16 Aralık 2024 08:27 | |||
Mihrinaz | Hayır! Doğrusu, siz yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksulu yedirmeye de birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Mirası hırslı bir yiyişle (helal-haram demeden, hak hukuk gözetmeden) yiyorsunuz. Malı çok (aşırı) bir sevgiyle seviyorsunuz. Fecr/17-20 Sonrada diyorsunuz ki Allah adaletli değil. Sizce adaletsiz olan kim? | ||
11 Ocak 2022 17:06 | |||
Mihrinaz |
Onlar; Dünyada Mal ve Çocuklarına Güvenirler (3/Ali İmran-10) Onlar; Kalplerinde Olmayanı Ağızlarıyla Söyleyen Münafıklardır (3/Ali İmran-167) Onlar; Kafirleri Dost Edinirler (5/Maide-80) Onlar; Kendilerine Hatırlatılan Şeyleri Unuturlar (6/Enam-44) Onlar; Ayetler Açıklandığı Halde Ondan Yüz Çevirirler (6/Enam-46) Onlar; Ahirete İman Etmezler (6/Enam-113) Onlar; Zanna Uyarlar (6/Enam-116) Onlar; Ayetlerden Kibirleri Yüzünden Yüz Çevirirler (7/Araf-36) Onlar; Sözlerinde Durmazlar 7/Araf-135 Onlar; Yaptıkları İşlerin Batıl Olduğu Kimselerdir (7/Araf-139) Onlar; Sapıklık İçerisindedirler (7/Araf-179) Onlar; Amelleri Boşa Gidenlerdir (9/Tevbe-17) Onlar; Müslüman Olmadığı Halde Müslüman Gibi Gözükürler,Hatta Yemin Ederler (9/Tevbe-56) Onlar; Kendi Çıkarlarına Uymazsa Öfkelenirler (9/Tevbe-58) | ||
26 Eylül 2014 12:22 | |||
Allahın kulu_ | Cevap: Sakın onlar gibi olmayın! Onlar namazdan gafildir rabbim namazsiz birakmasin | ||
30 Kasım 2013 22:20 | |||
Medine-web | Cevap: Sakın onlar gibi olmayın! bunlara ek olarak şu noktayada dikkat etmek gerek.kuranda salat her yerde namaz anlamında değildir.dua(Allaha yaklaşmak için her türlü ibadet) anlamında da kullanılır.bu sürede salat namaz anlamında olduğu çoğu ekolun ortak fikridir. şöylede bakılabilir.o sürede dini yalanlayanı ,yetime merhametsiz olanı,yedirmeyen bencili kınadıktan sonra feweylun tehdidini namaz kıldığını sananlara yöneltmektedir.onlar sahundur yuraundur maundur yani riyakardırlar,ciddi değildirler,dürüst ihlaslı değillerdir,dürüst samimi olanlara infakçılara hayırseverlere ciddi olanlara çelme atmaktanda geri durmazlar anlamlarına gelen bir mesaj... buradaki salat Allaha yaklaştıran her ibadetin namuslu olması şartı koşması söz konusu...Allaha yaklaştıran ibadetlerimizde ihlas yoksa bu tehditlere muhatap oluruz diye düşünebiliriz... | ||
30 Kasım 2013 20:48 | |||
Esma_Nur | Cevap: Sakın onlar gibi olmayın! Alıntı:
Âyette فى - fi edatının değil de عن - an edatının kullanılmasından anlaşılmaktadır ki, namaz esnasında zihinleri dalıp gaflete düşenler değil, namazın ne olduğunu, mahiyetini, erkânını, yararını bilmeden, atalarından gelen bir alışkanlıkla içi boşaltılmış boş namazı kılanlar kınanmaktadır. Bu da Âyette belirtilen bu tür namaz kılanların kâfirler olduğunu göstermektedir. Yoksa bu tanımlamaların müminlerle hiç bir ilgisi yoktur. Eğer Âyette fi edatı kullanılmış olsaydı, bu takdirde kınananlar namazlarını kılarken gaflete düşenler olacaktı. Yani gerçek namazı kılarken hata yapanlar, kusur işleyenler kınanmış olacaktı. Bu durum ise, hatasız bir kulun olamayacağı dikkate alındığında, bütün insanların kınanması anlamına gelecekti. Yüce Rabbimiz bu ayırımı fi yerine an edatı kullanarak yapmış, böylelikle de namaz kılarken hata yapması mümkün olan bütün insanlar değil, kıldığı namazın ne anlama geldiğini bilmeyenler kast edilmiştir. Rabbimizin kınamasına uğrayan bu kimselerdir. Bu Âyette geçen ساهون - sâhûn sözcüğü, Abdullah b. Mes'ud'un mushafında lâhûn olarak yer almıştır. Bu durumda Âyetin anlamı Onlar namazı eğlence olarak kılmaktadırlar olur ki, Enfâl Sûresinin 35. Âyeti de Onların Beyt yanındaki namazları, ıslık çalmak ve el çırpmaktan ibarettir diyerek müşriklerin namazı zevk, eğlence, tatmin aracı olarak kıldıklarını doğrulamaktadır. Bu noktada, müşriklerin Kur'ân'da net bir şekilde tarif edilen bu davranışları ile günümüzde dindar geçinen bazı kimselerin düğün-dernek ve çeşitli merasimlerde anlamını bilmeden güzel sesli sanatçılara Kur'ân okutmaları veya bazı kesimlerin dinî ibadet [ritüel/ayin] olarak sema, zikir ya da sazlı sözlü semah yapmaları arasındaki benzerlik gözden kaçırılmamalıdır. Yukarıdaki açıklamalar salâtihim sözcüğünün terimsel anlamı esas alınarak yapılmıştır. Sözcüğün sözlük anlamı esas alınırsa, Âyetin anlamı da "Onlar desteklerinden gafildirler, verdikleri desteği eğlence olarak yapmaktadırlar" şeklinde olur.Âyet, bize göre Medine münafıklarını değil, Mekke müşriklerini işaret etmektedir. Çünkü Medineli münafıkların hem namazda hem de malî yardımda riyakâr olmalarına karşılık, Mekkeli müşrikler 7. Âyette de gördüğümüz gibi hiç malî yardımda bulunmadıkları için sadece namazda riyakârdırlar. ALINTI | ||
19 Mart 2013 17:09 | |||
FECR | Cevap: Sakın onlar gibi olmayın! Alıntı:
Bu ayet bize ne anlatıyor? | ||
15 Kasım 2012 11:23 | |||
Yitiksevda | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Kesinlikle ablam özür akşam üzerime düşeni yaparım gündüz iş yoğunluğu ancak akşama . | ||
15 Kasım 2012 11:10 | |||
İnceSızı | Cevap: RE: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Alıntı:
Alıntı:
düşünceli000 ![]() | ||
10 Kasım 2012 20:03 | |||
Medineweb | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! özür dilerim geçen hafta yoktum geldikten sonrada görmedim konuyu.incesızı ve esma abla ilettiler saolsunlar bakara 275 الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لاَ يَقُومُونَ إِلاَّ كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَن جَاءهُ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِ فَانتَهَىَ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar. ışte bu, onların: “Oysa alışveriş riba gibidir." demeleri sebebiyledir. Ve Allah, alışverişi helâl, ribayı (faizi) haram kılmıştır. Bundan sonra, Rabbinden kendisine öğüt gelen kimse (ona uyarak) artık (faizden) vazgeçerse, o taktirde geçmiş olan (önceden aldığı faiz) onundur ve onun işi (onun hakkındaki hüküm) Allah'a aittir. Ve kim de (faizciliğe) dönerse, işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.Ellezîne ye’kulûner ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess(messi), zâlike bi ennehum kâlû innemal bey’u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey’a ve harramer ribâ fe men câehu mev’izatun min rabbihî fentehâ fe lehu mâ selef(selefe), ve emruhû ilâllâh(ilâllâhi), ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm Ticarette risk vardır; kâr etmek kadar zarar etmek ihtimali de vardır. Ticaret yapan helâl para kazanmalıdır. Ticaret, Allahû Tealâ tarafından ticaret çizgisi içinde helâl kılınmıştır. (Peygamber Efendimiz (S.A.V) de ticaretle uğraşıyordu.) Faiz ise haram kılınmıştır. Faizde risk yoktur. Parayı alan kişi parayı nasıl kullanırsa kullansın, ana parayı faiziyle birlikte karşı tarafa ödemek mecburiyetindedir. Faiz bir borç akdine dayalıdır. Taraflardan biri diğerinden 10 altın aldığında bir yıl vadeyle kullanıp karşı tarafa gene 10 altın verirse bu durumda ne borç veren ne de alan faiz almıştır. Eğer bu devrenin sonunda borç alan, borç verene 12 altın geri verirse borç veren 2 altını fazladan almıştır. İşte bunun adı faizdir. Bu işlem kişi ile banka arasında da olsa sonuç değişmez aynıdır. Para olarak hesaplarsak, bir yıl sonra banka kişiye yatırdığı miktarda Türk Lirası iade ederse bu kişi de banka da faiz almıştır. Enflasyon sebebiyle bankanın vermesi lâzımgelen para, bankaya verildiği andaki paranın satınalma gücüne eşit olmalıdır. Faiz olması için taraflardan birinin memalikinde mutlaka azalma öbür tarafın memalikinde mutlaka artış olması lâzımdır. Ne parayı veren ne de alan faizi vermeli ve almalıdır. İnsanlar faiz müessesesinden birşeyler kazanmamaya ve faizden gelen paranın kursaklarından girmemesine dikkat etmelidir. | ||
10 Kasım 2012 15:20 | |||
FECR | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Yitiksevda ve Huzeyfe'nin açıklamalarını bekliyoruz ![]() | ||
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|