tasi denilmesi nedeni de, oluyu koydugumuz dayanak sutunu olmasindan dolayidir. salevat getirmenin mantigi da efendimize olan destegimizi herdaim yenilemektir. sallu aleyh, yani onu destekleyin desteginizi gosterin emridir aslinda. ayetteki soz dizimine dikat edersek hakk ve sabir seklinde ifade edilmistir. hakki yani dogrulari oneren, insanliga dogru olani gosteren kisi oldugunuzda, hayatlarini yalan uzere, gundem saptirarak dogrulari gizlemek uzere kurgulamis ve bu istikamette yasamakta olanlarin saldirisina maruz kalacaksiniz ve bu saldirilar karsisinda da kazanan olabilmek icin hakkin pesinden sabir yani direnis gerekecektir. iste o zaman hem ayetin hem hadisi nebevinin mujdeledigi kazananlardan olursunuz/oluruz insallah vestainu bissabri vessalah. innellahe meassabirin: direnis ve dik durusla birbirinizi destekleyerek yardim isteyin. allah direnenlerle beraberdir GAZZE SABREDIYOR, GAZZE DIRENIYOR. GAZZE ISLAMI O UFACIK YERDEN SAVUNUYOR, O DARACIK MEKANDAN MUSLUMANLARI SAVUNMAK ICIN DIRENIYOR. PEKI BIZ ISTANBULDAN VEYA DUNYANIN DIGER MAHALLERINDEN GAZZEYI SAVUNUP ONLAR ICIN DIRENIS SERGILIYOR MUYUZ? |
09 Ocak 2009 17:43 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI el-aziz allahin isimlerindendir. izzetli, izzet sahibi diye yine arapca kelime turkcelestirilerek cevririsi yapilir. dogrudur yanlis degildir. lakin tam anlami cok bulundugu halde degeri tukenmeyen demektir. bilirsiniz ki sahip olunan madenler ne kadar cok bulunursa degerleri o derece azalir. ancak allahin rahmeti ve ikrami cok oldugu halde asla degerlerini yitirmezler. iste anadolu insaninin dedigi su gibi aziz olasin bu anlayisla olusturulmus bir deyistir. su ne kadar cok olursa olsun degeri asla tukenmez. |
09 Ocak 2009 01:22 | |
kebuter | Cvp: LISAN-SEMANTIK-GRAMER-ETIMOLOJI hz adem ile baslayip kiyamet ile son bulacak olan dunya tarihi ve ademoglu silsilesi, ikinci imtihan surecidir. bu ulemaca da kabul edilmektedir. bizim icinde bulundugmuz imtihan surecinden once de boyle bir donem oldu, kiyametleri gerceklesti ve sonra ademogullari sahne aldi. bizim kiyametimizden sonra da bu devam edecek. zira bir universite kuruldugunda ilk mezunlarini verip sonra kapanmaz. egitimine ve mezun yetistirmeye devam eder. saniyen, rabbimiz meleklere yeryuzunde insan yaratacagini bildirdigi zaman, meleklerin ilk sozleri yeryuzunde kan dokup fesad cikaracak birini mi yaratacaksin demek olmustu. melekler programlanmis varliklardir. kendilerine verilen ve bildirilen disinda bir bilgiye sahip degillerdir. peki daha sonradan olacak birsey icin nasil bilgi sahibi gibi konusabildiler. iste daha onceki ademoglu (sembolik olarak ademoglu deniliyor) silsilesinin icine dustugu durumu gordukleri icin bilgileri oradan var idi. |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|